Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | in addition adv. | ayrıca | ||
In addition, there was expenditure from the European Development Fund and the Coal and Steel Community. Ayrıca Avrupa Kalkınma Fonu ve Kömür ve Çelik Topluluğu'ndan da harcamalar yapılmıştır. More Sentences |
||||
General | in addition adv. | üstelik | ||
It was cold, and in addition, it was windy. Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı. More Sentences |
||||
General | in addition adv. | ilaveten | ||
In addition, military force must only be resorted to if all non-violent means have been exhausted. Buna ilaveten, askeri güce ancak şiddet içermeyen tüm yolların tüketilmesi halinde başvurulmalıdır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | in addition n. | yanı sıra | ||
In addition to better control, an integral policy evaluation is needed as a matter of urgency. Daha iyi kontrolün yanı sıra, acil olarak bütüncül bir politika değerlendirmesine ihtiyaç duyulmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | in addition adv. | bundan başka | ||
General | in addition adv. | üste | ||
General | in addition adv. | yanında | ||
General | in addition adv. | bir de | ||
General | in addition adv. | fazladan | ||
General | in addition adv. | bununla beraber | ||
General | in addition adv. | ayrıyeten | ||
Phrases | ||||
Phrases | in addition expr. | hatta | ||
Technical | ||||
Technical | in addition expr. | ek olarak |