|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
General |
|
1 |
General |
last years n.
|
son yıllar |
|
We are approaching the last year of the Commission's term of office.
Komisyonun görev süresinin son yılına yaklaşıyoruz.
More Sentences
|
2 |
General |
last two years n.
|
son iki yıl |
|
The Commission agrees with Parliament that Kyrgyzstan has put its good reputation on the line over the last two years.
Komisyon, Kırgızistan'ın son iki yılda itibarını tehlikeye attığı konusunda Parlamento ile hemfikirdir.
More Sentences
|
3 |
General |
last three years n.
|
son üç yıl |
|
Over the last three years we had Kosovo, where we really had to fight hard to end up with any money at all.
Son üç yıl içinde Kosova'yı yaşadık ve para kazanabilmek için gerçekten çok mücadele etmek zorunda kaldık.
More Sentences
|
4 |
General |
ten years later n.
|
on yıl sonra |
|
Here we are, ten years later, and no revision to the existing legislation on noise has been made.
İşte on yıl sonra buradayız ve gürültüye ilişkin mevcut mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmadı.
More Sentences
|
5 |
General |
twenty years n.
|
yirmi yıl |
|
Afghanistan has been suffering for twenty years.
Afganistan yirmi yıldır acı çekiyor.
More Sentences
|
6 |
General |
5 years old adj.
|
5 yaşında |
|
Cookie is under 5 years old.
Cookie 5 yaşından küçük.
More Sentences
|
7 |
General |
for years adv.
|
yıllarca |
|
Silicon implants were used for years before there was regulation or surveillance of their use.
Silikon implantlar, kullanımlarına ilişkin bir düzenleme ya da gözetim olmadan önce yıllarca kullanılmıştır.
More Sentences
|
8 |
General |
years ago adv.
|
seneler önce |
|
That was years ago.
O seneler önceydi.
More Sentences
|
9 |
General |
years ago adv.
|
yıllar önce |
|
We need to keep to the policy decided years ago by Arafat and Prime Minister Rabin, God rest his soul.
Yıllar önce Arafat ve Tanrı ruhunu şad etsin Başbakan Rabin tarafından kararlaştırılan politikaya sadık kalmalıyız.
More Sentences
|
10 |
General |
in recent years adv.
|
son yıllarda |
|
Just as he says, the price of coffee has fallen dramatically in recent years.
Kendisinin de söylediği gibi kahve fiyatları son yıllarda önemli ölçüde düştü.
More Sentences
|
11 |
General |
in recent years adv.
|
son zamanlarda |
|
Chemistry has made notable progress in recent years.
Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
More Sentences
|
|
12 |
General |
two years ago adv.
|
iki yıl önce |
|
Two years ago, we ran a conference on this subject in Brussels.
İki yıl önce Brüksel'de bu konuda bir konferans düzenledik.
More Sentences
|
13 |
General |
over the years adv.
|
yıllar geçtikçe |
|
The quality of their products has gone down over the years.
Ürünlerinin kalitesi yıllar geçtikçe düştü.
More Sentences
|
14 |
General |
over the years adv.
|
yıllar boyunca |
|
One case in point is Ethiopia, which we have discussed again and again over the years.
Yıllar boyunca tekrar tekrar tartıştığımız Etiyopya bu konuda bir örnek teşkil etmektedir.
More Sentences
|
15 |
General |
for several years adv.
|
birkaç yıldır |
|
Industrial policy as such had not been mentioned for several years.
Sanayi politikasından birkaç yıldır bahsedilmiyordu.
More Sentences
|
16 |
General |
for years adv.
|
yıllardır |
|
In fact, the Commission's representation in The Hague has been waiting for a legal expert to be appointed for years.
Aslında Komisyon'un Lahey'deki temsilciliği yıllardır bir hukuk uzmanının atanmasını beklemektedir.
More Sentences
|
17 |
General |
for three years adv.
|
üç yıldır |
|
The European Commission has been aware of this for three years.
Avrupa Komisyonu üç yıldır bunun farkındaydı.
More Sentences
|
18 |
General |
for many years adv.
|
yıllarca |
|
The condemned sometimes await their execution for many years in American prisons.
Mahkumlar bazen yıllarca Amerikan hapishanelerinde idamlarını beklemektedir.
More Sentences
|
19 |
General |
for many years adv.
|
yıllardır |
|
We have been raising the Sellafield issue here for many years.
Sellafield konusunu yıllardır burada gündeme getiriyoruz.
More Sentences
|
20 |
General |
thousand of years adv.
|
binlerce yıl |
|
If an area is contaminated, it remains contaminated for thousands of years.
Eğer bir alan kirlenmişse, binlerce yıl boyunca kirlenmiş olarak kalır.
More Sentences
|
21 |
General |
for many years adv.
|
uzun yıllardır |
|
In fact the EC has been granting such aid to its shipbuilding industry for many years, up to 31 December 2000.
Aslında AT, 31 Aralık 2000 tarihine kadar uzun yıllardır gemi inşa sanayisine bu tür yardımlarda bulunmaktadır.
More Sentences
|
22 |
General |
ten years ago adv.
|
on yıl önce |
|
Ten years ago, however, it would appear that it was sufficient.
Ancak on yıl önce bunun yeterli olduğu görülüyordu.
More Sentences
|
23 |
General |
in ten years adv.
|
on yıl içinde |
|
In ten years, there have been certain changes in the world.
On yıl içinde dünyada bazı değişiklikler oldu.
More Sentences
|
24 |
General |
in ten years adv.
|
on yıl içindeki |
|
This is the worst storm in ten years.
Bu, on yıl içindeki en kötü fırtına.
More Sentences
|
25 |
General |
throughout the years adv.
|
yıllar boyunca |
|
For the first time in the 1990s, consumer price inflation declined throughout the year.
1990'lı yıllarda ilk kez tüketici fiyatları enflasyonu yıl boyunca düşmüştür.
More Sentences
|
26 |
General |
many years ago adv.
|
yıllar önce |
|
It is quite right that reference was made to the visionary words of Pope John Paul many years ago.
Papa John Paul'un yıllar önceki vizyoner sözlerine atıfta bulunulması son derece doğrudur.
