varsayım - Turc Anglais Dictionnaire

varsayım

Sens de "varsayım" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 40 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
varsayım hypothesis n.
This hypothesis, that the Community is breaking Treaty law is simply nonsense.
Topluluğun Antlaşma hukukunu çiğnediği yönündeki bu varsayım tek kelimeyle saçmalıktır.

More Sentences
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
General
varsayım conjecture n.
That's pure conjecture.
Bu tamamen varsayım.

More Sentences
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
varsayım supposition n.
The whole Austria business did a lot of damage, because it was all about opinions and suppositions.
Tüm Avusturya meselesi çok zarar verdi çünkü her şey fikirler ve varsayımlarla ilgiliydi.

More Sentences
varsayım hypothesis n.
This hypothesis, that the Community is breaking Treaty law is simply nonsense.
Topluluğun Antlaşma hukukunu çiğnediği yönündeki bu varsayım tek kelimeyle saçmalıktır.

More Sentences
Trade/Economic
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
Politics
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
Technical
varsayım supposition n.
The whole Austria business did a lot of damage, because it was all about opinions and suppositions.
Tüm Avusturya meselesi çok zarar verdi çünkü her şey fikirler ve varsayımlarla ilgiliydi.

More Sentences
Computer
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
Food Engineering
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
Biochemistry
varsayım hypothesis n.
This hypothesis, that the Community is breaking Treaty law is simply nonsense.
Topluluğun Antlaşma hukukunu çiğnediği yönündeki bu varsayım tek kelimeyle saçmalıktır.

More Sentences
Linguistics
varsayım hypothesis n.
This hypothesis, that the Community is breaking Treaty law is simply nonsense.
Topluluğun Antlaşma hukukunu çiğnediği yönündeki bu varsayım tek kelimeyle saçmalıktır.

More Sentences
General
varsayım presume n.
varsayım guesswork n.
varsayım presumption n.
varsayım presupposition n.
varsayım guess n.
varsayım supposal n.
varsayım postulate n.
varsayım cast n.
varsayım perhaps n.
varsayım als ob [german] n.
varsayım assumpt [obsolete] n.
varsayım if n.
varsayım opination n.
varsayım posit n.
varsayım fiction n.
varsayım foreguess n.
varsayım premiss n.
varsayım suppose n.
varsayım supposure [obsolete] n.
varsayım surmisal n.
varsayım surmise n.
varsayım system n.
Computer
varsayım default n.
Math
varsayım hypotheses n.
Logic
varsayım postulatum n.
Philosophy
varsayım thesis n.
Archaic
varsayım presupposal n.

Sens de "varsayım" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 47 résultat(s)

Turc Anglais
General
yanlış varsayım false assumption n.
A restrictive international instrument certainly cannot be based on false assumptions.
Kısıtlayıcı bir uluslararası belge kesinlikle yanlış varsayımlara dayandırılamaz.

More Sentences
geçici varsayım working hypothesis n.
baskıcı varsayım repressive hypothesis n.
temel varsayım fundamental assumption n.
temel varsayım basic assumption n.
basit varsayım simple hypothesis n.
yanlış varsayım wrong assumption n.
hatalı varsayım wrong assumption n.
hatalı varsayım false assumption n.
kuramsal varsayım theoretical assumption n.
mantıklı varsayım logical assumption n.
temel varsayım constatation n.
temel varsayım beginning n.
hatalı varsayım misassumption n.
hatalı varsayım misconjecture n.
temelsiz varsayım idea n.
temel varsayım donnée n.
geçici varsayım construct n.
geçici varsayım veya konseptin verdiği sonuç construct n.
ön koşula dayalı varsayım precondition n.
etkisi veya geçerliği başka bir unsura dayanan varsayım precondition n.
kanıksanmış varsayım precondition n.
varsayım yapan kimse surmiser n.
varsayım yapmak make an assumption v.
varsayım yapmak make a hypothesis v.
varsayım ortaya atmak presume v.
varsayım niteliğinde hypothetical adj.
varsayım olarak kabul edilebilir presumable adj.
varsayım içeren suppositive adj.
(bağlaç) varsayım ifade eden suppositive adj.
varsayım ile presumptively adv.
Idioms
kaba varsayım rough estimate n.
Trade/Economic
diğer bütün şeyler sabitken yapılan varsayım ceteris paribus assumption n.
diğer şeyler sabit kalmak koşuluyla anlamında bir varsayım other things being equal n.
Law
hukuki varsayım fiction of law n.
hukuksal varsayım fiction n.
mantıksal varsayım logical presumption n.
Food Engineering
supap varsayım valve assumption n.
Statistics
doğrusal varsayım linear hypothesis n.
bir veya daha fazla parametre için aynı değerleri belirten (varsayım) simple adj.
Zoology
(süngerler) işlevsel farklılığı bulunmayan çoklu yapısal formlara ilişkin varsayım polymorphosis n.
Linguistics
görev temelli varsayım task based hypothesis n.
varsayım sınaması hypothesis testing n.
varsayım oluşturma hypothesis formation n.
varsayım ifade eden bağlaç suppositive n.
Philosophy
varsayım sanatı ars conjectandi n.
Slang
kaba varsayım wag [us] n.