1 |
anyone |
kimse |
pron. |
|
- This is quite important because it is said that Saddam Hussein does not want anyone to go into his palaces.
- Bu oldukça önemli çünkü Saddam Hüseyin'in saraylarına kimsenin girmesini istemediği söyleniyor.
- The 'Everything But Arms' initiative will not kill anyone or cost anything.
- Silahlar Dışında Her Şey' girişimi kimseyi öldürmeyecek ya da hiçbir maliyeti olmayacaktır.
- I assure you that I would not wish anyone to think that I am arguing with you.
- Sizi temin ederim ki kimsenin sizinle tartıştığımı düşünmesini istemem.
- Mr Martinez, you see, I have not cut short anyone's speaking time this afternoon.
- Sayın Martinez, görüyorsunuz, bu öğleden sonra kimsenin konuşma süresini kısaltmadım.
- The limit is effectively set at 45 years, and it is not possible to recruit anyone over 51 years of age.
- Sınır fiilen 45 yaş olarak belirlenmiştir ve 51 yaşın üzerinde kimseyi işe almak mümkün değildir.
- They should not hinder anyone unnecessarily.
- Kimseyi gereksiz yere engellememeliler.
- And lest anyone should attack me on that, I would like to say that I support animal welfare legislation as well.
- Ve kimse bana bu konuda saldırmasın diye, hayvan refahı yasalarını da desteklediğimi söylemek isterim.
- The alternative is chaos and anarchy, which is not in anyone's interest.
- Bunun alternatifi kaos ve anarşidir ki bu da kimsenin yararına değildir.
- That is completely clear to me and I will not, therefore, criticise anyone.
- Bu benim için tamamen açık ve bu nedenle kimseyi eleştirmeyeceğim.
- Mr Martinez, you see, I have not cut short anyone's speaking time this afternoon.
- Bay Martinez, görüyorsunuz, bu öğleden sonra kimsenin konuşma süresini kısaltmadım.
- This sort of attitude does not help anyone.
- Bu tür bir tutumun kimseye faydası olmaz.
- The alternative is chaos and anarchy, which is not in anyone's interest.
- Bunun alternatifi kaos ve anarşidir ki bu da kimsenin çıkarına değildir.
- I do not wish to remind anyone of the case of nitrophenol.
- Kimseye nitrofenol vakasını hatırlatmak istemiyorum.
- I do not believe that there is anyone who wants to delay this work.
- Bu çalışmayı geciktirmek isteyen kimse olduğuna inanmıyorum.
- Does anyone else wish to speak in favour of this request?
- Bu talep lehinde konuşmak isteyen başka kimse var mı?
- In actual fact, however, it is a state that does not belong to anyone.
- Ancak gerçekte bu, kimseye ait olmayan bir devlettir.
- That is true, and it did not make anyone's life any easier.
- Bu doğru ve kimsenin hayatını kolaylaştırmadı.
- I have not yet heard anyone address this matter, but I feel it is the final task before us all.
- Henüz kimsenin bu konuya değindiğini duymadım, ancak bunun hepimizin önündeki son görev olduğunu düşünüyorum.
- Nor does anyone dispute the causes of this type of crime.
- Kimse bu tür suçların nedenlerine de itiraz etmemektedir.
- The Russians do not want anyone in the region.
- Ruslar bölgede kimseyi istemiyor.
- I am not trying to trick anyone or create an effect.
- Kimseyi kandırmaya ya da bir etki yaratmaya çalışmıyorum.
- Nor will anyone be so keen to rely again on the Commission to protect them.
- Kimse de kendilerini koruması için yeniden Komisyona güvenmeye o kadar hevesli olmayacaktır.
- This directive is not to exclude anyone, but it does have to deal with the differences in quality.
- Bu direktif kimseyi dışlamamaktadır, ancak kalite farklılıklarıyla ilgilenmek zorundadır.
- Nor does anyone suggest that he might be inviting crime.
- Kimse onun suça davetiye çıkardığını da iddia etmiyor.
- I do not think that anyone would question this.
- Kimsenin bunu sorgulayacağını sanmıyorum.
- Is anyone taking responsibility, however?
- Ancak sorumluluk alan kimse var mı?
- This directive is not to exclude anyone, but it does have to deal with the differences in quality.
- Bu direktif kimseyi dışlamak için değildir, ancak nitelik farklılıklarıyla ilgilenmek zorundadır.
- Is anyone else able or willing to rise?
- Kalkabilecek ya da kalkmak isteyen başka kimse var mı?
- It also means solidarity in liability should something go wrong - not that anyone expects it to.
- Bir şey ters giderse, sorumlulukta dayanışmanın olduğu anlamına gelir - kimse bunun olacağını beklemese de.
- If you were to do that, would anyone be aware of what your fundamental political convictions actually are?
- Eğer bunu yapsaydınız, temel siyasi kanaatlerinizin gerçekte ne olduğunu kimse bilebilir miydi?
- I do not believe that anyone from the other groups has any objection to this.
- Diğer gruplardan kimsenin buna itirazı olduğunu sanmıyorum.
- No one was cut off and if anyone wants to add anything now, he or she may do so.
- Kimsenin sözü kesilmedi ve şimdi bir şey eklemek isteyen varsa ekleyebilir.
- In our report, we cannot pass judgments, let alone condemn anyone in advance for things we cannot prove anyway.
- Raporumuzda, zaten kanıtlayamayacağımız şeyler için kimseyi peşinen mahkum etmek bir yana, hüküm bile veremeyiz.
- He has no intention of negotiating with anyone about a ceasefire.
- Ateşkes konusunda kimseyle müzakere etmeye niyeti yok.
- In actual fact, however, it is a state that does not belong to anyone.
- Ancak gerçekte, kimseye ait olmayan bir devlettir.
- Nor will anyone be so keen to rely again on the Commission to protect them.
- Kimse de kendilerini koruması için yeniden Komisyon'a güvenmeye o kadar hevesli olmayacaktır.
- I have not heard anyone explain how that will work.
- Kimsenin bunun nasıl işleyeceğini açıkladığını duymadım.
- In our report, we cannot pass judgments, let alone condemn anyone in advance for things we cannot prove anyway.
- Raporumuzda, zaten kanıtlayamayacağımız şeyler için kimseyi peşinen mahkum etmek şöyle dursun, yargılayamayız bile.
- I do not know if anyone felt intimidated, but the whole thing deserves to be roundly condemned.
- Kimsenin gözünün korkup korkmadığını bilmiyorum ama tüm bu olanlar şiddetle kınanmayı hak ediyor.
- This is not about creating a new form of disguised protectionism which would not convince anyone.
- Bu, kimseyi ikna etmeyecek yeni bir örtülü korumacılık biçimi yaratmakla ilgili değildir.
- I never really wanted to marry anyone, not for a while.
- Bir süredir kimseyle evlenmeyi gerçekten istemedim.
- Julia, there's no evidence of anyone being with your sister.
- Julia, kız kardeşinin yanında kimsenin olduğuna dair bir kanıt yok.
- It's not my intention to present a malicious portrait of anyone.
- Niyetim kimsenin kötü bir portresini çizmek değil.
- He hasn't said a single word to anyone since it happened.
- O olaydan sonra, kimseye bir kelime dahi etmemiş.
- He hasn't said a single word to anyone since it happened.
- Olaydan bu yana kimseye tek bir kelime bile söylemedi.
- He hasn't said a single word to anyone since it happened.
- Olay olduğundan beri kimseye tek bir kelime bile söylemedi.
- Tom would never kill anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmez.
- We have not been able to contact anyone on our list.
- Listemizdeki kimseye ulaşamadık.
- I don't have anyone to yell at.
- Bağırabileceğim kimsem yok.
- Tom doesn't talk to anyone.
- Tom kimseyle konuşmaz.
- Does anyone here really care what Tom does?
- Tom'un ne yaptığı buradaki kimsenin umurunda mı?
- I'm not afraid of anyone.
- Kimseden korkmuyorum.
- I don't wish that on anyone.
- Kimsenin başına gelmesini istemem.
- I'm not annoying anyone.
- Ben kimseyi rahatsız etmiyorum.
- Tom didn't think anyone would enjoy doing that.
- Tom kimsenin bunu yapmaktan hoşlanacağını düşünmüyordu.
- You haven't told anyone, have you?
- Kimseye söylemedin, değil mi?
- Tom didn't think anyone could do that.
- Tom kimsenin bunu yapabileceğini düşünmedi.
- I won't let anyone hurt them.
- Onları kimsenin incitmesine izin vermem.
- I'm not angry with anyone.
- Kimseye kızgın değilim.
- Why isn't anyone visiting my website?
- Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?
- I don't want to have to hurt anyone.
- Kimseyi incitmek zorunda olmak istemiyorum.
- Don't let anyone know I'm here.
- Kimseye benim burada olduğumu söyleme.
- She didn't want to speak to anyone.
- Kimseyle konuşmak istemedi.
- His story was too ridiculous for anyone to believe.
- Hikayesi kimsenin inanamayacağı kadar saçmaydı.
- You should be able to do that without anyone's help, I think.
- Bence bunu kimsenin yardımı olmadan yapabilmelisin.
- I promise I won't tell anyone where Tom is.
- Tom'un nerede olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- I did that without consulting anyone.
- Onu kimseye danışmadan yaptım.
- We probably shouldn't tell anyone about it.
- Biz muhtemelen bu konuda kimseye bir şey söylememeliyiz.
- Aren't you dating anyone?
- Kimseyle çıkmıyor musun?
- I wasn't conscious of anyone watching me.
- Kimsenin beni izlediğinin farkında değildim.
- Is anyone fluent in Latin?
- Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?
- I can't save anyone.
- Ben kimseyi kurtaramam.
- Tom didn't tell anyone what he was about to do.
- Tom ne yapmak üzere olduğunu kimseye söylemedi.
- I made Tom promise that he wouldn't tell anyone what happened.
- Tom'a olanları kimseye anlatmayacağına dair söz verdirdim.
- Don't let them talk to anyone.
- Kimseyle konuşmalarına izin verme.
- Why won't anyone help us?
- Neden kimse bize yardım etmiyor?
- I haven't let anyone else see this yet.
- Bunu henüz kimsenin görmesine izin vermedim.
- There isn't anyone in this place.
- Burada kimse yok.
- Never call anyone fat.
- Kimseye şişman demeyin.
- I've never told anyone why I have trouble sleeping.
- Kimseye neden uyumakta zorlandığımı söylemedim.
- Does Tom seem like he's afraid of anyone?
- Tom kimseden korkuyor gibi mi görünüyor?
- Tom isn't going to show it to anyone else.
- Tom başka kimseye göstermeyecektir.
- I wouldn't trust anyone else.
- Başka kimseye güvenmezdim.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un sırtını dayayabileceği kimsesi yoktu.
- He bought a new car, but he didn't tell anyone about that.
- Yeni bir araba aldı ama bunu kimseye söylemedi.
- I don't owe anything to anyone.
- Kimseye borcum yok.
- I'm not sure anyone would do that.
- Kimsenin bunu yapacağını sanmıyorum.
- Tom didn't tell anyone about Mary's pregnancy.
- Tom, Mary'nin hamileliği konusunda kimseye bir şey söylemedi.
- Tom has never told anyone what happened that night.
- Tom o gece ne olduğunu kimseye anlatmadı.
- I didn't kill anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- I haven't told anyone else.
- Başka kimseye söylemedim.
- Love doesn't obey anyone.
- Aşk kimseye itaat etmez.
- They wouldn't let anyone talk to me.
- Onlar kimsenin benimle konuşmasına izin vermezlerdi.
- He has no respect for anyone.
- Kimseye saygısı yok.
- I don't have anyone else to rely on.
- Güvenecek başka kimsem yok.
- You're not fooling anyone.
- Kimseyi kandırmıyorsun.
- Tom doesn't know anyone at our school.
- Tom bizim okuldan kimseyi tanımıyor.
- Is there anyone here who knows someone in Australia?
- Burada Avustralya'daki birini tanıyan kimse var mı?
- Don't let anyone pass.
- Kimsenin geçmesine izin verme.
- I promise I won't tell anyone that Tom is here.
- Tom'un burada olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- I don't know anyone at your school.
- Okulundan kimseyi tanımıyorum.
- I've never told anyone that before.
- Bunu daha önce kimseye söylemedim.
- Tom wouldn't hit anyone, would he?
- Tom kimseye vurmazdı, değil mi?
- I can't talk to anyone else.
- Başka kimseyle konuşamam.
- Is anyone in the house?
- Evde kimse var mı?
- Tom doesn't want you to share this information with anyone.
- Tom bu bilgiyi kimseyle paylaşmanı istemiyor.
- Tom looked around, but didn't see anyone.
- Tom etrafına baktı ama kimseyi görmedi.
- Did anyone call?
- Kimse aradı mı?
- Tom's behavior isn't harming anyone.
- Tom'un davranışları kimseye zarar vermiyor.
- No, I didn't see anyone.
- Hayır, ben kimseyi görmedim.
- You have to promise never to tell anyone what I'm about to tell you.
- Şimdi sana anlatacaklarımı asla kimseye söylemeyeceğin konusunda söz vermelisin.
- Tom said he wasn't afraid of anyone.
- Tom, kimseden korkmadığını söyledi.
- I don't want anyone to see that.
- Onu kimsenin görmesini istemiyorum.
- She doesn't care about anyone but herself.
- Kendinden başka kimseyi umursamıyor.
- I didn't see anyone in the park.
- Parkta kimseyi görmedim.
- We don't want to startle anyone.
- Biz kimseyi korkutmak istemiyoruz.
- This book is not dedicated to anyone.
- Bu kitap kimseye ithaf edilmemiştir.
- We haven't received any help from anyone.
- Kimseden yardım almadık.
- Don't let anyone move my desk.
- Kimsenin masamın yerini değiştirmesine izin verme.
- Promise me that you won't sell your guitar to anyone but me.
