kuşatılmış - Turc Anglais Dictionnaire

kuşatılmış

Sens de "kuşatılmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
General
kuşatılmış encircled adj.
He was encircled by a crowd of reporters.
Bir muhabir kalabalığı tarafından kuşatıldı.

More Sentences
kuşatılmış besieged adj.
He led the defense of Ostyn castle, besieged by the Teutonic knights.
Töton şövalyeleri tarafından kuşatılan Ostyn kalesinin savunmasını yönetti.

More Sentences
Military
kuşatılmış beleaguered adj.
They are victims, because they have had the misfortune to be born in a beleaguered country.
Onlar, kuşatılmış bir ülkede doğma talihsizliğine uğradıkları için mağdurlar.

More Sentences
General
kuşatılmış engirdled adj.
kuşatılmış encompassed adj.
kuşatılmış girded adj.
kuşatılmış environed adj.
kuşatılmış enclosed adj.
kuşatılmış engirt adj.
kuşatılmış engirded adj.
kuşatılmış confined adj.
kuşatılmış blockaded adj.
kuşatılmış circled adj.
kuşatılmış entrold adj.
kuşatılmış girt adj.
kuşatılmış ingirt [obsolete] adj.
kuşatılmış cramp adj.
kuşatılmış fenced adj.
kuşatılmış shut-in adj.
Technical
kuşatılmış encircled adj.
Abbreviation
kuşatılmış enc. (enclosed, enclosure) n.
kuşatılmış encl (enclosed, enclosure) n.
kuşatılmış encl. (enclosed, enclosure) n.

Sens de "kuşatılmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
General
yabancı ülkelerle kuşatılmış bir bölge enclave n.
kuşatılmış toprak enclave n.
bir amaç uğruna savaşan etrafı kuşatılmış şövalye white knight n.
ordu tarafından kuşatılmış beleaguered adj.
kara ile kuşatılmış landlocked adj.
karayla kuşatılmış landlocked adj.
kale hendeği ile kuşatılmış moated adj.
haşaratla kuşatılmış vermin infested adj.
kara ile kuşatılmış landlocked adj.
kuşatılmış halde in the midst of prep.
Phrasals
ile kuşatılmış olmak be wrapped up with v.
Colloquial
ile kuşatılmış infested with adj.
(bir şeyle) kuşatılmış infested with (something) adj.
Idioms
sisle kuşatılmış socked in adj.
sisle kuşatılmış fogged in adj.
Technical
eğrilerle kuşatılmış curvilinear adj.
Religious
pagan tapınağında tanrıların resimleri ile kuşatılmış yer sekes n.
Geography
boer savaşı'nda boerler tarafından dört ay boyunca kuşatılmış olan güney afrika şehri ladysmith n.
Military
paraşütçüler tarafından kuşatılmış düşman bölgesi airhead n.
düşmanla kuşatılmış embattled adj.
Star Wars
kuşatılmış vadi infested vale n.