niyetli

Sens de "niyetli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	niyetli	intentioned adj.
However well intentioned our motives, we must act within the Community's proper competences. Gerekçelerimiz ne kadar iyi niyetli olursa olsun, Topluluğun uygun yetkileri dahilinde hareket etmeliyiz. More Sentences
2	General	niyetli	intent adj.
Small, faceless groups intent on destruction have it within their power to destroy our whole world. Yıkıma niyetli küçük, yüzsüz gruplar tüm dünyamızı yok etme gücüne sahiptir. More Sentences
3	General	niyetli	meaning adj.
I mean to go tomorrow if the weather is fine. Eğer hava iyi olursa yarın gitmeye niyetliyim. More Sentences
4	General	niyetli	fasting adj.
5	General	niyetli	purposeful adj.
6	General	niyetli	intending adj.
7	General	niyetli	minded adj.
8	General	niyetli	disposed adj.
9	General	niyetli	calculated adj.
10	General	niyetli	affectioned adj.
11	General	niyetli	affectionate [obsolete] adj.
12	General	niyetli	affectionated [obsolete] adj.
13	General	niyetli	aimful adj.
14	General	niyetli	disposited [obsolete] adj.
15	General	niyetli	subject adj.
Colloquial
16	Colloquial	niyetli	pushed adj.

Sens de "niyetli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 235 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	kötü niyetli	vicious adj.
Sami was a vicious malicious salesman. Sami kötü niyetli bir satıcıydı. More Sentences
2	General	kötü niyetli	malevolent adj.
This malevolent spirit of national egoism and Franco-German high-handedness will dog Europe for a long time yet. Bu kötü niyetli ulusal egoizm ruhu ve Fransız-Alman zorbalığı Avrupa'yı daha uzun süre meşgul edecektir. More Sentences
3	General	iyi niyetli	well-intentioned adj.
Despite his well-intentioned advice, his meddling only created more confusion. İyi niyetli tavsiyelerine rağmen onun işe karışması daha fazla kafa karıştırmaktan başka işe yaramadı. More Sentences
4	General	iyi niyetli	well-meaning adj.
This is how it works in a partnership between well-meaning countries. İyi niyetli ülkeler arasındaki bir ortaklıkta işler böyle yürür. More Sentences
5	General	iyi niyetli	well-disposed adj.
We are basically well-disposed towards the European Union. Temelde Avrupa Birliği'ne karşı iyi niyetliyiz. More Sentences
6	General	iyi niyetli	well-meant adj.
A right of veto, however well-meant, cannot be awarded to any section of the population; this causes division. Veto hakkı, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, nüfusun herhangi bir kesimine verilemez; bu bölünmeye neden olur. More Sentences
7	General	kötü niyetli	malign adj.
If we let Saddam carry on in the way that he is, then what message does this send to others of malign intent? Eğer Saddam'ın bu şekilde devam etmesine izin verirsek, bu kötü niyetli diğer kişilere ne mesaj verir? More Sentences
8	General	iyi niyetli	good faith adj.
Would that not be an act of good faith with the ACP? Bu ACP'ye karşı iyi niyetli bir davranış olmaz mı? More Sentences
Trade/Economic
9	Trade/Economic	kötü niyetli	malicious adj.
Was this an accident, a malicious act or a terrorist attack? Bu bir kaza mı, kötü niyetli bir eylem mi yoksa bir terör saldırısı mı? More Sentences
Law
10	Law	kötü niyetli	malicious adj.
It was not to enter the history books as a notorious, cruel, narrow-minded and malicious dictator. Tarih kitaplarına kötü şöhretli, zalim, dar görüşlü ve kötü niyetli bir diktatör olarak geçmemeliydi. More Sentences
