vermek (hüküm)

Sens de "vermek (hüküm)" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	vermek (hüküm)	deliver v.

Sens de "vermek (hüküm)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 85 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	peşin hüküm vermek	prejudge v.
In particular, we should not prejudge the market at this stage. Özellikle, de bu aşamada piyasa hakkında peşin hüküm vermemeliyiz. More Sentences
2	General	hüküm vermek	adjudicate v.
It is clearly not the role of either the committee or this House to adjudicate in questions of fact. Ne komitenin ne de bu Meclisin görevinin gerçeklerle ilgili konularda hüküm vermek olmadığı açıktır. More Sentences
3	General	hüküm vermek	pass judgment v.
In fact, it is not for us to pass judgment upon governments. Aslında, hükümetler hakkında hüküm vermek bize düşmez. More Sentences
4	General	hüküm vermek	judge v.
And if you judged, then give decision amongst them based on justice. Eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. More Sentences
Idioms
5	Idioms	anlamadan hüküm vermek	jump to conclusions v.
We shouldn't jump to conclusions. Anlamadan hüküm vermemeliyiz. More Sentences
Law
6	Law	hüküm vermek	judge v.
And if you judged, then give decision amongst them based on justice. Eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. More Sentences
7	Law	hüküm vermek	adjudicate v.
It is clearly not the role of either the committee or this House to adjudicate in questions of fact. Ne komitenin ne de bu Meclisin görevinin gerçeklerle ilgili konularda hüküm vermek olmadığı açıktır. More Sentences
General
8	General	gıyabında hüküm vermek	default n.
9	General	hüküm vermek	doom v.
10	General	hüküm vermek	sentence v.
11	General	önceden hüküm vermek	prejudge v.
12	General	peşin hüküm vermek	give a bias to v.
13	General	hüküm vermek	adjudge v.
14	General	acele hüküm vermek	jump at a conclusion v.
15	General	hüküm vermek	return v.
16	General	peşin hüküm vermek	preconceive v.
17	General	hüküm vermek	decree v.
18	General	hüküm vermek	condemn v.
19	General	hüküm vermek	rule v.
20	General	yanlış hüküm vermek	misjudge v.
21	General	yanlış hüküm vermek	misdeem v.
22	General	hüküm vermek	decide v.
23	General	hüküm vermek	pass v.
24	General	hüküm vermek	hand down a decision v.
25	General	önceden hüküm vermek	forejudge v.
26	General	peşin hüküm vermek	judge beforehand v.
27	General	peşin hüküm vermek	form a premature judgement on v.
28	General	peşin hüküm vermek	prejudicate v.
29	General	hüküm vermek	estimate v.
30	General	kesin hüküm vermek (biri hakkında)	place a final judgement on someone v.
31	General	yanlış hüküm vermek	miscensure v.
32	General	aleyhinde hüküm vermek	overrule v.
33	General	hüküm vermek	consecrate [obsolete] v.
34	General	hukuken inceleyip hüküm vermek	discuss [obsolete] v.
35	General	peşin hüküm vermek	foreconceive v.
36	General	önceden hüküm vermek	foredetermine v.
37	General	peşin hüküm vermek	partialize v.
38	General	peşin hüküm vermek	preconceit v.
39	General	(kanıt düzeyi yetersiz iken) önceden hüküm vermek	prejudicate [obsolete] v.
40	General	aleyhte peşin hüküm vermek	prejudice [obsolete] v.
41	General	peşin hüküm ile zarar vermek	prejudice v.
42	General	resmi cezadan önce hüküm vermek	presentence v.
43	General	birine karşı haksız hüküm vermek	prejudice against v.
Phrasals
44	Phrasals	(biri veya bir şey hakkında) hüküm vermek	generalize about (someone or something) v.
45	Phrasals	(biri veya bir şey hakkında) hüküm vermek	generalize on (someone or something) v.
46	Phrasals	birinin bir şeyin lehinde bir hüküm vermek	award something to someone or something v.
47	Phrasals	hakkında hüküm vermek	generalize about v.
48	Phrasals	hakkında hüküm vermek	pronounce on v.
Idioms
49	Idioms	anlamadan hüküm vermek	leap to conclusions v.
50	Idioms	belirli bir özelliğe göre hüküm vermek	judge by v.
51	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment of somebody v.
52	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment upon someone v.
53	Idioms	biri hakkında hüküm vermek	sit in judgment on someone v.
54	Idioms	hüküm vermek	sit in judgment on/over v.
55	Idioms	(mahkeme vb) biri hakkında hüküm/karar vermek	pass sentence on someone v.
56	Idioms	hüküm vermek	bring a verdict in v.
57	Idioms	(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek	pass judgment (on someone or something) v.
58	Idioms	(biri/bir şey hakkında) hüküm vermek	pass sentence (on someone or something) v.
59	Idioms	(biri/bir şey üzerinde/hakkında) hızlıca hüküm vermek	pass sentence (on someone or something) v.
60	Idioms	(biri) hakkında hüküm vermek	sit in judgment of (someone) v.
61	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days expr.
62	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days yet expr.
63	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days expr.
64	Idioms	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early in the day [uk] expr.
Speaking
65	Speaking	(hüküm vermek için) henüz erken	it's early days yet expr.
Trade/Economic
66	Trade/Economic	hüküm vermek	award v.
Law
67	Law	yeniden hüküm vermek	rejudge v.
68	Law	davanın kati olarak düşmesine hüküm vermek	order a peremptory nonsuit v.
69	Law	hüküm vermek	deliver a judgment v.
70	Law	hüküm vermek	give a verdict v.
71	Law	hüküm vermek	adjudge v.
72	Law	hüküm vermek	award v.
73	Law	hüküm vermek	bring in a verdict v.
74	Law	hüküm vermek	render judgment v.
75	Law	hüküm vermek	render a verdict v.
76	Law	hüküm vermek	hold v.
77	Law	hüküm vermek	hold the balance v.
78	Law	hüküm vermek	give a ruling v.
79	Law	jüri kararı ile hüküm vermek	give v.
80	Law	hüküm vermek	decern [scotland] v.
81	Law	hüküm vermek	sue v.
Politics
82	Politics	avam kamarası ile müzakere ettikten sonra hüküm vermek	report out v.
Archaic
83	Archaic	hüküm vermek	aread v.
84	Archaic	hüküm vermek	areed v.
85	Archaic	(ceza için) önceden hüküm vermek	predoom v.