- Gitarını benden başka kimseye satmayacağına söz ver.
- I've never told anyone that.
- Bunu kimseye söylemedim.
- Tom wouldn't let anyone else in the room.
- Tom odaya başka kimsenin girmesine izin vermedi.
- Tom doesn't want anyone to know.
- Tom kimsenin bilmesini istemiyor.
- Never tell anyone.
- Asla kimseye söyleme.
- I didn't see Tom helping anyone.
- Tom'un kimseye yardım ettiğini görmedim.
- Tom made me promise not to tell anyone.
- Tom kimseye söylememem için bana söz verdirdi.
- I just got here, and I don't know anyone.
- Buraya yeni geldim ve kimseyi tanımıyorum.
- I don't recognize anyone.
- Ben kimseyi tanımıyorum.
- Tom isn't afraid of anyone.
- Tom kimseden korkmaz.
- I hope what I'm about to say doesn't offend anyone.
- Umarım söylemek üzere olduğum şey kimseyi gücendirmez.
- Why won't anyone tell me?
- Neden kimse bana söylemiyor?
- I don't want to hurt anyone.
- Kimseyi incitmek istemiyorum.
- I don't think that anyone saw us.
- Kimsenin bizi gördüğünü sanmıyorum.
- I don't know anyone named Tom.
- Tom adında kimseyi tanımıyorum.
- I never threatened anyone.
- Ben kimseyi tehdit etmedim.
- Why would I tell anyone?
- Neden kimseye söyleyeyim ki?
- I've never told anyone that before.
- Bunu daha önce kimseye söylememiştim.
- Tell them not to talk to anyone.
- Kimseyle konuşmamalarını söyle.
- Has anyone talked to them?
- Onlarla kimse konuştu mu?
- I haven't told anyone.
- Kimseye söylemedim.
- You should be able to do that without anyone's help, I think.
- Sanırım bunu kimsenin yardımı olmadan yapabilmelisin, .
- Why would anyone care?
- Neden kimse umursasın ki?
- Arguing never got anyone anywhere.
- Tartışmak kimseyi bir yere götürmez.
- Tom isn't trying to impress anyone.
- Tom kimseyi etkilemeye çalışmıyor.
- I did that without consulting anyone.
- Bunu kimseye danışmadan yaptım.
- I hadn't expected anyone to be home.
- Evde kimsenin olmasını beklemiyordum.
- Questions never hurt anyone.
- Sorular kimseye zarar vermez.
- I no longer want to hurt anyone.
- Artık kimseyi incitmek istemiyorum.
- I don't believe anyone will do that.
- Kimsenin bunu yapacağına inanmıyorum.
- Tom didn't really want to see anyone.
- Tom gerçekten kimseyi görmek istemedi.
- I didn't see anyone eating.
- Yemek yiyen kimseyi görmedim.
- Tom didn't have anyone to help him.
- Tom'un ona yardım edecek kimsesi yoktu.
- Tom didn't tell anyone why he was late.
- Tom kimseye neden geç kaldığını söylemedi.
- I didn't shoot anyone.
- Kimseyi vurmadım.
- Tom doesn't want anyone to see it.
- Tom kimsenin görmesini istemiyor.
- Why won't anyone tell me anything?
- Neden kimse bana bir şey söylemiyor?
- I can't trust anyone.
- Ben kimseye güvenemem.
- I promise I won't tell anyone what you did.
- Ne yaptığını kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- Have you told anyone where our hideout is?
- Saklanma yerimizin nerede olduğunu kimseye söyledin mi?
- I'm not accusing anyone.
- Ben kimseyi suçlamıyorum.
- I doubt if you'll know anyone there.
- Orada kimseyi tanıyacağından şüpheliyim.
- She asked me not to tell anyone, so I didn't.
- Kimseye söylemememi istedi, ben de söylemedim.
- Tom doesn't trust anyone.
- Tom kimseye güvenmiyor.
- Why does anyone learn Esperanto?
- Neden bir kimse Esperanto öğrenir?
- I've never told anyone about what really happened.
- Gerçekte ne olduğunu kimseye anlatmadım.
- I don't want to make anyone unhappy.
- Kimseyi mutsuz etmek istemiyorum.
- Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
- Tom'un şu anda kimseyle konuşacak vakti yok.
- Didn't anyone offer to help you?
- Kimse size yardım teklif etmedi mi?
- I can't trust anyone anymore.
- Artık kimseye güvenemem.
- I made Tom promise that he wouldn't tell anyone what happened.
- Ne olduğunu kimseye söylemeyeceğine dair Tom'a söz verdirdim.
- I haven't asked anyone yet.
- Henüz kimseye sormadım.
- Tom promised me that he wouldn't tell anyone.
- Tom bana kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- I don't know anyone I could speak Chinese with.
- Çince konuşabileceğim kimseyi tanımıyorum.
- I've never hit anyone.
- Ben kimseye vurmadım.
- Tom didn't tell anyone anything.
- Tom kimseye bir şey söylemedi.
- Tom won't hurt anyone.
- Tom kimseyi incitmeyecek.
- Don't let anyone wait in the meeting room.
- Kimsenin toplantı odasında beklemesine izin vermeyin.
- He does not have anyone to play with.
- Birlikte oynayacağı kimsesi yok.
- Tom said he didn't know anyone who might want to do that.
- Tom bunu yapmak isteyebilecek kimseyi tanımadığını söyledi.
- You can never tell anyone what I just told you.
- Sana az önce söylediğimi asla kimseye söyleyemezsin.
- Why didn't anyone tell me what to do?
- Neden kimse bana ne yapacağımı söylemedi?
- Does this bother anyone else?
- Bu başka kimseyi rahatsız ediyor mu?
- Don't give it to anyone.
- Onu kimseye verme.
- I didn't see anyone at the party that I knew.
- Partide tanıdığım kimseyi görmedim.
- I won't let anyone hurt Tom.
- Kimsenin Tom'u incitmesine izin vermem.
- I told you not to tell that to anyone.
- Bunu kimseye anlatmamanı söylemiştim sana.
- Has anyone told Tom?
- Kimse Tom'a söyledi mi?
- Layla couldn't see anyone.
- Layla kimseyi göremiyordu.
- I've never asked anyone for money.
- Kimseden para istemedim.
- I want to get out of here before anyone sees us.
- Kimse bizi görmeden buradan gitmek istiyorum.
- Tom won't tell anyone, will he?
- Tom kimseye söylemeyecek, değil mi?
- I never lend books or CDs to anyone.
- Ben kimseye kitap ya da CD ödünç vermem.
- Don't let anyone take advantage of you.
- Kimsenin sizden faydalanmasına izin vermeyin.
- I haven't talked to anyone.
- Ben kimseyle konuşmadım.
- Why won't anyone believe us?
- Neden kimse bize inanmayacak?
- We're not going to exclude anyone.
- Kimseyi dışarıda bırakmayacağız.
- I didn't attack anyone.
- Ben kimseye saldırmadım.
- Tom didn't tell anyone else.
- Tom başka kimseye söylemedi.
- I don't think that Tom will tell anyone.
- Tom'un kimseye söyleyeceğini sanmıyorum.
- The professor spoke too fast for anyone to understand him.
- Profesör, kimsenin onu anlayamayacağı kadar hızlı konuştu.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
- Tom'dan başka kimsenin bunu yaptığını görmemiştim.
- Tom wouldn't hit anyone.
- Tom kimseye vurmaz.
- I wouldn't want anyone to read my diary.
- Günlüğümü kimsenin okumasını istemem.
- Tom never bothers anyone.
- Tom kimseyi rahatsız etmez.
- Tom couldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldüremezdi.
- Is anyone there?
- Kimse var mı?
- Tom has never hurt anyone.
- Tom asla kimseyi incitmedi.
- Tom doesn't trust anyone anymore.
- Tom artık kimseye güvenmiyor.
- Don't offend anyone!
- Kimseyi gücendirme!
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Yani, evet, ama kimsenin bilmesini istemem.
- I don't want anyone to play my guitar.
- Kimsenin gitarımı çalmasını istemiyorum.
- Tom doesn't let anyone drive his car.
- Tom kimsenin arabasını sürmesine izin vermiyor.
- I've never told anyone that my father is in prison.
- Babamın hapiste olduğunu kimseye söylemedim.
- I didn't send an email to anyone today.
- Bugün kimseye e-posta göndermedim.
- Why won't anyone help them?
- Neden kimse onlara yardım etmiyor?
- I didn't think anyone would be here.
- Kimsenin burada olacağını düşünmemiştim.
- I haven't sent an email to anyone today.
- Bugün kimseye e-posta göndermedim.
- Isn't there anyone you know?
- Tanıdığınız kimse yok mu?
- I promise I won't tell anyone where it is.
- Nerede olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- I hardly ever talk to anyone at work.
- İş yerinde neredeyse hiç kimseyle konuşmuyorum.
- I told him not to tell anyone.
- Ona kimseye söylememesini söyledim.
- Tom made me swear not to tell anyone.
- Tom kimseye söylememem için bana yemin ettirdi.
- Love doesn't obey anyone.
- Aşk kimseye boyun eğmez.
- Tom wouldn't hit anyone, would he?
- Tom kimseye vurmadı, değil mi?
- I don't want anyone to panic.
- Kimsenin paniğe kapılmasını istemiyorum.
- He promised not to tell anyone about it.
- O, bundan kimseye bahsetmeyeceğine söz verdi.
- I don't think anyone else will come.
- Başka kimsenin geleceğini sanmıyorum.
- Will anyone care if Tom doesn't do that?
- Tom bunu yapmazsa kimsenin umurunda olur mu?
- I wasn't getting any help from anyone, so I gave up.
- Kimseden yardım alamıyordum, ben de vazgeçtim.
- Why didn't anyone tell me about this earlier?
- Neden kimse bana bundan daha önce bahsetmedi?
- Don't speak to anyone.
- Kimseyle konuşmayın.
- Tom didn't see anyone there.
- Tom orada kimseyi görmemiş.
- I didn't know anyone in Kabylie.
- Kabylie'de kimseyi tanımıyordum.
- Don't tell anyone about this yet.
- Henüz bundan kimseye bahsetme.
- Why won't anyone help him?
- Neden kimse ona yardım etmiyor?
- You didn't tell anyone else, did you?
- Başka kimseye söylemedin, değil mi?
- Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.
- Tom çok borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
- Am I forgetting anyone?
- Unuttuğum kimse var mı?
- Why didn't anyone warn me?
- Neden kimse beni uyarmadı?
- Tom didn't plan on hurting anyone.
- Tom kimseyi incitmeyi planlamadı.
- There isn't anyone in this place.
- Bu yerde kimse yok.
- Sami couldn't talk to anyone about his conversion to Islam.
- Sami İslam'a geçişinden kimseye bahsedemedi.
- Anyone home?
- Evde kimse var mı?
- I've never killed anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- I didn't mean to offend anyone.
- Kimseyi rahatsız etmek istemedim.
- Did anyone see you on the beach?
- Plajda kimseyi gördün mü?
- Don't let anyone in this room.
- Kimsenin bu odaya girmesine izin verme.
- Did Tom hurt anyone?
- Tom kimseyi incitti mi?
- Tom doesn't let anyone touch him.
- Tom kimsenin ona dokunmasına izin vermez.
- I'll never tell this to anyone.
- Bunu asla kimseye söylemeyeceğim.
- Tom doesn't care about anyone but himself.
- Tom kendisi hariç kimseyi umursamaz.
- Layla wouldn't let anyone in her home.
- Layla kimsenin evine girmesine izin vermezdi.
- Tom promised not to tell anyone about it.
- Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I would never kill anyone.
- Ben asla kimseyi öldürmem.
- Has anyone spoken to you?
- Kimse seninle konuştu mu?
- We're not afraid of anyone.
- Biz kimseden korkmuyoruz.
- Tom promised not to tell anyone how much we paid to have our house painted.
- Tom evimizi boyatmamız için ne kadar ödediğimizi kimseye söylememeye söz verdi.
- Tom isn't fooling anyone.
- Tom kimseyi kandırmıyor.
- Tom wouldn't let anyone in his house.
- Tom evinde kimseye izin vermezdi.
- I never let anyone come into my apartment.
- Daireme kimsenin girmesine izin vermem.
- Tom didn't tell anyone that he'd dropped out of school.
- Tom okulu bıraktığını kimseye söylemedi.
- I promise I won't hit anyone.
- Kimseye vurmayacağıma söz veriyorum.
- Apparently there mustn't be anyone registered at a house to which one plans to move, in order for one to be able to change one's address online.
- Görünüşe göre bir kişinin adresini internetten değiştirebilmesi için taşınmayı planladığı evde kayıtlı kimsenin olmaması gerekiyormuş.
- Did you tell anyone you were coming here?
- Buraya geleceğini kimseye söyledin mi?
- I don't want anyone getting hurt.
- Kimsenin incinmesini istemiyorum.
- Tom didn't see anyone else at the station.
- Tom istasyonda başka kimseyi görmedi.
- I don't think anyone was here yesterday.
- Dün kimsenin burada olduğunu sanmıyorum.
- I swore I'd never tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğime yemin ettim.
- We didn't tell anyone.
- Kimseye söylemedik.
- I haven't talked to anyone.
- Kimseyle konuşmadım.
- We don't want anyone to find us here.
- Kimsenin bizi burada bulmasını istemiyoruz.
- We never hurt anyone.
- Biz kimseyi incitmedik.
- I don't throw rocks at anyone.
- Ben kimseye taş atmam.
- I don't know anyone in this city.
- Bu şehirde kimseyi tanımıyorum.
- I won't tell anyone that you're in Boston.
- Boston'da olduğunu kimseye söylemem.
- I swear I never showed anyone that document.
- O belgeyi kimseye göstermediğime yemin ederim.
- I give you my word not to tell anyone about it.
- Bu konuda kimseye bir şey söylemeyeceğime söz veriyorum.
- They don't let anyone enter without special permission.
