tazı - Turc Anglais Dictionnaire

tazı

Sens de "tazı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tazı greyhound n.
They adopted a greyhound from the rescue shelter.
Kurtarma barınağından bir tazı sahiplendiler.

More Sentences
tazı hound n.
Basset hounds are gentle dogs.
Basset tazıları kibar köpeklerdir.

More Sentences
General
tazı bloodhound n.
Detective Dan Anderson stayed on the trail like a bloodhound.
Dedektif Dan Anderson bir tazı gibi izleri takip etti.

More Sentences
Zoology
tazı hound n.
Basset hounds are gentle dogs.
Basset tazıları nazik köpeklerdir.

More Sentences
General
tazı whippet n.
tazı beagle n.
tazı grayhound n.
tazı harrier n.
tazı hund [dialect] n.
tazı grew [dialect] [uk] n.
Zoology
tazı greyhound n.
tazı hound dog n.
tazı italian greyhound n.
tazı grewhound [scotland] n.
tazı long-tail n.
tazı longtail n.

Sens de "tazı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

Turc Anglais
General
(tazı yarışlarında) çıkış trap n.
I'm betting on the greyhound in trap number two.
İki numaralı çıkıştaki tazıya oynuyorum.

More Sentences
(at, binici, tazı) çitten atlamak fence v.
Tom hurdled the fence.
Tom çitlerden atladı.

More Sentences
büyük cins tazı deerhound n.
tazı yürüyüşü walker hound n.
tavşan tazı oyunu hare and hounds n.
avını koku ile değil görerek yakalayan tazı gazehound n.
tazı ile tavşan kovalama coursing n.
tazı yarışı greyhound racing n.
bir tazı sürüsü a pack of hounds n.
tazı sürüsü kennel n.
tazı sürüsü sahibi master n.
tazı sürüsünü idare eden erkek master n.
tavşan tazı oyunda kovalanan şey hare n.
tazı sürüsü meute n.
dişi tazı bratchet n.
tavşan tazı oyununda kovalanan oyuncuların kaçarken yere bıraktıkları kağıt parçaları scent n.
felaket habercisi olduğu düşünülen hayalet tazı shuck [dialect] [uk] n.
görerek iz süren tazı sighthound n.
(tazı) av pozisyonu set n.
ayı avlayan tazı bearhound n.
tazı ile ava gitmek hound v.
(tazı) ulumak chop v.
(tazı) av kokusu alınca havlamak open up v.
tazı gibi skinny adj.
(tazı, av köpeği) av görünce havlayan openmouthed adj.
(tazı, av köpeği) av görünce havlayan open-mouthed adj.
Phrasals
(tazı) kokuyu kaybeder gibi olup başını kaldırmak throw up v.
Phrases
tazı gibi hızlı like a bat out of hell expr.
Colloquial
tazı yarıştırma sporu the dogs [uk] n.
Idioms
tazı gibi hızlı like the clappers expr.
Technical
matris tazı matrix phase n.
Marine Biology
tazı köpekbalığı houndshark n.
Zoology
hızlı tazı leviner n.
tazı ile akraba veya tazıya benzer çeşitli köpeklere verilen ad grayhound n.
kulaklarında ve kuyruğunda uzun tüyler bulunan bir tazı ırkı gazelle hound n.
kulaklarında ve kuyruğunda uzun tüyler bulunan bir tazı ırkı saluki n.
kulaklarında ve kuyruğunda uzun tüyler bulunan bir tazı ırkı persian greyhound n.
kulaklarında ve kuyruğunda uzun tüyler bulunan bir tazı ırkı sloughi n.
tazı sürüsü cry n.
fas'a özgü yumuşak tüylü bir tazı ırkı sloughi n.
(tazı) kırma bobbery adj.
(tazı) sarkık üst dudaklı flewed adj.
Breeding
kokuyla iz süren tazı trackhound n.
(tazı gibi köpek ırklarında) kaburgaların arkasındaki kısmın yukarı doğru yaptığı keskin eğri tuck-up n.
bir çift tazı couple n.
yarış sezonu öncesi aynı yıl içerisinde yavrulamış tazı sapling n.
Hunting
(tilki avında) tazı sürüsünü, ava katılan kimseleri ve ekipmanı idare etmekle yükümlü kimse master of foxhounds n.
av arayan tazı potterer n.
görme duyusundan ziyade koku duyusu ile avlanan tazı scenthound n.
(tazı, avcı) avlanmış bir hayvanın geride bıraktığı kokuyu yok etmek foil v.
(tazı) koku alma duyusuyla avlanmak scent v.
(tazı) koklayıp iz sürerek avlanmak scent v.
(tilki avında) tazı sürüsünü, ava katılan kimseleri ve ekipmanı idare etmekle yükümlü kimse mfh (master of foxhounds) abrev.
Sport
tazı yarışında köpekleri kışkırtmak için kullanılan, piste sürülen mekanik yem rabbit n.
tazı yarışı whippeting n.
Archaic
dişi tazı brach n.
dişi tazı brachet n.
Slang
tazı yarışı golliwog n.
British Slang
tazı yarışı the dogs n.
Star Wars
tazı filosu hound squadron n.