Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | periwinkle n. | deniz salyangozu | ||
She enjoyed steamed periwinkles. Kadın buharda pişmiş deniz salyangozunu çok severdi. More Sentences |
||||
General | periwinkle n. | cezayir menekşesi | ||
The garden was adorned with colourful periwinkles. Bahçe rengârenk Cezayir menekşeleriyle süslenmişti. More Sentences |
||||
General | periwinkle n. | cezayirmenekşesi | ||
General | periwinkle v. | deniz salyangozu toplamak | ||
Computer | ||||
Computer | periwinkle n. | menekşe rengi | ||
Medical | ||||
Medical | periwinkle n. | vinca rosea | ||
Marine Biology | ||||
Marine Biology | periwinkle n. | littorinidae familyasında yer alan çeşitli deniz salyangozlarının kabuğu veya eti | ||
Botanic | ||||
Botanic | periwinkle n. | cezayirmenekşesi | ||
Botanic | periwinkle n. | cezayir menekşesi | ||
Botanic | periwinkle n. | pervane çiçeği | ||
Botanic | periwinkle n. | mavi çiçekleri olan tırmanıcı ve zehirli bitkilere verilen ad |