yansımak - Turc Anglais Dictionnaire

yansımak

Sens de "yansımak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
General
yansımak echo v.
This, I am sad to say, echoes the obscurantism of the Middle Ages that our countries also experienced.
Üzülerek söylemeliyim ki bu durum, ülkelerimizin de tecrübe ettiği Orta Çağ'ın gericiliğinin bir yansımasıdır.

More Sentences
yansımak be reflected v.
The last rays of the sun are reflected on the infinite sea.
Güneşin son ışıkları sonsuz denize yansıyor.

More Sentences
yansımak rub off on v.
I hope this practice will rub off on the rest of the EU system, for that is the way it should be.
Umarım bu uygulama AB sisteminin geri kalanına da yansır, çünkü olması gereken budur.

More Sentences
yansımak reflect on v.
This decision will reflect on his future career.
Bu karar onun gelecekteki kariyerine yansıyacak.

More Sentences
Technical
yansımak reflect v.
His new windbreaker has stripes that reflect light.
Yeni rüzgarlığı, ışığı yansıtan çizgilere sahip.

More Sentences
yansımak reflect v.
I could see the dark clouds reflected in the calm waters.
Durgun sulara yansıyan kara bulutları görebiliyordum.

More Sentences
General
yansımak reverberate v.
yansımak rebound v.
yansımak ring v.
yansımak surrebound v.

Sens de "yansımak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(bir şeyin) üzerine yansımak reflect on (something) v.
The moonlight reflected on the lake.
Ay ışığı gölün üzerine yansıdı.

More Sentences
Idioms
(bir şeye) yansımak be reflected in (something) v.
The flash was reflected in the bottle.
Flaş şişeye yansıdı.

More Sentences
General
yansımak (ses) echo v.
basına yansımak be reflected in the press v.
-e yansımak redound on v.
-e yansımak redound up v.
piyasalara olumsuz yansımak have negative impact on the markets v.
piyasalara olumsuz yansımak have negative effect on the markets v.
aynaya yansımak be reflected in the mirror v.
elinde sigarayla kameralara yansımak be spotted with cigarette in hand v.
(ışık huzmesinin) yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansımak glance v.
baskın şekilde yansımak overwhelm v.
(ışık) yansımak strike v.
Phrasals
(birinden/bir şeyden) yansımak bounce off (of) (someone or something) v.
(bir şeyden) yansımak bounce off (of something) v.
(birine/bir şeye) yansımak redound on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) yansımak redound upon (someone or something) v.
(bir şeye) yansımak reflect upon (something) v.
(bir şeyin) üzerine yansımak reflect upon (something) v.
(bir şeye) yansımak reflect on (something) v.
-e yansımak register on v.
göz kamaştırarak yansımak beat down v.
Idioms
olumsuz yansımak reflect badly on something v.
olumlu yansımak reflect credit on something v.
olumlu yansımak reflect credit upon something v.
yüzüne yansımak registered on one's face v.
yüzüne yansımak reflect on one's face v.
(birinin) yüzüne yansımak register on (one's) face v.
(birinin) yüzüne yansımak be written all over (one's) face v.
(bir şey) yüzüne yansımak be written all over your face v.
(bir şey) yüzüne yansımak have something written all over your face v.
birinin yüzüne yansımak be written all over somebody's face v.
yüzüne yansımak be written all over your face v.
-e olumlu yansımak reflect credit on v.
(birine/bir şeye/kendine) olumlu yansımak reflect credit on (someone, something, or oneself) v.
(birine/bir şeye/kendine) olumlu yansımak reflect credit upon (someone, something, or oneself) v.
(bir şeyin) üzerine yansımak be reflected in (something) v.
(bir şeyin) sonuçlarına yansımak/etki etmek be reflected in (something) v.
eğik açı ile yansımak cut one's eye v.
Trade/Economic
fiyatlara yansımak be reflected in prices v.
Technical
yansımak (ışık) reverberate v.