- Özel izin olmadan kimsenin girmesine izin vermiyorlar.
- Someone is not respected by anyone.
- Birisi kimse tarafından saygı görmez.
- I didn't let anyone do that.
- Kimsenin bunu yapmasına izin vermedim.
- There wasn't anyone in the park.
- Parkta kimse yoktu.
- I didn't see anyone in the room but Tom.
- Odada Tom'dan başka kimseyi görmedim.
- I won't hire anyone without your approval.
- Senin onayın olmadan kimseyi işe almam.
- You're not going to tell anyone about this, right?
- Bunu kimseye söylemeyeceksin, değil mi?
- Was anyone in the room?
- Odada kimse var mıydı?
- I'll never tell anyone.
- Asla kimseye anlatmayacağım.
- I don't want to have to hurt anyone.
- Kimseyi incitmek zorunda kalmak istemiyorum.
- I won't let anyone hurt you.
- Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- I just moved here, so I don't know anyone yet.
- Buraya yeni taşındım, o yüzden henüz kimseyi tanımıyorum.
- Sami shouldn't have told anyone about this.
- Sami bundan kimseye bahsetmemeliydi.
- Isn't anyone going to thank me?
- Bana kimse teşekkür etmeyecek mi?
- I didn't get an email from anyone today.
- Ben bugün kimseden bir e-posta almadım.
- I'm not going to ask anyone else.
- Başka kimseye sormayacağım.
- Didn't anyone proofread this?
- Bunu kimse düzeltmedi mi?
- Tom doesn't let anyone drive his car.
- Tom arabasını kimseye kullandırmaz.
- I don't need anyone's help.
- Kimsenin yardımına ihtiyacım yok.
- Tom told me not to tell anyone.
- Tom bana kimseye söylemememi söyledi.
- We won't leave anyone here by themselves.
- Kimseyi burada tek başına bırakmayacağız.
- I've never told anyone about Tom.
- Kimseye Tom'dan bahsetmedim.
- Tom and Mary didn't tell anyone that they had gotten married.
- Tom ve Mary evlendiklerini kimseye söylemediler.
- Never give out your password to anyone.
- Şifrenizi kimseye vermeyin.
- I didn't want anyone to worry about me.
- Kimsenin benim için endişelenmesini istemedim.
- I don't know anyone who knows how to speak French.
- Fransızca konuşmayı bilen kimseyi tanımıyorum.
- Didn't anyone offer to help you?
- Kimse sana yardım etmeyi teklif etmedi mi?
- We can't trust anyone.
- Kimseye güvenemeyiz.
- I never want to owe money to anyone.
- Kimseye para borçlu olmak istemiyorum.
- I can't let anyone know where he's going.
- Onun nereye gittiğini kimsenin bilmesine izin veremem.
- Tom didn't hurt anyone, did he?
- Tom kimseyi incitmedi, değil mi?
- Tom didn't intend to hurt anyone.
- Tom kimseyi incitmek niyetinde değildi.
- You have to promise not to tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğine söz vermelisin.
- I'm not sure anyone would want to do that.
- Kimsenin bunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum.
- I don't have to answer to anyone.
- Kimseye cevap vermek zorunda değilim.
- Don't let anyone tell you you're worthless.
- Kimsenin senin değersiz olduğunu söylemesine izin verme.
- I didn't want to talk to anyone.
- Kimseyle konuşmak istemedim.
- Tom won't listen to anyone.
- Tom kimseyi dinlemiyor.
- Did you give a copy of the disk to anyone?
- Diskin kopyasını kimseye verdin mi?
- Tom never talked to anyone about that.
- Tom bu konuda kimseyle konuşmadı.
- Has anyone left me a message?
- Kimse bana mesaj bıraktı mı?
- Does anyone really care what Tom does?
- Tom'un ne yaptığı kimsenin umurunda mı sahiden?
- Doesn't anyone want to know why we're here?
- Kimse neden burada olduğumuzu bilmek istemiyor mu?
- You'd better not tell anyone.
- Kimseye söylemesen iyi olur.
- You didn't hurt anyone, did you?
- Kimseye zarar vermedin, değil mi?
- Tom didn't want to hurt anyone.
- Tom kimseye zarar vermek istemedi.
- Tom didn't plan on talking to anyone.
- Tom kimseyle konuşmayı planlamıyordu.
- I've never told anyone that before, not even my mother.
- Bunu daha önce kimseye söylemedim, anneme bile.
- We're not going to exclude anyone.
- Kimseyi dışlamayacağız.
- Tom wouldn't let anyone in the house.
- Tom evde kimseye izin vermezdi.
- We're not asking that you betray anyone.
- Senden kimseye ihanet etmeni istemiyoruz.
- She promised not to tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I've never hurt anyone.
- Ben kimseyi incitmedim.
- I don't want anyone to know I'm here.
- Kimsenin burada olduğumu bilmesini istemiyorum.
- Don't let anyone open this door.
- Kimsenin bu kapıyı açmasına izin verme.
- I'm not accusing anyone in particular.
- Özel olarak kimseyi suçlamıyorum.
- Tom is afraid to trust anyone.
- Tom korkudan kimseye güvenemiyor.
- Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
- I won't tell anyone about him.
- Kimseye ondan bahsetmeyeceğim.
- We don't want anyone to get hurt.
- Kimsenin zarar görmesini istemiyoruz.
- Tom didn't dare tell anyone.
- Tom kimseye söylemeye cesaret edemedi.
- I didn't see anyone in the park except Tom.
- Tom hariç parkta kimseyi görmedim.
- Tom said he wasn't afraid of anyone.
- Tom kimseden korkmadığını söyledi.
- I didn't see anyone using it.
- Kimseyi kullanırken görmedim.
- We're not doing this to hurt anyone.
- Bunu kimseye zarar vermek için yapmıyoruz.
- I never told anyone about what happened.
- Olanları kimseye anlatmadım.
- I know that it is highly unlikely that anyone knows me.
- Kimsenin beni tanımasının pek mümkün olmadığını biliyorum.
- It's not something anyone would be ashamed of.
- Bu kimsenin utanacağı bir şey değil.
- Is anyone here?
- Kimse var mı?
- I didn't show it to anyone.
- Kimseye göstermedim.
- She doesn't love anyone, and no one loves her.
- O kimseyi sevmiyor ve kimse onu sevmiyor.
- Is there anyone to look after the children?
- Çocuklara bakacak kimse var mı?
- Do you recognize anyone?
- Kimseyi tanıyor musun?
- Tom didn't think anyone could do that.
- Tom kimsenin bunu yapabileceğini düşünmemişti.
- You can't tell anyone about this.
- Bundan kimseye bahsedemezsin.
- Have you told anyone where our hideout is?
- Gizlenme yerimizin nerede olduğunu kimseye söyledin mi?
- Tom didn't want anyone panicking.
- Tom kimsenin paniklemesini istemedi.
- I didn't tell anyone, not even my mother.
- Kimseye söylemedim, anneme bile.
- I'll never tell anyone.
- Kimseye söylemem.
- Don't let anyone turn off the light.
- Kimsenin ışığı kapatmasına izin verme.
- I never lend money to anyone.
- Ben kimseye borç para vermem.
- I did it without consulting anyone.
- Bunu kimseye danışmadan yaptım.
- I won't tell anyone about her.
- Kimseye ondan bahsetmeyeceğim.
- My jokes didn't make anyone laugh.
- Benim şakalarım kimseyi güldürmedi.
- Aren't you bringing anyone?
- Kimseyi getirmiyor musun?
- I won't tell anyone about this.
- Bundan kimseye bahsetmeyeceğim.
- Will anyone really care?
- Kimse umursayacak mı?
- Doesn't anyone listen?
- Kimse dinlemiyor mu?
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
- I've never hit anyone.
- Asla kimseye vurmadım.
- Tom promised not to tell anyone.
- Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- He promised me he wouldn't tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I would never hurt anyone.
- Ben asla kimseye zarar vermezdim.
- Tom promised not to divulge the source of the information to anyone.
- Tom istihbaratın kaynağını kimseye ifşa etmeyeceğine ant içti.
- Don't answer the door to anyone when I'm not here.
- Ben burada değilken kimseye kapıyı açma.
- The police didn't find anyone's traces.
- Polis kimsenin izini bulamadı.
- I won't tell anyone about him.
- Onun hakkında kimseye bir şey söylemeyeceğim.
- Tom wouldn't let anyone into his room.
- Tom kimsenin odasına girmesine izin vermezdi.
- I don't think anyone could have done better than you did.
- Kimsenin senden daha iyisini yapabileceğini sanmıyorum.
- I'm not supposed to talk to anyone about this.
- Bu konuda kimseyle konuşmamam gerekiyor.
- We're not letting anyone go.
- Kimsenin gitmesine izin vermiyoruz.
- I wanted Tom stopped, but I didn't think anyone could do it.
- Tom'un durdurulmasını istedim ama bunu kimsenin yapamayacağını düşündüm.
- I don't need to cheat anyone.
- Kimseyi kandırmama gerek yok.
- Why didn't anyone say that?
- Neden bunu kimse söylemedi?
- I haven't told anyone about us.
- Kimseye bizden bahsetmedim.
- Tom wouldn't have hurt anyone.
- Tom kimseyi incitmezdi.
- I told you not to tell that to anyone.
- Sana bunu kimseye söyleme demiştim.
- I won't tell anyone about you.
- Kimseye sizden bahsetmeyeceğim.
- I don't need anyone.
- Kimseye ihtiyacım yok.
- Can anyone beat this?
- Bunu kimse yenebilir mi?
- Did anyone see you on the beach?
- Plajda kimseyi gördünüz mü?
- I'm not supposed to tell anyone about it.
- Bunu kimseye söylememem gerekiyor.
- I don't care about anyone else!
- Başka kimse umurumda değil!
- Tom will not show it to anyone else.
- Tom bunu kimseye göstermeyecek.
- I've never told anyone this before.
- Bunu daha önce kimseye söylememiştim.
- I've never shot anyone.
- Ben kimseye ateş etmedim.
- She didn't mean to offend anyone with her remark.
- Sözleriyle kimseyi incitmek istememişti.
- Tom isn't going to hurt anyone again.
- Tom bir daha kimseye zarar vermeyecek.
- She says she's not dating anyone now, but I don't believe her.
- Artık kimseyle çıkmadığını söylüyor ama ben ona inanmıyorum.
- She never told anyone.
- Kimseye söylemedi.
- Don't discuss this with anyone.
- Bunu kimseyle tartışma.
- You haven't told anyone yet, have you?
- Henüz kimseye söylemedin, değil mi?
- Do you think anyone would care if Tom did that?
- Tom bunu yapsaydı kimsenin umurunda olacağını düşünüyor musun?
- Why won't anyone believe me?
- Neden kimse bana inanmıyor?
- I don't know anyone here, except for Tom.
- Burada Tom dışında kimseyi tanımıyorum.
- I'm not expecting anyone.
- Kimseyi beklemiyorum.
- Does anyone oppose the new plan?
- Yeni plana karşı çıkan kimse var mı?
- I won't say anything to anyone.
- Kimseye bir şey söylemeyeceğim.
- Tom didn't mean to offend anyone.
- Tom kimseyi gücendirmek istemedi.
- Has anyone here seen Tom?
- Kimse burada Tom'ı gördü mü?
- I won't let anyone hurt him.
- Kimsenin onu incitmesine izin vermeyeceğim.
- Tom isn't hurting anyone.
- Tom kimseyi incitmiyor.
- Do you think anyone was here while we were out?
- Sence biz dışarıdayken burada kimse var mıydı?
- We're no different from anyone else.
- Bizim de kimseden farkımız yok.
- You can't let anyone else know.
- Kimsenin bilmesine izin veremezsin.
- I hope I haven't offended anyone.
- Kimseyi kırmadığımı umuyorum.
- He promised not to tell that to anyone.
- Bunu kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I didn't see anyone catch any fish.
- Kimsenin herhangi bir balık yakaladığını görmedim.
- Tom wouldn't let anyone into his house.
- Tom kimsenin evine girmesine izin vermezdi.
- Tom didn't want anyone to hear him.
- Tom kimsenin onu duymasını istemedi.
- Has anyone contacted Tom?
- Kimse Tom ile iletişime geçti mi?
- Tom doesn't trust anyone else to do it.
- Tom bunu yapması için başka kimseye güvenmiyor.
- I wasn't expecting anyone.
- Ben kimseyi beklemiyordum.
- Tom didn't meet anyone.
- Tom kimseyle tanışmadı.
- Tom promised not to tell anyone how much we bought our house for.
- Tom evimizi ne kadara aldığımızı kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- There shouldn't be anyone here.
- Burada kimse olmamalı.
- Tom doesn't talk with anyone.
- Tom kimseyle konuşmuyor.
- Tom wouldn't murder anyone.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- Why didn't anyone tell us?
- Neden kimse bize söylemedi?
- I don't want to believe anyone.
- Ben kimseye inanmak istemiyorum.
- I haven't heard from anyone yet.
- Henüz kimseden haber almadım.
- Don't let anyone sit here.
- Kimsenin buraya oturmasına izin vermeyin.
- Do you think anyone would care if I did that?
- Sence bunu yaparsam kimse umursar mı?
- We can't let anyone know about what we did.
- Yaptığımız şeyi kimsenin bilmesine izin veremeyiz.
- Tom didn't talk to anyone.
- Tom kimseyle konuşmadı.
- I didn't meet anyone.
- Ben kimseyle buluşmadım.
- I don't want to see anyone now.
- Şimdi kimseyi görmek istemiyorum.
- I don't blame anyone.
- Ben kimseyi suçlamıyorum.
- Tom hardly ever talks to anyone.
- Tom neredeyse kimseyle konuşmaz.
- Tom won't talk to anyone.
- Tom kimseyle konuşmaz.
- You don't know anyone here.
- Burada kimseyi tanımıyorsun.
- Tell Tom not to talk to anyone.
