unilateral - Turc Anglais Dictionnaire

unilateral

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "unilateral" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 19 résultat(s)

Anglais Turc
General
unilateral adj. tek taraflı
He acted disloyally in supporting a unilateral, immoral and illegal attack.
Tek taraflı, ahlaksız ve yasadışı bir saldırıyı destekleyerek sadakatsiz davrandı.

More Sentences
Politics
unilateral n. tek taraflı
There must be no unilateral approach.
Tek taraflı bir yaklaşım olmamalıdır.

More Sentences
Technical
unilateral adj. tek taraflı
The enormous majority of Spanish society is against a unilateral attack.
İspanyol toplumunun büyük çoğunluğu tek taraflı bir saldırıya karşıdır.

More Sentences
Psychology
unilateral adj. tek taraflı
Unilateral trade disarmament' is unacceptable.
Tek taraflı ticari silahsızlanma' kabul edilemez.

More Sentences
General
unilateral adj. tekyanlı
unilateral adj. tek yanlı
unilateral adj. tektaraflı
unilateral adj. tek yönlü
unilateral adj. tek yüzeyli
unilateral adj. sadece tek bir tarafı etkileyen
unilateral adj. vücudun tek bir tarafını etkileyen
Politics
unilateral adj. bir taraflı
Technical
unilateral adj. tek yönlü
unilateral adj. tek yanlı
Medical
unilateral adj. unilateral
Anatomy
unilateral adj. tekyanlı
Social Sciences
unilateral adj. tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi
unilateral adj. tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi ile ilgili
Linguistics
unilateral adj. dilin bir tarafında "l" sesi çıkarıldığını belirten

Sens de "unilateral" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Medical
unilateral unilateral adj.

Sens de "unilateral" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 98 résultat(s)

Anglais Turc
General
unilateral action n. tek taraflı hareket
We believe that unilateral action by the United States is not the way to resolve this conflict.
Amerika Birleşik Devletleri'nin tek taraflı hareket etmesinin bu çatışmayı çözmenin yolu olmadığına inanıyoruz.

More Sentences
Politics
unilateral ceasefire n. tek taraflı ateşkes
Remember what happened the day after he had got the Palestinian leaders to enter into a unilateral ceasefire.
Filistinli liderleri tek taraflı ateşkese ikna ettikten bir gün sonra neler olduğunu hatırlayın.