General
11	General	kötü niyetli bir şekilde bakma	knowing look n.
12	General	kötü niyetli dedikodu	vicious rumor n.
13	General	iyi niyetli ticari uygulama	ormal bona fide commercial practice n.
14	General	kötü niyetli dedikodu	malicious gossip n.
15	General	iyi niyetli	do gooder n.
16	General	art niyetli tip	snide n.
17	General	iyi niyetli fakat başarısız toplumsal reformcu	dogooder n.
18	General	iyi niyetli fakat başarısız toplumsal reformcu	do-gooder n.
19	General	iyi niyetli	do-gooder n.
20	General	iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu	do-gooder n.
21	General	kötü niyetli hareketler	malicious acts n.
22	General	kötü niyetli kimse	ill-wisher n.
23	General	iyi niyetli eşek şakası	good-natured horseplay n.
24	General	iyi niyetli fakat hakaret içeren söylem	microaggression n.
25	General	kötü niyetli kimse	grinch n.
26	General	kötü niyetli kişi	malevolent person n.
27	General	art niyetli düşünce	mental reservation n.
28	General	iyi niyetli olmama	unsympathy n.
29	General	kötü niyetli kimse	maligner n.
30	General	iyi niyetli takılma	chiack [australia] n.
31	General	iyi niyetli takılma	chyack [australia] n.
32	General	kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse	whited sepulcher n.
33	General	kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse	whited sepulchre n.
34	General	kötü niyetli olma özelliği	mean-spiritedness n.
35	General	kötü niyetli yorum	meow n.
36	General	kötü niyetli yorum	mew n.
37	General	kötü niyetli görüş	mew n.
38	General	vedalaşırken söylenen iyi niyetli söz	word of farewell n.
39	General	kötü niyetli olma	misaffection [obsolete] n.
40	General	kötü niyetli öneri	missuggestion [obsolete] n.
41	General	iyi niyetli fikir alışverişi	give-and-take n.
42	General	kötü niyetli davranış	roguishness n.
43	General	kötü niyetli plan	imagination [obsolete] n.
44	General	son derece kötü niyetli kimse	devil n.
45	General	iyi niyetli reformcu davranışı	do-goodism n.
46	General	iyi niyetli reformcu davranışı	do-gooderism n.
47	General	işe geri dönmeye niyetli olanları bulmak için grevciler arasında dolaşan grev kırıcı	roper n.
48	General	kötü niyetli kimseler	bad actors n.
49	General	kötü niyetli kimse	bad actor n.
50	General	niyetli olmak	be fasting v.
51	General	niyetli olmak	mean business v.
52	General	kötü niyetli olmak	be malevolent towards v.
53	General	niyetli olmamak	have no intention v.
54	General	iyi niyetli davranmak	act in good faith v.
55	General	niyetli olmak	tempt v.
56	General	niyetli olmak	tend [dialect] v.
57	General	niyetli olmak	allow [dialect] v.
58	General	kötü niyetli yorum yapmak	meow v.
59	General	-e niyetli olmak	go v.
60	General	iyi niyetli	rightminded adj.
61	General	kötü niyetli	baleful adj.
62	General	kötü niyetli	malignant adj.
63	General	kötü niyetli	poisonous adj.
64	General	iyi niyetli	favourable adj.
65	General	iyi niyetli	favorable adj.
66	General	iyi niyetli	spleenless adj.
67	General	kötü niyetli	wanton adj.
68	General	kötü niyetli	gloating adj.
69	General	iyi niyetli	kindly adj.
70	General	art niyetli	malevolent adj.
71	General	art niyetli	snide adj.
72	General	kötü niyetli	sinister adj.
73	General	iyi niyetli	gracious adj.
74	General	iyi niyetli	friendly adj.
75	General	kötü niyetli olmayan	nonmalicious adj.
76	General	kötü niyetli olmayan	nonmalignant adj.
77	General	art niyetli	evil-disposed adj.
78	General	iyi niyetli	easy-going adj.
79	General	art niyetli	evil-minded adj.
80	General	kötü niyetli	evil-minded adj.
81	General	kötü niyetli	ill-affected adj.
82	General	kötü niyetli	ill-intentioned adj.
83	General	kötü niyetli	mean-spirited adj.
84	General	iyi niyetli	pure-minded adj.
85	General	kötü niyetli	ill-disposed adj.
86	General	kötü niyetli	ill-minded adj.
87	General	kötü niyetli olmayan	non-malignant adj.
88	General	kötü niyetli	narquois adj.
89	General	art niyetli	nasty adj.
90	General	kötü niyetli	negative adj.
91	General	iyi niyetli	toward [obsolete] adj.
92	General	kötü niyetli	toxic adj.
93	General	kötü niyetli	attry [obsolete] adj.
94	General	kötü niyetli	enemy [obsolete] adj.
95	General	iyi niyetli	unjaundiced adj.
96	General	kötü niyetli olmayan	unmalicious adj.
97	General	iyi niyetli	unmalicious adj.