- Tom'a kimseyle konuşmamasını söyle.
- Hasn't anyone seen Tom?
- Kimse Tom'u görmedi mi?
- Tom couldn't find anyone to give him a ride home.
- Tom kendisini eve bırakacak kimseyi bulamadı.
- You can't let anyone know I'm here.
- Kimsenin burada olduğumu bilmesine izin veremezsin.
- Tom didn't want anyone to know that he had been dating Mary.
- Tom, Mary ile çıktığını kimsenin bilmesini istemiyordu.
- Tom didn't want anyone looking through his stuff.
- Tom kimsenin eşyalarına bakmasını istemiyordu.
- I shall not allow anyone to harm you.
- Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.
- Tom can't find anyone to help him.
- Tom kendisine yardım edecek kimseyi bulamıyor.
- You can't let anyone know where I'm going.
- Nereye gittiğimi kimsenin bilmesine izin veremezsiniz.
- I hadn't expected anyone to help.
- Kimsenin yardım etmesini beklemiyordum.
- Do you think anyone can see us?
- Sence bizi kimse görebilir mi?
- You can't let anyone know about this.
- Bunu kimsenin bilmesine izin veremezsiniz.
- Tom didn't tell anyone else, did he?
- Tom başka kimseye söylemedi, değil mi?
- I never hurt anyone.
- Ben kimseye zarar vermedim.
- Questions never hurt anyone.
- Sorular kimseyi incitmez.
- Did you notice anyone else around?
- Civarda başka kimseyi fark ettin mi?
- I did not see anyone in the street.
- Sokakta kimseyi görmedim.
- I didn't notice anyone.
- Kimseyi fark etmedim.
- I haven't yet told anyone what I found.
- Ne bulduğumu henüz kimseye söylemedim.
- Don't say anything to anyone.
- Kimseye bir şey söyleme.
- It's not easy for Tom to trust anyone.
- Tom için kimseye güvenmek kolay değil.
- The news of the company's bankruptcy didn't come as a surprise to anyone.
- Şirketin iflas haberi kimse için sürpriz olmadı.
- I don't need to cheat anyone.
- Kimseyi aldatmam gerekmiyor.
- Tom isn't scared of anyone.
- Tom kimseden korkmuyor.
- Tom left the room without saying a word to anyone.
- Tom kimseye tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.
- Don't fire anyone.
- Kimseyi kovma.
- We didn't help anyone escape.
- Kimsenin kaçmasına yardımcı olmadık.
- Hasn't anyone seen him?
- Kimse onu görmedi mi?
- I'm not going to root for anyone.
- Ben kimseyi desteklemeyeceğim.
- I didn't want anyone to think I was crazy.
- Kimsenin deli olduğumu düşünmesini istemedim.
- I didn't know anyone at the party.
- Partide kimseyi tanımıyordum.
- I won't hire anyone without your approval.
- Senin onayın olmadan kimseyi işe almayacağım.
- I hope what I'm about to say doesn't offend anyone.
- Umarım şimdi söyleyeceklerimden kimse rencide olmaz.
- Why won't anyone tell me what's going on?
- Neden kimse bana neler olduğunu söylemiyor?
- Tom didn't want anyone to see him doing that.
- Tom kimsenin onu yaparken görmesini istemiyordu.
- We could not see anyone in the street.
- Sokakta kimseyi göremedik.
- Tom never listens to anyone.
- Tom asla kimseyi dinlemez.
- Tom doesn't love anyone and no one loves him.
- Tom kimseyi sevmiyor ve kimse onu sevmiyor.
- Was anyone surprised when you told them you were getting married?
- Evleneceğinizi söylediğinizde kimse şaşırdı mı?
- I don't think anyone has tried that before.
- Onu daha önce kimsenin denediğini sanmıyorum.
- Tom never hurt anyone.
- Tom asla kimseyi incitmez.
- Tom doesn't seem to get along well with anyone.
- Tom kimseyle iyi anlaşamıyor gibi görünüyor.
- Did anyone think to ask Tom?
- Tom'a sormak kimsenin aklına geldi mi?
- Tom wouldn't murder anyone.
- Tom kimseyi öldürmezdi.
- He wouldn't let anyone separate us.
- Kimsenin bizi ayırmasına izin vermezdi.
- Was there anyone in the room?
- Odada kimse var mıydı?
- Tom didn't see anyone there.
- Tom orada kimseyi görmedi.
- Violence against anyone is unacceptable.
- Kimseye karşı şiddet kabul edilemez.
- Don't let anyone close this door.
- Kimsenin bu kapıyı kapatmasına izin vermeyin.
- I can't get anyone to assist me.
- Bana yardım edecek kimseyi bulamıyorum.
- We don't want anyone to get hurt.
- Kimsenin incinmesini istemiyoruz.
- I promise I won't tell anyone why we're here.
- Neden burada olduğumuzu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- Tom's behavior isn't harming anyone.
- Tom'un davranışı kimseye zarar vermiyor.
- Europe doesn't need anyone.
- Avrupa'nın kimseye ihtiyacı yok.
- Tom asked me not to tell anyone, so I didn't.
- Tom kimseye söylemememi istedi, ben de söylemedim.
- This letter is personal, and I don't want anyone else to read it.
- Bu mektup kişisel ve başka kimsenin okumasını istemiyorum.
- I just told you something I've never told anyone else.
- Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyledim.
- Tom wouldn't hit anyone.
- Tom kimseye vurmadı.
- I don't think anyone can do this.
- Bunu kimsenin yapabileceğini sanmıyorum.
- Can anyone out there help me?
- Orada bana yardım edecek kimse var mı?
- Is anyone here?
- Burada kimse var mı?
- Tom wouldn't speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmazdı.
- I won't tell anyone what happened to you.
- Sana olanları kimseye anlatmam.
- Don't let anyone leave this building.
- Kimsenin bu binadan çıkmasına izin vermeyin.
- They wouldn't let anyone talk to me.
- Kimsenin benimle konuşmasına izin vermediler.
- Don't say anything about this to anyone.
- Bu konuda kimseye bir şey söyleme.
- Tom said he doesn't want to talk to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemediğini söyledi.
- Tom doesn't talk with anyone.
- Tom kimseyle konuşmaz.
- I'm no use to anyone.
- Kimseye faydam yok.
- I haven't told anyone, not even Tom.
- Ben kimseye söylemedim, Tom'a bile.
- I can't blame anyone but myself.
- Kendimden başka kimseyi suçlayamam.
- I'm not annoying anyone, am I?
- Kimsenin sinirini bozmuyorum, değil mi?
- She doesn't trust anyone.
- O kimseye güvenmiyor.
- I didn't need anyone's help.
- Kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu.
- I didn't know anyone was there.
- Orada kimsenin olduğunu bilmiyordum.
- I don't impose my opinion onto anyone.
- Fikrimi kimseye benimsetmiyorum.
- I looked around, but didn't see anyone.
- Etrafa bakındım ama kimseyi göremedim.
- Tell him not to talk to anyone.
- Ona kimseyle konuşmamasını söyle.
- Why isn't anyone swimming?
- Neden kimse yüzmüyor?
- You're not fooling anyone.
- Kimseyi kandıramazsın.
- Did anyone sing?
- Kimse şarkı söyledi mi?
- I no longer want to offend anyone.
- Kimseyi rencide etmek istemiyorum artık.
- I won't say anything to anyone.
- Kimseye hiçbir şey söylemeyeceğim.
- Sami can't help anyone.
- Sami kimseye yardım edemez.
- I didn't save anyone either.
- Ben de kimseyi kurtarmadım.
- You haven't told anyone else, have you?
- Başka kimseye söylemedin, değil mi?
- I don't think anyone has told Tom yet.
- Kimsenin Tom'a söylediğini sanmıyorum.
- I'm not accusing anyone.
- Ben kimseyi itham etmiyorum.
- Do you see anyone here?
- Burada kimseyi görüyor musun?
- Have you told anyone else about this?
- Bundan başka kimseye bahsettin mi?
- I told Tom not to tell anyone.
- Tom'a kimseye söylememesini söyledim.
- She told me not to tell anyone, so I didn't.
- O, kimseye anlatmamamı söyledi, bu nedenle anlatmadım.
- Don't let anyone enter the room.
- Kimsenin odaya girmesine izin vermeyin.
- We can't trust anyone now.
- Artık kimseye güvenemeyiz.
- I don't need anyone anymore.
- Artık kimseye ihtiyacım yok.
- I don't want anyone to miss this.
- Kimsenin bunu kaçırmasını istemiyorum.
- Don't let anyone into the room.
- Kimsenin odaya girmesine izin verme.
- Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemedi.
- Tom promised he wouldn't tell anyone.
- Tom kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- Did anyone say anything?
- Kimse bir şey söyledi mi?
- Why didn't anyone help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardım etmedi?
- I won't tell anyone what happened to you.
- Kimseye sana ne olduğunu söylemeyeceğim.
- I don't want anyone to know about this.
- Bunu kimsenin bilmesini istemiyorum.
- Why won't anyone help her?
- Neden kimse ona yardım etmiyor?
- I can't let anyone know where I'm going.
- Nereye gittiğimi kimsenin bilmesine izin veremem.
- Tom left without telling anyone.
- Tom kimseye söylemeden ayrıldı.
- I just got here, and I don't know anyone.
- Ben buraya yeni geldim ve kimseyi tanımıyorum.
- I can tell you if you promise not to tell anyone.
- Eğer kimseye söylemeyeceğine söz verirsen sana söyleyebilirim.
- I didn't want anyone to go hungry.
- Kimsenin aç kalmasını istemedim.
- We won't tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğiz.
- I don't want anyone to panic.
- Kimsenin paniklemesini istemiyorum.
- She doesn't want anyone else to know.
- Başka kimsenin bilmesini istemiyor.
- I didn't meet anyone there.
- Orada kimseyle tanışmadım.
- Tom doesn't get along with anyone in his class.
- Tom sınıfındaki kimseyle anlaşamıyor.
- Have you told anyone about what Tom did?
- Tom'un yaptığı şey hakkında kimseye konuştun mu?
- Don't tell anyone anything.
- Kimseye bir şey söyleme.
- I don't think anyone really thought Tom was happy.
- Kimsenin Tom'un mutlu olduğunu düşündüğünü sanmıyorum.
- Did you see anyone?
- Kimseyi gördün mü?
- Tom can't sneak up on anyone.
- Tom kimseye gizlice yaklaşamaz.
- I don't owe anything to anyone.
- Kimseye bir şey borçlu değilim.
- I won't tell anyone about Tom.
- Kimseye Tom'dan bahsetmeyeceğim.
- Don't let anyone come near the fire.
- Kimsenin ateşe yaklaşmasına izin verme.
- Is anyone in there?
- İçeride kimse var mı?
- I can't let anyone know where he's going.
- Kimsenin onun nereye gittiğini bilmesine izin veremem.
- Don't speak to anyone.
- Kimseyle konuşma.
- I don't feel like talking with anyone.
- Canım kimseyle konuşmak istemiyor.
- He promised not to tell that to anyone.
- Bunu kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- Tom didn't want to ask anyone for directions.
- Tom kimseye yol sormak istemedi.
- Have you told anyone what your real name is?
- Gerçek adının ne olduğunu kimseye söyledin mi?
- I don't know anyone I can speak the language with.
- Kimseyle konuşabileceğim birini bilmiyorum.
- Tom didn't plan on hurting anyone.
- Tom kimsenin canını acıtmayı planlamadı.
- I didn't intend to hurt anyone.
- Kimseyi incitmek niyetinde değildim.
- I haven't actually shot anyone yet.
- Henüz kimseyi vurmadım.
- I can't save anyone.
- Kimseyi kurtaramam.
- Don't let anyone know I'm here.
- Kimsenin benim burada olduğunu bilmesine izin verme.
- Does anyone live here?
- Burada kimse yaşıyor mu?
- You can't tell anyone this, OK?
- Bunu kimseye söyleyemezsin, tamam mı?
- Tom wasn't getting any help from anyone, so he gave up.
- Tom kimseden yardım alamayınca pes etti.
- Is anyone here yet?
- Burada kimse var mı?
- Tom doesn't usually trust anyone.
- Tom genelde kimseye güvenmez.
- Aren't you going out with anyone?
- Kimseyle çıkmayacak mısın?
- I won't tell anyone if you won't.
- Sen söylemezsen ben kimseye söylemem.
- Tom couldn't imagine himself shooting anyone.
- Tom kendini kimseyi vururken hayal edemiyordu.
- I swear I won't tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğime yemin ederim.
- At the moment, there isn't anyone in the office.
- Şu an ofiste kimse yok.
- I didn't tell anyone about it.
- Ben kimseye bundan bahsetmedim.
- Tom doesn't care about anyone but himself.
- Tom kendinden başka kimseyi umursamaz.
- We never bribed anyone.
- Biz kimseye rüşvet vermedik.
- I doubt if you'll know anyone at the party tonight.
- Bu geceki partide kimseyi tanıyacağından şüpheliyim.
- There doesn't seem to be anyone home.
- Evde kimse yok gibi görünüyor.
- Please don't tell anyone where I am.
- Lütfen kimseye nerede olduğumu söyleme.
- Tom told me that he didn't see anyone come in.
- Tom bana kimsenin içeri girdiğini görmediğini söyledi.
- Did anyone think to ask Tom?
- Kimse Tom'a sormayı düşündü mü?
- I promised him not to tell anyone.
- Ona kimseye söylemeyeceğime söz verdim.
- Did you tell anyone about what Tom did?
- Tom'un ne yaptığını kimseye anlattın mı?
- I don't know anyone who likes Tom.
- Tom'u seven kimseyi tanımıyorum.
- Tom wouldn't hurt anyone.
- Tom kimseye zarar vermezdi.
- I've never met anyone like them.
- Onlar gibi kimseyle karşılaşmadım.
- Tom wouldn't let anyone in his house.
- Tom kimsenin evine girmesine izin vermezdi.
