years - Turc Anglais Dictionnaire

years

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "years" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 9 résultat(s)

Anglais Turc
General
years n. yıllar
This has been one of the weaknesses down the years, for as long as I can remember.
Hatırlayabildiğim kadarıyla bu, yıllar boyunca zayıflıklardan biri olmuştur.

More Sentences
years n. yaş
Next Monday, Aung San Suu Kyi will be 55 years old.
Önümüzdeki pazartesi Aung San Suu Kyi 55 yaşına basacak.

More Sentences
years n. süre
How many years has it been since you've had a girlfriend?
Bir kız arkadaşın olduğundan beri ne kadar süre oldu?

More Sentences
years n. dönem
Two are to take over for the remaining four years of the term from their predecessors, who have left office early.
İkisi, görevi erken bırakan seleflerinden kalan dört yıllık dönem için görevi devralacak.

More Sentences
years n. sonsuz uzunlukta süre
years n. yaşlılık
years n. ilerlemiş yaş
years n. ileri yaş
Computer
years n. yıl

Sens de "years" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
last years n. son yıllar
We are approaching the last year of the Commission's term of office.
Komisyonun görev süresinin son yılına yaklaşıyoruz.

More Sentences
last two years n. son iki yıl
The Commission agrees with Parliament that Kyrgyzstan has put its good reputation on the line over the last two years.
Komisyon, Kırgızistan'ın son iki yılda itibarını tehlikeye attığı konusunda Parlamento ile hemfikirdir.

More Sentences
last three years n. son üç yıl
Over the last three years we had Kosovo, where we really had to fight hard to end up with any money at all.
Son üç yıl içinde Kosova'yı yaşadık ve para kazanabilmek için gerçekten çok mücadele etmek zorunda kaldık.

More Sentences
ten years later n. on yıl sonra
Here we are, ten years later, and no revision to the existing legislation on noise has been made.
İşte on yıl sonra buradayız ve gürültüye ilişkin mevcut mevzuatta hiçbir değişiklik yapılmadı.

More Sentences
twenty years n. yirmi yıl
Afghanistan has been suffering for twenty years.
Afganistan yirmi yıldır acı çekiyor.

More Sentences
5 years old adj. 5 yaşında
Cookie is under 5 years old.
Cookie 5 yaşından küçük.

More Sentences
for years adv. yıllarca
Silicon implants were used for years before there was regulation or surveillance of their use.
Silikon implantlar, kullanımlarına ilişkin bir düzenleme ya da gözetim olmadan önce yıllarca kullanılmıştır.

More Sentences
years ago adv. seneler önce
That was years ago.
O seneler önceydi.

More Sentences
years ago adv. yıllar önce
We need to keep to the policy decided years ago by Arafat and Prime Minister Rabin, God rest his soul.
Yıllar önce Arafat ve Tanrı ruhunu şad etsin Başbakan Rabin tarafından kararlaştırılan politikaya sadık kalmalıyız.

More Sentences
in recent years adv. son yıllarda
Just as he says, the price of coffee has fallen dramatically in recent years.
Kendisinin de söylediği gibi kahve fiyatları son yıllarda önemli ölçüde düştü.

More Sentences
in recent years adv. son zamanlarda
Chemistry has made notable progress in recent years.
Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.

More Sentences
two years ago adv. iki yıl önce
Two years ago, we ran a conference on this subject in Brussels.
İki yıl önce Brüksel'de bu konuda bir konferans düzenledik.

More Sentences
over the years adv. yıllar geçtikçe
The quality of their products has gone down over the years.
Ürünlerinin kalitesi yıllar geçtikçe düştü.

More Sentences
over the years adv. yıllar boyunca
One case in point is Ethiopia, which we have discussed again and again over the years.
Yıllar boyunca tekrar tekrar tartıştığımız Etiyopya bu konuda bir örnek teşkil etmektedir.

More Sentences
for several years adv. birkaç yıldır
Industrial policy as such had not been mentioned for several years.
Sanayi politikasından birkaç yıldır bahsedilmiyordu.

