joy! - Turc Anglais Dictionnaire

joy!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "joy!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 229 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
joy n. keyif
He does not give to receive; giving is in itself exquisite joy.
Almak için vermez; vermek başlı başına enfes bir keyiftir.

More Sentences
joy n. neşe
In this world you have come to enjoy peace and joy.
Bu dünyaya huzurun ve neşenin tadını çıkarmak için geldiniz.

More Sentences
joy n. sevinç
Really this should be a reason for great joy.
Bu gerçekten büyük bir sevinç kaynağı olmalı.

More Sentences
General
joy n. keyif
Her laughter is an authentic expression of the joy of living.
Onun kahkahası yaşamanın keyfinin otantik bir ifadesi.

More Sentences
tears of joy n. sevinç gözyaşları
Tears of joy streamed down Tom's face when he saw his baby daughter for the first time.
Bebek kızını ilk kez gördüğünde Tom'un yüzünden sevinç gözyaşları aktı.

More Sentences
joy n. eğlence
Music gives sound to fury, shape to joy.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

More Sentences
joy n. mutluluk
It has been a joy to see that employers' organisations have also actually approved this idea.
İşveren örgütlerinin de bu fikri onayladığını görmek mutluluk verici.

More Sentences
joy n. sevinç
This agreement is an unfair distribution of joys and burdens across employers and employees.
Bu anlaşma, işverenler ve çalışanlar arasında haksız bir sevinç ve yük dağılımıdır.

More Sentences
joy n. çok sevinme
She's jumping with joy.
O çok seviniyor.

More Sentences
joy n. neşe
In this world you have come to enjoy peace and joy.
Bu dünyaya huzur ve neşenin tadını çıkarmak için geldiniz.

More Sentences
joy n. zevk
She's jumping with joy.
O, zevkten dört köşe oluyor.

More Sentences
joy of living n. yaşama sevinci
Her laughter is an authentic expression of the joy of living.
Gülüşü, yaşama sevincinin gerçek bir ifadesidir.

More Sentences
leap for joy v. sevinçten havalara uçmak
Tom leapt for joy.
Tom sevinçten havalara uçtu.

More Sentences
cry with joy v. sevinçten ağlamak
He cried with joy.
Sevinçten ağladı.

More Sentences
Idioms
leap for joy v. sevinçten zıplamak
Tom leapt for joy.
Tom sevinçten zıpladı.

More Sentences
jump for joy v. sevinçten zıplamak
I jumped for joy.
Sevinçten zıpladım.

