middle aged - Turc Anglais Dictionnaire

middle aged

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "middle aged" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
General
middle aged adj. orta yaşlı
The middle aged man was charged with assault.
Orta yaşlı adam saldırı ile itham edilmiştir.

More Sentences

Sens de "middle aged" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Anglais Turc
General
middle-aged adj. orta yaşlı
Mr Bouwman mentioned that middle-aged workers had asked him at a fair what he could do about work for them.
Bay Bouwman, bir fuarda orta yaşlı işçilerin kendilerine iş konusunda ne yapabileceklerini sorduklarını belirtti.

More Sentences
middle aged women n. orta yaşlı kadınlar
middle aged men n. orta yaşlı erkekler
young and middle-aged individuals n. genç ve orta yaşlı bireyler
middle-aged bachelor n. orta yaşlı bekar
middle-aged spread n. orta yaşlarda görülen vücudun orta kısmında oluşan yağlanma
bambi (born-again middle-aged biker) n. motosiklet süren, orta yaşlı adam
middle-aged man n. 45 ile 65 yaşları arasında olan erkek
late-to-middle aged adj. orta yaşların sonunda
middle-aged [obsolete] adj. ortaçağa özgü
middle-aged [obsolete] adj. ortaçağa ait
middle-aged adj. ortaçağa özgü
middle-aged adj. ortaçağa ait
middle-aged adj. ortaçağda olan
middle-aged adj. ortaçağa uygun
middle-aged adj. muadillerinden daha uzun süredir var olan
Colloquial
mamil (middle-aged man in lycra) n. streç bisiklet taytı/tulumu giymiş orta yaşlı adam
mamil (middle-aged man in lycra) n. vücudunu saran/likralı kumaştan bisikletçi kıyafeti giymiş orta yaşlı adam
Medical
middle aged population n. orta yaş popülasyon
middle-aged adults n. orta yaştaki erişkinler
middle-aged women n. orta yaş dönemindeki kadınlar
Geology
middle lutetian aged adj. orta lütesiyen yaşlı
middle-upper paleocene aged adj. orta-üst paleosen yaşlı