98	General	kötü niyetli	maleficent adj.
99	General	art niyetli	malevolous adj.
100	General	iyi niyetli	quemeful adj.
101	General	kötü niyetli	low-minded adj.
102	General	iyi niyetli	fair-natured adj.
103	General	kötü niyetli	misaffected adj.
104	General	iyi niyetli	decent adj.
105	General	kötü niyetli	despiteful adj.
106	General	kötü niyetli görünen	ill-looking adj.
107	General	kötü niyetli	ill-natured adj.
108	General	iyi niyetli	dewy-eyed adj.
109	General	iyi niyetli	goodwilled adj.
110	General	kötü niyetli	fell adj.
111	General	kötü niyetli	dirty adj.
112	General	çok kötü niyetli	fiendful adj.
113	General	iyi niyetli	sib (to) [dialect] adj.
114	General	kötü niyetli	snarly adj.
115	General	kötü niyetli	squint-eyed adj.
116	General	iyi niyetli	innocent adj.
117	General	kötü niyetli bir şekilde	balefully adv.
118	General	kötü niyetli bir şekilde	sinisterly adv.
119	General	kötü niyetli bir şekilde	gloatingly adv.
120	General	art niyetli bir şekilde	snidely adv.
121	General	iyi niyetli bir şekilde	graciously adv.
122	General	kötü niyetli bir biçimde	mean-spiritedly adv.
123	General	iyi niyetli bir şekilde	well-meaningly adv.
124	General	art niyetli biçimde	malevolently adv.
125	General	kötü niyetli biçimde	malevolently adv.
126	General	niyetli şekilde	affectionately [obsolete] adv.
127	General	kötü niyetli bir şekilde	unbenignly adv.
128	General	kötü niyetli olmadan	unmaliciously adv.
129	General	iyi niyetli bir şekilde	unmaliciously adv.
130	General	kötü niyetli bir biçimde	meanspiritedly adv.
131	General	kötü niyetli bir şekilde	ill adv.
132	General	kötü niyetli davranmak	bitch v.
Phrasals
133	Phrasals	katılmaya niyetli olmak	have on v.
134	Phrasals	(bir şeyi birine/bir şeye) vermeye niyetli olmak	intend (something) for (someone or something) v.
Phrases
135	Phrases	iyi niyetli/olumlu düşünerek	with the best of intentions expr.
Colloquial
136	Colloquial	kötü niyetli	bad sort n.
137	Colloquial	bir etnik gruba yönelik kötü niyetli saldırılarda bulunma	race-baiting n.
138	Colloquial	kötü niyetli kimse	superbitch n.
139	Colloquial	iyi niyetli fakat maksadını aşan	well intended but excessive adj.
140	Colloquial	kötü niyetli saldırı içeren	-bashing adj.
141	Colloquial	kötü niyetli	stinky adj.
142	Colloquial	iyi niyetli olmak için zalim ol	be cruel to be kind expr.
Idioms
143	Idioms	art niyetli kimse	a cold piece of work n.
144	Idioms	art niyetli kişi	a piece of work n.
145	Idioms	art niyetli yorum	snide comment n.
146	Idioms	dürüst ve iyi niyetli adam	mr. nice guy n.
147	Idioms	kötü niyetli muamele	the rough end of the pineapple [australia/new zealand] n.
148	Idioms	kötü niyetli kişi	fox in the henhouse n.
149	Idioms	kötü niyetli biri	a bad sort n.
150	Idioms	kötü/bozuk niyetli kimse	dirty mind n.
151	Idioms	kötü niyetli kişi	a fox in the henhouse n.
152	Idioms	iyi niyetli	good sort n.
153	Idioms	art niyetli yorum	snide remark n.
154	Idioms	birini kötü niyetli göstermek	paint (one) black v.
155	Idioms	birini kötü niyetli göstermek	paint black v.
156	Idioms	iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek	do (something) for the best v.
157	Idioms	iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek	do/mean something for the best v.
158	Idioms	iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek	mean (something) for the best v.
159	Idioms	çok iyi niyetli olmak	not to have a bad bone in one's body v.
160	Idioms	iyi niyetli olmak	have one's heart in the right place v.
161	Idioms	iyi niyetli düşünerek söylemek	mean (something) for the best v.
162	Idioms	iyi niyetli olmak	be in a good cause v.
163	Idioms	iyi niyetli olmak	have heart in the right place v.
164	Idioms	iyi niyetli olmak	have your heart in the right place v.
165	Idioms	evlenmeye/yüzük takmaya niyetli/istekli	bent on a splice adj.
166	Idioms	yuva kurmaya/düğün yapmaya niyetli/istekli	bent on a splice adj.
167	Idioms	kötü niyetli	black-hearted adj.
168	Idioms	iyi niyetli	somebody's heart is in the right place expr.
169	Idioms	iyi niyetli	in good faith expr.
170	Idioms	kötü niyetli	black as a raven expr.
171	Idioms	kötü niyetli	as black as a raven expr.
172	Idioms	kötü niyetli	black as a raven's feather expr.