- Don't let anyone tell you you're worthless.
- Kimsenin sana değersiz olduğunu söylemesine izin verme.
- I didn't see anyone wearing a hat.
- Ben şapka takan kimseyi görmedim.
- Tom doesn't let anyone drive his car.
- Tom arabasını kullanması için kimseye izin vermiyor.
- Did you see anyone on the beach?
- Sahilde kimseyi gördün mü?
- I haven't told anyone yet.
- Henüz kimseye söylemedim.
- Did you give a copy of the disk to anyone?
- Diskin bir kopyasını kimseye verdin mi?
- Tom told me he'd never tell anyone about that.
- Tom bana bundan kimseye bahsetmeyeceğini söyledi.
- We can't tell anyone about this.
- Bunu kimseye söyleyemeyiz.
- She doesn't care about anyone but herself.
- Kendinden başka kimseyi umursamaz.
- Tom didn't tell anyone that he'd won the lottery.
- Tom piyangoyu kazandığını kimseye söylemedi.
- I won't let anyone harm you.
- Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
- Kimsenin haberi olmadan bunu nasıl başardığınızı anlamaya çalışıyorum.
- She doesn't love anyone, and no one loves her.
- O kimseyi sevmiyor, kimse de onu sevmiyor.
- I didn't meet anyone.
- Kimseyle görüşmedim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
- Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- I don't think anyone really thought Tom was busy.
- Kimsenin Tom'un gerçekten meşgul olduğunu düşündüğünü sanmıyorum.
- Will anyone be fired?
- Kimse kovulacak mı?
- I wouldn't trust anyone here.
- Ben olsam burada kimseye güvenmezdim.
- You can't trust or believe anyone.
- Kimseye güvenemez ya da inanamazsın.
- I don't want to tell that to anyone.
- Bunu kimseye söylemek istemiyorum.
- Tell them not to talk to anyone.
- Onlara kimseyle konuşmamalarını söyleyin.
- Tom didn't mean to shoot anyone.
- Tom kimseyi vurmaya niyet etmedi.
- I don't want anyone to see it.
- Kimsenin görmesini istemiyorum.
- Can anyone pronounce this word?
- Bu kelimeyi telaffuz edebilecek kimse var mıdır?
- I've never told anyone.
- Kimseye söylemedim.
- You can't trust anyone.
- Kimseye güvenemezsin.
- He looked in all directions, but didn't see anyone.
- Her yöne baktı, fakat kimseyi görmedi.
- Tom didn't want to hurt anyone.
- Tom kimseyi incitmek istemedi.
- Doesn't anyone want to know why we're here?
- Neden burada olduğumuzu kimse bilmek istemiyor mu?
- Do you think anyone would care if Tom did that?
- Sence Tom bunu yapsa kimsenin umurunda olur muydu?
- Tom won't tell anyone where he was last weekend.
- Tom geçen hafta sonu nerede olduğunu kimseye söylemeyecek.
- I know you'd never let anyone hurt Tom.
- Kimsenin Tom'u incitmesine izin vermeyeceğini biliyorum.
- Do you promise you won't tell anyone?
- Kimseye söylemeyeceğine söz veriyor musun?
- We haven't offered the job to anyone yet.
- İşi henüz kimseye teklif etmedik.
- Don’t anyone bother me!
- Kimse beni rahatsız etmesin!
- Do you think anyone will volunteer?
- Sence kimse gönüllü olur mu?
- Tom wouldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmez.
- Don't let anyone in this room.
- Bu odaya kimseyi sokma.
- Didn't anyone see what you did?
- Yaptığın şeyi kimse görmedi mi?
- Tom didn't believe anyone would do that.
- Tom bunu kimsenin yapamayacağına inanmıyordu.
- Tell her not to talk to anyone.
- Ona kimseyle konuşmamasını söyle.
- I didn't want anyone to know why I went there.
- Oraya neden gittiğimi kimsenin bilmesini istemedim.
- Is there anyone who can translate this sentence?
- Bu cümleyi çevirebilecek kimse var mı?
- I can't share it with anyone.
- Bunu kimseyle paylaşamam.
- I can't let anyone know where I'm going.
- Kimsenin nereye gittiğimi bilmesine izin veremem.
- I've never mentioned it to anyone, except Tom.
- Tom dışında kimseye bahsetmedim.
- I wasn't getting any help from anyone, so I gave up.
- Kimseden yardım almıyordum, bu yüzden vazgeçtim.
- I promise I won't tell anyone where you are.
- Nerede olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- I've never attacked anyone.
- Kimseye saldırmadım.
- I don't think anyone can help me anymore.
- Artık kimsenin bana yardım edebileceğini sanmıyorum.
- I'm not taking anyone with me.
- Yanımda kimseyi götürmüyorum.
- Tom swore that he didn't tell anyone about the secret.
- Tom sırdan kimseye bahsetmediğine yemin etti.
- Tom doesn't have anyone to lean on.
- Tom'un sırtını dayayacağı kimse yok.
- I don't wish anyone dead.
- Kimsenin ölmesini istemem.
- Sami didn't hurt anyone.
- Sami kimseye zarar vermedi.
- Tom won't let anyone help Mary.
- Tom kimsenin Mary'ye yardım etmesine izin vermiyor.
- I haven't managed to get help from anyone.
- Kimseden yardım almayı başaramadım.
- I don't have anyone waiting for me at home.
- Evde beni bekleyen kimsem yok.
- Tom will never hurt anyone.
- Tom asla kimseyi incitmez.
- I'll never tell anyone where I've hidden the treasure.
- Hazineyi nereye sakladığımı kimseye söylemeyeceğim.
- We haven't been able to find anyone to replace Tom.
- Tom'un yerine kimseyi bulamadık.
- They don't let anyone enter without special permission.
- Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.
- Hasn't anyone seen Tom?
- Tom'u kimse görmedi mi?
- I won't let anyone do that.
- Bunu kimsenin yapmasına izin vermeyeceğim.
- It's not bothering anyone.
- Kimsenin canını sıkmıyor.
- I don't want to see anyone now.
- Şu anda kimseyi görmek istemiyorum.
- Tom said that he didn't want to see or speak to anyone.
- Tom kimseyle görüşmek ya da konuşmak istemediğini söyledi.
- I promise I won't tell anyone where it is.
- Onun nerede olduğunu kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- I can't trust anyone.
- Kimseye güvenemem.
- I won't tell anyone about her.
- Onun hakkında kimseye bir şey söylemeyeceğim.
- Tom and Mary haven't yet told anyone they plan to get married.
- Tom ve Mary henüz evlenmeyi planladıklarını kimseye söylemediler.
- Why won't anyone help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardım etmiyor?
- I don't think I've ever hated anyone so much.
- Daha önce kimseden bu kadar nefret ettiğimi sanmıyorum.
- Please don't let anyone know where I am.
- Lütfen kimsenin nerede olduğumu bilmesine izin verme.
- Sami couldn't talk to anyone about his conversion to Islam.
- Sami İslam'a geçişi hakkında kimseyle konuşamıyordu.
- We don't have anyone of that name here.
- Bizde burada o isimde kimse yok.
- I wasn't able to find anyone to help.
- Yardım edecek kimseyi bulamadım.
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını kimselere söylemedi.
- Tom doesn't want anyone in his room while he's away.
- Tom o yokken kimsenin odasına girmesini istemiyor.
- I don't know anyone here.
- Burada kimseyi tanımıyorum.
- I have no quarrel with anyone here.
- Buradaki kimseyle bir sorunum yok.
- He's not afraid of anyone.
- O kimseden korkmuyor.
- Why didn't anyone say anything?
- Neden kimse bir şey söylemedi?
- There wasn't anyone there.
- Orada kimse yoktu.
- We can't tell anyone.
- Kimseye söyleyemeyiz.
- Tom doesn't love anyone and no one loves him.
- Tom kimseyi sevmiyor ve kimse de onu sevmiyor.
- I can tell you things you won't hear from anyone else.
- Başka kimseden duyamayacağın şeyler söyleyebilirim.
- I didn't see anyone catch any fish.
- Kimsenin balık tuttuğunu görmedim.
- I don't see anyone.
- Kimseyi görmüyorum.
- Didn't anyone tell you?
- Kimse sana anlatmadı mı?
- Tom wouldn't tell anyone, would he?
- Tom kimseye söylemezdi, değil mi?
- Has anyone ever confessed to you before?
- Daha önce kimse sana itiraf etti mi?
- Does anyone know how to make money in a time of crisis?
- Kriz zamanında para kazanmasını bilen kimse var mı?
- I wouldn't tell that to anyone else.
- Bunu başka kimseye söylemezdim.
- Don't tell anyone about this.
- Bundan kimseye bahsetme.
- You're not going to tell anyone, right?
- Kimseye anlatmayacaksın, değil mi?
- Aren't you seeing anyone?
- Kimseyle görüşmüyor musun?
- I just don't want anyone to be mad at me.
- Kimsenin bana kızmasını istemiyorum.
- I forbid you to speak with anyone about what just happened.
- Az önce olanlar hakkında kimseyle konuşmanı yasaklıyorum.
- Tom never tells anyone anything.
- Tom asla kimseye bir şey söylemez.
- Don't let anyone in this room.
- Bu odaya kimsenin girmesine izin vermeyin.
- I've just arrived and I don't know anyone.
- Ben henüz geldim ve kimseyi tanımıyorum.
- Tom told me not to tell anyone, so I didn't.
- Tom bana kimseye söylemememi söyledi, bu yüzden söylemedim.
- Tom didn't recognize anyone in the room.
- Tom odadaki kimseyi tanımadı.
- Do you think anyone would object if we did that?
- Sence bunu yaparsak kimse itiraz eder mi?
- Do you promise not to tell anyone anything?
- Kimseye bir şey anlatmayacağına söz veriyor musun?
- Tom hasn't killed anyone yet.
- Tom henüz kimseyi öldürmedi.
- I don't think anyone has tried that before.
- Bunu daha önce kimsenin denediğini sanmıyorum.
- Do you think anyone will be disappointed?
- Sence kimse hayal kırıklığına uğrayacak mı?
- I won't tell anyone about you.
- Kimseye senden bahsetmeyeceğim.
- I don't think anyone noticed what you did.
- Yaptığın şeyi kimsenin fark ettiğini sanmıyorum.
- The professor spoke too fast for anyone to understand.
- Profesör, kimsenin anlayamayacağı kadar hızlı konuştu.
- Tom didn't tell anyone why he had gone to Boston.
- Tom kimseye neden Boston'a gittiğini söylemedi.
- Did Tom tell anyone?
- Tom kimseye söyledi mi?
- Don't let anyone take advantage of you.
- Kimsenin senden yararlanmasına izin verme.
- I wasn't expecting anyone.
- Kimseyi beklemiyordum.
- I didn't tell anyone else.
- Başka kimseye söylemedim.
- I don't impose my opinion onto anyone.
- Kimseye fikrimi empoze etmiyorum.
- Tom isn't hurting anyone.
- Tom kimseye zarar vermiyor.
- Don't give anyone else this number.
- Bu numarayı başka kimseye verme.
- She doesn't like anyone.
- O kimseyi sevmiyor.
- I looked around, but didn't see anyone.
- Etrafa baktım ama kimseyi görmedim.
- Tom didn't tell anyone what he was about to do.
- Tom, kimseye ne yapmak üzere olduğunu söylemedi.
- I don't know of anyone who can help us.
- Bize yardım edebilecek kimseyi tanımıyorum.
- Tom doesn't know anyone who can do that.
- Tom bunu yapabilecek kimseyi tanımıyor.
- Have you ever talked to anyone about these matters?
- Hiç bu konularda kimseyle konuştunuz mu?
- I don't think that anyone noticed what Tom was doing.
- Kimsenin Tom'un ne yaptığını fark ettiğini sanmıyorum.
- This will hardly convince anyone.
- Bu neredeyse hiç kimseyi ikna etmeyecek.
- I don't belong to anyone.
- Kimseye ait değilim.
- I didn't get an email from anyone today.
- Bugün kimseden e-posta almadım.
- I hope I didn't offend anyone.
- Umarım kimseyi kırmamışımdır.
- I'm not sure Tom would let anyone help him.
- Tom'un kimsenin ona yardım etmesine izin vereceğinden emin değilim.
- Have you told anyone about the surprise party?
- Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?
- I hope I'm not bothering anyone.
- Umarım kimseyi rahatsız etmiyorumdur.
- I try not to bother anyone.
- Kimseyi rahatsız etmemeye çalışıyorum.
- I won't tell anyone unless you want me to.
- Sen istemedikçe kimseye söylemeyeceğim.
- The child refused to let anyone feed him.
- Çocuk kimsenin onu beslemesine izin vermedi.
- Tom never asks anyone for help.
- Tom asla kimseden yardım istemez.
- I couldn't tell anyone.
- Kimseye söyleyemedim.
- Tom didn't know anyone.
- Tom kimseyi tanımıyordu.
- I don't think anyone really knows the real me.
- Kimsenin gerçek beni tanıdığını sanmıyorum.
- Tom isn't going to hurt anyone.
- Tom kimseyi incitmeyecek.
- Tom told his commanding officer that he wasn't willing to kill anyone.
- Tom komutanına kimseyi öldürmek istemediğini söyledi.
- I don't owe anyone an explanation.
- Kimseye bir açıklama borcum yok.
- Tom would never kill anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmezdi.
- Tom has a reputation of never letting anyone else say anything.
- Tom'un kimsenin bir şey söylemesine izin vermemek gibi bir ünü var.
- Tom doesn't have anyone to play with.
- Tom'un oynayacak kimsesi yok.
- Tom didn't shoot anyone.
- Tom kimseyi vurmadı.
- I'm no use to anyone.
- Kimseye yararım yok.
- I can try to keep Tom from hurting anyone.
- Tom'un kimseye zarar vermesini engellemeye çalışabilirim.
- I don't like to disappoint anyone.