More Sentences
|
27 |
General |
six years ago adv.
|
altı yıl önce |
|
However, Parliament did ask for a legislative initiative six years ago.
Bununla birlikte, Parlamento altı yıl önce bir yasama girişimi talebinde bulunmuştur.
More Sentences
|
28 |
General |
eighty years ago adv.
|
seksen yıl önce |
|
Eighty years ago there was a link between major wars, disasters and a pandemic.
Seksen yıl önce büyük savaşlar, felaketler ve pandemi arasında bir bağlantı vardı.
More Sentences
|
29 |
General |
for thirty years adv.
|
otuz yıldır |
|
We have therefore been in a provisional situation for thirty years.
Dolayısıyla otuz yıldır geçici bir durumdayız.
More Sentences
|
30 |
General |
over the years adv.
|
yıllardır |
|
This policy belies all the United States' talk over the years about a trade-oriented agenda.
Bu politika, Amerika Birleşik Devletleri'nin yıllardır ticaret odaklı bir gündemden söz etmesini yalanlamaktadır.
More Sentences
|
31 |
General |
over the years adv.
|
yıllar içinde |
|
The Netherlands has a community of 12 000 Syrian Christians from Turkey who have fled to Western Europe over the years.
Hollanda, Türkiye'den yıllar içinde Batı Avrupa'ya kaçan 12.000 Suriyeli Hristiyan'dan oluşan bir topluluğa sahiptir.
More Sentences
|
|
32 |
General |
hundred years ago adv.
|
yüz yıl önce |
|
A hundred years ago, the typewriter was banned in Turkey.
Yüz yıl önce Türkiye'de daktilo yasaklanmıştı.
More Sentences
|
33 |
General |
forty years ago adv.
|
kırk yıl önce |
|
A divide which, forty years ago, was only half that size.
Kırk yıl önce bunun sadece yarısı kadar olan bir bölünme.
More Sentences
|
34 |
General |
30 years later adv.
|
30 yıl sonra |
|
Today, 30 years later, these problems have still not been resolved.
Bugün, 30 yıl sonra, bu sorunlar hala çözülmedi.
More Sentences
|
35 |
General |
4 years ago adv.
|
4 yıl önce |
|
I started doing this work 4 years ago.
Bu işi yapmaya 4 yıl önce başladım.
More Sentences
|
36 |
General |
for many years adv.
|
yıllar boyunca |
|
He worked as a diplomat for many years.
O yıllar boyunca diplomat olarak çalıştı.
More Sentences
|
37 |
General |
for years adv.
|
yıllar boyunca |
|
For years he has dragged his people into wars and sacrificed prosperity and social and economic progress to this cause.
Yıllar< boyunca/span> halkını savaşlara sürükledi ve refahı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi bu uğurda feda etti.
More Sentences
|
38 |
General |
years ago adv.
|
yıl önce |
|
This mercilessly cruel burden was imposed twelve years ago on the population.
Bu acımasız yük on iki yıl önce halka dayatıldı.
More Sentences
|
39 |
General |
years ago adv.
|
sene önce |
|
The truth is, she was dead to me years ago.
Gerçek şu ki o benim için seneler önce ölmüştü.
More Sentences
|
40 |
General |
years old prep.
|
yaşında |
|
Safiya was married at 12 years old and Amina at 14 years old.
Safiye 12 yaşında, Amina ise 14 yaşında evlendi.
More Sentences
|
Phrases |
|
41 |
Phrases |
in previous years expr.
|
önceki yıllarda |
|
As in previous years, this debate is characterised by two elements which we could describe as endemic.
Önceki yıllarda olduğu gibi bu tartışma da endemik olarak tanımlayabileceğimiz iki unsurla karakterize edilmektedir.
More Sentences
|
42 |
Phrases |
after years expr.
|
yıllardan sonra |
|
After years of focus on words, dictionary writers finally turned to sentences.
Sözcükler üzerine odaklanılan yıllardan sonra, sözlük yazarları nihayet cümlelere döndüler.
More Sentences
|
43 |
Phrases |
after years expr.
|
yıllar sonra |
|
After years, the silence has at long last been broken in an important debate such as that on pensions.
Yıllar sonra, emekli maaşları gibi önemli bir tartışmada sessizlik nihayet bozuldu.
More Sentences
|
44 |
Phrases |
of many years expr.
|
uzun yıllara dayanan |
|
Your reality actually consists of many years of dreams.
Sizin gerçekliğiniz aslında uzun yıllara dayanan hayallerden oluşuyor.
More Sentences
|
45 |
Phrases |
after many years expr.
|
yıllar sonra |
|
Israel, after many years, discovered a number of these tunnels, and there was nothing surprising in this.
İsrail yıllar sonra bu tünellerin bir kısmını keşfetti ve bunda şaşırtıcı bir şey yoktu.
More Sentences
|
Colloquial |
|
46 |
Colloquial |
getting on (in years) adj.
|
yaşı ilerlemiş |
|
She is getting on.
Yaşı ilerliyor.
More Sentences
|
47 |
Colloquial |
several years later expr.
|
birkaç yıl sonra |
|
Tom died several years later.
Tom birkaç yıl sonra öldü.
More Sentences
|
48 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
fi tarihinden beri |
|
She's been in the same job for donkey's years.
Fi tarihinden beri aynı işi yapıyor.
More Sentences
|
49 |
Colloquial |
ten years ago expr.
|
on yıl önce |
|
These proposals are the final product of a long discussion process initiated by the Commission ten years ago.
Bu teklifler, Komisyon tarafından on yıl önce başlatılan uzun bir tartışma sürecinin nihai ürünüdür.
More Sentences
|
50 |
Colloquial |
fourteen years expr.
|
on dört yıl |
|
Fourteen years after its destruction, another wall is causing nightmares in Palestine.
Yıkılışından on dört yıl sonra bir başka duvar Filistin'de kabuslara neden oluyor.
More Sentences
|
51 |
Colloquial |
for years expr.
|
senelerdir |
|
I have been living here for years.
Senelerdir burada yaşıyorum.
More Sentences
|
52 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
sittinsene |
|
She's been in the same job for donkey's years.
Sittinsenedir aynı işte.