More Sentences
for years adv. yıllardır
In fact, the Commission's representation in The Hague has been waiting for a legal expert to be appointed for years.
Aslında Komisyon'un Lahey'deki temsilciliği yıllardır bir hukuk uzmanının atanmasını beklemektedir.

More Sentences
for three years adv. üç yıldır
The European Commission has been aware of this for three years.
Avrupa Komisyonu üç yıldır bunun farkındaydı.

More Sentences
for many years adv. yıllarca
The condemned sometimes await their execution for many years in American prisons.
Mahkumlar bazen yıllarca Amerikan hapishanelerinde idamlarını beklemektedir.

More Sentences
for many years adv. yıllardır
We have been raising the Sellafield issue here for many years.
Sellafield konusunu yıllardır burada gündeme getiriyoruz.

More Sentences
thousand of years adv. binlerce yıl
If an area is contaminated, it remains contaminated for thousands of years.
Eğer bir alan kirlenmişse, binlerce yıl boyunca kirlenmiş olarak kalır.

More Sentences
for many years adv. uzun yıllardır
In fact the EC has been granting such aid to its shipbuilding industry for many years, up to 31 December 2000.
Aslında AT, 31 Aralık 2000 tarihine kadar uzun yıllardır gemi inşa sanayisine bu tür yardımlarda bulunmaktadır.

More Sentences
ten years ago adv. on yıl önce
Ten years ago, however, it would appear that it was sufficient.
Ancak on yıl önce bunun yeterli olduğu görülüyordu.

More Sentences
in ten years adv. on yıl içinde
In ten years, there have been certain changes in the world.
On yıl içinde dünyada bazı değişiklikler oldu.

More Sentences
in ten years adv. on yıl içindeki
This is the worst storm in ten years.
Bu, on yıl içindeki en kötü fırtına.

More Sentences
throughout the years adv. yıllar boyunca
For the first time in the 1990s, consumer price inflation declined throughout the year.
1990'lı yıllarda ilk kez tüketici fiyatları enflasyonu yıl boyunca düşmüştür.

More Sentences
many years ago adv. yıllar önce
It is quite right that reference was made to the visionary words of Pope John Paul many years ago.
Papa John Paul'un yıllar önceki vizyoner sözlerine atıfta bulunulması son derece doğrudur.

More Sentences
six years ago adv. altı yıl önce
However, Parliament did ask for a legislative initiative six years ago.
Bununla birlikte, Parlamento altı yıl önce bir yasama girişimi talebinde bulunmuştur.

More Sentences
eighty years ago adv. seksen yıl önce
Eighty years ago there was a link between major wars, disasters and a pandemic.
Seksen yıl önce büyük savaşlar, felaketler ve pandemi arasında bir bağlantı vardı.

More Sentences
for thirty years adv. otuz yıldır
We have therefore been in a provisional situation for thirty years.
Dolayısıyla otuz yıldır geçici bir durumdayız.

More Sentences
over the years adv. yıllardır
This policy belies all the United States' talk over the years about a trade-oriented agenda.
Bu politika, Amerika Birleşik Devletleri'nin yıllardır ticaret odaklı bir gündemden söz etmesini yalanlamaktadır.

More Sentences
over the years adv. yıllar içinde
The Netherlands has a community of 12 000 Syrian Christians from Turkey who have fled to Western Europe over the years.
Hollanda, Türkiye'den yıllar içinde Batı Avrupa'ya kaçan 12.000 Suriyeli Hristiyan'dan oluşan bir topluluğa sahiptir.

More Sentences
hundred years ago adv. yüz yıl önce
A hundred years ago, the typewriter was banned in Turkey.
Yüz yıl önce Türkiye'de daktilo yasaklanmıştı.

More Sentences
forty years ago adv. kırk yıl önce
A divide which, forty years ago, was only half that size.
Kırk yıl önce bunun sadece yarısı kadar olan bir bölünme.

More Sentences
30 years later adv. 30 yıl sonra
Today, 30 years later, these problems have still not been resolved.
Bugün, 30 yıl sonra, bu sorunlar hala çözülmedi.

More Sentences
4 years ago adv. 4 yıl önce
I started doing this work 4 years ago.
Bu işi yapmaya 4 yıl önce başladım.