- Kimseyi hayal kırıklığına uğratmaktan hoşlanmam.
- Tom didn't kiss anyone.
- Tom kimseyi öpmedi.
- Tom didn't believe anyone would do that.
- Tom kimsenin bunu yapabileceğine inanmıyordu.
- I can't let anyone know what it is.
- Kimsenin ne olduğunu bilmesine izin veremem.
- Tom won't let anyone touch it.
- Tom kimsenin ona dokunmasına izin vermez.
- Tom didn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmedi.
- Tom never told anyone.
- Tom asla kimseye söylemedi.
- Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.
- Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
- Did anyone force you to convert to Islam?
- Kimse sizi Müslüman olmaya zorladı mı?
- Tom never lets anyone do anything.
- Tom kimsenin bir şey yapmasına izin vermez.
- I did not see anyone in the street.
- Ben sokakta kimseyi görmedim.
- Don't expect anyone to help you.
- Kimsenin sana yardım etmesini bekleme.
- Don't let anyone open the windows.
- Kimsenin pencereleri açmasına izin verme.
- I don't think anyone has ever done this before.
- Bunu daha önce kimsenin yaptığını sanmıyorum.
- I didn't meet anyone.
- Ben kimseyle tanışmadım.
- Is there anyone in here?
- Burada kimse var mı?
- I won't tell anyone about them.
- Onlar hakkında kimseye bir şey söylemeyeceğim.
- It's not bothering anyone.
- Bu kimseyi rahatsız etmiyor.
- We're not hurting anyone.
- Kimseye zarar vermiyoruz.
- I didn't think anyone was home.
- Evde kimsenin olduğunu düşünmedim.
- Tom left without telling anyone.
- Tom kimseye söylemeden gitti.
- I won't tell anyone about Tom.
- Tom hakkında kimseye hiçbir şey anlatmayacağım.
- Tom is so naive that his gauche manners can hardly offend anyone.
- Tom o kadar saf ki, patavatsız tavırları kimseyi rahatsız etmiyor.
- Sami continued to insist that he didn't kill anyone.
- Sami kimseyi öldürmediği konusunda ısrar etmeye devam etti.
- Tom couldn't talk about his ordeal with anyone.
- Tom yaşadığı çile hakkında kimseyle konuşamıyordu.
- My jokes didn't make anyone laugh.
- Şakalarım kimseyi güldürmedi.
- Tom never killed anyone.
- Tom asla kimseyi öldürmedi.
- Tom doesn't trust anyone anymore.
- Om artık kimseye güvenmiyor.
- Don't let anyone hurt Tom.
- Kimsenin Tom'u incitmesine izin verme.
- Sami shouldn't have told anyone about this.
- Sami bundan kimseye bahsetmemesi gerekirdi.
- He promised me he wouldn't tell anyone.
- Bana kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- Tom didn't tell anyone that he'd dropped out of school.
- Tom kimseye okulu bıraktığını söylemedi.
- Tom knows I'm not afraid of anyone.
- Tom kimseden korkmadığımı biliyor.
- I don't think anyone does that.
- Bunu kimsenin yaptığını sanmıyorum.
- I don't think anyone would really do that.
- Kimsenin bunu gerçekten yapacağını sanmıyorum.
- We won't tell anyone about them.
- Kimseye onlardan bahsetmeyeceğiz.
- I don't want to tell that to anyone.
- Onu kimseye söylemek istemiyorum.
- I can't let anyone know what it is.
- Kimsenin bunun ne olduğunu bilmesine izin veremem.
- Tom left the room without saying a word to anyone.
- Tom kimseye bir şey söylemeden odadan çıktı.
- You never let anyone do anything.
- Kimsenin bir şey yapmasına izin verme.
- There doesn't seem to be anyone living around here.
- Buralarda yaşayan kimse yok gibi görünüyor.
- Hasn't anyone done that yet?
- Daha kimse yapmadı mı?
- Why isn't anyone visiting my website?
- Neden kimse web sitemi ziyaret etmiyor?
- We're not afraid of anyone.
- Kimseden korkmuyoruz.
- I won't let anyone hurt you.
- Sizi kimsenin incitmesine izin vermeyeceğim.
- I didn't see anyone writing.
- Kimseyi yazarken görmedim.
- Don't write anything about this to anyone.
- Bu konuda kimseye bir şey yazma.
- Don't let anyone sit here.
- Kimsenin buraya oturmasına izin verme.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacak kimsesi yoktu.
- She didn't mean to offend anyone with her remark.
- O, yorumu ile kimseyi gücendirmek istemedi.
- A little pain never hurt anyone.
- Biraz acı kimseyi incitmez.
- I won't tell anyone if you won't.
- Sen söylemezsen ben de kimseye söylemem.
- Tom didn't tell anyone else where he'd hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını kimseye söylemedi.
- Will anyone be at the station to meet us?
- Bizi karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- Never give out your password to anyone.
- Şifreni asla kimseye verme.
- I didn't see anyone studying.
- Kimseyi ders çalışırken görmedim.
- I promised Tom I'd not tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğime dair Tom'a söz verdim.
- Tom doesn't like anyone.
- Tom kimseden hoşlanmıyor.
- Tom looked around, but didn't see anyone.
- Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.
- Don't you want to talk to anyone?
- Kimseyle konuşmak istemiyor musun?
- You must not discuss this matter with anyone.
- Bu konuyu kimseyle tartışmamalısın.
- I don't want to see anyone today.
- Bugün kimseyi görmek istemiyorum.
- Tom promised not to tell anyone how much we paid to have our house painted.
- Tom evimizi boyatmak için ne kadar ödediğimizi kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- I won't let anyone do that.
- Kimsenin bunu yapmasına izin vermem.
- There isn't anyone in the room.
- Odada kimse yok.
- I didn't want anyone to see me.
- Kimsenin beni görmesini istemiyordum.
- I didn't tell anyone what you did.
- Ne yaptığını kimseye söylemedim.
- Sami didn't tell anyone.
- Sami kimseye söylemedi.
- I didn't see anyone else.
- Başka kimseyi görmedim.
- Would anyone care if we didn't do that?
- Bunu yapmasak kimsenin umurunda olur muydu?
- We haven't seen anyone.
- Kimseyi görmedik.
- Didn't anyone see what you did?
- Ne yaptığını kimse görmedi mi?
- My room is so cluttered that I'm too embarrassed to invite anyone in.
- Odam o kadar dağınık ki kimseyi içeri davet etmeye utanıyorum.
- Tom didn't have to ask anyone for directions.
- Tom kimseye yol sormak zorunda değildi.
- Tom didn't want to rely on anyone else.
- Tom kimseye güvenmek istemedi.
- Did anyone call you?
- Kimse seni aradı mı?
- Tom didn't tell anyone why he was late.
- Tom neden geç kaldığını kimseye söylemedi.
- I don't think Tom will tell anyone.
- Tom'un kimseye söyleyeceğini sanmıyorum.
- Tom wouldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldürmezdi.
- We probably shouldn't tell anyone about it.
- Muhtemelen kimseye bunu söylememeliyiz.
- Tom won't let anyone touch it.
- Tom kimsenin dokunmasına izin vermiyor.
- Tom had never kissed anyone before.
- Tom daha önce kimseyi öpmemişti.
- Did anyone phone you?
- Kimse seni aradı mı?
- Don't tell anyone that.
- Kimseye onu söyleme.
- You can't let anyone know what it is.
- Kimsenin ne olduğunu bilmesine izin veremezsin.
- He wouldn't let anyone separate us.
- O, kimsenin bizi ayırmasına izin vermezdi.
- Don't let anyone in this building.
- Kimsenin bu binaya girmesine izin vermeyin.
- I don't want anyone to touch this.
- Kimsenin buna dokunmasını istemiyorum.
- I don't want to take advantage of anyone.
- Ben kimseden yararlanmak istemiyorum.
- I know that it is highly unlikely that anyone would be willing to help me.
- Kimsenin bana yardım etmek istemeyeceğini biliyorum.
- You never let anyone do anything.
- Kimsenin bir şey yapmasına izin vermiyorsun.
- John says when he dies he doesn't want anyone to cry for him.
- John öldüğünde kimsenin onun için ağlamasını istemediğini söylüyor.
- Why doesn't anyone believe me?
- Neden kimse bana inanmıyor?
- I didn't intend to hurt anyone.
- Kimseye zarar vermeye niyetim yoktu.
- Tom told Mary something he'd never told anyone.
- Tom Mary'ye kimseye söylemediği bir şey söyledi.
- Tom did that without anyone's help.
- Tom bunu kimsenin yardımı olmadan yaptı.
- I promised her I'd not tell anyone.
- Ona kimseye söylemeyeceğime söz verdim.
- You have to promise not to tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğine söz vermek zorundasın.
- Tom lives in seclusion and rarely sees anyone.
- Tom inzivada yaşıyor ve nadiren kimseyle görüşüyor.
- You haven't hurt anyone, have you?
- Kimseye zarar vermedin, değil mi?
- I've never told anyone something like that before.
- Daha önce öyle bir şeyi kimseye söylemedim.
- Don't point your gun at anyone.
- Silahını kimseye doğrultma.
- Why doesn't anyone believe us?
- Niye bize kimse inanmıyor?
- I no longer want to offend anyone.
- Artık kimseyi kırmak istemiyorum.
- I no longer want to offend anyone.
- Artık kimseyi gücendirmek istemiyorum.
- I'm not annoying anyone, am I?
- Kimseyi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I can't believe anyone anymore.
- Artık kimseye inanamıyorum.
- I don't want anyone to find where we buried the treasure.
- Hazineyi nereye gömdüğümüzü kimsenin bulmasını istemiyorum.
- I don't think anyone suspected you weren't Tom.
- Kimsenin senin Tom olmadığından şüphelendiğini sanmıyorum.
- I don't have anyone in my life.
- Hayatımda kimse yok.
- Does anyone out there care?
- Kimsenin umurunda mı?
- I don't like to borrow money from anyone.
- Kimseden borç para almayı sevmem.
- Tom felt like going home and left without saying goodbye to anyone.
- Tom eve gitmek istedi ve kimseye veda etmeden ayrıldı.
- I don't want to speak to anyone.
- Kimseyle konuşmak istemiyorum.
- I'm not annoying anyone, am I?
- Ben kimseyi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I don't know anyone I can speak the language with.
- Bu dili konuşabileceğim kimseyi tanımıyorum.
- You'd better not tell anyone about what happened.
- Olanları kimseye anlatmasan iyi edersin.
- Tom doesn't trust what anyone says.
- Tom kimsenin söylediklerine güvenmiyor.
- You're not going to tell anyone about this, right?
- Bundan kimseye bahsetmeyeceksin, değil mi?
- I doubt anyone said that.
- Bunu kimsenin söylediğinden şüpheliyim.
- Tom never brought anyone here.
- Tom asla buraya kimseyi getirmedi.
- I will never tell this to anyone.
- Bunu asla kimseye söylemeyeceğim.
- I haven’t talked about this to anyone.
- Bu konuyu kimseyle konuşmadım.
- Didn't anyone question you?
- Kimse seni sorgulamadı mı?
- Is there anyone who can't come tomorrow?
- Yarın gelemeyecek kimse var mı?
- Does anyone really care anymore?
- Artık kimsenin umurunda mı?
- Don't let anyone leave this building.
- Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verme.
- Can anyone really replace Tom?
- Tom'un yerini kimse doldurabilir mi?
- Tom doesn't have anyone to discuss his problems with.
- Tom'un sorunlarını tartışacak kimsesi yok.
- I find it odd that there isn't anyone on the street at this hour.
- Bu saatte sokakta kimsenin olmamasını garip buluyorum.
- I don't think anyone would want to read this book more than once.
- Kimsenin bu kitabı bir kereden fazla okumak isteyeceğini sanmıyorum.
- Remember not to tell anyone.
- Kimseye söylememeyi unutma.
- Tom isn't going to hurt anyone else.
- Tom başka kimseye zarar vermeyecek.
- She doesn't want to be with anyone.
- Kimseyle birlikte olmak istemiyor.
- Tom didn't need to ask anyone for directions.
- Tom'un kimseye yol sormasına gerek yoktu.
- Has anyone told Tom?
- Kimse Tom'a anlattı mı?
- I'm not annoying anyone.
- Kimseyi rahatsız etmiyorum.
- Don't hurt anyone.
- Kimseye zarar verme.
- Don't fire anyone.
- Kimseyi kovmayın.
- There isn't anyone here but us.
- Burada bizden başka kimse yok.
- Tom promised me he wouldn't tell anyone.
- Tom kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.
- Don't offend anyone!
- Kimseyi incitmeyin!
- You shouldn't tell anyone about this.
- Bundan kimseye bahsetmemelisin.
- Why doesn't anyone care to listen to the poor?
- Neden kimse fakirleri dinlemiyor?
- I thought you weren't going to tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğini düşündüm.
- I heard footsteps, but I didn't see anyone.
- Ayak sesleri duydum ama kimseyi görmedim.
- I've never seen Tom help anyone.
- Tom'un kimseye yardım ettiğini görmedim.
- I could probably do that without anyone's help.
- Muhtemelen bunu kimsenin yardımı olmadan yapabilirim.
- I intended to go out without anyone seeing me.
- Kimse beni görmeden dışarı çıkmaya niyetlendim.
- I don't feel like talking to anyone right now.
- Şu anda kendimi kimseyle konuşur gibi hissetmiyorum.
- Tom didn't mean to shoot anyone.
- Tom kimseyi vurmak istememişti.
- I don't want anyone to know where we are.
- Kimsenin nerede olduğumuzu bilmesini istemiyorum.
- You can't tell anyone about this.
- Bunu kimseye anlatamazsın.
- Tom can't blame anyone but himself.
- Tom kendinden başka kimseyi suçlayamaz.
- I've never told anyone about this.
- Bundan kimseye bahsetmedim.
- As long as I live, do not tell anyone about it!
- Yaşadığım sürece kimseye bundan bahsetme.
