| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | motivate v. | motive etmek | ||
|
We also need to present and implement a set of policies to keep and motivate older workers to stay in the job market. Ayrıca, yaşlı çalışanları iş piyasasında tutmak ve motive etmek için bir dizi politika sunmalı ve uygulamalıyız. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | motivate v. | özendirmek | ||
|
Tom's success motivated me. Tom'un başarısı beni özendirdi. More Sentences |
||||
| General | motivate v. | teşvik etmek | ||
|
I think this will motivate the Commission to present a corresponding proposal on the frontier regions. Bunun, Komisyonu sınır bölgelerine ilişkin uygun bir teklif sunmaya teşvik edeceğini düşünüyorum. More Sentences |
||||
| Psychology | ||||
| Psychology | motivate v. | motive etmek | ||
|
We have to try and deal with the hopelessness that motivates them. Onları motive eden umutsuzlukla başa çıkmaya çalışmalıyız. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | motivate v. | hareket ettirmek | ||
| General | motivate v. | isteklendirmek | ||
| General | motivate v. | harekete geçirmek | ||
| General | motivate v. | sevk etmek | ||
| General | motivate v. | heveslendirmek | ||
| General | motivate v. | harekete getirmek | ||
| General | motivate v. | güdülemek | ||
| Politics | ||||
| Politics | motivate v. | harekete geçirmek | ||
