seçim yapmak - Turc Anglais Dictionnaire

seçim yapmak

Sens de "seçim yapmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
General
seçim yapmak make a choice v.
It's up to you to make a choice.
Seçim yapmak sana kalmış.

More Sentences
seçim yapmak make a selection v.
Trade/Economic
seçim yapmak make a choice v.

Sens de "seçim yapmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Turc Anglais
General
bir seçim yapmak make a choice v.
It's up to you to make a choice.
Bir seçim yapmak sana kalmış.

More Sentences
seçim yapmak/düzenlemek hold an election v.
We must remember that we are elected just once every five years, but the car industry holds an election every day.
Bizim her beş yılda bir seçildiğimizi, ancak otomobil endüstrisinin her gün seçim yaptığını unutmamalıyız.

More Sentences
Phrasals
arasından seçim yapmak choose among v.
We're choosing among those ideas.
Bu fikirler arasından seçim yapıyoruz.

More Sentences
(iki kişi veya şey) arasından seçim yapmak choose between (two people or things) v.
To sum up, a good piece of Community legislation is one which chooses between what is desirable and what is feasible.
Özetle, iyi bir Topluluk mevzuatı, arzu edilen ile uygulanabilir olan arasında seçim yapan bir mevzuattır.

More Sentences
General
seçim propagandası yapmak take the stump v.
seçim propagandası yapmak go on the stump v.
seçim propagandası yapmak stump v.
seçim propagandası yapmak electioneer v.
erken seçim yapmak hold an early election v.
erken seçim yapmak hold a snap election v.
seçim listesinde oynama yapmak scratch a ticket v.
yanlış seçim yapmak mischoose v.
Phrasals
seçim propagandası yapmak stump it v.
iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası yapmak campaign against (someone or something) v.
aralarında bir seçim yapmak decide among some people v.
arasında bir seçim yapmak decide between two v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something) (and someone or something else) v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
birileri/bir şeyler arasından seçim yapmak choose among someone or something v.
aralarında bir seçim yapmak decide among v.
(birilerinin/bir şeylerin) arasında seçim yapmak decide among (someone or something) v.
(üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek decide among (someone or something) v.
(birileri) arasında seçim yapmak decide among (someone and someone else) v.
(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek decide among (someone and someone else) v.
(iki kişi/şey) arasında bir seçim yapmak decide between (someone or something) v.
(biriyle başka biri) arasında bir seçim yapmak decide between (someone and someone else) v.
arasında seçim yapmak judge between v.
(bir şeyden) seçim yapmak select from (something) v.
Idioms
birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak vote a straight ticket v.
birleşik oy pusulası ile seçim yapmak vote a split ticket v.
ek bir partinin adayları arasından seçim yapmak vote a straight ticket v.
(birkaç olasılık arasından) seçim yapmak take one's choice v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure for drapes v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure the drapes v.
kürsüye çıkıp seçim konuşması yapmak take to the hustings v.
çok iyi bir seçim/tercih yapmak pick a winner v.
doğru seçim/tercih yapmak pick a winner v.
seçim kampanyası yapmak/yürütmek be on the hustings v.
seçim propagandası yapmak be on the hustings v.
seçim propagandası/kampanyası yapmak take to the stump [us] v.
Politics
seçim propagandası yapmak electioneer v.
(seçim kampanyası çalışması olarak) tüm ara istasyonlarda durarak tur yapmak whistle-stop v.
parlamentoyu lağvederek seçim yapmak go to the country appeal to the country [uk] v.
Slang
yanlış seçim yapmak bet on the wrong horse v.