Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | tarayıcı | scanner n. | ||
Many biometric systems are based on the fingerprint scanner. Birçok biyometrik sistem parmak izi tarayıcısına dayanır. More Sentences |
||||
Advertising | ||||
Advertising | tarayıcı | browser n. | ||
Firefox Reality is a web browser made specifically for virtual reality. Firefox Reality, özellikle sanal gerçeklik için yapılmış bir tarayıcıdır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | tarayıcı | scanner n. | ||
Tom, would you show Mary how to use the scanner? Tom, Mary'e tarayıcıyı nasıl kullanacağını gösterir misin? More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | tarayıcı | browser n. | ||
Using this web browser, users can surf the internet anonymously and can also bypass censorship. Bu web tarayıcısını kullanarak, kullanıcılar internette anonim olarak gezinebilir ve sansürü de atlayabilir. More Sentences |
||||
Computer | tarayıcı | scanner n. | ||
I have to buy a new scanner. Yeni bir tarayıcı satın almak zorundayım. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Informatics | tarayıcı | scanner n. | ||
I have to buy a new scanner. Yeni bir tarayıcı almak zorundayım. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | tarayıcı | scanner n. | ||
Tom, would you show Mary how to use the scanner? Tom, Mary'ye tarayıcıyı nasıl kullanacağını gösterir misin? More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | tarayıcı | scanner n. | ||
This scanner can see through clothes. Bu tarayıcılar giysilerin içini görebilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | tarayıcı | sweep n. | ||
General | tarayıcı | scanning adj. | ||
Marine | ||||
Marine | tarayıcı | dredger n. |