More Sentences
|
53 |
Colloquial |
in years expr.
|
yıllarca |
|
Tom hasn't done that in years.
Tom yıllarca bunu yapmadı.
More Sentences
|
54 |
Colloquial |
for many years expr.
|
uzun yıllar boyunca |
|
It is likely that the democracies will have to maintain a commitment for many years to come.
Demokrasilerin önümüzdeki uzun yıllar boyunca bu taahhüdü sürdürmeleri gerekecektir.
More Sentences
|
55 |
Colloquial |
three years ago expr.
|
üç yıl önce |
|
As I stated earlier, a number of Member States introduced these standards some three years ago.
Daha önce de belirttiğim gibi bazı Üye Devletler bu standartları yaklaşık üç yıl önce uygulamaya koymuştur.
More Sentences
|
56 |
Colloquial |
in years expr.
|
yıllardır |
|
I hadn't seen him in years.
Onu yıllardır görmemiştim.
More Sentences
|
General |
|
57 |
General |
ninety years old n.
|
doksanlık |
|
58 |
General |
a span of seven years n.
|
yedi yıllık bir süre |
|
59 |
General |
coming years n.
|
gelecek yıllar |
|
60 |
General |
years of neglect n.
|
ihmal yılları |
|
61 |
General |
four digit years n.
|
dört haneli yıllar |
|
62 |
General |
ensuing years n.
|
sonraki yıllar |
|
63 |
General |
ensuing years n.
|
ertesi yıllar |
|
64 |
General |
distribution by years n.
|
yıllara göre dağılım |
|
65 |
General |
profitability by years n.
|
yıllara göre karlılık durumu |
|
66 |
General |
childhood years n.
|
çocukluk yılları |
|
67 |
General |
wasted years n.
|
kaybolan yıllar |
|
68 |
General |
lost years n.
|
kaybolan yıllar |
|
69 |
General |
university years n.
|
üniversite yılları |
|
70 |
General |
formative years n.
|
gelişim yılları |
|
71 |
General |
build-up over years n.
|
yılların birikimi |
|
|
72 |
General |
the years ahead n.
|
ileriki yıllar |
|
73 |
General |
the years ahead n.
|
önümüzdeki yıllar |
|
74 |
General |
passing of years n.
|
yıllar geçmesi |
|
75 |
General |
passing of years n.
|
yılların geçmesi |
|
76 |
General |
two consecutive years n.
|
iki sene üst üste |
|
77 |
General |
children up to three years of age n.
|
üç yaşına kadar olan çocuklar |
|
78 |
General |
the following three years n.
|
takip eden üç yıl |
|
79 |
General |
the following three years n.
|
takip eden üç sene |
|
80 |
General |
golden years n.
|
altın yıllar |
|
81 |
General |
golden years n.
|
emeklilik dönemi |
|
82 |
General |
golden years n.
|
emeklilik çağı |
|
83 |
General |
last period (years) n.
|
son dönem |
|
84 |
General |
studies in recent years n.
|
son yıllarda yapılan çalışmalar |
|
85 |
General |
years of experience n.
|
deneyim süresi |
|
86 |
General |
children under five years of age n.
|
beş yaş altı çocuklar |
|
87 |
General |
hundreds of thousands of years n.
|
yüzbinlerce yıl |
|
88 |
General |
new years day n.
|
yılbaşı |
|
89 |
General |
new years day n.
|
1 ocak |
|
90 |
General |
new years day n.
|
yılın ilk günü |
|
91 |
General |
new years eve n.
|
31 aralık akşamı |
|
92 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı gecesi |
|
93 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
94 |
General |
intervening years n.
|
aradan geçen yıllar |
|
95 |
General |
vale of years n.
|
yaşamın sonbaharı |
|
96 |
General |
vale of years n.
|
kariyerin son yılları |
|
97 |
General |
yrs (years) n.
|
yıllar |
|
98 |
General |
yrs. (years) n.
|
yıllar |
|
99 |
General |
mya (million years ago) n.
|
milyon yıl önce |
|
100 |
General |
mya (million years ago) n.
|
myö |
|
101 |
General |
donkeys years n.
|
çok uzun süre |
|
102 |
General |
donkeys years n.
|
fi tarihi |
|
103 |
General |
donkeys years n.
|
sittin sene |
|
104 |
General |
donkeys years n.
|
sonsuzluk |
|
105 |
General |
donkeys years n.
|
ebediyet |
|
106 |
General |
donkeys years n.
|
sonsuz zaman dilimi |
|
107 |
General |
defy the years v.
|
yıllara meydan okumak |
|
108 |
General |
be getting on in years v.
|
yaşlanmak |
|
109 |
General |
be millions of light years away from earth v.
|
dünyadan milyonlarca ışık yılı uzakta olmak |
|
110 |
General |
take years to rebuild v.
|
yeniden inşa etmek yıllar almak |
|
111 |
General |
be sentenced to five years v.
|
beş yıla mahkum olmak |
|
112 |
General |
be sentenced to six years v.
|
altı yıla mahkum edilmek |
|
113 |
General |
be sentenced to five years v.
|
5 yıla mahkum edilmek |
|
114 |
General |
be sentenced to three years v.
|
üç yıla mahkum edilmek |
|
115 |
General |
be sentenced to three years v.
|
üç yıla mahkum olmak |
|
116 |
General |
be sentenced to six years v.
|
6 yıla mahkum olmak |
|
117 |
General |
be sentenced to five years v.
|
5 yıla mahkum olmak |
|
118 |
General |
be sentenced to six years v.
|
altı yıla mahkum olmak |
|
119 |
General |
be sentenced to three years v.
|
3 yıla mahkum olmak |
|
120 |
General |
be sentenced to three years v.
|
3 yıla mahkum edilmek |
|
121 |
General |
be sentenced to six years v.
|
6 yıla mahkum edilmek |
|
122 |
General |
be sentenced to five years v.
|
beş yıla mahkum edilmek |
|
123 |
General |
recommend one's sentence be reduced by 2 years v.
|
cezasını 2 yıl indirmeyi önermek |
|
124 |
General |
be champion three consecutive years v.
|
üç sene üst üste şampiyon olmak |
|
125 |
General |
be champion three years in a row v.
