|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
singing n.
|
şan |
|
The next stage is of course the civilised society to which we all, whether engineers or singing teachers, are striving.
Bir sonraki aşama ise, ister mühendis ister şan öğretmeni olsun, hepimizin ulaşmak için çabaladığı uygar toplumdur.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
singing n.
|
ötüş |
|
Birds were singing among the trees.
Kuşlar ağaçların arasında ötüşüyorlardı.
More Sentences
|
3 |
General |
singing n.
|
ötme |
|
I wonder whether we feel today that all the institutions of the EU have done enough to let the small bird sing.
Bugün AB'nin tüm kurumlarının küçük kuşun ötmesi için yeterince çaba sarf edip etmediğini merak ediyorum.
More Sentences
|
4 |
General |
singing adj.
|
şarkı |
|
My daughter, Kate, won a singing competition and I'm proud of her.
Kızım, Kate, bir şarkı yarışmasını kazandı ve ben onunla gurur duyuyorum.
More Sentences
|
Art |
|
5 |
Art |
singing n.
|
şan |
|
Tom is a singing teacher.
Tom bir şan öğretmeni.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
singing n.
|
uğultu |
|
7 |
General |
singing n.
|
çınlama |
|
8 |
General |
singing n.
|
şakıma |
|
9 |
General |
singing n.
|
şarkı söyleme |
|
10 |
General |
singing n.
|
söyleme |
|
11 |
General |
singing adj.
|
ötücü |
|
|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
General |
|
1 |
General |
singing voice n.
|
şarkı sesi |
|
Tom has a very nice singing voice.
Tom'un çok güzel bir şarkı sesi var.
More Sentences
|
2 |
General |
birds singing n.
|
kuşların ötüşü |
|
Listen to the birds sing.
Kuşların ötüşünü dinleyin.
More Sentences
|
3 |
General |
singing lesson n.
|
şan dersi |
|
For our singing lessons, we would go to the music school across the road.
Şan derslerimiz için yolun karşısındaki müzik okuluna giderdik.
More Sentences
|
Speaking |
|
4 |
Speaking |
he likes singing expr.
|
şarkı söylemekten hoşlanır |
|
He likes singing traditional songs.
Geleneksel şarkıları söylemekten hoşlanır.
More Sentences
|
General |
|
5 |
General |
singing bird n.
|
ötücü kuş |
|
6 |
General |
singing master n.
|
şan öğretmeni |
|
7 |
General |
singing voice n.
|
nağme |
|
8 |
General |
singing pleasantly n.
|
terennüm |
|
9 |
General |
sight-singing n.
|
deşifre şarkı söyleme |
|
|
10 |
General |
singing artist n.
|
ses sanatçısı |
|
11 |
General |
singing of birds n.
|
kuşların ötüşü |
|
12 |
General |
singing society n.
|
müzik topluluğu/korosu |
|
13 |
General |
singing society n.
|
koro |
|
14 |
General |
singing revolution n.
|
şarkı devrimi |
|
15 |
General |
singing lesson n.
|
solistlik dersi |
|
16 |
General |
barbershop singing n.
|
hep beraber şarkı söyleme |
|
17 |
General |
singing telegram n.
|
özellikle özel günlerde birinin başka birine ilettiği genellikle kostümlü olan müzikal gösteri |
|
18 |
General |
singing telegram n.
|
müzik ile iletilen mesaj |
|
19 |
General |
singing telegram n.
|
bir sanatçı tarafından verilen müzikli mesaj |
|
20 |
General |
singing [us] n.
|
nota kitabı şarkıları okumak için bir araya gelme |
|
21 |
General |
singing [us] n.
|
şarkı söylemek üzere toplanma |
|
22 |
General |
all-singing adj.
|
teknoloji harikası |
|
Colloquial |
|
23 |
Colloquial |
all-singing all-dancing adj.
|
mümkün olan her özelliğe sahip |
|
Idioms |
|
24 |
Idioms |
all-singing all-dancing adj.
|
aranan bütün özelliklere sahip |
|
25 |
Idioms |
all-singing all-dancing adj.
|
teknoloji harikası |
|
26 |
Idioms |
all-singing, all-dancing [uk] adj.
|
teknolojik olarak çok gelişmiş |
|
27 |
Idioms |
all-singing, all-dancing [uk] adj.
|
cafcaflı |
|
28 |
Idioms |
all-singing, all-dancing [uk] adj.
