uyuşmazlık - Turc Anglais Dictionnaire

uyuşmazlık

Sens de "uyuşmazlık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 63 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
uyuşmazlık discrepancy n.
The lawyer found discrepancies between the contract and its annexes.
Avukat, sözleşme ve ekleri arasında uyuşmazlıklar buldu.

More Sentences
General
uyuşmazlık clash n.
Those colors clash.
Bu renkler uyuşmuyor.

More Sentences
uyuşmazlık disunity n.
The disunity among the team members hindered their progress.
Ekip üyeleri arasındaki uyuşmazlık, gelişim göstermelerini engelledi.

More Sentences
uyuşmazlık dispute n.
With regard to dispute settlement, an issue you have also addressed, I would make three comments.
Sizin de değindiğiniz bir konu olan uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak üç yorum yapmak istiyorum.

More Sentences
uyuşmazlık intransigence n.
The prejudices against Québec exist due to its linguistic intransigence.
Dilsel uyuşmazlık nedeniyle Quebec'e karşı önyargılar vardır.

More Sentences
Politics
uyuşmazlık dispute n.
One of the parties in the dispute always suspects the other of being biased.
Uyuşmazlıktaki taraflardan biri her zaman diğerinin önyargılı olduğundan şüphelenir.

More Sentences
Common Usage
uyuşmazlık incompatibility n.
General
uyuşmazlık divergence n.
uyuşmazlık disaccord n.
uyuşmazlık difference n.
uyuşmazlık friction n.
uyuşmazlık incongruity n.
uyuşmazlık discord n.
uyuşmazlık contrariety n.
uyuşmazlık disagreement n.
uyuşmazlık nonconformance n.
uyuşmazlık divergency n.
uyuşmazlık unconformity n.
uyuşmazlık variable n.
uyuşmazlık discongruity n.
uyuşmazlık disagreeableness n.
uyuşmazlık rupture n.
uyuşmazlık division n.
uyuşmazlık variance n.
uyuşmazlık controversy n.
uyuşmazlık dissent n.
uyuşmazlık conflict n.
uyuşmazlık incompatibility n.
uyuşmazlık dissension n.
uyuşmazlık non-conformance n.
uyuşmazlık dissensus n.
uyuşmazlık dividing line n.
uyuşmazlık jar n.
uyuşmazlık headshaking n.
uyuşmazlık brush n.
uyuşmazlık odds n.
uyuşmazlık devergence [obsolete] n.
uyuşmazlık dislike [obsolete] n.
uyuşmazlık disrelation n.
uyuşmazlık dissentation [obsolete] n.
uyuşmazlık dissentience n.
uyuşmazlık dissonance n.
uyuşmazlık dissonancy n.
uyuşmazlık distance [obsolete] n.
uyuşmazlık incompetibility [obsolete] n.
uyuşmazlık inconvenient [obsolete] n.
uyuşmazlık injucundity [obsolete] n.
uyuşmazlık disagreeance n.
uyuşmazlık disagreement n.
uyuşmazlık disassent [obsolete] n.
uyuşmazlık discrepance n.
Colloquial
uyuşmazlık face-off n.
Idioms
uyuşmazlık blood and guts n.
uyuşmazlık daylight n.
Trade/Economic
uyuşmazlık disagreement n.
uyuşmazlık conflict n.
uyuşmazlık controversy n.
uyuşmazlık disregard n.
Politics
uyuşmazlık incompatibility n.
Psychology
uyuşmazlık incongruence n.
Biology
uyuşmazlık heterology n.
Military
uyuşmazlık conflict n.
Archaic
uyuşmazlık divergement n.

Sens de "uyuşmazlık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 64 résultat(s)

Turc Anglais
General
uyuşmazlık içinde in conflict adj.
He seems to be always in conflict with someone.
O her zaman biriyle uyuşmazlık içinde gibi görünüyor.