More Sentences
for many years adv. yıllar boyunca
He worked as a diplomat for many years.
O yıllar boyunca diplomat olarak çalıştı.

More Sentences
for years adv. yıllar boyunca
For years he has dragged his people into wars and sacrificed prosperity and social and economic progress to this cause.
Yıllar< boyunca/span> halkını savaşlara sürükledi ve refahı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi bu uğurda feda etti.

More Sentences
years ago adv. yıl önce
This mercilessly cruel burden was imposed twelve years ago on the population.
Bu acımasız yük on iki yıl önce halka dayatıldı.

More Sentences
years ago adv. sene önce
The truth is, she was dead to me years ago.
Gerçek şu ki o benim için seneler önce ölmüştü.

More Sentences
years old prep. yaşında
Safiya was married at 12 years old and Amina at 14 years old.
Safiye 12 yaşında, Amina ise 14 yaşında evlendi.

More Sentences
Phrases
in previous years expr. önceki yıllarda
As in previous years, this debate is characterised by two elements which we could describe as endemic.
Önceki yıllarda olduğu gibi bu tartışma da endemik olarak tanımlayabileceğimiz iki unsurla karakterize edilmektedir.

More Sentences
after years expr. yıllardan sonra
After years of focus on words, dictionary writers finally turned to sentences.
Sözcükler üzerine odaklanılan yıllardan sonra, sözlük yazarları nihayet cümlelere döndüler.

More Sentences
after years expr. yıllar sonra
After years, the silence has at long last been broken in an important debate such as that on pensions.
Yıllar sonra, emekli maaşları gibi önemli bir tartışmada sessizlik nihayet bozuldu.

More Sentences
of many years expr. uzun yıllara dayanan
Your reality actually consists of many years of dreams.
Sizin gerçekliğiniz aslında uzun yıllara dayanan hayallerden oluşuyor.

More Sentences
after many years expr. yıllar sonra
Israel, after many years, discovered a number of these tunnels, and there was nothing surprising in this.
İsrail yıllar sonra bu tünellerin bir kısmını keşfetti ve bunda şaşırtıcı bir şey yoktu.

More Sentences
Colloquial
getting on (in years) adj. yaşı ilerlemiş
She is getting on.
Yaşı ilerliyor.

More Sentences
several years later expr. birkaç yıl sonra
Tom died several years later.
Tom birkaç yıl sonra öldü.

More Sentences
donkey's years expr. fi tarihinden beri
She's been in the same job for donkey's years.
Fi tarihinden beri aynı işi yapıyor.

More Sentences
ten years ago expr. on yıl önce
These proposals are the final product of a long discussion process initiated by the Commission ten years ago.
Bu teklifler, Komisyon tarafından on yıl önce başlatılan uzun bir tartışma sürecinin nihai ürünüdür.

More Sentences
fourteen years expr. on dört yıl
Fourteen years after its destruction, another wall is causing nightmares in Palestine.
Yıkılışından on dört yıl sonra bir başka duvar Filistin'de kabuslara neden oluyor.

More Sentences
for years expr. senelerdir
I have been living here for years.
Senelerdir burada yaşıyorum.

More Sentences
donkey's years expr. sittinsene
She's been in the same job for donkey's years.
Sittinsenedir aynı işte.

More Sentences
in years expr. yıllarca
Tom hasn't done that in years.
Tom yıllarca bunu yapmadı.

More Sentences
for many years expr. uzun yıllar boyunca
It is likely that the democracies will have to maintain a commitment for many years to come.
Demokrasilerin önümüzdeki uzun yıllar boyunca bu taahhüdü sürdürmeleri gerekecektir.

More Sentences
three years ago expr. üç yıl önce
As I stated earlier, a number of Member States introduced these standards some three years ago.
Daha önce de belirttiğim gibi bazı Üye Devletler bu standartları yaklaşık üç yıl önce uygulamaya koymuştur.

More Sentences
in years expr. yıllardır
I hadn't seen him in years.
Onu yıllardır görmemiştim.

