otel - Turc Anglais Dictionnaire

otel

Sens de "otel" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 11 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
otel hotel n.
We also know, however, that it is difficult to find a hotel for fifty visitors.
Bununla birlikte elli ziyaretçi için otel bulmanın zor olduğunu da biliyoruz.

More Sentences
General
otel hostelry n.
At nightfall, a group of twenty-nine came into that hostelry.
Akşam karanlığında, yirmi dokuz kişilik bir grup o otele geldi.

More Sentences
otel inn n.
That inn is 5,000 yen a night, meals excluded.
O otel, yemek hariç gecelik 5000 yendir.

More Sentences
Law
otel hotel n.
Later on I paid 1 000 Ugandan shillings in the Sheraton Hotel for just one cup of coffee!
Daha sonra Sheraton Otel'de sadece bir fincan kahve için 1 000 Uganda şilini ödedim!

More Sentences
Tourism
otel hotel n.
Two employees at the hotel, another two were attending the conference.
Otelde iki çalışan vardı, diğer ikisi de konferansa katılıyordu.

More Sentences
General
otel public n.
otel padrone n.
otel hostel n.
Trade/Economic
otel pub [australia/new zealand] n.
Tourism
otel spa n.
Latin
otel caupona n.

Sens de "otel" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 256 résultat(s)

Turc Anglais
General
otel odası hotel room n.
We booked her a hotel room with disabled people's access.
Ona engelli erişimi olan bir otel odası ayırttık.

More Sentences
otel müdürü hotel manager n.
I'd like to talk to the hotel manager.
Otel müdürüyle görüşmek istiyorum.

More Sentences
(otel vb) daire suite n.
I'd like a suite.
Bir daire istiyorum.

More Sentences
otel mutfağı hotel kitchen n.
I am presently working in the hotel kitchen.
Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.

More Sentences
otel rezervasyonu hotel reservation n.
As you can guess, these transactions include hotel reservations.
Tahmin edebileceğiniz gibi bu işlemlere otel rezervasyonları da dahil.

More Sentences
(otel, havaalanı vb.) varışta yapılan kayıt check-in n.
The check-in at the hotel was quick and efficient.
Oteldeki kayıt işlemi hızlı ve etkindi.

More Sentences
otel misafiri olmayan kimse non-resident n.
Non-residents can't use the pool.
Otel misafiri olmayanlar havuzu kullanamazlar.

More Sentences
kalmak (otel vb'nde) put up at v.
He proposed that they put up at that inn.
O handa kalmalarını önerdi.

More Sentences
otel işletmek manage a hotel v.
Tom manages a hotel.
Tom bir otel işletiyor.

More Sentences
otel işletmek run a hotel v.
His parents ran a hotel.
Ailesi bir otel işletiyordu.

More Sentences
Tourism
beş yıldızlı otel five-star hotel n.
Tom usually stays at five-star hotels.
Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

More Sentences
kapsül otel capsule hotel n.
Tom stayed in a capsule hotel in Tokyo.
Tom Tokyo'da bir kapsül otelde kaldı.

More Sentences
otel müdürü hotel manager n.
I'd like to talk to the hotel manager.
Otel müdürü ile konuşmak istiyorum.

More Sentences
5 yıldızlı otel 5-star hotel n.
This 5-star hotel is within the vicinity of Bodrum Beach and French Tower.
Bu 5 yıldızlı otel, Bodrum Plajı ve Fransız Kulesi yakınındadır.