More Sentences
uyuşmazlık çözümü dispute resolution n.
sosyal uyuşmazlık social disagreement n.
örgütsel uyuşmazlık organizational conflict n.
adli kararlarda uyuşmazlık conflict of judicial decisions n.
uyuşmazlık kararı dispute resolution n.
kan uyuşmazlık testi blood incompatibility test n.
örgütsel uyuşmazlık organizational disagreement-conflict n.
cinsel uyuşmazlık sexual incompatibility n.
uyuşmazlık çözüm sistemi dispute resolution system n.
uyuşmazlık çözüm sistemi conflict resolution system n.
uyuşmazlık çevrimi/döngüsü conflict cycle n.
uyuşmazlık derecesi degree of discrepancy n.
absürt uyuşmazlık solecism n.
organik uyuşmazlık gösteren incompetent adj.
uyuşmazlık yaratan discordable adj.
ile uyuşmazlık içinde in conflict with prep.
Phrasals
(birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak jar against (someone) v.
(birinde) bir uyumsuzluk/uyuşmazlık izlenimi yaratmak jar on (one) v.
Idioms
ile uyuşmazlık içine girmek have a brush with v.
uyuşmazlık içerisinde olmak be at loggerheads v.
(biriyle bir konuda) uyuşmazlık içerisinde olmak be at loggerheads with (one) (over something) v.
(bir konuda) uyuşmazlık içinde at odds over (something) expr.
uyuşmazlık içinde at cross purposes expr.
(biriyle bir konuda) uyuşmazlık içerisinde at loggerheads (with somebody) (over something) expr.
(bir konuda) uyuşmazlık içerisinde at loggerheads over (something) expr.
(biriyle) uyuşmazlık içerisinde at loggerheads with (someone) expr.
uyuşmazlık/anlaşmazlık içinde at outs expr.
uyuşmazlık/anlaşmazlık içinde on the outs [us] expr.
uyuşmazlık içinde at variance expr.
(biriyle/bir şeyle) uyuşmazlık içinde at variance (with somebody/something) expr.
uyuşmazlık içinde at war expr.
Speaking
bir anlaşmazlık/uyuşmazlık varmış gibi görünüyor there seems to be a disagreement expr.
bir anlaşmazlık/uyuşmazlık var gibi görünüyor there seems to be a disagreement expr.
Trade/Economic
alternatif uyuşmazlık çözümü alternative dispute resolution n.
ekonomik uyuşmazlık economic fraction n.
idari uyuşmazlık administrative disputes n.
uyuşmazlık komitesi dispute committee n.
yasalar arası uyuşmazlık conflict n.
uyuşmazlık çıkaran disputant adj.
Law
fifa uyuşmazlık çözüm dairesi fifa dispute resolution chamber (drc) n.
idari uyuşmazlık administrative dispute n.
oyuncu statüsü komitesinin ve uyuşmazlık çözüm dairesinin prosedürlerini düzenleyen kurallar rules governing the procedures of the players' status committee and the dispute resolution chamber (fifa) n.
uyuşmazlık çözümlenmesi conflict resolution n.
uyuşmazlık mahkemesi court of disputes n.
uyuşmazlık mahkemesi court of jurisdictional dispute n.
uyuşmazlık mahkemesi court of conflicts n.
uyuşmazlık konusu matter of dispute n.
uyuşmazlık çözüm yöntemleri methods of settling disputes n.
uyuşmazlık mahkemesi court of jurisdictional disputes n.
yetkide olumsuz uyuşmazlık inaffirmative conflict of venue n.
Politics
anayasal uyuşmazlık constitutional conflict n.
uyuşmazlık yönetimi dispute management n.
uyuşmazlık konusu toprak disputed enclave n.
Institutes
uyuşmazlık mahkemesi court of jurisdictional disputes n.
Computer
uyuşmazlık var no match expr.
Telecom
uyuşmazlık bedeli amount in dispute n.
Aeronautic
uyuşmazlık verileri conflict data n.
Psychology
uyuşmazlık teorisi incongruity theory n.
Social Sciences
yerleşmiş bir uyuşmazlık/anlaşmazlık hali settling disagreement n.
Philosophy
uyuşmazlık paradigması disconfirmation paradigm n.
Environment
uyuşmazlık düzlemi unconformity plane n.
Military
iki askeri araç aynı hedefe yönlendirildiğinde ortaya çıkan uyuşmazlık time over target conflict n.
uyuşmazlık raporu report of discrepancy n.