173	Idioms	kötü niyetli	as black as a raven's feather expr.
174	Idioms	kötü niyetli	black as a raven's wing expr.
175	Idioms	kötü niyetli	as black as a raven's wing expr.
176	Idioms	kötü niyetli	black as ink expr.
177	Idioms	kötü niyetli	as black as ink expr.
178	Idioms	kötü niyetli	as black as the devil expr.
179	Idioms	kötü niyetli	black as the devil expr.
180	Idioms	(biri bir şeyi yapmaya) niyetli	(one) is about to (do something) expr.
181	Idioms	iyi niyetli	one's heart is in the right place expr.
Speaking
182	Speaking	niyetli misin?	are you fasting? expr.
183	Speaking	niyetli misin?	are you fasting? expr.
184	Speaking	niyetli misiniz?	are you fasting? expr.
Trade/Economic
185	Trade/Economic	iyi niyetli teklif	bona fide proposal n.
186	Trade/Economic	iyi niyetli taşıyıcı	bona fide holder n.
187	Trade/Economic	iyi niyetli alıcı	bona fide purchaser n.
188	Trade/Economic	iyi niyetli/gerçek müşteri	bona fide customer n.
189	Trade/Economic	iyi niyetli girişim	bons-offices n.
190	Trade/Economic	iyi niyetli hamil	bona fide holder n.
191	Trade/Economic	kötü niyetli hareket	willful misconduct n.
192	Trade/Economic	iyi niyetli	bona fide adj.
Law
193	Law	kasıtlı veya kötü niyetli olarak bir görev veya sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmeme	abscondence n.
194	Law	bir gerçek veya tüzel kişiyi kötü niyetli olarak yıpratmak amacıyla uzun davalara maruz bırakma	predatory litigation n.
195	Law	hüsnü niyetli zilyet	possessor with good will n.
196	Law	hüsnü niyetli zilyet	bona fide possessor n.
197	Law	iyi niyetli alıcı	bona fide purchaser n.
198	Law	iyi niyetli zilyet	possessor in good faith n.
199	Law	iyi niyetli ilamlı alacaklı	bona fide judgment creditor n.
200	Law	iyi niyetli zilyet	possessor bona fide n.
201	Law	iyi niyetli hamil	holder in good faith n.
202	Law	iyi niyetli hamil	bona fide holder n.
203	Law	iyi niyetli zilyetlik	possession in good faith n.
204	Law	kötü niyetli zilyet	possessor in bad faith n.
205	Law	kötü niyetli itham	malicious accusation n.
206	Law	kötü niyetli fiil	malicious act n.
207	Law	kötü niyetli savunma	sham defense n.
208	Law	kötü niyetli zilyed	mala fide possessor n.
209	Law	kötü niyetli zilyetlik	possession in bad faith n.
210	Law	kötü niyetli zilyet	possessor mala fide n.
211	Law	nazik ve iyi niyetli kiracılara verilen hayat boyu düşük kira ödeme imtiyazı	rental [obsolete] [scotland] n.
212	Law	iyi niyetli	bona fide adj.
Politics
213	Politics	iyi niyetli mülteciler	bona fide refugee n.
214	Politics	iyi niyetli ihmal	benign neglect n.
215	Politics	iyi niyetli olağan ticari uygulama	normal bona fide commercial practice n.
216	Politics	iyi niyetli ticari uygulama	normal bona fide commercial practice n.
217	Politics	kral öldürmeye niyetli	regicidal adj.
Insurance
218	Insurance	grev, kargaşalık, halk hareketleri ve kötü niyetli zararlar	strike, riot, civil commotions and malicious damage n.
219	Insurance	grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, kötü niyetli hareketler ve terör (glkhh-knh)	strike, lockout, riot, civil commotion-malicious acts and teror n.
220	Insurance	kötü niyetli zarar	malicious damage n.
Computer
221	Computer	alan adının bir başkası tarafından alınması veya ileride satılmak amacıyla kötü niyetli kişilerin benzer alan adlarını tescil etmesi	cybersquatting n.
222	Computer	almaya niyetli müşteriler	prospective customers n.
223	Computer	kötü niyetli yazılım	malicious software n.
Telecom
224	Telecom	ard niyetli çağrıyı belirleme	malicious call identification n.
225	Telecom	iyi niyetli bilgisayar korsanı	white hat n.
226	Telecom	iyi niyetli bilgisayar korsanı	ethical hacker n.
227	Telecom	kötü niyetli çağrının tespiti	malicious call identification n.
228	Telecom	kötü niyetli elektronik posta göndermek	flame v.
Psychology
229	Psychology	niyetli davranış	intentional behavior n.
Military
230	Military	iyi niyetli dostluk paktı	cordial treaty pact n.
231	Military	iyi niyetli dostluk sözleşmesi	cordial treaty pact n.
Mythology
232	Mythology	kötü niyetli	unseelie adj.
Slang
233	Slang	kötü niyetli kimse	nogoodnik n.
234	Slang	kötü niyetli kimse	no-goodnik n.
Modern Slang
235	Modern Slang	kötü niyetli kadın/kız	a bad bitch n.