More Sentences
General
otel bakımı hotel housekeeping n.
otel bölgesi hotel area n.
otel yönetimi hotel management n.
otel ön büro personeli hotel front desk personnel n.
bulaşıkçı (otel) steward n.
otel görevlisi hotel desk clerk n.
aşağı sınıf otel flophouse n.
otel ayakkabı boyacısı boots n.
berduşların kaldığı otel flophouse n.
otel kat hizmetleri hotel housekeeping n.
otel hol lounge n.
küçük otel (kırlardaki) lodge n.
bulaşıkçılık (otel) stewardship n.
mesajların müşterilere iletilmesinden sorumlu otel personeli hall porter n.
çok ucuz otel dosshouse n.
çok ucuz otel flophouse n.
genç turistler için ucuz otel hostel n.
otel müşterisi guest n.
otel binası hotel building n.
otel dedektifi hotel detective n.
tarife (otel/motel/pansiyon için) tariff n.
otel oda hizmetçisi housekeeper n.
otel müdürü manager of a hotel n.
ortak çalışılan otel partner hotel n.
otel faturası hotel bill n.
boş oda (otel/pansiyon vb'nde) vacancy n.
portekiz'de yerel üslupla inşa edilmiş ve devletin sahibi olduğu otel pousada n.
otel yöneticisi hotel manager n.
otel müdürü manager of hotel n.
otel odasında banyo ve tuvalet imkanlarının sunulması private facilities n.
yüzer otel flotel n.
otel uşağı call boy n.
otel masrafları hotel expenses n.
otel sahibi hotelkeeper n.
otel işletmeciliği okulu hotel management school n.
genellikle gençlerin kaldığı otel youth hostel n.
otel işletme hotel managing n.
otel işletme hotel management n.
lider otel leading hotel n.
apart otel apartment hotel n.
(sinema/otel vb) kapıcı commissionaire n.
kaldığımız otel hotel we are staying n.
beş yıldızlı otel a five-star hotel n.
otel garsonu bell-boy n.
günübirlik otel no-tell motel n.
sinema veya otel kapıcısı commissionaire n.
otel komisi page boy n.
otel holü lounge hall n.
genellikle gençlerin kaldığı otel student lodging n.
otel çamaşırı guest laundry n.
otel kapı görevlisi hall porter n.
otel garsonu page n.
otel dedektifi private detective n.
özel otel dedektifi hotel detective n.
özel otel dedektifi house dick n.
özel otel dedektifi house detective n.
gececi otel görevlisinin boş günü night out n.
deniz manzaralı otel sea view hotel n.
yıldızlı otel -star hotel n.
iki yataklı otel odası twin room n.
otel ekipmanları hotel equipment n.
otel konaklaması hotel accommodation n.
(otel) lobi/bar şarkıcısı lounge singer n.
ucuz otel cheap hotel n.
otel hizmetlisi callboy n.
orta sınıf otel middle-class hotel n.
orta sınıf otel mid-range hotel n.
otel penceresi hotel window n.
kardeş otel sister hotel n.
1940 ve 50'lerde, amerika'daki eyaletler arası otobanlarda motorcular için açılmış, genellikle odaların hemen önünde motorlar için özel bir alanı bulunan otel motor court n.
(kadın) otel temizlik görevlisi chambermaid n.
otel fiyatları hotel prices n.
uluslararası otel zincirleri international hotel chains n.
büyük otel caravansary n.
büyük otel caravanserai n.
küçük zincir mağaza, otel vb. chainlet [obsolete] n.
amirinin yerine geçen otel veya restoran çalışanı relief n.
içki servisi yapmayan otel temperance hotel n.
(otel veya restoranda) tuvaletleri ve ofisleri temizleyen hizmetçi kadın matron n.
otel tabelalarının toplanması hostelaphily [uk] n.
otel işleten kadın hostess n.
otel veya tesisin ana binası logge n.
gösterişli ve şık otel ritz n.
japonya'da geleneksel japon mutfağı ve mobilyalarını sunan bir otel ryokan n.
otel, sanatoryum, hastane veya okulun bileşeni olan müstakil yapı cottage n.
otel işletmecisi innkeeper n.
otel denetçisi innkeeper n.
otel müdürü innkeeper n.
küçük otel pensione n.
amerikalılar tarafından işletilen (otel, benzin istasyonu) american-owned n.
otel veya restoranda tuvalet ve ofisleri temizleyen hizmetçi parlormaid n.
üstünün işini yapan otel/restoran çalışanı scrub n.
pansiyon otel vb'nde kaydını yaptırıp bir oda tutmak check into v.
kaydını yaptırmak (otel vb'ne girince) check in v.