More Sentences
General
ninety years old n. doksanlık
a span of seven years n. yedi yıllık bir süre
coming years n. gelecek yıllar
years of neglect n. ihmal yılları
four digit years n. dört haneli yıllar
ensuing years n. sonraki yıllar
ensuing years n. ertesi yıllar
distribution by years n. yıllara göre dağılım
profitability by years n. yıllara göre karlılık durumu
childhood years n. çocukluk yılları
wasted years n. kaybolan yıllar
lost years n. kaybolan yıllar
university years n. üniversite yılları
formative years n. gelişim yılları
build-up over years n. yılların birikimi
the years ahead n. ileriki yıllar
the years ahead n. önümüzdeki yıllar
passing of years n. yıllar geçmesi
passing of years n. yılların geçmesi
two consecutive years n. iki sene üst üste
children up to three years of age n. üç yaşına kadar olan çocuklar
the following three years n. takip eden üç yıl
the following three years n. takip eden üç sene
golden years n. altın yıllar
golden years n. emeklilik dönemi
golden years n. emeklilik çağı
last period (years) n. son dönem
studies in recent years n. son yıllarda yapılan çalışmalar
years of experience n. deneyim süresi
children under five years of age n. beş yaş altı çocuklar
hundreds of thousands of years n. yüzbinlerce yıl
new years day n. yılbaşı
new years day n. 1 ocak
new years day n. yılın ilk günü
new years eve n. 31 aralık akşamı
new years eve n. yılbaşı gecesi
new years eve n. yılbaşı arifesi
intervening years n. aradan geçen yıllar
vale of years n. yaşamın sonbaharı
vale of years n. kariyerin son yılları
yrs (years) n. yıllar
yrs. (years) n. yıllar
mya (million years ago) n. milyon yıl önce
mya (million years ago) n. myö
donkeys years n. çok uzun süre
donkeys years n. fi tarihi
donkeys years n. sittin sene
donkeys years n. sonsuzluk
donkeys years n. ebediyet
donkeys years n. sonsuz zaman dilimi
defy the years v. yıllara meydan okumak
be getting on in years v. yaşlanmak
be millions of light years away from earth v. dünyadan milyonlarca ışık yılı uzakta olmak
take years to rebuild v. yeniden inşa etmek yıllar almak
be sentenced to five years v. beş yıla mahkum olmak
be sentenced to six years v. altı yıla mahkum edilmek
be sentenced to five years v. 5 yıla mahkum edilmek
be sentenced to three years v. üç yıla mahkum edilmek
be sentenced to three years v. üç yıla mahkum olmak
be sentenced to six years v. 6 yıla mahkum olmak
be sentenced to five years v. 5 yıla mahkum olmak
be sentenced to six years v. altı yıla mahkum olmak
be sentenced to three years v. 3 yıla mahkum olmak
be sentenced to three years v. 3 yıla mahkum edilmek
be sentenced to six years v. 6 yıla mahkum edilmek
be sentenced to five years v. beş yıla mahkum edilmek
recommend one's sentence be reduced by 2 years v. cezasını 2 yıl indirmeyi önermek
be champion three consecutive years v. üç sene üst üste şampiyon olmak
be champion three years in a row v. üç sene üst üste şampiyon olmak
get 10 years v. 10 sene yemek
get 10 years v. on sene yemek
get 10 years v. on yıl almak
get 10 years v. 10 yıl yemek
get 10 years v. 10 sene almak
get 10 years v. on yıl yemek
reduce someone's sentence from 10 years to two v. birinin cezasını 10 yıldan 2 yıla indirmek
stricken in years adj. yaşlı
extending to years adj. yıllara sari
triennial (once every three years) adj. üç yılda bir olan
as in most years adj. birçok yılda olduğu gibi
wise in years adj. bilge olacak kadar yaşlı (kimse)
wise in years adj. yaşlı ve deneyimli (kimse)
many years since adv. bundan çok sene evvel
over the last five years adv. son beş yıl içinde
from ten years of age upward adv. on yaşından itibaren
for years adv. yıllar yılı
in other ten years adv. sonraki on yıl içinde
in other ten years adv. sonraki on yıl izarfında
of late years adv. son birkaç sene zarfında
in recent years adv. yakın zamanlarda
over years adv. yıllar geçtikçe
for donkey's years adv. yıllar yılı
for three years in succession adv. üst üste üç sene