|
üç sene üst üste şampiyon olmak |
|
126 |
General |
get 10 years v.
|
10 sene yemek |
|
127 |
General |
get 10 years v.
|
on sene yemek |
|
128 |
General |
get 10 years v.
|
on yıl almak |
|
129 |
General |
get 10 years v.
|
10 yıl yemek |
|
130 |
General |
get 10 years v.
|
10 sene almak |
|
131 |
General |
get 10 years v.
|
on yıl yemek |
|
132 |
General |
reduce someone's sentence from 10 years to two v.
|
birinin cezasını 10 yıldan 2 yıla indirmek |
|
133 |
General |
stricken in years adj.
|
yaşlı |
|
134 |
General |
extending to years adj.
|
yıllara sari |
|
135 |
General |
triennial (once every three years) adj.
|
üç yılda bir olan |
|
136 |
General |
as in most years adj.
|
birçok yılda olduğu gibi |
|
137 |
General |
wise in years adj.
|
bilge olacak kadar yaşlı (kimse) |
|
138 |
General |
wise in years adj.
|
yaşlı ve deneyimli (kimse) |
|
139 |
General |
many years since adv.
|
bundan çok sene evvel |
|
140 |
General |
over the last five years adv.
|
son beş yıl içinde |
|
141 |
General |
from ten years of age upward adv.
|
on yaşından itibaren |
|
142 |
General |
for years adv.
|
yıllar yılı |
|
143 |
General |
in other ten years adv.
|
sonraki on yıl içinde |
|
144 |
General |
in other ten years adv.
|
sonraki on yıl izarfında |
|
145 |
General |
of late years adv.
|
son birkaç sene zarfında |
|
146 |
General |
in recent years adv.
|
yakın zamanlarda |
|
147 |
General |
over years adv.
|
yıllar geçtikçe |
|
148 |
General |
for donkey's years adv.
|
yıllar yılı |
|
149 |
General |
for three years in succession adv.
|
üst üste üç sene |
|
150 |
General |
in another ten years adv.
|
bundan on yıl sonra |
|
151 |
General |
in one's declining years adv.
|
hayatının sonuna doğru |
|
152 |
General |
for more than two thousand years adv.
|
iki bin yıldan daha fazla bir süredir |
|
153 |
General |
by years adv.
|
yıllar itibarıyla |
|
154 |
General |
for several years adv.
|
birkaç yıldan beri |
|
155 |
General |
thousands years ago adv.
|
günümüzden binlerce yıl önce |
|
156 |
General |
for recent 30 years adv.
|
son otuz yıldır |
|
157 |
General |
for last 30 years adv.
|
son otuz yıldır |
|
158 |
General |
thousands of years ago adv.
|
günümüzden binlerce yıl önce |
|
159 |
General |
thousands of years now adv.
|
günümüzden binlerce yıl sonra |
|
160 |
General |
thousands of years now adv.
|
bundan binlerce yıl sonra |
|
161 |
General |
thousands of years now adv.
|
günümüzden binlerce yıl önce |
|
162 |
General |
a few years ago adv.
|
birkaç yıl önce |
|
163 |
General |
for the first time in years adv.
|
yıllar sonra ilk defa |
|
164 |
General |
first time in years adv.
|
yıllar sonra ilk kez |
|
165 |
General |
first time in years adv.
|
yıllar sonra ilk defa |
|
166 |
General |
for the first time in years adv.
|
yıllardan sonra ilk defa |
|
167 |
General |
for the first time in years adv.
|
yıllar sonra ilk kez |
|
168 |
General |
for the first time in years adv.
|
yıllardan sonra ilk kez |
|
169 |
General |
first time in years adv.
|
yıllardan sonra ilk defa |
|
170 |
General |
first time in years adv.
|
yıllardan sonra ilk kez |
|
171 |
General |
for the last three years adv.
|
son üç yıldır |
|
172 |
General |
for several years now adv.
|
bir kaç yıldır |
|
173 |
General |
for many years adv.
|
yıllardan bu yana |
|
174 |
General |
for many years adv.
|
yıllardan beri |
|
175 |
General |
in the coming years adv.
|
ileriki yıllarda |
|
176 |
General |
for many years adv.
|
uzun yıllardan beri |
|
177 |
General |
of late years adv.
|
son yıllarda |
|
178 |
General |
in the next years adv.
|
önümüzdeki senelerde |
|
179 |
General |
in the past years adv.
|
geçmiş yıllarda |
|
180 |
General |
in the next years adv.
|
önümüzdeki yıllarda |
|
181 |
General |
in the upcoming years adv.
|
önümüzdeki senelerde |
|
182 |
General |
50 years later adv.
|
50 yıl sonra |
|
183 |
General |
in those years adv.
|
o yıllarda |
|
184 |
General |
50 years later adv.
|
50 sene sonra |
|
185 |
General |
in the upcoming years adv.
|
önümüzdeki yıllarda |
|
186 |
General |
in the coming years adv.
|
önümüzdeki yıllarda |
|
187 |
General |
in the forthcoming years adv.
|
önümüzdeki senelerde |
|
188 |
General |
in the coming years adv.
|
önümüzdeki senelerde |
|
189 |
General |
in the forthcoming years adv.
|
önümüzdeki yıllarda |
|
190 |
General |
50 years later adv.
|
elli sene sonra |
|
191 |
General |
50 years later adv.
|
elli yıl sonra |
|
192 |
General |
a number of years ago adv.
|
birkaç yıl önce |
|
193 |
General |
for at least six years adv.
|
en az altı yıllığına |
|
194 |
General |
many years ago adv.
|
çok seneler önce |
|
195 |
General |
in every four years adv.
|
dört yılda bir |
|
196 |
General |
once in every four years adv.
|
dört yılda bir |
|
197 |
General |
two consecutive years adv.
|
iki yıl arka arkaya |
|
198 |
General |
two consecutive years adv.
|
iki yıl üst üste |
|
199 |
General |
two years in a row adv.
|
iki sene üst üste |
|
200 |
General |
two years in a row adv.
|
iki yıl arka arkaya |
|
201 |
General |
two years in a row adv.
|
iki yıl üst üste |
|
202 |
General |
for thousands of years adv.
