satılık - Turc Anglais Dictionnaire

satılık

Sens de "satılık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
satılık on sale adv.
These new cars are on sale.
Bu yeni arabalar satılık.

More Sentences
General
satılık for sale adj.
Vetoes are being used in a dishonest way, and votes are up for sale.
Vetolar dürüst olmayan bir şekilde kullanılıyor ve oylar satılık.

More Sentences
satılık on sale adv.
These new cars are on sale.
Bu yeni arabalar satılık.

More Sentences
Idioms
satılık on the market expr.
After Tom's father died, his mother couldn't cope with looking after the house, so she put it on the market.
Tom'un babası öldükten sonra, annesi eve bakmakla başa çıkamadı, bu yüzden evi satılığa çıkardı.

More Sentences
Trade/Economic
satılık on sale adj.
These new cars are on sale.
Bu yeni arabalar satılık.

More Sentences
satılık for sale expr.
Vetoes are being used in a dishonest way, and votes are up for sale.
Vetolar dürüst olmayan bir şekilde kullanılıyor ve oylar satılık.

More Sentences
General
satılık sale adj.
satılık for disposal adv.
satılık on offer adv.
Idioms
satılık on the block expr.
Slang
satılık obtanium adj.
satılık on the line (l.a. county jail) expr.

Sens de "satılık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

Turc Anglais
General
satılık ev house for sale n.
They advertised a house for sale.
Satılık ev ilanı verdiler.

More Sentences
satılık olmak be for sale v.
I put an advertisement in the newspaper saying my house was for sale.
Gazeteye evimin satılık olduğunu söyleyen bir reklam koydum.

More Sentences
Colloquial
satılık değil not for sale adj.
Our cells and tissues are not for sale.
Hücre ve dokularımız satılık değildir.

More Sentences
Trade/Economic
satılık olmak be for sale v.
I put an advertisement in the newspaper saying my house was for sale.
Gazeteye evimin satılık olduğunu söyleyen bir reklam koydum.

More Sentences
General
satılık bina wholesale house n.
satılık parçalar items for sale n.
satılık eşya goods for sale n.
satılık ya da kiralık bir mekanın insanların görüşüne açık olduğu zaman aralığı open house n.
satılık kalem hired pen n.
satılık daire flat for sale n.
satılık gazetecilik access journalism n.
satılık malları karıştırarak incelemek pick over v.
satılık bir şey biri için ayrılmak be spoken for v.
sahibinden satılık for sale by owner adj.
Phrasals
satılık olmak be up for sale v.
bir şey için satılık/kiralık ilanı vermek advertise something for something v.
bir şey için satılık/kiralık ilanı vermek advertise something for something v.
Colloquial
sahibinden satılık fizzbo (for sale by owner) adj.
Trade/Economic
satılık mal veya hizmetin fiyat artışı appropriation reimbursement n.
satılık mal article of commerce n.
birim olarak mevcut olan (satılık ürün) married [uk] adj.
(gayrimenkul) haciz nedeniyle satılık distressed adj.
Advertising
satılık bir evin yoldan bakıldığında alıcıya cazip gelmesi kerb appeal [uk] n.
Computer
satılık el ilanı for sale flyer n.
satılık işareti for sale sign n.
satılık evcil hayvanlar pets available n.
Automotive
olduğu haliyle satılık kullanılmış araç as-is used car n.