in another ten years adv. bundan on yıl sonra
in one's declining years adv. hayatının sonuna doğru
for more than two thousand years adv. iki bin yıldan daha fazla bir süredir
by years adv. yıllar itibarıyla
for several years adv. birkaç yıldan beri
thousands years ago adv. günümüzden binlerce yıl önce
for recent 30 years adv. son otuz yıldır
for last 30 years adv. son otuz yıldır
thousands of years ago adv. günümüzden binlerce yıl önce
thousands of years now adv. günümüzden binlerce yıl sonra
thousands of years now adv. bundan binlerce yıl sonra
thousands of years now adv. günümüzden binlerce yıl önce
a few years ago adv. birkaç yıl önce
for the first time in years adv. yıllar sonra ilk defa
first time in years adv. yıllar sonra ilk kez
first time in years adv. yıllar sonra ilk defa
for the first time in years adv. yıllardan sonra ilk defa
for the first time in years adv. yıllar sonra ilk kez
for the first time in years adv. yıllardan sonra ilk kez
first time in years adv. yıllardan sonra ilk defa
first time in years adv. yıllardan sonra ilk kez
for the last three years adv. son üç yıldır
for several years now adv. bir kaç yıldır
for many years adv. yıllardan bu yana
for many years adv. yıllardan beri
in the coming years adv. ileriki yıllarda
for many years adv. uzun yıllardan beri
of late years adv. son yıllarda
in the next years adv. önümüzdeki senelerde
in the past years adv. geçmiş yıllarda
in the next years adv. önümüzdeki yıllarda
in the upcoming years adv. önümüzdeki senelerde
50 years later adv. 50 yıl sonra
in those years adv. o yıllarda
50 years later adv. 50 sene sonra
in the upcoming years adv. önümüzdeki yıllarda
in the coming years adv. önümüzdeki yıllarda
in the forthcoming years adv. önümüzdeki senelerde
in the coming years adv. önümüzdeki senelerde
in the forthcoming years adv. önümüzdeki yıllarda
50 years later adv. elli sene sonra
50 years later adv. elli yıl sonra
a number of years ago adv. birkaç yıl önce
for at least six years adv. en az altı yıllığına
many years ago adv. çok seneler önce
in every four years adv. dört yılda bir
once in every four years adv. dört yılda bir
two consecutive years adv. iki yıl arka arkaya
two consecutive years adv. iki yıl üst üste
two years in a row adv. iki sene üst üste
two years in a row adv. iki yıl arka arkaya
two years in a row adv. iki yıl üst üste
for thousands of years adv. binlerce yıldır
for hundreds of years adv. yüzlerce yıldır
within ten years adv. 10 yıl içindeki
within ten years adv. 10 yıl içinde
within ten years adv. on yıl içindeki
within ten years adv. on yıl içinde
within ten years adv. on sene içinde
in ten years adv. 10 yıl içinde
in ten years adv. 10 yıl içindeki
within ten years adv. 10 sene içinde
in ten years adv. 10 sene içinde
in ten years adv. on sene içinde
many years ago adv. seneler önce
many years ago adv. yıllar evvel
many years ago adv. seneler evvel
four years in a row adv. dört yıl üst üste
four consecutive years adv. dört yıl üst üste
10 years later adv. 10 yıl sonra
10 years later adv. on sene sonra
10 years later adv. 10 sene sonra
ten years later adv. on sene sonra
ten years later adv. 10 sene sonra
10 years later adv. on yıl sonra
ten years later adv. 10 yıl sonra
six years ago adv. altı sene önce
forty years later adv. 40 yıl sonra
two years at most/maximum adv. en fazla iki yıl
for a period of two years adv. iki yıllığına
for a period of two years adv. iki yıl süre ile
in the last two years adv. son iki sene içinde
one hundred years ago adv. yüz yıl önce
a hundred years ago adv. yüz yıl önce
once every three years adv. üç yılda bir
twenty years later adv. yirmi sene sonra
twenty years later adv. yirmi yıl sonra
over 50 years of age adv. 50 yaş üzeri
over 50 years of age adv. 50 yaş üstü
eighty years ago adv. seksen sene önce
in one's high school years adv. lise yıllarında
in high school years adv. lise yıllarında