otel işletmeciliği yapmak be engaged in hotel management business v.
kalmak (otel vb) put up at v.
işletmek (otel vb) keep v.
otel vb'ye girerken kaydolmak check in v.
otel ayarlamak arrange a hotel v.
(otel, ulaşım) düşük kaliteli ve ucuz second-class adj.
Phrasals
otel odasından ayrılmak check out from (something) v.
otel odasından çıkış yapmak check out from (something) v.
otel odasından ayrılmak check out of (something) v.
otel odasından çıkış yapmak check out of (something) v.
Colloquial
(otel odasını) boşaltma vakti check out n.
gece otel görevlisi night guy n.
gündüz otel görevlisi day guy n.
iki kasaba arasındaki han veya otel halfway house n.
kendi ayarında bir otel a hotel of its stature n.
howard johnson's için kullanılan bir takma isim (20. yüzyıl'da popüler olan bir amerikan otel ve restoran zinciri) hojo's n.
(otel barlarının akşam altıda kapatıldığı yıllarda) ağır içicilik dönemi six o'clock swill [australia/new zealand] n.
otel yerine çeşitli evlerde misafir kalarak gezmek couch surf v.
Idioms
otel vb gibi bir yerden herhangi bir ödeme yapmadan gizlice sıvışmak do a moonlight flit v.
Speaking
hangi otel daha iyi? which hotel is better? expr.
Trade/Economic
sahibi veya yönetimi aynı olan kuruluşlar (otel, mağaza, sinema vb.) chain n.
kamuya açık bir kurulun mütevelli heyetinin yönettiği bar veya otel trust hotel [new zealand] n.
kamuya açık bir kurulun mütevelli heyetinin yönettiği bar veya otel trust tavern [new zealand] n.
ailelere kolaylık sağlayan otel family hotel n.
otel harcamaları hotel expenses n.
otel veya gezi için rezervasyon yaptırdığı halde kişinin gelmemesi no-show n.
otel yatırımı hotel investment n.
otel/restoran/kafe horeca (hotel/restaurant/café) n.
otel veya alışveriş merkezinde danışma bölümü front desk n.
çiftlerin sevişmek için tercih ettikleri otel love hotel n.
özel otel private hotel n.
misafir kabulü işletme sahibinin inisiyatifinde olan otel veya pansiyon private hotel n.
alkollü içki satma izni olmayan otel private hotel [australia/new zealand] n.
Tourism
apartman dairesi şeklinde tasarlanmış otel odası suite room n.
apart otel apartment hotel n.
apart otel aparthotel n.
apart otel apart-hotel n.
apart otel extended stay hotel n.
apart otel apart hotel n.
beş yıldızlı otel 5-star hotel n.
büyük ölçülerde yatağı olan otel odası king room n.
butik otel boutique hotel n.
çalışanların asli işlerinden ayrılıp otel işi gibi turizmle ilişkili işlere geçmeleri displacement effect n.
genellikle iki yetişkin ve iki çocuktan oluştuğu varsayılan bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte donatılmış otel odası family room n.
her şey dahil otel all inclusive hotel n.
iki katlı otel suiti duplex n.
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı run of the house n.
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı run of the house rate n.
iki yataklı otel odası twin n.
iskonto verilmeden önceki otel oda fiyatı rack rate n.
ispanya'da devletin sahip olduğu otel parador n.
konaklama ve kahvaltıyı dahil eden otel sınıflaması continental plan n.
küçük otel veya pansiyon için kullanılan ispanyolca terim hostal n.
oda kahvaltı ve bir öğün daha içeren bir otel tarifesi demi-pension n.
oda sahibinin mülkünü kullanmadığı zamanlarda otel tarafından işletilmesine izin verdiği sistem condominium resort system n.
oda, kahvaltı ve bir öğün daha içeren bir otel tarifesi modified american plan n.
oda sahibinin mülkünü kullanmadığı zamanlarda otel tarafından işletilmesine izin verdiği sistem condo resort system n.
otel temsilcisi hotel representative n.
otel kapı görevlisi hotel concierge n.
otel katibi hotel clerk n.
otel ücreti hotel price n.
otel resepsiyon görevlisi hotel receptionist n.
otel ücreti hotel fee n.
otel sahibi hotelman n.
otel çamaşırhanesi hotel laundry n.
otel kompleksi hotel compound n.
otel işletmecisi hotelier n.
otel kayıt formu hotel registration form n.