|
binlerce yıldır |
|
203 |
General |
for hundreds of years adv.
|
yüzlerce yıldır |
|
204 |
General |
within ten years adv.
|
10 yıl içindeki |
|
205 |
General |
within ten years adv.
|
10 yıl içinde |
|
206 |
General |
within ten years adv.
|
on yıl içindeki |
|
207 |
General |
within ten years adv.
|
on yıl içinde |
|
208 |
General |
within ten years adv.
|
on sene içinde |
|
209 |
General |
in ten years adv.
|
10 yıl içinde |
|
210 |
General |
in ten years adv.
|
10 yıl içindeki |
|
211 |
General |
within ten years adv.
|
10 sene içinde |
|
212 |
General |
in ten years adv.
|
10 sene içinde |
|
213 |
General |
in ten years adv.
|
on sene içinde |
|
214 |
General |
many years ago adv.
|
seneler önce |
|
215 |
General |
many years ago adv.
|
yıllar evvel |
|
216 |
General |
many years ago adv.
|
seneler evvel |
|
217 |
General |
four years in a row adv.
|
dört yıl üst üste |
|
218 |
General |
four consecutive years adv.
|
dört yıl üst üste |
|
219 |
General |
10 years later adv.
|
10 yıl sonra |
|
220 |
General |
10 years later adv.
|
on sene sonra |
|
221 |
General |
10 years later adv.
|
10 sene sonra |
|
222 |
General |
ten years later adv.
|
on sene sonra |
|
223 |
General |
ten years later adv.
|
10 sene sonra |
|
224 |
General |
10 years later adv.
|
on yıl sonra |
|
225 |
General |
ten years later adv.
|
10 yıl sonra |
|
226 |
General |
six years ago adv.
|
altı sene önce |
|
227 |
General |
forty years later adv.
|
40 yıl sonra |
|
228 |
General |
two years at most/maximum adv.
|
en fazla iki yıl |
|
229 |
General |
for a period of two years adv.
|
iki yıllığına |
|
230 |
General |
for a period of two years adv.
|
iki yıl süre ile |
|
231 |
General |
in the last two years adv.
|
son iki sene içinde |
|
232 |
General |
one hundred years ago adv.
|
yüz yıl önce |
|
233 |
General |
a hundred years ago adv.
|
yüz yıl önce |
|
234 |
General |
once every three years adv.
|
üç yılda bir |
|
235 |
General |
twenty years later adv.
|
yirmi sene sonra |
|
236 |
General |
twenty years later adv.
|
yirmi yıl sonra |
|
237 |
General |
over 50 years of age adv.
|
50 yaş üzeri |
|
238 |
General |
over 50 years of age adv.
|
50 yaş üstü |
|
239 |
General |
eighty years ago adv.
|
seksen sene önce |
|
240 |
General |
in one's high school years adv.
|
lise yıllarında |
|
241 |
General |
in high school years adv.
|
lise yıllarında |
|
242 |
General |
in any of the previous years adv.
|
önceki yılların herhangi birinde |
|
243 |
General |
in the early years adv.
|
ilk yıllarda |
|
244 |
General |
for years to come adv.
|
gelecek uzun yıllarca |
|
245 |
General |
for years to come adv.
|
önümüzdeki uzun yıllar boyunca |
|
246 |
General |
in recent years adv.
|
son senelerde |
|
247 |
General |
by years adv.
|
yıllar itibariyle |
|
248 |
General |
over the years adv.
|
senelerdir |
|
249 |
General |
within years adv.
|
yıllar içinde |
|
250 |
General |
in the previous years adv.
|
önceki yıllarda |
|
251 |
General |
over the course of many years adv.
|
yıllar boyunca |
|
252 |
General |
over the course of many years adv.
|
yıllardır |
|
253 |
General |
every two years adv.
|
2 yılda bir |
|
254 |
General |
every 2 years adv.
|
2 yılda bir |
|
255 |
General |
for 10 years adv.
|
10 yıldan beri |
|
256 |
General |
almost 3 years ago adv.
|
neredeyse 3 yıl önce |
|
257 |
General |
for a couple of years adv.
|
birkaç yıllığına |
|
258 |
General |
hundred years ago adv.
|
yüz yıl evvel |
|
259 |
General |
hundred years ago adv.
|
yüz sene evvel |
|
260 |
General |
hundred years ago adv.
|
yüz sene önce |
|
261 |
General |
forty years ago adv.
|
kırk sene önce |
|
262 |
General |
3 years later adv.
|
3 yıl sonra |
|
263 |
General |
in the years ahead adv.
|
ileriki yıllarda |
|
264 |
General |
in the years ahead adv.
|
ileriki senelerde |
|
265 |
General |
in the years to come adv.
|
ileriki yıllarda |
|
266 |
General |
in the years to come adv.
|
ileriki senelerde |
|
267 |
General |
in five years adv.
|
beş yıl içerisinde |
|
268 |
General |
in five years adv.
|
beş yıl içinde |
|
269 |
General |
for years adv.
|
yıllar boyu |
|
270 |
General |
between the years of prep.
|
seneleri arasında |
|
271 |
General |
between the years of prep.
|
yılları arasında |
|
272 |
General |
in the first years of prep.
|
ilk yıllarında |
|
273 |
General |
in the first years of prep.
|
ilk senelerinde |
|
Phrases |
|
274 |
Phrases |
years running n.
|
birbirini izleyen yıllar |
|
275 |
Phrases |
with a years of experience adv.
|
yılların birikimi |
|
276 |
Phrases |
during the past ten years adv.
|
son on yıl içinde |
|
277 |
Phrases |
until a few years ago expr.
|
birkaç yıl öncesine kadar |
|
278 |
Phrases |
for a couple of years expr.
|
birkaç yıllığına |
|
279 |
Phrases |
a few years after expr.
|
birkaç yıl sonra |
|
280 |
Phrases |
for years after expr.
|
bundan sonra yıllarca |
|
281 |
Phrases |
in the later years expr.
|
daha sonraki yıllarda |
|
282 |
Phrases |
in previous years expr.
|
daha önceki senelerde |
|
283 |
Phrases |
in previous years expr.