More Sentences
General
unilateral talks n. tek taraflı görüşmeler
unilateral determination n. tek taraflı karar
unilateral peace-keeping n. tek taraflı barışı koruma çabası
unilateral divorce n. tek taraflı boşanma
unilateral paralysis n. tek taraflı felç
partial unilateral adj. kısmi tek taraflı
Trade/Economic
unilateral transfers n. karşılıksız gelirler
unilateral transfer n. karşılıksız transfer
unilateral contract n. tek taraflı sözleşme
unilateral tax credit n. tek taraflı mahsup
unilateral agreement n. tek taraflı anlaşma
unilateral transactions n. tek taraflı işlemler
unilateral transfers n. tek yanlı transferler
unilateral cancellation n. tek taraflı fesih
unilateral tariff discount n. tek taraflı tarife indirimi
unilateral will n. tek taraflı irade
unilateral payments n. tek yanlı ödemeler
unilateral transfer n. tek yanlı transfer
unilateral arrangement n. tek taraflı düzenleme
unilateral declaration n. tek taraflı beyan
unilateral compensation n. tek taraflı takas
Law
unilateral declaration of will of a party n. bir tarafın tek taraflı irade beyanı
unilateral agreement n. tek taraflı sözleşme
unilateral cancellation n. tek taraflı fesih
unilateral administrative acts n. tek-yanlı idari işlemler
unilateral legal transactions n. tek taraflı hukuki işlemler
unilateral contract n. tek taraflı akit
unilateral acts n. tek taraflı fiiller
unilateral contract n. tek taraflı anlaşma
unilateral rescission n. tek taraflı fesih
unilateral contract n. tek taraflı sözleşme
unilateral agreement n. tek taraflı anlaşma
unilateral act n. tek taraflı işlem
unilateral declaration of intention n. tek taraflı irade açıklaması
Politics
unilateral agreement n. tek taraflı anlaşma
unilateral termination n. tek yanlı bitirme
unilateral cancellation n. tek taraflı fesih
unilateral nuclear disarmament n. tek taraflı nükleer silahsızlanma
Technical
unilateral circuit n. bir taraflı devre
unilateral impedance n. tek yönlü empedans
unilateral tolerance n. tek yanlı pay
unilateral transducer n. tek yönlü dönüştürücü
Electric
unilateral impedance n. tek yönlü empedans
unilateral transducer n. tek yönlü dönüştürücü
Medical
elective unilateral strabismus surgery n. elektif tek taraflı şaşılık cerrahisi
isolated unilateral hypoglossal nerve and vocal cord paralysis n. izole tek taraflı hipoglossal sinir ve vokal kord paralizisi
unilateral localisation of the lesions n. lezyonların tek taraflı yerleşimi
unilateral localization of the lesions n. lezyonların tek taraflı yerleşimi
unilateral absence of pectoralis major muscle n. pektoralis majör kasının tek taraflı yokluğu
unilateral permanent recurrent laryngeal nerve palsy n. tek taraflı kalıcı rekurren laringeal sinir paralizi
unilateral tonsillectomy n. tek taraflı tonsillektomi
unilateral vocal cord paralysis n. tek taraflı vokal kord paralizi
unilateral peritubal adhesion n. tek taraflı peritubal adezyon
unilateral salpingo-oophorectomy n. tek taraflı salpingoooferektomi
unilateral axillary acanthosis nigricans n. tek taraflı aksiller akantozis nigrikans
unilateral partial hip arthroplasty n. tek taraflı kısmi kalça artroplastisi
isolated unilateral hypoglossal nerve paralysis n. tek taraflı izole hipoglossal sinir paralizisi
unilateral knee arthroplasty n. tek taraflı diz artroplastisi
unilateral skin sparing mastectomy n. tek taraflı cilt koruyucu mastektomi
unilateral transient recurrent laryngeal nerve palsy n. tek taraflı gecici rekurren laringeal sinir paralizisi
unilateral spinal anaesthesia n. tek taraflı spinal anestezi
unilateral massive ovarian edema n. tek taraflı masif over ödemi
unilateral masseter hypertrophy n. tek taraflı masseter hipertrofisi
unilateral stimulation n. tek yanlı uyarı
unilateral nonfluctuating cervical lymphadenopathy n. tek taraflı fluktuasyon vermeyen servikal lenfadenomegali
unilateral or bilateral diaphragm paralysis n. unilateral veya bilateral diyafragma paralizisi
unilateral salpingo-oophorectomy n. unilateral salpingoooferektomi
unilateral cleft lip/palate n. unilateral yarık dudak/damak
unilateral lumbar hyperhidrosis n. unilateral lomber hiperhidrozis
unilateral heart failure n. ünilateral kalp yetmezliği
unilateral right hemisphere lesion n. ünilateral sağ yarımküre lezyonu
unilateral ureteral obstruction n. unilateral üreteral obstrüksiyon
unilateral peripheral neuropathy complication n. unilateral periferik nöropati komplikasyonu
unilateral twin tubal pregnancy n. unilateral tubal ikiz gebelik
unilateral paralysis n. yarıfelç
Anatomy
unilateral neuron n. tekyanlı nöron
Psychology
unilateral neglect n. tek taraflı ihmal
Dentistry
unilateral calcification n. unilateral kalsifikasyon
Pathology
unilateral small kidney n. tek taraflı küçük böbrek
unilateral neglect n. kişinin vücudunun bir tarafından ve bu taraftaki dış dünyadan bihaber olduğu beyin hasarı semptomu
Math
system of unilateral weighted shift operator n. bir taraflı ağırlıklı öteleme operatör sistemi
unilateral surface n. biryanlı yüzey
Social Sciences
unilateral descent n. ya anne ya baba tarafından akrabalık
unilateral descent n. tek bir ebeveyn tarafından akrabalık
unilateral descent n. ebeveynlerin birinin tarafından akrabalık
Environment
unilateral faulting n. eşyanal faylanma
Military
unilateral spotting n. bir yönden kıymetlendirme
unilateral frequency distribution n. tek taraflı frekans dağıtımı
unilateral declaration of independence n. tek taraflı bağımsızlık ilanı
unilateral circuit n. tek taraflı devre
unilateral arms control measure n. tek taraflı silahları kontrol tedbiri
unilateral function n. tek taraflı görev
unilateral method n. yanda gözetleyici ile gözetleme usulü
unilateral spotting n. yandan gözetleme
unilateral observation n. yandan gözetleme
Abbreviation
udi (unilateral declaration of independence) n. tek taraflı bağımsızlık ilanı