Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | zaman kazanmak | gain time v. | ||
They are only there to gain time, to sweep the whole matter under the carpet. Onlar sadece zaman kazanmak ve tüm meseleyi halının altına süpürmek için oradalar. More Sentences |
||||
General | ||||
General | zaman kazanmak | gain time v. | ||
They are only there to gain time, to sweep the whole matter under the carpet. Onlar sadece zaman kazanmak ve tüm meseleyi halının altına süpürmek için oradalar. More Sentences |
||||
General | zaman kazanmak | buy time v. | ||
Tom needs to buy time. Tom'un zaman kazanmaya ihtiyacı var. More Sentences |
||||
General | zaman kazanmak | save time v. | ||
Parliament has given it its full backing and has even waived its codecision powers in order to save time. Parlamento buna tam destek vermiş ve hatta zaman kazanmak için kodifikasyon yetkilerinden feragat etmiştir. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | zaman kazanmak | buy time v. | ||
Tom needs to buy time. Tom'un zaman kazanmaya ihtiyacı var. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | zaman kazanmak | gain time v. | ||
They are only there to gain time, to sweep the whole matter under the carpet. Onlar sadece zaman kazanmak ve tüm meseleyi halının altına süpürmek için oradalar. More Sentences |
||||
General | ||||
General | zaman kazanmak | stall v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | zaman kazanmak | make time v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | zaman kazanmak | buy (yourself) time v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | zaman aşımı ile hak kazanmak | prescribe v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum çizgisinden uzaklaşmak | fade back v. |
Phrasals | (amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum yönünün tersine doğru gitmek | fade back v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (zaman kazanmak için) konuyu/süreci uzatmak | temporise v. |
Colloquial | (zaman kazanmak için) temposunu ayarlamak/yavaşlatmak | temporise v. |
Colloquial | (zaman kazanmak için) temposunu ayarlamak/yavaşlatmak | temporize v. |
Colloquial | (zaman kazanmak için) konuyu/süreci uzatmak | temporize v. |
Idioms | ||
Idioms | zaman kazanmak için ortaya atılan mantıksız/uyduruk çözümler | escape fire n. |
Radio | ||
Radio | (yayının zamanında bitmesi için) ağırdan alıp zaman kazanmak | stretch v. |