|
son moda |
|
29 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
son teknoloji |
|
|
30 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
üstün teknoloji |
|
31 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
gelişmiş teknoloji |
|
32 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
ileri teknoloji |
|
33 |
Idioms |
church ain't out till they quit singing expr.
|
daha her şey bitmedi |
|
34 |
Idioms |
church ain't out till they quit singing expr.
|
henüz her şey bitmedi |
|
35 |
Idioms |
all-singing expr.
|
modern ve ileri |
|
36 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
son teknoloji |
|
37 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
çok gelişmiş |
|
38 |
Idioms |
all-singing, all-dancing expr.
|
son moda |
|
Speaking |
|
39 |
Speaking |
I'm singing a song here expr.
|
burada şarkı söylüyorum |
|
40 |
Speaking |
he likes singing expr.
|
şarkı söylemeyi sever |
|
41 |
Speaking |
she likes singing expr.
|
şarkı söylemekten sever |
|
42 |
Speaking |
she likes singing expr.
|
şarkı söylemeyi sever |
|
43 |
Speaking |
I like singing songs expr.
|
şarkı söylemekten hoşlanıyorum |
|
44 |
Speaking |
I like singing songs expr.
|
şarkı söylemekten hoşlanırım |
|
Informatics |
|
45 |
Informatics |
singing margin n.
|
kararlılık marjı |
|
Gastronomy |
|
46 |
Gastronomy |
singing hinny n.
|
tavada pişirildiğinde ses çıkartan frenk üzümlü bir kek |
|
Marine Biology |
|
47 |
Marine Biology |
singing fish n.
|
amerika'ya özgü, porichthys cinsinden olup parlak organlara sahip birçok kurbağa balığına verilen ad |
|
Education |
|
48 |
Education |
singing school n.
|
müzik okulu |
|
49 |
Education |
singing school n.
|
gidenlerin şarkı söylemeyi öğrendiği sanat okulu |
|
Art |
|
50 |
Art |
singing master n.
|
şan öğretmeni |
|
Music |
|
51 |
Music |
a capella singing n.
|
enstrümansız söyleme |
|
52 |
Music |
a cappella singing n.
|
enstrümansız söyleme |
|
53 |
Music |
throat singing n.
|
gırtlak müziği |
|
54 |
Music |
overtone singing n.
|
gırtlaktan söyleme |
|
55 |
Music |
overtone singing n.
|
gırtlaktan şarkı söyleme |
|
56 |
Music |
throat singing n.
|
gırtlaktan söyleme |
|
57 |
Music |
harmonic singing n.
|
gırtlaktan söyleme |
|
58 |
Music |
harmonic singing n.
|
gırtlaktan şarkı söyleme |
|
59 |
Music |
throat singing n.
|
gırtlaktan şarkı söyleme |
|
60 |
Music |
antiphonal singing n.
|
karşılıklı koroların birbirine cevap verir nitelikte şarkı söylemeleri |
|
61 |
Music |
sprechgesang ( spoken singing) n.
|
konuşur gibi okunan şarkı |
|
62 |
Music |
harmonic singing n.
|
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
|
63 |
Music |
overtone singing n.
|
moğol/tuvan tarzı gırtlaktan/armonik şarkı söyleme biçimi |
|
64 |
Music |
gospel singing n.
|
gospel müziği |
|
65 |
Music |
community singing n.
|
büyük topluluğun şarkı söylemesi |
|
66 |
Music |
community singing n.
|
topluca ilahi söyleme |
|
67 |
Music |
close-harmony singing n.
|
kapalı armoni ile şarkı söyleme |
|
68 |
Music |
part singing n.
|
birden fazla sayıda armonik bölümü okuma |
|
69 |
Music |
scat singing n.
|
caz müzikte anlamsız hecelerle şarkı söyleme |
|
|
70 |
Music |
shape singing n.
|
grup olarak sol-fa notasyonunu kullanarak eşliksiz şarkı söyleme tarzı |
|
71 |
Music |
shape-note singing n.
|
grup olarak sol-fa notasyonunu kullanarak eşliksiz şarkı söyleme tarzı |
|
72 |
Music |
singing book n.
|
müzik kitabı |
|
73 |
Music |
singing book n.
|
nota kitabı |
|
74 |
Music |
singing flame n.
|
açık bir boru içerisindeki hava titreşimi sayesinde nota üreten ateş |
|
Ornithology |
|
75 |
Ornithology |
singing falcon n.
|
dişisine ötüşü ile öne çıkan bir afrika şahini |
|
76 |
Ornithology |
singing hawk n.
|
dişisine ötüşü ile öne çıkan bir afrika şahini |
|