Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | trample on v. | ayaklar altına almak | ||
Human rights cannot be trampled on in Russia using terrorism as an excuse, nor in the United States of America either. Ne Rusya'da ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde terörizm bahane edilerek insan hakları ayaklar altına alınamaz. More Sentences |
||||
General | trample on v. | ayak altında çiğnemek | ||
General | trample on v. | ayakla ezmek | ||
General | trample on v. | saygısız davranmak | ||
General | trample on v. | kaba davranmak | ||
General | trample on v. | hor görmek | ||
General | trample on v. | insafsızca davranmak | ||
General | trample on v. | saygısızlık etmek |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) ezmek |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) ayak altında çiğnemek |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) üstünde tepinmek |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) basıp geçmek |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) ayaklar altına almak |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) hor görmek |
Phrasals | trample on (someone or something) v. | (birine/bir şeye) insafsızca davranmak |
Colloquial | ||
Colloquial | couldn't trample on an ant v. | karıncayı bile incitmemek |