yüksek seviye

Sens de "yüksek seviye" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Trade/Economic
1	Trade/Economic	yüksek seviye	high level n.
Many Member States have already achieved considerably higher levels than those now being proposed. Birçok Üye Devlet halihazırda şu anda önerilenden çok daha yüksek seviyelere ulaşmıştır. More Sentences
Technical
2	Technical	yüksek seviye	high level n.
In Devon, the River Taw had the highest level since records began. Devon'da Taw Nehri, kayıtlar başladığından beri en yüksek seviyeye ulaşmıştır. More Sentences
General
3	General	yüksek seviye	high echelon n.

Sens de "yüksek seviye" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	en yüksek seviye	all time high n.
The number of jobless is at an all time high. İşsiz sayısı tüm zamanların en yüksek seviyesinde. More Sentences
2	General	bir şeyin değerlendirilmesinde kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat	cap n.
3	General	erişilen en yüksek seviye	high water n.
4	General	en yüksek seviye	stratosphere n.
Idioms
5	Idioms	en yüksek teknoloji/seviye	bleeding edge n.
Technical
6	Technical	yüksek seviye (kazan suyu için)	high level n.
Computer
7	Computer	ilk yüksek seviye programlama dili	fortran n.
Mechanic
8	Mechanic	yüksek seviye darbe yeteneği	high rate pulse capability n.
Aeronautic
9	Aeronautic	yüksek seviye bilgi bağlantı kontrolü	high level data link control n.
Statistics
10	Statistics	olasılık dağılımında yüksek seviye risk belirten kuyruk	fat tail n.
Geography
11	Geography	gelgitte suyun ulaştığı en yüksek seviye	highwater n.
Meteorology
12	Meteorology	yüksek seviye trofu	upper trough n.
13	Meteorology	yüksek seviye cephesi	upper front n.
Military
14	Military	düşman saldırısına karşı en yüksek seviye uyarı	red alert n.
15	Military	tahkimatın en yüksek kısmı ile hendek arasındaki seviye farkı	relief n.
Slang
16	Slang	en yüksek seviye	the end n.