Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şiraz | shiraz n. | ||
Today, a new trial is starting in Shiraz, in the South. Bugün, Güney'de, Şiraz'da yeni bir dava başlıyor. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | şiraz | syrah n. | ||
Gastronomy | şiraz | syrah grape n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Textile | ||
Textile | iran'ın şiraz bölgesindeki türkmenlerce dokunan yumuşak bir yün halı | shiraz n. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | iran'ın şiraz kentine özgü şaraplara verilen ad | shiraz n. |
Gastronomy | şiraz üzümünden yapılan kırmızı şarap | shiraz n. |
Gastronomy | şiraz üzümü | syrah n. |
Gastronomy | şiraz asması | syrah n. |
Gastronomy | şiraz şarabı | syrah n. |
Gastronomy | şiraz üzümü | syrah grape n. |
Botanic | ||
Botanic | genellikle avustralya'da ve güney afrika cumhuriyeti'nde yetişen şiraz üzümü | shiraz n. |