Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | juggling n. | hokkabazlık | ||
A budget is always more than a mere juggling with figures. Bütçe her zaman rakamlarla yapılan bir hokkabazlıktan daha fazlasıdır. More Sentences |
||||
General | juggling n. | faaliyeti bir arada özellikle de güçlükle sürdürmeye çalışma | ||
General | juggling n. | jonglörlük | ||
General | juggling n. | sahtekarlık | ||
General | juggling n. | düzenbazlık |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | a juggling act n. | aynı anda birden fazla şey yapmak zorunda kalınan durum |
Idioms | a juggling act n. | kişiler/durumlar arasındaki dengeyi kurma |
Idioms | a juggling act n. | kişiler/durumlar arasındaki dengeyi sağlama |
Idioms | a juggling act n. | denge işi |
Idioms | a juggling act n. | dengeyi kurma/sağlama işi |
Idioms | a juggling act n. | birkaç işin aynı anda yürütülmesi gereken zor durum |