Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | makul bir şekilde | reasonably adv. | ||
The EU cannot reasonably meet all the wishes of the candidate countries. AB, aday ülkelerin tüm isteklerini makul bir şekilde karşılayamaz. More Sentences |
||||
General | makul bir şekilde | sensibly adv. | ||
The Commission sensibly suggested looking at ways of allowing legal routes for migration. Komisyon makul bir şekilde göç için yasal yollara izin vermenin yollarını aramayı önerdi. More Sentences |
||||
General | makul bir şekilde | sanely adv. | ||
General | makul bir şekilde | acceptedly adv. | ||
General | makul bir şekilde | ingratiatingly adv. | ||
General | makul bir şekilde | in reason adv. | ||
General | makul bir şekilde | conscionably adv. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | makul bir şekilde | ish adv. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | makul bir şekilde öngörülebilir | reasonably foreseeable adj. |
General | makul düşünüşlü bir şekilde | hardheadedly adv. |
General | makul olmayan bir şekilde | unadvisably adv. |
Law | ||
Law | özel bir konutun mahkeme kararı olmaksızın kiracının evden çıkarılamayacağı şekilde makul fiyata kiraya verilmesi | regulated tenancy n. |