- I don't want to get anyone in trouble.
- Kimsenin başını belaya sokmak istemiyorum.
- Never call anyone fat.
- Asla kimseye şişman deme.
- Don't let anyone know I'm here.
- Kimsenin burada olduğumu bilmesine izin verme.
- Tom asked Mary not to discuss the matter with anyone else.
- Tom Mary'den konuyu başka kimseyle tartışmamasını istedi.
- I don't want anyone smoking in the meeting room.
- Toplantı odasında kimsenin sigara içmesini istemiyorum.
- Tom never tells anyone anything.
- Tom kimseye bir şey anlatmaz.
- I promised not to tell anyone how much we paid to have our house painted.
- Evimizi boyatmak için ne kadar ödediğimizi kimseye söylemeyeceğime söz verdim.
- I've never told anyone what happened that night.
- O gece ne olduğunu kimseye anlatmadım.
- I don't have anyone else I can ask.
- Sorabileceğim başka kimsem yok.
- Did anyone force you to do that?
- Kimse seni bunu yapmaya zorladı mı?
- I couldn't tell anyone.
- Kimseye söyleyemezdim.
- Tom is not going to show it to anyone else.
- Tom bunu başka kimseye göstermeyecek.
- Tom didn't trust anyone.
- Tom kimseye güvenmedi.
- I'm no better than anyone else.
- Ben kimseden daha iyi değilim.
- I don't feel like talking with anyone.
- Kimseyle konuşmak istemiyorum.
- We didn't help anyone escape.
- Kimsenin kaçmasına yardım etmedik.
- I can't remember anyone's name.
- Kimsenin adını hatırlayamıyorum.
- Tom couldn't find anyone to talk to.
- Tom konuşacak kimseyi bulamadı.
- Why won't anyone tell us the truth?
- Neden kimse bize gerçeği söylemiyor?
- Tom couldn't kill anyone.
- Tom kimseyi öldüremedi.
- Don't call anyone.
- Kimseyi arama.
- Don't let anyone enter or approach this room.
- Kimsenin bu odaya girmesine ya da yaklaşmasına izin vermeyin.
- Has anyone talked to you?
- Seninle kimse konuştu mu?
- Sami never explained to anyone why he had done this.
- Sami bunu neden yaptığını kimseye açıklamadı.
- I promised her I'd not tell anyone.
- Kimseye söylemeyeceğime dair ona söz verdim.
- Is anyone looking?
- Kimse bakıyor mu?
- Tom won't listen to anyone.
- Tom kimseye kulak asmaz.
- I wouldn't want anyone to see us.
- Kimsenin bizi görmesini istemem.
- Aren't you missing anyone?
- Kimseyi özlemiyor musun?
- Don't let anyone press this button.
- Kimsenin bu düğmeye basmasına izin verme.
- Don't let anyone enter the room.
- Odaya kimsenin girmesine izin verme.
- Is there anyone here?
- Kimse var mı?
- Tom never raised a hand to anyone.
- Tom kimseye el kaldırmadı.
- Tom didn't know anyone who could help.
- Tom yardım edebilecek kimseyi tanımıyordu.
- I don't want anyone to hear me.
- Kimsenin beni duymasını istemiyorum.
- We can't blame anyone else.
- Başka kimseyi suçlayamayız.
- I can't see anyone.
- Ben kimseyi göremiyorum.
- I've never seen anyone die from an electric shock.
- Elektroşoktan kimsenin öldüğünü görmedim.
- We don't need anyone's help.
- Kimsenin yardımına ihtiyacımız yok.
- Don't let anyone in this room.
- Bu odaya kimseyi almayın.
- Tom told me not to tell anyone, so I didn't.
- Tom kimseye söylemememi istedi, ben de söylemedim.
- Tom said he doesn't know anyone in Boston.
- Tom Boston'da kimseyi tanımadığını söyledi.
- Is anyone around?
- Etrafta kimse var mı?
- Why won't anyone believe us?
- Neden kimse bize inanmıyor?
- He's not afraid of anyone.
- Kimseden korkmaz.
- Tom doesn't know anyone here.
- Tom burada kimseyi tanımıyor.
- Tom didn't want anyone to get injured.
- Tom kimsenin yaralanmasını istemedi.
- I didn't shoot anyone.
- Ben kimseye ateş etmedim.
- He doesn't trust anyone except himself.
- O, kendisi hariç kimseye güvenmez.
- I don't think anyone really expected you to help.
- Kimsenin senden yardım beklediğini sanmıyorum.
- Will anyone care if Tom does that?
- Tom bunu yaparsa kimse umursar mı?
- I wish I hadn't told anyone.
- Keşke kimseye söylemeseydim.
- Tom asked me not to tell anyone, so I didn't.
- Tom kimseye söylemememi istedi, bu yüzden söylemedim.
- It couldn't be anyone else but Tom.
- Bu, Tom'dan başka kimse olamazdı.
- Tom isn't speaking to anyone.
- Tom kimseyle konuşmuyor.
- Tom didn't hurt anyone, did he?
- Tom kimsenin canını yakmadı, değil mi?
- Have you discussed this with anyone?
- Bunu kimseyle konuştunuz mu?
- I can't deal with anyone right now.
- Şu anda kimseyle uğraşamam.
- I don't want to cause anyone any more trouble.
- Kimseye daha fazla sorun çıkarmak istemiyorum.
- Do you promise not to tell anyone else?
- Kimseye söylemeyeceğine söz veriyor musun?
- Layla will never hurt anyone.
- Layla asla kimseyi incitmeyecektir.
- Why didn't anyone come?
- Neden kimse gelmedi?
- I didn't want to mislead anyone.
- Kimseyi yanlış yönlendirmek istemedim.
- Is there anyone in the classroom?
- Sınıfta kimse var mı?
- I promise I won't tell anyone what you did.
- Yaptığın şeyi kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum.
- This shouldn't come as a surprise to anyone.
- Bu kimse için sürpriz olmamalı.
- I've never told anyone something like that before.
- Daha önce kimseye böyle bir şey söylememiştim.
- Has anyone spoken to them?
- Kimse onlarla konuştu mu?
- Don't expect anyone to help you.
- Kimsenin size yardım etmesini beklemeyin.
- Ideas do not belong to anyone, they float in the air.
- Fikirler kimseye ait değildir, havada asılı dururlar.
- I can't let anyone know I'm here.
- Burada olduğumu kimsenin bilmesine izin veremem.
- We don't want anyone getting hurt.
- Kimsenin zarar görmesini istemiyoruz.
- I never killed anyone.
- Ben kimseyi öldürmedim.
- Tom didn't tell anyone what he was planning to do.
- Tom ne yapmayı planladığını kimseye söylemedi.
- Tom didn't see anyone he recognized.
- Tom tanıdığı kimseyi görmedi.
- I don't owe anyone anything.
- Kimseye bir şey borçlu değilim.
- A pessimist doesn't expect to be kissed by anyone.
- Bir kötümser kimse tarafından öpülmeyi beklemez.
- Don't breathe a word of this to anyone.
- Bundan kimseye tek kelime etme.
- We could not see anyone in the street.
- Caddede kimseyi göremedik.
- Why doesn't anyone believe us?
- Neden kimse bize inanmıyor?
- I don't believe anyone anymore.
- Artık kimseye inanmıyorum.
- Why won't anyone tell me?
- Neden kimse bana söylemeyecek?
- Tom said he hadn't intended to shoot anyone.
- Tom kimseyi vurma niyetinde olmadığını söyledi.
- Tom couldn't find anyone to play tennis with.
- Tom tenis oynayacak kimseyi bulamadı.
- Did anyone care?
- Kimse umursadı mı?
- I can't help anyone.
- Kimseye yardım edemem.
- I can't love anyone but you.
- Senden başka kimseyi sevemem.
- We can't tell anyone about this.
- Bunu kimseye anlatamayız.
- I didn't want anyone to see me.
- Kimsenin beni görmesini istemedim.
- Didn't anyone tell you you shouldn't do this?
- Kimse sana bunu yapmaman gerektiğini söylemedi mi?
- I'm not here to hurt anyone.
- Buraya kimseyi incitmeye gelmedim.
- We have to get that document back before Tom shows it to anyone.
- Tom kimseye göstermeden önce o belgeyi geri almalıyız.
- Tom didn't want anyone to see him.
- Tom kimsenin onu görmesini istemedi.
- We won't tell anyone.
- Biz kimseye söylemeyiz.
- Tom didn't tell anyone.
- Tom kimseye söylemedi.
- I don't want to blame anyone.
- Kimseyi suçlamak istemiyorum.
- We can't let anyone know about what we did.
- Kimsenin yaptıklarımızı bilmesine izin veremeyiz.
- Why won't anyone help me?
- Neden kimse bana yardım etmiyor?
- I don't want to give anything to anyone.
- Kimseye bir şey vermek istemiyorum.
- I can't afford to pay anyone.
- Kimseye para ödeyecek gücüm yok.
- Tom never asks anyone for help.
- Tom kimseden yardım istemez.
- He cries every day, so he must have something going on that he's not telling anyone.
- Her akşam ağlıyor demek ki kimseye söyleyemediği bir derdi var.
- Tom never told anyone where he hid the key.
- Tom anahtarı nereye sakladığını kimseye söylemedi.
- I don't think anyone noticed what Tom did.
- Kimsenin Tom'un ne yaptığını fark ettiğini sanmıyorum.
- I don't care about anyone else.
- Başka kimse umurumda değil.
- I don't think anyone really expected you to be here.
- Kimsenin senin burada olmanı beklediğini sanmıyorum.
- I've never told anyone about Tom.
- Tom'dan kimseye bahsetmedim.
- He never told anyone.
- O kimseye söylemedi.
- I promised not to tell anyone.
- Kimseye söylememeye söz verdim.
- I got no response from anyone.
- Kimseden cevap alamadım.
- Tom has never had a problem with anyone.
- Tom kimseyle problem yaşamadı hiç.
- Tom knows that I'm not afraid of anyone.
- Tom kimseden korkmadığımı biliyor.
- I didn't let anyone do that.
- Bunu kimsenin yapmasına izin vermedim.
- Why didn't anyone tell us?
- Neden kimse bize anlatmadı?
- I've just arrived and I don't know anyone.
- Daha yeni geldim ve kimseyi tanımıyorum.
- He never lets anyone do anything.
- Kimsenin bir şey yapmasına izin vermez.
- I don't want anyone prying into my private life.
- Kimsenin özel hayatıma burnunu sokmasını istemiyorum.
- Let's go before anyone sees us.
- Kimse bizi görmeden gidelim.
- I don't think anyone could have stopped Tom.
- Kimsenin Tom'u durdurabileceğini sanmıyorum.
- I didn't talk to anyone.
- Ben kimseyle konuşmadım.
- Don't you trust anyone?
- Kimseye güvenmiyor musun?
- Tom didn't tell anyone that he'd seen Mary kissing John.
- Tom, Mary'yi John'u öperken gördüğünü kimseye söylemedi.
- I didn't vote for anyone.
- Kimseye oy vermedim.
- I didn't tell anyone what time I'd be arriving.
- Ne zaman varacağımı kimseye söylemedim.
- Tom didn't tell anyone what his plans were.
- Tom kimseye planlarının ne olduğunu söylemedi.
- I've never fallen in love with anyone.
- Ben asla kimseye âşık olmadım.
- She never told anyone about her secret longings.
- Gizli özlemlerinden kimseye bahsetmedi.
- You'd better not tell anyone about what happened.
- Ne olduğundan kimseye bahsetmesen iyi olur.
- Tom wouldn't have hurt anyone.
- Tom kimseye zarar vermezdi.
- It's not anyone's fault.
- Bu kimsenin hatası değil.
- Why isn't anyone swimming?
- Neden kimse yüzemiyor?
- He promised not to tell anyone about it.
- Kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- Tom promised me he wouldn't tell anyone.
- Tom bana kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.
- You can't believe anyone.
- Sen kimseye inanamazsın.
- I won't get anyone in trouble.
- Kimsenin başını belaya sokmayacağım.
- I hope what I'm about to say doesn't offend anyone.
- Umarım birazdan diyeceklerim kimseyi rahatsız etmez.
- Aren't you seeing anyone?
- Sen kimseyle görüşmüyor musun?
- Hasn't anyone seen them?
- Kimse onları görmedi mi?
- Tom didn't tell anyone what his plans were.
- Tom planlarının ne olduğunu kimseye söylemedi.
- Won't anyone sit with me?
- Kimse benimle oturmayacak mı?
- I'm not trying to trick anyone.
- Kimseyi kandırmaya çalışmıyorum.
Show More (1041)
|
2 |
anyone |
biri |
pron. |
|
- What I want to know is if anyone is actually taking an interest in whether the fish they catch are large or small.
- Bilmek istediğim, yakaladıkları balıkların büyük ya da küçük olmasıyla gerçekten ilgilenen biri olup olmadığıdır.
- Can anyone say what the European Union is waiting for before it reacts?
- Avrupa Birliği'nin tepki vermeden önce neyi beklediğini söyleyebilecek biri var mı?
- However, those priorities are so open-ended it is almost impossible to imagine anyone disagreeing with them.
- Ancak bu öncelikler o kadar açık uçlu ki, bunlara katılmayan birini hayal etmek neredeyse imkansız.
- It is hard to find anyone who believes that the existing drugs policies are a success.
- Mevcut uyuşturucu politikalarının başarılı olduğuna inanan birini bulmak zordur.
- In other words, if anyone ever dreams about ethnically clean areas, they will look like DNA diagrams.
- Başka bir deyişle eğer birileri etnik açıdan temiz bölgeler hayal ederse bunlar DNA diyagramlarına benzeyecektir.
- I do not know if anyone can say for sure that we shall achieve this objective.
- Bu hedefe ulaşacağımızı kesin olarak söyleyebilecek biri var mı bilmiyorum.
- It is totally impossible to find anyone who will take responsibility.