|
daha önceki yıllarda |
|
284 |
Phrases |
as in previous years expr.
|
geçmiş yıllardaki gibi |
|
285 |
Phrases |
in recent years expr.
|
geçtiğimiz yıllarda |
|
286 |
Phrases |
in recent years expr.
|
geçtiğimiz senelerde |
|
287 |
Phrases |
in previous years expr.
|
geçtiğimiz senelerde |
|
288 |
Phrases |
in previous years expr.
|
geçtiğimiz yıllarda |
|
289 |
Phrases |
as in previous years expr.
|
geçmiş senelerdeki gibi |
|
290 |
Phrases |
in the forthcoming years expr.
|
ilerleyen senelerde |
|
291 |
Phrases |
in the advancing years expr.
|
ilerleyen yıllarda |
|
292 |
Phrases |
in the upcoming years expr.
|
ilerleyen senelerde |
|
293 |
Phrases |
in the advancing years expr.
|
ilerleyen senelerde |
|
294 |
Phrases |
in the upcoming years expr.
|
ilerleyen yıllarda |
|
295 |
Phrases |
for two years running expr.
|
iki yıldır |
|
296 |
Phrases |
in the forthcoming years expr.
|
ilerleyen yıllarda |
|
297 |
Phrases |
for the next few years expr.
|
önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince |
|
298 |
Phrases |
for the next few years expr.
|
önümüzdeki bir kaç yıl için |
|
299 |
Phrases |
next couple of years expr.
|
önümüzdeki birkaç sene |
|
300 |
Phrases |
for the next few years expr.
|
önümüzdeki bir kaç yıla ilişkin |
|
301 |
Phrases |
in previous years expr.
|
önceki senelerde |
|
302 |
Phrases |
compared to the previous years expr.
|
önceki yıllara nazaran |
|
303 |
Phrases |
compared to the previous years expr.
|
önceki senelere nazaran |
|
304 |
Phrases |
within the next years expr.
|
önümüzdeki senelerde |
|
305 |
Phrases |
next couple of years expr.
|
önümüzdeki birkaç yıl |
|
306 |
Phrases |
years if not decades expr.
|
on yıllar olmasa da yıllar |
|
307 |
Phrases |
during school years expr.
|
okul yıllarında |
|
308 |
Phrases |
within the next years expr.
|
önümüzdeki yıllarda |
|
309 |
Phrases |
after all these years expr.
|
onca yıldan sonra |
|
310 |
Phrases |
after years expr.
|
senelerden sonra |
|
311 |
Phrases |
after many years expr.
|
seneler sonra |
|
312 |
Phrases |
in the later years expr.
|
sonraki yıllarda |
|
313 |
Phrases |
after years expr.
|
seneler sonra |
|
314 |
Phrases |
after years of neglect expr.
|
seneler süren ihmalin sonunda |
|
315 |
Phrases |
during the recent years expr.
|
son yıllarda |
|
316 |
Phrases |
for a period of ...years from the date of expr.
|
tarihinden başlayarak...yıl süre ile |
|
317 |
Phrases |
going back many years expr.
|
uzun yıllara dayanan |
|
318 |
Phrases |
with the years passing expr.
|
yıllar geçtikçe |
|
319 |
Phrases |
after years of expr.
|
yıllarından sonra |
|
320 |
Phrases |
after years of neglect expr.
|
yıllarca süren ihmalin sonunda |
|
321 |
Phrases |
(...age) 7 years and older expr.
|
7 yaş ve üstü |
|
322 |
Phrases |
(...age) 7 years and older expr.
|
7 yaş ve üzeri |
|
323 |
Phrases |
(...age) 7 years and older expr.
|
yedi yaş ve üzeri |
|
324 |
Phrases |
(...age) 7 years and older expr.
|
yedi yaş ve üstü |
|
325 |
Phrases |
with the passing years expr.
|
yıllar geçtikçe |
|
326 |
Phrases |
the first hundred years are the hardest expr.
|
ilk yüz yıl zordur |
|
327 |
Phrases |
the first hundred years are the hardest expr.
|
ilk yüz yılı atlatınca rahatsın |
|
328 |
Phrases |
the first hundred years are the hardest expr.
|
hayat zor |
|
329 |
Phrases |
the first hundred years are the hardest expr.
|
hayat boyu rahat yüzü yok |
|
330 |
Phrases |
for so many years expr.
|
bunca yıldır |
|
331 |
Phrases |
for so many years expr.
|
çok yıllardır |
|
332 |
Phrases |
in the years since expr.
|
o zamandan beri |
|
333 |
Phrases |
in the years since expr.
|
o zamandan beri geçen yıllarda |
|
334 |
Phrases |
y/o (years old) expr.
|
yaşında |
|
335 |
Phrases |
over the intervening years expr.
|
aradan geçen yıllar boyunca |
|
Proverb |
|
336 |
Proverb |
keep a thing seven years and you'll always find a use for it
|
sakla samanı gelir zamanı |
|
337 |
Proverb |
keep a thing seven years and you'll find a use for it
|
sakla samanı gelir zamanı |
|
338 |
Proverb |
the first hundred years are the hardest
|
yüz yaşından sonrası rahat |
|
339 |
Proverb |
first hundred years are the hardest
|
yüz yaşından sonrası rahat |
|
340 |
Proverb |
the first hundred years are the hardest
|
yüz yaşına gelince oh diyeceksin |
|
341 |
Proverb |
first hundred years are the hardest
|
yüz yaşına gelince oh diyeceksin |
|
342 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
iyi tanımadığın kişilerin işlerine burnunu sokma |
|
343 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
bir kişiyi iyice tanımadan işlerine karışma |
|
344 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
başkasının işine karışma |
|
345 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
başkasının işine burnunu sokma |
|
346 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
tanımadığın insanların işine burnunu sokma |
|
347 |
Proverb |
you should know a man seven years before you stir his fire
|
tanımadığın insanlara temkinli yaklaş |
|
348 |
Proverb |
a cup of coffee commits one to forty years of friendship
|
bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var |
|
349 |
Proverb |
a cup of coffee commits one to forty years of friendship
|
bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır |
|
350 |
Proverb |
a cup of coffee commits one to forty years of friendship
|
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var |
|
Colloquial |
|
351 |
Colloquial |
donkey's years n.