otel işleten kimse publican n.
otel işletmecisi hotelkeeper n.
otel yöneticisi hotelier n.
otel rezervasyon formu hotel booking form n.
otel müdavimi habitué n.
otel işletmeciliği hotel management n.
otel vb kurumlarca müşterilerinin değerli eşyalarının korunması safety deposit n.
otel -temizlikçi cleaning lady n.
otel sahibi hotelier n.
otel temsilcisi hotel representative n.
otel odalarının kapısını açmaya yarayan küçük kart key card n.
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina annex n.
otel odasında içecek yiyecek sunulması room service n.
otel vb bir yapı için ilave hizmetler veren ayrı veya eklenmiş bina annexe n.
otel rezervasyon formu hotel reservation form n.
otel sahibi hotelkeeper n.
otel vb bir yapıda ortası açık merkezi alan atrium n.
otel gece kapı görevlisi night porter n.
otel üyesi olmayan konuklara ait bilgilerin tutulduğu otel kayıt defteri city ledger n.
otel kredi takip sistemi city ledger n.
otel işletmecisi hotelman n.
otel elektronik dağıtım ağı birliği hedna n.
otel zinciri hotel chain n.
otel resepsiyon memuru hotel receptionist n.
suit otel suite hotel n.
termal otel thermal hotel n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellman n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellhop n.
ucuz otel budget hotel n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellperson n.
uluslararası otel rehberi international hotel guide n.
valiz taşıyan otel görevlisi bellboy n.
uyumaktan ziyade eğlence veya toplantılar için kullanılan otel odası hospitality suite n.
yataklı ve kahvaltılı otel bed and breakfast hotel n.
yatak odası ve oturma odasından oluşan geniş otel odası junior suite n.
yüzer otel floating hotel n.
5 yıldızlı otel five-star hotel n.
kontinental kahvaltı sunulan bir otel öğün planı bermuda plan n.
otel müdürü maître d'hôtel n.
otel sahibi maître d'hôtel n.
otel müdürü maîtredhôtel n.
otel sahibi maîtredhôtel n.
deniz kıyısında yer alıp teknecilere hizmet veren otel boatel n.
otel hizmeti veren gemi boatel n.
gemi otel boatel n.
deniz kıyısında yer alıp teknecilere hizmet veren otel botel n.
otel hizmeti veren gemi botel n.
gemi otel botel n.
japonya'da ucuz bir otel tipi minshuku n.
otel ve pansiyonlarda misafirlere ayrılmış oda guest room n.
bitişik odayla aynı duvarı paylaşıp o odaya açılan özel kapısı olan otel odası connecting room n.
her şey dahil otel inclusive terms n.
otel veya restoranda tuvalet ve ofisleri temizleyen hizmetçi parlourmaid n.
(ev, otel) mutfak bölümü cuisine n.
termal otel spa n.
(otel vb. ortamlarda birini) çağırmak page v.
(otel) birinci kalite five-star adj.
(otel) üst kalite five-star adj.
(otel) üst düzey five-star adj.
(otel) lüks five-star adj.
(otel) birinci kalite five-star adj.
otel pazarlama birliği hma abrev.
otel çalışanlarının kumarhanede çalışmasına izin veren hükümet sertifikası rsg (responsible service of gambling) [australia] abrev.
Technical
amerikan otel camı american hotel china n.
Architecture
otel lobisi rotunda n.
otel lobisi rotundo n.
Aeronautic
havayolunda charter seferlerinde kendisine bağlı bir otel konaklamasının bulunmadığı koltuk seat only n.
Medical
(hastane, otel) yatak sayısı bed n.
Education
turizm ve otel işletmeciliği tourism and hospitality management n.
otel ticareti hostelry n.
Religious
gideons international hristiyan örgütünün otel odalarına koyduğu incil gideon bible n.
otel odalarına incil koymak için kurulmuş bir hristiyan örgütü gideons international n.
Archaic
otel lobisi rotund n.
Slang
otel yerine tanıdıkların evinde kalma couch surfing n.
fuhuş yapılan otel hot-sheet hotel n.
ucuz ve kalitesiz otel fleabag n.
British Slang
çok ucuz otel spike n.
Modern Slang
uçaklarda veya otel minibarlarında bulunan küçük şişelerde verilen alkol airplane alcohol n.
Star Wars
gezinti (otel) the promenade (hotel) n.
üç aylar (otel) three moons (hotel) n.