in any of the previous years adv. önceki yılların herhangi birinde
in the early years adv. ilk yıllarda
for years to come adv. gelecek uzun yıllarca
for years to come adv. önümüzdeki uzun yıllar boyunca
in recent years adv. son senelerde
by years adv. yıllar itibariyle
over the years adv. senelerdir
within years adv. yıllar içinde
in the previous years adv. önceki yıllarda
over the course of many years adv. yıllar boyunca
over the course of many years adv. yıllardır
every two years adv. 2 yılda bir
every 2 years adv. 2 yılda bir
for 10 years adv. 10 yıldan beri
almost 3 years ago adv. neredeyse 3 yıl önce
for a couple of years adv. birkaç yıllığına
hundred years ago adv. yüz yıl evvel
hundred years ago adv. yüz sene evvel
hundred years ago adv. yüz sene önce
forty years ago adv. kırk sene önce
3 years later adv. 3 yıl sonra
in the years ahead adv. ileriki yıllarda
in the years ahead adv. ileriki senelerde
in the years to come adv. ileriki yıllarda
in the years to come adv. ileriki senelerde
in five years adv. beş yıl içerisinde
in five years adv. beş yıl içinde
for years adv. yıllar boyu
between the years of prep. seneleri arasında
between the years of prep. yılları arasında
in the first years of prep. ilk yıllarında
in the first years of prep. ilk senelerinde
Phrases
years running n. birbirini izleyen yıllar
with a years of experience adv. yılların birikimi
during the past ten years adv. son on yıl içinde
until a few years ago expr. birkaç yıl öncesine kadar
for a couple of years expr. birkaç yıllığına
a few years after expr. birkaç yıl sonra
for years after expr. bundan sonra yıllarca
in the later years expr. daha sonraki yıllarda
in previous years expr. daha önceki senelerde
in previous years expr. daha önceki yıllarda
as in previous years expr. geçmiş yıllardaki gibi
in recent years expr. geçtiğimiz yıllarda
in recent years expr. geçtiğimiz senelerde
in previous years expr. geçtiğimiz senelerde
in previous years expr. geçtiğimiz yıllarda
as in previous years expr. geçmiş senelerdeki gibi
in the forthcoming years expr. ilerleyen senelerde
in the advancing years expr. ilerleyen yıllarda
in the upcoming years expr. ilerleyen senelerde
in the advancing years expr. ilerleyen senelerde
in the upcoming years expr. ilerleyen yıllarda
for two years running expr. iki yıldır
in the forthcoming years expr. ilerleyen yıllarda
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıl için
next couple of years expr. önümüzdeki birkaç sene
for the next few years expr. önümüzdeki bir kaç yıla ilişkin
in previous years expr. önceki senelerde
compared to the previous years expr. önceki yıllara nazaran
compared to the previous years expr. önceki senelere nazaran
within the next years expr. önümüzdeki senelerde
next couple of years expr. önümüzdeki birkaç yıl
years if not decades expr. on yıllar olmasa da yıllar
during school years expr. okul yıllarında
within the next years expr. önümüzdeki yıllarda
after all these years expr. onca yıldan sonra
after years expr. senelerden sonra
after many years expr. seneler sonra
in the later years expr. sonraki yıllarda
after years expr. seneler sonra
after years of neglect expr. seneler süren ihmalin sonunda
during the recent years expr. son yıllarda
for a period of ...years from the date of expr. tarihinden başlayarak...yıl süre ile
going back many years expr. uzun yıllara dayanan
with the years passing expr. yıllar geçtikçe
after years of expr. yıllarından sonra
after years of neglect expr. yıllarca süren ihmalin sonunda
(...age) 7 years and older expr. 7 yaş ve üstü
(...age) 7 years and older expr. 7 yaş ve üzeri
(...age) 7 years and older expr. yedi yaş ve üzeri
(...age) 7 years and older expr. yedi yaş ve üstü
with the passing years expr. yıllar geçtikçe
the first hundred years are the hardest expr. ilk yüz yıl zordur
the first hundred years are the hardest expr. ilk yüz yılı atlatınca rahatsın
