Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | prohibition n. | yasak | ||
Prohibition fosters corruption and theft. Yasak, yolsuzluk ve hırsızlığı teşvik eder. More Sentences |
||||
Common Usage | prohibition n. | yasaklama | ||
Prohibition creates huge profits for criminals, who seek to extend their market. Yasaklama, pazarlarını genişletmek isteyen suçlular için büyük karlar yaratmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | prohibition n. | içki yasağı | ||
During Prohibition, that river bank was the drop-off for black market whiskey. İçki yasağı sırasında, bu nehir kıyısı karaborsa viskinin bırakıldığı yerdi. More Sentences |
||||
General | prohibition n. | yasak | ||
It places a clear prohibition on the commission of, or support for, acts of terrorism. Terör eylemlerinin gerçekleştirilmesi veya bu eylemlere destek verilmesine ilişkin açık bir yasak getirmektedir. More Sentences |
||||
General | prohibition n. | yasaklanma | ||
This is to do with future prohibition of what is termed the misuse of legal form. Bu, yasal biçimin kötüye kullanılması olarak adlandırılan şeyin gelecekte yasaklanmasıyla ilgilidir. More Sentences |
||||
General | prohibition n. | yasaklama | ||
Prohibition creates huge profits for criminals, who seek to extend their market. Yasaklama, pazarlarını genişletmek isteyen suçlular için büyük kârlar yaratır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | prohibition n. | yasaklama | ||
By including this prohibition clause, there could be unnecessary impediments to genuinely beneficial research projects. Bu yasaklama maddesinin dahil edilmesiyle, gerçekten faydalı araştırma projelerine gereksiz engeller çıkarılabilir. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | prohibition n. | yasak | ||
This recital is not in my view consistent with the prohibition provision in Article 18. Bana göre bu açıklama 18. Maddedeki yasak hükmü ile tutarlı değildir. More Sentences |
||||
Law | prohibition n. | yasaklama | ||
It is a prohibition which creates profits for the drug barons. Bu, uyuşturucu baronlarına kâr sağlayan bir yasaklamadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | prohibition n. | nehiy | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | prohibition n. | yasaklama emri | ||
Trade/Economic | prohibition n. | yasak emri | ||
Law | ||||
Law | prohibition n. | menetme | ||
Law | prohibition n. | men | ||
Law | prohibition n. | yasak kararı | ||
Law | prohibition n. | yasak emri | ||
Politics | ||||
Politics | prohibition n. | men etme |