More Sentences
General
travellers joy n. şarmaşık
joy n. başarı
traveller's joy n. şarmaşık
joy felt by parents n. mürüvvet
joy n. haz
joy n. neşe kaynağı
someone's pride and joy n. birinin medarı iftiharı
joy n. memnuniyet
joy n. mutluluk kaynağı
morning joy n. sabah keyfi
bittersweet joy n. buruk sevinç
kill-joy n. neşe bozan kimse
pride and joy n. gurur tablosu
joy of life n. hayat neşesi
joy of living n. yaşam sevinci
screams of joy n. sevinç çığlıkları
joy ride n. araba ile gezme
the joy of living n. yaşama sevinci
joy of life n. yaşama sevinci
joy of life n. yaşam sevinci
morning joy n. sabah neşesi
joy n. bir kadın ismi
joy ride n. zevk için araba sürme
joy ride n. sonuçlarını gözetmeksizin sadece keyif için yapılan şey
tears of joy n. mutluluk gözyaşları
have one's eyes shine with joy v. gözlerinin içi gülmek
be beside oneself with joy v. külahını havaya atmak
jump for joy v. çok sevinmek
jump for joy v. göbek atmak
give a lot of joy and health v. cana can katmak
be wild with joy v. göbek atmak
jump for joy v. zilsiz oynamak
jump for joy v. zil takıp oynamak
jump for joy v. zevkten dört köşe olmak
jump for joy v. aşırı sevinmek
feel great joy v. aşırı sevinmek
jump for joy v. zekten dört köşe olmak
be full of joy v. sevinç dolu olmak
be filled with joy v. sevinç dolu olmak
be filled with joy v. sevinçle dolmak
be full of joy v. sevinçle dolmak
be a source of joy v. neşe kaynağı olmak
give joy/enjoyment v. mutluluk vermek
be the family's pride and joy v. ailesinin gurur kaynağı olmak
be the pride and joy of one's family v. ailesinin gurur kaynağı olmak
cry out of joy v. sevinçten çığlık atmak
bring joy v. neşe vermek
bring joy v. neşe katmak
bring joy v. neşe getirmek
joy v. çok zevk almak
joy v. sevinmek
joy v. keyiflenmek
joy v. mutluluktan kendinden geçmek
joy v. zevkle dolmak
joy v. tadını çıkarmak
joy v. zevk almak
joy [obsolete] v. neşelendirmek
joy [obsolete] v. memnun etmek
joy [obsolete] v. sevindirmek
transported with joy adj. coşkulu
Phrases
ode to joy n. neşeye/neşelenmeye övgü
Proverb
a thing of beauty and a joy forever hoş ve güzel şeyler sonsuza dek yaşar
a thing of beauty is a joy forever hoş ve güzel şeyler sonsuza dek yaşar
a cheerful wife is the joy of life neşeli bir eş hayatın mutluluğudur
Colloquial
pride and joy n. gurur kaynağı
joy of missing out n. bir şeyleri kaçırma neşesi
joy ride n. içki alemi
joy ride n. çilingir sofrası
joy ride n. içkili parti/eğlence
joy ride n. uyuşturucuya bağlı yoğun mutluluk/coşku
joy ride n. kuvvetli/yoğun bir uyuşturucu kafası
joy ride n. yolcunun sağ dönmediği bir seyahat
joy ride n. bir yere götürüp öldürme
no joy n. hiç keyif (almama)
no joy n. hiç haz (almama)
no joy n. hiç zevk (almama)
no joy n. hiç memnun (olmama)
no joy n. hiç tat (almama)
wish (one) joy v. (birini) tebrik etmek
wish (one) joy v. (birine) mutluluklar dilemek
wish (one) joy v. (birini) tebrik edip mutluluk dilemek
wish (one) joy v. (birini) kutlayıp mutluluk dilemek
wish someone joy v. birine iyi dileklerini iletmek
wish someone joy v. birine iyi dileklerde bulunmak
for the joy of it expr. şaka olsun diye
jomo (joy of missing out) expr. yalnız geçirilen zamanın keyfi
jomo (joy of missing out) expr. yalnız geçirilen zamandan alınan haz/zevk
joy of missing out expr. yalnız geçirilen zamanın keyfi
joy of missing out expr. yalnız geçirilen zamandan alınan haz/zevk
no joy expr. görünürde bir uçak yok (askeri havacılık)
no joy expr. görünürde düşman uçağı yok (askeri havacılık)
no joy expr. henüz bir bilgi yok
no joy expr. şans yok
no joy expr. şansım yok
no joy expr. bir şey şansı yok
no joy expr. şu ana kadar başaramadım
no joy expr. hoşlanmama
no joy expr. zevk almama
no joy expr. şansı yok
no joy expr. şanssız
no joy expr. hiç şansı (olmama)
no joy expr. şu ana kadar başarısız
no joy (from somebody) expr. olmadı
no joy (from somebody) expr. başarısız
no joy (from somebody) expr. (birinden) istediğini almakta/elde etmekte başarısız olma
no joy (from somebody) expr. (birinden) istediğini alma/elde etme şansı olmama
Idioms
a joy to behold n. büyük haz yaratan şey
a joy to behold n. çok keyif veren şey
a joy to behold n. neşe/mutluluk kaynağı
a joy to behold n. büyük sevinç yaratan şey
a joy to behold n. görenlere neşe/keyif verme