the first hundred years are the hardest expr. hayat zor
the first hundred years are the hardest expr. hayat boyu rahat yüzü yok
for so many years expr. bunca yıldır
for so many years expr. çok yıllardır
in the years since expr. o zamandan beri
in the years since expr. o zamandan beri geçen yıllarda
y/o (years old) expr. yaşında
over the intervening years expr. aradan geçen yıllar boyunca
Proverb
keep a thing seven years and you'll always find a use for it sakla samanı gelir zamanı
keep a thing seven years and you'll find a use for it sakla samanı gelir zamanı
the first hundred years are the hardest yüz yaşından sonrası rahat
first hundred years are the hardest yüz yaşından sonrası rahat
the first hundred years are the hardest yüz yaşına gelince oh diyeceksin
first hundred years are the hardest yüz yaşına gelince oh diyeceksin
you should know a man seven years before you stir his fire iyi tanımadığın kişilerin işlerine burnunu sokma
you should know a man seven years before you stir his fire bir kişiyi iyice tanımadan işlerine karışma
you should know a man seven years before you stir his fire başkasının işine karışma
you should know a man seven years before you stir his fire başkasının işine burnunu sokma
you should know a man seven years before you stir his fire tanımadığın insanların işine burnunu sokma
you should know a man seven years before you stir his fire tanımadığın insanlara temkinli yaklaş
a cup of coffee commits one to forty years of friendship bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var
a cup of coffee commits one to forty years of friendship bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır
a cup of coffee commits one to forty years of friendship bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var
Colloquial
donkey's years n. bunca zaman
years of discretion n. olgunluk çağı
years of discretion n. olgunluk yılları
get five years v. beş sene yemek
get five years v. beş yıl yemek
get ten years v. on sene yemek
get ten years v. on yıl yemek
get three years v. üç sene yemek
get three years v. üç yıl yemek
get on (in years) v. (yıllar geçtikçe) yaşlanmak
get on (in years) v. (yıllar geçtikçe) yaş almak
get on (in years) v. ihtiyarlamak
get on (in years) v. kocamak
get on in years v. yıllar geçtikçe yaşlanmak
get on in years v. yıllar geçtikçe yaş almak
get on in years v. ihtiyarlamak
get on in years v. kocamak
get on in years v. yaşlanmak
get on in years v. yaşlanmak
get on in years v. yaş almak
advanced in years adj. yaşlı/yaşlanmış
full of years adj. yaşlı
full of years adj. yaşlanmış
full of years adj. yaş almış
full of years adj. ihtiyar
full of years adj. kocamış
full of years adj. ihtiyarlamış
getting on (in years) adj. yaşlanmış
a few years back expr. birkaç yıl önce
a few years later expr. birkaç yıl sonra
a couple of years ago expr. birkaç sene önce
for a few years now expr. birkaç seneden beri
a few years ago expr. birkaç yıl önce
a few years ago expr. birkaç sene önce
a few years back expr. birkaç sene önce
some years later expr. birkaç yıl sonra
four or five years ago expr. dört beş yıl önce
four or five years ago expr. dört veya beş yıl önce
four or five years ago expr. dört veya beş sene önce
light years away expr. çok uzak bir geçmişte
four or five years ago expr. dört beş sene önce
light years away expr. çok uzun zaman önce
seventy-five years at least expr. en az yetmiş beş yıl
last six years expr. geçtiğimiz altı yıl
donkey's years expr. hanidir
all the years I've been married expr. evliliğim boyunca
for how many years expr. kaç senedir
sixteen years expr. on altı yıl
for how many years expr. kaç yıldır
ten years ago expr. on sene önce
for the last five years expr. son beş senedir
in years expr. senelerdir
(with) years of experience expr. senelerin birikimi
for the last five years expr. son beş yıldır
for many years expr. senelerdir
past two years expr. son iki yılda
for the past three years expr. son üç senedir