|
bunca zaman |
|
352 |
Colloquial |
years of discretion n.
|
olgunluk çağı |
|
353 |
Colloquial |
years of discretion n.
|
olgunluk yılları |
|
354 |
Colloquial |
get five years v.
|
beş sene yemek |
|
355 |
Colloquial |
get five years v.
|
beş yıl yemek |
|
356 |
Colloquial |
get ten years v.
|
on sene yemek |
|
357 |
Colloquial |
get ten years v.
|
on yıl yemek |
|
358 |
Colloquial |
get three years v.
|
üç sene yemek |
|
359 |
Colloquial |
get three years v.
|
üç yıl yemek |
|
360 |
Colloquial |
get on (in years) v.
|
(yıllar geçtikçe) yaşlanmak |
|
361 |
Colloquial |
get on (in years) v.
|
(yıllar geçtikçe) yaş almak |
|
362 |
Colloquial |
get on (in years) v.
|
ihtiyarlamak |
|
363 |
Colloquial |
get on (in years) v.
|
kocamak |
|
364 |
Colloquial |
get on in years v.
|
yıllar geçtikçe yaşlanmak |
|
365 |
Colloquial |
get on in years v.
|
yıllar geçtikçe yaş almak |
|
366 |
Colloquial |
get on in years v.
|
ihtiyarlamak |
|
367 |
Colloquial |
get on in years v.
|
kocamak |
|
368 |
Colloquial |
get on in years v.
|
yaşlanmak |
|
369 |
Colloquial |
get on in years v.
|
yaşlanmak |
|
370 |
Colloquial |
get on in years v.
|
yaş almak |
|
371 |
Colloquial |
advanced in years adj.
|
yaşlı/yaşlanmış |
|
372 |
Colloquial |
full of years adj.
|
yaşlı |
|
373 |
Colloquial |
full of years adj.
|
yaşlanmış |
|
374 |
Colloquial |
full of years adj.
|
yaş almış |
|
375 |
Colloquial |
full of years adj.
|
ihtiyar |
|
376 |
Colloquial |
full of years adj.
|
kocamış |
|
377 |
Colloquial |
full of years adj.
|
ihtiyarlamış |
|
378 |
Colloquial |
getting on (in years) adj.
|
yaşlanmış |
|
379 |
Colloquial |
a few years back expr.
|
birkaç yıl önce |
|
380 |
Colloquial |
a few years later expr.
|
birkaç yıl sonra |
|
381 |
Colloquial |
a couple of years ago expr.
|
birkaç sene önce |
|
382 |
Colloquial |
for a few years now expr.
|
birkaç seneden beri |
|
383 |
Colloquial |
a few years ago expr.
|
birkaç yıl önce |
|
384 |
Colloquial |
a few years ago expr.
|
birkaç sene önce |
|
385 |
Colloquial |
a few years back expr.
|
birkaç sene önce |
|
386 |
Colloquial |
some years later expr.
|
birkaç yıl sonra |
|
387 |
Colloquial |
four or five years ago expr.
|
dört beş yıl önce |
|
388 |
Colloquial |
four or five years ago expr.
|
dört veya beş yıl önce |
|
389 |
Colloquial |
four or five years ago expr.
|
dört veya beş sene önce |
|
390 |
Colloquial |
light years away expr.
|
çok uzak bir geçmişte |
|
391 |
Colloquial |
four or five years ago expr.
|
dört beş sene önce |
|
392 |
Colloquial |
light years away expr.
|
çok uzun zaman önce |
|
393 |
Colloquial |
seventy-five years at least expr.
|
en az yetmiş beş yıl |
|
394 |
Colloquial |
last six years expr.
|
geçtiğimiz altı yıl |
|
395 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
hanidir |
|
396 |
Colloquial |
all the years I've been married expr.
|
evliliğim boyunca |
|
397 |
Colloquial |
for how many years expr.
|
kaç senedir |
|
398 |
Colloquial |
sixteen years expr.
|
on altı yıl |
|
399 |
Colloquial |
for how many years expr.
|
kaç yıldır |
|
400 |
Colloquial |
ten years ago expr.
|
on sene önce |
|
401 |
Colloquial |
for the last five years expr.
|
son beş senedir |
|
402 |
Colloquial |
in years expr.
|
senelerdir |
|
403 |
Colloquial |
(with) years of experience expr.
|
senelerin birikimi |
|
404 |
Colloquial |
for the last five years expr.
|
son beş yıldır |
|
405 |
Colloquial |
for many years expr.
|
senelerdir |
|
406 |
Colloquial |
past two years expr.
|
son iki yılda |
|
407 |
Colloquial |
for the past three years expr.
|
son üç senedir |
|
408 |
Colloquial |
for the last 20 years expr.
|
son yirmi yıldır |
|
409 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
sittin sene |
|
410 |
Colloquial |
for the past three years expr.
|
son üç yıldır |
|
411 |
Colloquial |
for the last 20 years expr.
|
son yirmi senedir |
|
412 |
Colloquial |
three years in a row expr.
|
üç yıl üst üste |
|
413 |
Colloquial |
up in years expr.
|
yaşlı/yaşlanmış |
|
414 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
uzun süre |
|
415 |
Colloquial |
(with) years of experience expr.
|
yılların birikimi |
|
416 |
Colloquial |
twenty-five years ago expr.
|
25 sene önce |
|
417 |
Colloquial |
donkey's years expr.
|
uzun yıllar |
|
418 |
Colloquial |
three years in a row expr.
|
üç yıl arka arkaya |
|
419 |
Colloquial |
along in years expr.
|
yaşlı/yaşlanmış |
|
420 |
Colloquial |
twenty years is something expr.
|
20 yıl az buz değil |
|
421 |
Colloquial |
on in years expr.
|
yaşlı/yaşlanmış |
|
422 |
Colloquial |
three years in a row expr.
|
üç sene üst üste |
|
423 |
Colloquial |
three years in a row expr.
|
üç sene arka arkaya |
|
424 |
Colloquial |
for years expr.
