Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birine) sürekli rahatsızlık vermek |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birinin) sürekli canını sıkmak |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birinin) sürekli aklını kurcalamak |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birine) sürekli acı vermek |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birine) sürekli sıkıntı vermek |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birini) sürekli duygusal olarak etkilemek |
Phrasals | pinch at (someone) v. | (birinin) duygu durumunu bozmak |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | pinch at (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) çimdikleyip durmak |
Phrasals | pinch at (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) mıncıklamak |
Phrasals | pinch at (someone or something) v. | (birine/bir şeye) çimdikler atmak |
Phrasals | pinch at (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) sıkıştırmak |
Phrasals | pinch at (someone or something) [obsolete ] v. | (birinde/bir şeyde) hata bulmak |
Phrasals | pinch at (someone or something) [obsolete ] v. | (birinde/bir şeyde) kusur bulmak |
Phrasals | pinch at (someone or something) [obsolete ] v. | (birine/bir şeye) söylenmek |