for the last 20 years expr. son yirmi yıldır
donkey's years expr. sittin sene
for the past three years expr. son üç yıldır
for the last 20 years expr. son yirmi senedir
three years in a row expr. üç yıl üst üste
up in years expr. yaşlı/yaşlanmış
donkey's years expr. uzun süre
(with) years of experience expr. yılların birikimi
twenty-five years ago expr. 25 sene önce
donkey's years expr. uzun yıllar
three years in a row expr. üç yıl arka arkaya
along in years expr. yaşlı/yaşlanmış
twenty years is something expr. 20 yıl az buz değil
on in years expr. yaşlı/yaşlanmış
three years in a row expr. üç sene üst üste
three years in a row expr. üç sene arka arkaya
for years expr. yıllar yılı
dog's years expr. çok uzun zaman
dog's years expr. sittinsene
dog's years expr. asırlar
dog's years expr. uzun bir süre
dog's years expr. bunca zaman
dog's years expr. epeydir
dog's years expr. hanidir
dog's years expr. fi tarihinden beri
dog's years expr. yıllar yılı
dog's years expr. yıllardır
Idioms
twilight years n. birisinin ölmeden önceki son yılları
a woman of mature years n. olgunluk çağında kadın
a man of mature years n. olgunluk çağında
one's sunset years n. ömrünün sonbaharı
twilight years n. ölümden önceki yıllar
a woman of mature years n. yaşını başını almış
a man of mature years n. yaşını başını almış
a man of mature years n. yaşlı
one's autumn years n. (bir kimsenin) ömrünün sonbaharı
one's sunset years n. (birisinin) yaşlılığı
salad years n. toy zamanlar/yıllar
salad years n. kaygısız zamanlar/yıllar
salad years n. dertsiz tasasız zamanlar/yıllar
salad years n. gençlik zamanları/yılları
salad years n. masum yıllar/zamanlar
salad years n. tecrübesiz yıllar/zamanlar
salad years n. acemilik zamanları/yılları
the vale of years n. hayatın son yılları
the vale of years n. yaşlılık
the vale of years n. yaşlılık yılları
sunset years n. ömrün sonbaharı
sunset years n. yaşlılık yılları
sunset years n. hayatın son yılları
be light years away v. çok uzun süre/seneler sonra olacak olmak
be light years away from something v. fersah fersah ilerisinde olmak
take years off someone v. genç göstermek
take years off someone v. gençleştirmek
be light years away from something v. fersah fersah ötesinde olmak
be light years away v. (mecazi) milyon ışık yılı uzak olmak
a woman of mature years v. yaşlı
put years on somebody v. yaşlandırmak
be getting on in years v. yaşlanmak
put years on somebody v. yaşça çökmesine neden olmak
roll back the years v. yıllara meydan okumak
roll back the years v. zamana meydan okumak
roll back the years v. nostalji uyandırmak
roll back the years v. geçmişe özlem duygusu yaratmak
wear (one's) years well v. yaşını göstermemek
wear (one's) years well v. yaşına göre genç görünmek
wear (one's) years well v. yıllara meydan okumak
wear (one's) years well v. yaşından genç göstermek
wear your years well v. yıllara meydan okumak
wear your years well v. genç göstermek
wear your years well v. yaşını göstermemek
be 100 years too early v. çok genç olmak
be 100 years too early v. çok tecrübesiz olmak
be 100 years too early v. çok toy olmak
be 100 years too early v. 40 fırın ekmek yemesi gerekmek
be light years away from v. fersah fersah ilerisinde olmak
be light years away from v. fersah fersah ötesinde olmak
be light years away from v. çok gelişmiş olmak
be light years away from v. kendinden öncekilerden çok üstün özelliklere sahip olmak (teknolojik olarak)
be on in years v. yaşlanmak
be on in years v. yaşı ilerlemek
get along in years v. yaşlanmak
get along in years v. yaş almak
take years off v. gençleştirmek
take years off v. genç göstermek
take years off (of) (one) v. (birini) gençleştirmek
take years off (of) (one) v. (birini) genç göstermek
advanced in years adj. çok bilgili
advanced in years adj. görmüş geçirmiş
well up in years adj. yaşını başını almış
advanced in years adj. yaşayıp görmüş
well up in years adj. yaşlı
well up in years adj. yaşı geçkin