Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | virtuosity n. | virtüözlük | ||
His virtuosity on the piano was awe-inspiring. Adamın piyanodaki virtüözlüğü hayranlık uyandırıcıydı. More Sentences |
||||
General | virtuosity n. | ustalık | ||
Virtuosity requires years of daily practice from childhood. Ustalık çocukluktan itibaren günlük pratikte yıllar gerektirir. More Sentences |
||||
General | virtuosity n. | (güzel sanatlarda) yetenek | ||
General | virtuosity n. | güzel sanata düşkünlük | ||
General | virtuosity n. | güzel sanata ilgili olma |