Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | practicality n. | kullanışlılık | ||
But the important thing here is that it's the president, not the Tramp, who decides the practicality of the lunch machine. Burada önemli olan ise yemek makinesinin kullanışlılığına karar verenin Tramp değil, müdür olmasıdır. More Sentences |
||||
General | practicality n. | pratiklik | ||
I know that many Members will recognise the principle and its practicality. Pek çok Üyenin bu prensibi ve pratikliğini kabul edeceğini biliyorum. More Sentences |
||||
General | practicality n. | uygulanabilirlik | ||
General | practicality n. | uygulamalı çalışmalara yatkınlık | ||
General | practicality n. | gerçek iş veya faaliyetlere ilgi duyma | ||
General | practicality n. | gündelik işlerle ilgili olma | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | practicality n. | uygulanabilirlik |