sabırsızlanmak - Turc Anglais Dictionnaire

sabırsızlanmak

Sens de "sabırsızlanmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
General
sabırsızlanmak grow impatient v.
Tom felt himself growing impatient.
Tom sabırsızlandığını hissetti.

More Sentences
sabırsızlanmak can't wait v.
I can't wait to see how far you ladies take this.
Siz hanımların bu konuda ne kadar ileri gideceğini görmek için sabırsızlanıyorum.

More Sentences
sabırsızlanmak champ v.
They are champing to start at once.
Derhal başlamak için sabırsızlanıyorlar.

More Sentences
sabırsızlanmak get impatient v.
I often get impatient when I see the silly mistakes the United States is making, for example in Iraq or Iran.
ABD'nin yaptığı aptalca hataları gördüğümde, örneğin Irak veya İran'da, sık sık sabırsızlanıyorum.

More Sentences
Phrasals
sabırsızlanmak look forward to v.
There's not much to look forward to.
Sabırsızlanacak pek bir şey yok.

More Sentences
General
sabırsızlanmak lose patience v.
sabırsızlanmak can't wait for something v.
sabırsızlanmak chomp v.
Colloquial
sabırsızlanmak strain at the leash v.
sabırsızlanmak be hot to trot v.
Idioms
sabırsızlanmak chafe at the bit v.
sabırsızlanmak chafe at the bit v.
sabırsızlanmak sit upon hot cockles v.
sabırsızlanmak sit on hot cockles v.
sabırsızlanmak be chafing at the bit v.
sabırsızlanmak be chomping at the bit v.
sabırsızlanmak be champing at the bit v.
sabırsızlanmak lick/smack your lips v.

Sens de "sabırsızlanmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(bir şey) için sabırsızlanmak look forward to (something) v.
We look forward to seeing part two.
İkinci bölümü görmek için sabırsızlanıyoruz.

More Sentences
General
çok sabırsızlanmak champ at the bit v.
görmek icin sabırsızlanmak look forward to seeing v.
Colloquial
(bir şey yapmak) için sabırsızlanmak be down to (do something) v.
(bir şey yapmak için) sabırsızlanmak can't wait (to do something) v.
bir şey yapmak için sabırsızlanmak be in a hurry to do something v.
Idioms
(bir şey için) heyecan yapmak/sabırsızlanmak be keen about v.
bir şeyi yapmak için sabırsızlanmak be straining at the leash v.
(bir şeyi yapmak için) sabırsızlanmak raring to go v.
(bir şeyi yapmak için) sabırsızlanmak rarin' to go v.
(bir şeyi yapmak için) sabırsızlanmak be raring to go v.
bir şeye başlamak için sabırsızlanmak get itchy fingers v.
bir şeye başlamak için sabırsızlanmak have itchy fingers v.
elle yapılacak bir işi yapmak için sabırsızlanmak (one's) fingers itch v.
bir şey yapmak için sabırsızlanmak be bursting to do something v.