|
- The manager will be out of the office all morning so call him back in the end of the day.
- Yönetici bütün sabah ofis dışında olacak bu yüzden onu günün sonunda tekrar ara.
- Tom read a book all morning.
- Tom bütün sabah bir kitap okudu.
- It was pouring rain all morning long.
- Bütün sabah yağmur yağdı.
- He kept me waiting all morning.
- Bütün sabah beni bekletti.
- Tom spent all morning in the interrogation room.
- Tom bütün sabahı sorgu odasında geçirdi.
- Tom spent all morning cleaning the garage.
- Tom bütün sabahı garajı temizleyerek geçirdi.
- He read a book all morning.
- Bütün sabah kitap okudu.
- I've been busy all morning.
- Bütün sabah meşguldüm.
- Tom has been busy all morning.
- Tom bütün sabah meşguldü.
- Tom and Mary spent all morning cleaning the house.
- Tom ve Mary bütün sabahı evi temizleyerek geçirdiler.
- I spent all morning shoveling snow.
- Bütün sabahı kar küreyerek geçirdim.
- Tom spent all morning cleaning the garage.
- Tom bütün sabahı garajı temizlemekle geçirdi.
- Tom was with me all morning.
- Tom bütün sabah benimleydi.
- I'll be in my office all morning.
- Bütün sabah ofisimde olacağım.
- Tom did that all morning.
- Tom bütün sabah bunu yaptı.
- I wasted all morning waiting for you.
- Bütün sabahı seni bekleyerek harcadım.
- Tom will be with Mary all morning.
- Tom bütün sabah Mary ile birlikte olacak.
- Tom and Mary spent all morning cleaning the house.
- Tom ve Mary bütün sabahı, evi temizleyerek geçirdi.
- Tom spent all morning stacking firewood.
- Tom bütün sabahı yakacak odun istifleyerek geçirdi.
- The sky was gray all morning.
- Gökyüzü bütün sabah griydi.
- Were you at home all morning?
- Bütün sabah evde miydin?
- Tom read a book all morning.
- Tom bütün sabah kitap okudu.
- I've spent all morning in line.
- Bütün sabahı sırada geçirdim.
- Tom was with Mary all morning.
- Tom bütün sabah Mary ile birlikteydi.
- Tom and Mary played games on their iPads all morning.
- Tom ve Mary bütün sabah iPad'lerinde oyun oynadılar.
- Tom is going to be in his office all morning.
- Tom bütün sabah ofisinde olacak.
- Tom did that all morning.
- Tom bütün sabah onu yaptı.
- Tom and Mary spent all morning talking.
- Tom ve Mary bütün sabahı konuşarak geçirdiler.
- Tom ignored Mary all morning.
- Tom bütün sabah Mary'yi görmezden geldi.
- Tom hasn't done anything all morning.
- Tom bütün sabah hiçbir şey yapmadı.
- Tom cried all morning.
- Tom bütün sabah ağladı.
- I did that all morning.
- Bütün sabah bunu yaptım.
- Tom thought that he was going to be busy all morning, but he wasn't.
- Tom bütün sabah meşgul olacağını sanıyordu ama değildi.
- Tom was there all morning.
- Tom bütün sabah oradaydı.
- Tom waited for Mary in front of the library all morning.
- Tom bütün sabah Mary'yi kütüphanenin önünde bekledi.
- Tom and Mary spent all morning talking.
- Tom ve Mary bütün sabahı konuşarak geçirdi.
- Tom thought that he was going to be busy all morning, but he wasn't.
- Tom, bütün sabah meşgul olacağını düşündü, ama öyle değildi.
- I spent all morning washing clothes.
- Ben bütün sabahı elbiseleri yıkayarak geçirdim.
- I'll be here all morning if anyone needs me.
- Bana ihtiyacı olan olursa bütün sabah burada olacağım.
- Tom waited for Mary in front of the library all morning.
- Tom bütün sabah kütüphanenin önünde Mary'yi bekledi.
- I stayed in bed all morning.
- Bütün sabah yataktan çıkmadım.
- Tom spent all morning cleaning his room.
- Tom bütün sabahı odasını temizleyerek geçirdi.
- Tom spent all morning looking for his passport.
- Tom bütün sabahı pasaportunu arayarak geçirdi.
- Tom has been here all morning.
- Tom bütün sabah buradaydı.
- She was there all morning.
- O, bütün sabah oradaydı.
- Tom was waiting for Mary in front of the library all morning.
- Tom bütün sabah kütüphanenin önünde Mary'yi bekledi.
- I shoveled snow all morning.
- Bütün sabah kar küredim.
- Tom spent all morning looking for Mary.
- Tom bütün sabahı Mary'yi arayarak geçirdi.
- Main Street was blocked off all morning for the parade.
- Ana cadde geçit töreni için bütün sabah kapatılmıştı.
- I was drinking tea all morning.
- Bütün sabah çay içtim.
- Tom was with me all morning.
- Tom bütün sabah benimle birlikteydi.
- Tom will be with Mary all morning.
- Tom bütün sabah Mary ile olacak.
- I'll be here all morning.
- Bütün sabah burada olacağım.
- I've spent all morning in line.
- Bütün sabahı kuyrukta geçirdim.
- Tom and Mary spent all morning baking cupcakes.
- Tom ve Mary bütün sabahı kapkek pişirerek geçirdiler.
- I cried all morning.
- Bütün sabah ağladım.
- The manager will be out of the office all morning so call him back in the end of the day.
- Müdür bütün sabah ofis dışında olacak, bu yüzden onu gün sonunda tekrar arayın.
- I stayed in bed all morning.
- Bütün sabah yatakta kaldım.
- Tom and Mary have been talking to each other all morning.
- Tom ve Mary bütün sabah birbirleriyle konuştular.
- We've been waiting all morning.
- Bütün sabah bekledik.
- I've been tense all morning.
- Bütün sabah gergindim.
- I'll be in my office all morning.
- Ben bütün sabah ofisimde olacağım.
Show More (59)
|