|
yıllar yılı |
|
425 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
çok uzun zaman |
|
426 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
sittinsene |
|
427 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
asırlar |
|
428 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
uzun bir süre |
|
429 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
bunca zaman |
|
430 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
epeydir |
|
431 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
hanidir |
|
432 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
fi tarihinden beri |
|
433 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
yıllar yılı |
|
434 |
Colloquial |
dog's years expr.
|
yıllardır |
|
Idioms |
|
435 |
Idioms |
twilight years n.
|
birisinin ölmeden önceki son yılları |
|
436 |
Idioms |
a woman of mature years n.
|
olgunluk çağında kadın |
|
437 |
Idioms |
a man of mature years n.
|
olgunluk çağında |
|
438 |
Idioms |
one's sunset years n.
|
ömrünün sonbaharı |
|
439 |
Idioms |
twilight years n.
|
ölümden önceki yıllar |
|
440 |
Idioms |
a woman of mature years n.
|
yaşını başını almış |
|
441 |
Idioms |
a man of mature years n.
|
yaşını başını almış |
|
442 |
Idioms |
a man of mature years n.
|
yaşlı |
|
443 |
Idioms |
one's autumn years n.
|
(bir kimsenin) ömrünün sonbaharı |
|
444 |
Idioms |
one's sunset years n.
|
(birisinin) yaşlılığı |
|
445 |
Idioms |
salad years n.
|
toy zamanlar/yıllar |
|
446 |
Idioms |
salad years n.
|
kaygısız zamanlar/yıllar |
|
447 |
Idioms |
salad years n.
|
dertsiz tasasız zamanlar/yıllar |
|
448 |
Idioms |
salad years n.
|
gençlik zamanları/yılları |
|
449 |
Idioms |
salad years n.
|
masum yıllar/zamanlar |
|
450 |
Idioms |
salad years n.
|
tecrübesiz yıllar/zamanlar |
|
451 |
Idioms |
salad years n.
|
acemilik zamanları/yılları |
|
452 |
Idioms |
the vale of years n.
|
hayatın son yılları |
|
453 |
Idioms |
the vale of years n.
|
yaşlılık |
|
454 |
Idioms |
the vale of years n.
|
yaşlılık yılları |
|
455 |
Idioms |
sunset years n.
|
ömrün sonbaharı |
|
456 |
Idioms |
sunset years n.
|
yaşlılık yılları |
|
457 |
Idioms |
sunset years n.
|
hayatın son yılları |
|
458 |
Idioms |
be light years away v.
|
çok uzun süre/seneler sonra olacak olmak |
|
459 |
Idioms |
be light years away from something v.
|
fersah fersah ilerisinde olmak |
|
460 |
Idioms |
take years off someone v.
|
genç göstermek |
|
461 |
Idioms |
take years off someone v.
|
gençleştirmek |
|
462 |
Idioms |
be light years away from something v.
|
fersah fersah ötesinde olmak |
|
463 |
Idioms |
be light years away v.
|
(mecazi) milyon ışık yılı uzak olmak |
|
464 |
Idioms |
a woman of mature years v.
|
yaşlı |
|
465 |
Idioms |
put years on somebody v.
|
yaşlandırmak |
|
466 |
Idioms |
be getting on in years v.
|
yaşlanmak |
|
467 |
Idioms |
put years on somebody v.
|
yaşça çökmesine neden olmak |
|
468 |
Idioms |
roll back the years v.
|
yıllara meydan okumak |
|
469 |
Idioms |
roll back the years v.
|
zamana meydan okumak |
|
470 |
Idioms |
roll back the years v.
|
nostalji uyandırmak |
|
471 |
Idioms |
roll back the years v.
|
geçmişe özlem duygusu yaratmak |
|
472 |
Idioms |
wear (one's) years well v.
|
yaşını göstermemek |
|
473 |
Idioms |
wear (one's) years well v.
|
yaşına göre genç görünmek |
|
474 |
Idioms |
wear (one's) years well v.
|
yıllara meydan okumak |
|
475 |
Idioms |
wear (one's) years well v.
|
yaşından genç göstermek |
|
476 |
Idioms |
wear your years well v.
|
yıllara meydan okumak |
|
477 |
Idioms |
wear your years well v.
|
genç göstermek |
|
478 |
Idioms |
wear your years well v.
|
yaşını göstermemek |
|
479 |
Idioms |
be 100 years too early v.
|
çok genç olmak |
|
480 |
Idioms |
be 100 years too early v.
|
çok tecrübesiz olmak |
|
481 |
Idioms |
be 100 years too early v.
|
çok toy olmak |
|
482 |
Idioms |
be 100 years too early v.
|
40 fırın ekmek yemesi gerekmek |
|
483 |
Idioms |
be light years away from v.
|
fersah fersah ilerisinde olmak |
|
484 |
Idioms |
be light years away from v.
|
fersah fersah ötesinde olmak |
|
485 |
Idioms |
be light years away from v.
|
çok gelişmiş olmak |
|
486 |
Idioms |
be light years away from v.
|
kendinden öncekilerden çok üstün özelliklere sahip olmak (teknolojik olarak) |
|
487 |
Idioms |
be on in years v.
|
yaşlanmak |
|
488 |
Idioms |
be on in years v.
|
yaşı ilerlemek |
|
489 |
Idioms |
get along in years v.
|
yaşlanmak |
|
490 |
Idioms |
get along in years v.
|
yaş almak |
|
491 |
Idioms |
take years off v.
|
gençleştirmek |
|
492 |
Idioms |
take years off v.
|
genç göstermek |
|
493 |
Idioms |
take years off (of) (one) v.
|
(birini) gençleştirmek |
|
494 |
Idioms |
take years off (of) (one) v.
|
(birini) genç göstermek |
|
495 |
Idioms |
advanced in years adj.
|
çok bilgili |
|
496 |
Idioms |
advanced in years adj.
|
görmüş geçirmiş |
|
497 |
Idioms |
well up in years adj.
|
yaşını başını almış |
|
498 |
Idioms |
advanced in years adj.
|
yaşayıp görmüş |
|
499 |
Idioms |
well up in years adj.
|
yaşlı |
|
500 |
Idioms |
well up in years adj.
|
yaşı geçkin |
|