a joy to behold n. gözleri şenlendirme/keyiflendirme
a joy to behold n. sevinç/neşe kaynağı
a joy to behold n. keyif/kıvanç/mutluluk kaynağı
a joy to behold n. bakmaya/seyretmeye doyum olmaz bir görüntü
bundle of joy n. bebek
joy of missing out n. tek başına geçirilen zamandan alınan keyif
joy of missing out n. yalnızlığın/tek başınalığın keyfi
joy of missing out n. kendi kendine vakit geçirmenin keyfi
joy of missing out n. kendi kendine kalmanın keyfi
joy of missing out n. kendiyle baş başa kalmanın keyfi
a bundle of joy n. bebek
a bundle of joy n. yeni doğmuş bebek
a bundle of joy n. evin neşesi (yeni doğmuş bebek)
bundle of joy n. yeni doğmuş bebek
bundle of joy n. evin neşesi (yeni doğmuş bebek)
your pride and joy n. mutluluk kaynağı
your pride and joy n. gurur kaynağı
your pride and joy n. medarı iftiharı
your pride and joy n. kıymetlisi
expect a bundle of joy v. bebek beklemek
be in a transport of joy v. çok mutlu olmak
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşları dökmek
weep for joy v. mutluluktan ağlamak
weep for joy v. mutluluk gözyaşları dökmek
be in a transport of joy v. kendisini çok iyi hissetmek
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşı dökmek
shed tears of joy v. sevinç gözyaşı dökmek
burst with joy v. sevinç dolu olmak
weep for joy v. sevinç gözyaşları dökmek
burst with joy v. sevinçten kabına sığamamak
shed tears of joy v. sevinç gözyaşları dökmek
weep for joy v. sevinçten ağlamak
get no joy (from somebody) v. (birinden) hayır gelmez
get no joy (from somebody) v. (birinden) bir şey alma şansı yok
get no joy (from somebody) v. başaramadım
have no joy (from somebody) v. (birinden) hayır gelmez
have no joy (from somebody) v. (birinden) bir şey alma şansı yok
have no joy (from somebody) v. başaramadım
have any joy v. şansı olmak
have any joy v. başarmak
have any joy v. başarılı olmak
have any joy v. ilerleme kaydetmek
burst with joy v. mutluluktan/sevinçten içi içine sığmamak
burst with joy v. mutlulukla/sevinçle dolup taşmak
burst with joy v. mutlulukla/sevinçle dolmak
pride and joy expr. canının içi
transported with joy expr. zevkten/sevinçten havalara uçmuş bir halde
no joy in nudville expr. gün yüzü yok
no joy in nudville expr. üzüntü/hüzün hakim
no joy in mudville expr. hiç keyfi kalmama
no joy in mudville expr. bütün keyfi kaçma
no joy in mudville expr. hiçbir şeyin tadı/keyfi kalmama
Technical
joy stick n. kumanda
Computer
joy stick n. denetim kolu
joy stick port n. oyun çubuğu bağlantı noktası
joy stick n. oyun çubuğu
Informatics
joy stick n. denetim kolu
joy stick n. oyun çubuğu
Aeronautic
no joy n. görüş alanında başka bir uçak yok (askeri havacılık)
no joy n. görünürde başka uçak yok (askeri havacılık)
no joy n. şu an bir bilgi yok (askeri havacılık)
Medical
joy of eating n. yemek yeme sevinci
Botanic
traveler's-joy n. akasma
traveller's joy n. akasma
traveler's joy n. akasma
simpler's joy n. güvercin otu
simpler's joy n. kan otu
simpler's joy n. mine çiçeği
traveller's joy n. orman asması
traveler's joy n. orman asması
american joy (parthenocissus quinquefolia) n. amerikan sarmaşığı
american joy (parthenocissus quinquefolia) n. kuzey amerika'da yetişen bileşik yaprakları ve mavimsi-siyah dut benzeri meyveleri olan yaygın bir asma
traveler's joy n. küçük çiçekli ak asma
traveller's joy n. küçük çiçekli ak asma
Geography
joy n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
mount joy n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
Music
ode to joy n. mutluluğa övgü
Slang
joy prong n. penis
joy dust n. keyif/neşe verici toz (eroin, kokain)
joy dust n. toz halinde uyuşturucu (eroin, kokain)
joy flakes n. keyif/neşe verici toz (eroin, kokain)
joy flakes n. toz/kristal halinde uyuşturucu (eroin, kokain)
joy hole n. vajina
joy hole n. zevk deliği
joy hole n. kuku
joy hole n. anüs
joy hole n. göt deliği
joy ride n. tehlikeli ve pahalıya mal olan iş
joy box [dated] n. piyano
joy box n. vajina
joy box n. kuku
joy juice n. alkol
joy juice n. içki
joy juice n. bira
joy juice n. sıvı morfin
joy water n. alkol
joy water n. içki
joy water n. sert alkol/içki
cocky's joy [australia] n. şeker pekmezi
cocky's joy [australia] n. melas
joy-pop v. damardan uyuşturucu almak
Star Wars
joy domes n. keyif kubbeleri