- Sorumluluk alacak birini bulmak tamamen imkânsız.
- If there is anyone who should be doing the coordinating it is the General Council.
- Koordinasyonu yapması gereken biri varsa o da Genel Konsey'dir.
- But neither from the EU nor anyone else really are we getting practical strategies.
- Ancak ne AB'den ne de başka birinden gerçekten pratik stratejiler alamıyoruz.
- I can't imagine why anyone would want to steal something like that.
- Birinin neden öyle bir şey çalmak istediğini hayal bile edemiyorum.
- I can't imagine why anyone would want to steal something like that.
- Birinin neden böyle bir şeyi çalmak isteyeceğini hayal bile edemiyorum.
- If anyone shows up on the roof, move us in fast.
- Eğer çatıda biri görünürse bizi hemen içeri alın.
- I can't imagine why anyone would want to steal something like that.
- Birinin neden böyle bir şeyi çalmak isteyebileceğini anlayamıyorum.
- Before she'll meet anyone new, usually the earth has to move.
- Genellikle yer yerinden oynamadıkça yeni biriyle tanışmaz.
- If anyone shows up on the roof, move us in fast.
- Çatıda biri belirirse bizi hemen içeri alın.
- Before she'll meet anyone new, usually the earth has to move.
- O yeni biriyle tanışmışsa muhtemelen yer yerinden falan oynamıştır.
- How could anyone in their right mind do something like that?
- Aklı başında biri öyle bir şeyi nasıl yapabilir?
- Is Tom seeing anyone?
- Tom biriyle görüşüyor mu?
- Do you know anyone who hums while they work?
- Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musunuz?
- I didn't see anyone else.
- Ben başka birini görmedim.
- I looked back to see if anyone was following me.
- Beni takip eden birinin olup olmadığını görmek için geriye baktım.
- Give it to anyone you like.
- Onu istediğin birine ver.
- Tom doesn't want anyone else to know.
- Tom başka birinin bilmesini istemiyor.
- Didn't anyone proofread this?
- Biri bunu düzeltmedi mi?
- Can anyone really replace Tom?
- Biri gerçekten Tom'un yerini alabilir mi?
- I don't think anyone saw us.
- Birinin bizi gördüğünü sanmıyorum.
- This is the first time I've ever seen anyone do that.
- Bunu birisinin yaptığını ilk görüşüm.
- I'll ask around and see if anyone can help us out with this.
- Birinin bize bu konuda yardım edip edemeyeceğini çevredekilere soracağım ve anlayacağım.
- If anyone was to ask what the point of the story is, I really don't know.
- Biri hikayenin amacının ne olduğunu soracak olursa, gerçekten bilmiyorum.
- Why would anyone want to do that?
- Neden biri bunu yapmak istesin ki?
- I doubt there's anyone following me.
- Beni takip eden biri olduğundan şüpheliyim.
- Do you think anyone can see me?
- Sence biri beni görebilir mi?
- I don't think there's anyone who hates Tom.
- Tom'dan nefret eden biri olduğunu sanmıyorum.
- Why should anyone pay?
- Neden birileri ödeme yapsın ki?
- Isn't there anyone you know?
- Bildiğin biri yok mu?
- Did you tell anyone else?
- Başka birine söyledin mi?
- Is there anyone more stupid than you?
- Senden daha aptal biri var mı?
- Do you know of anyone that can help us?
- Bize yardım edebilecek birini tanıyor musun?
- You don't have to tell me or anyone else if you don't want to.
- İstemiyorsan bana ya da başka birine söylemek zorunda değilsin.
- Is there anyone here who can speak French?
- Burada Fransızca konuşabilen biri var mı?
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
- Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Do you think anyone can see us?
- Sence biri bizi görebilir mi?
- Was there anyone else around?
- Etrafta başka biri var mıydı?
- Do you have anyone special in mind for the job?
- Bu iş için aklınızda özel biri var mı?
- Did you see anyone leave?
- Birinin gittiğini gördün mü?
- Do you have anyone who you can call if you need to talk?
- İhtiyaç duymanız halinde arayabileceğiniz birileri var mı?
- I don't think I know anyone who speaks French.
- Fransızca konuşan birini tanıdığımı sanmıyorum.
- Is there anyone else you want to talk to?
- Konuşmak istediğin başka biri var mı?
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.
- Is anyone going to eat that?
- Bunu biri yiyecek mi?
- I don't wish anyone dead.
- Birinin ölmesini dilemiyorum.
- If anyone can do it, it's him.
- Bunu yapabilecek biri varsa, o da odur.
- Are you expecting anyone?
- Birini mi bekliyorsun?
- Tom asked Mary not to discuss the matter with anyone else.
- Tom Mary'den konuyu başka biriyle tartışmamasını rica etti.
- Are you going to the prom with anyone?
- Baloya biriyle mi gidiyorsun?
- Did you hit anyone else?
- Başka birine vurdun mu?
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kediniz birilerini hiç tırmaladı mı?
- Can anyone help Tom?
- Biri Tom'a yardım edebilir mi?
- I won't discuss this with you or anyone else.
- Bunu seninle ya da başka biriyle tartışmayacağım.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
- Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- Do you want to ask anyone else a question?
- Başka birine soru sormak ister misin?
- This is the nicest thing anyone has done for me since I got here.
- Bu buraya geldiğimden beri birinin benim için yaptığı en güzel şey.
- Tom rang home to see if anyone needed anything at the shop.
- Tom dükkanda birinin bir şeye ihtiyacı olup olmadığını anlamak için eve telefon etti.
- Do you know anyone from Boston?
- Boston'dan birini tanıyor musun?
- Do you think anyone will volunteer?
- Sence biri gönüllü olur mu?
- I don't think there's anyone in the classroom.
- Sınıfta biri olduğunu sanmıyorum.
- It's been a long time since I've heard anyone use that word.
- Birinin bu kelimeyi kullandığını duymayalı uzun zaman oldu.
- I don't know anyone by that name.
- O isimde birini tanımıyorum.
- If anyone can do it, it's you.
- Yapabilecek biri varsa, o da sensin.
- Tom is afraid to trust anyone.
- Tom birine güvenmekten korkuyor.
- Has anyone close to you ever committed suicide?
- Size yakın biri hiç intihar etti mi?
- Does anyone know we're here?
- Burada olduğumuzu bilen biri var mı?
- A person like Tom has probably never kissed anyone other than his mother.
- Tom gibi biri muhtemelen annesinden başkasını öpmemiştir.
- Why would Tom want to kill anyone?
- Tom neden birini öldürmek ister?
- I don't know anyone who can speak French.
- Fransızca konuşan birini tanımıyorum.
- Do you know anyone who's good at French?
- Fransızcada iyi olan birini tanıyor musun?
- Is there anyone who speaks English?
- İngilizce bilen biri var mı?
- Have you hugged anyone recently?
- Son zamanlarda birine sarıldın mı?
- Do you have anyone on your staff who knows French?
- Ekibinizde Fransızca bilen biri var mı?
- I've never met anyone who doesn't like chocolate.
- Çikolatadan hoşlanmayan biriyle hiç karşılaşmadım.
- Is anyone else excited?
- Heyecanlı olan başka biri var mı?
- I'm not going to be pushed around by you or anyone else.
- Senin ya da başka biri tarafından itilip kakılmayacağım.
- Anyone here speaks English?
- Burada İngilizce konuşan biri var mı?
- Is there anyone who can speak Chinese here?
- Burada Çince konuşabilen biri var mı?
- Are you bringing anyone?
- Birini getiriyor musun?
- Has anyone talked to Tom about this?
- Biri bu konuda Tom'la konuştu mu?
- Do you promise not to tell anyone else?
- Başka birine söylemeyeceğine söz verir misin?
- You haven't told anyone, have you?
- Birine söylemedin, değil mi?
- Did anyone else help you?
- Başka biri sana yardım etti mi?
- Is there anyone left alive?
- Hayatta kalan biri var mı?
- How could anyone think that?
- Biri nasıl onu düşünebilir?
- Do you know anyone who's been to Boston?
- Boston'a gelen birini tanıyor musun?
- We can't blame anyone else.
- Başka birini suçlayamayız.
- I'll give these puppies to anyone who likes dogs.
- Bu köpek yavrularını köpekleri seven birine vereceğim.
- Does anyone you know play the saxophone?
- Tanıdığınız saksafon çalan biri var mı?
- I can't see how anyone could have accomplished this without some help.
- Birinin yardım almadan bunu nasıl başarabildiğini anlayamıyorum.
- Can anyone translate this sentence?
- Biri bu cümleyi çevirebilir mi?
- Does anyone care?
- Birisinin umurunda mı?
- Is anyone else bidding?
- Başka biri var mı teklif veren?
- Isn't there anyone else who can help you?
- Sana yardım edebilecek başka biri yok mu?
- I hadn't expected anyone to be home.
- Birinin evde olacağını ummamıştım.
- Do you know anyone who's been to Boston?
- Boston'a gitmiş birini tanıyor musun?
- I'll give this apple to anyone who wants it.
- Bu elmayı onu isteyen birine vereceğim.
- Can anyone out there help me?
- Bana yardım edebilecek birileri var mı?
- If anyone can do it, it's him.
- Eğer bunu yapabilecek biri varsa, o da odur.
- Is there anyone you can stay with?
- Kalabileceğin biri var mı?
- I don't think Tom knows anyone who's able to do that.
- Tom'un bunu yapabilecek birini tanıdığını sanmıyorum.
- I wasn't talking about anyone in particular.
- Özellikle birinden bahsetmiyordum.
- Tom couldn't imagine himself shooting anyone.
- Tom kendini birini vururken hayal edemedi.
- Do you know anyone who studies French?
- Fransızca okuyan birini tanıyor musun?
- I can't believe you're capable of harming anyone.
- Senin birine zarar verebildiğine inanamıyorum.
- Can anyone here speak Mandarin?
- Burada biri Mandarin konuşabiliyor mu?
- Is anyone absent today?
- Bugün devamsızlık yapan biri var mı?
- Can you think of anyone who might be able to help?
- Yardım edebilecek biri aklına geliyor mu?
- Is there anyone here who hasn't yet met Tom?
- Burada Tom'la henüz tanışmamış biri var mı?
- He is richer than anyone else in this town is.
- O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.
- Does anyone know Tom's last name?
- Tom'un soyadını bilen biri var mı?
- Aren't you going out with anyone?
- Biriyle çıkmıyor musun?
- Can anyone verify this?
- Bunu doğrulayabilecek biri var mı?
- Did you hear anyone crying?
- Ağlayan birini duydun mu?
- Was anyone else injured?
- Başka biri yaralandı mı?
- Tom didn't tell anyone else, did he?
- Tom başka birine söylemedi, değil mi?
- Does anyone here understand French?
- Burada Fransızca anlayan biri var mı?
- Is there anyone in the room?
- Odada birisi var mı?
- That's the nicest thing anyone's ever done for me.
- Bu şimdiye kadar birinin benim için yaptığı en güzel şey.
- Tom didn't know anyone who could speak French.
- Tom Fransızca konuşabilen birini tanımıyordu.
- How can anyone be so stupid?
- Biri nasıl bu kadar aptal olabilir?
- Within the last two weeks, have you had close contact with anyone with flu-like symptoms?
- Son iki hafta içinde grip benzeri semptomları olan biriyle yakın temasta bulundunuz mu?
- I don't think I know anyone who speaks French.
- Fransızca bilen birini tanıdığımı sanmıyorum.
- I know that it is highly unlikely that anyone can help me.
- Birinin bana yardım etme ihtimalinin çok düşük olduğunu biliyorum.
- Was Tom having a problem with anyone?
- Tom'un biriyle sorunu var mıydı?
- Am I forgetting anyone?
- Unuttuğum biri var mı?
- Can you think of anyone Tom might know here?
- Tom'un burada tanıyabileceği birini düşünebiliyor musun?
- Is there anyone here who knows Tom?
- Burada Tom'u tanıyan biri var mı?
- I'll speak to anyone at extension 214.
- Dahili 214'ten biriyle konuşayım.
- Tom couldn't find anyone to give him a ride home.
- Tom onu eve götürecek birini bulamadı.
- I had no idea anyone lived in this cave.
- Bu mağarada birinin yaşadığını bilmiyordum.
- Tom couldn't find anyone to talk to.
- Tom konuşacak birini bulamadı.
- Do you know anyone who speaks Urdu over here?
- Burada Urduca konuşan birini tanıyor musun?
- If anyone saw anything, I want to know.
- Biri bir şey gördüyse bilmek istiyorum.
- Does anyone in your family speak French?
- Ailenizde Fransızca konuşan biri var mı?
- I don't know anyone who plays the banjo.
- Banjo çalan birini bilmiyorum.
- Is Tom seeing anyone?
- Tom birini görüyor mu?
- Has anyone heard from them?
- Biri onlardan haber aldı mı?
- Tom won't let anyone help Mary.
- Tom birinin Mary'ye yardım etmesine izin vermeyecek.
- I'm no better than anyone else.
- Ben başka birinden daha iyi değilim.
- Tom had never met anyone like Mary before.
- Tom daha önce Mary gibi biriyle hiç tanışmamıştı.
- Did anyone else come into the room?
- Odaya başka biri geldi mi?
- Do you really think I'd let anyone come between us?
- Gerçekten aramıza birinin girmesine izin vereceğimi mi sanıyorsun?
- I haven't yet told anyone else.
- Henüz başka birine söylemedim.
- It's been a long time since I've written anyone a letter.
- Birine mektup yazdığımdan beri uzun zaman oldu.
- I didn't meet anyone new at the party.
- Partide yeni biriyle karşılaşmadım.
- Do you know anyone that has done that?
- Onu yapan birini tanıyor musun?
- Can anyone help out?
- Biri yardım edebilir mi?
- Does anyone know why Tom isn't here?
- Tom'un neden burada olmadığını bilen biri var mı?
- Is there anyone here who knew Tom?
- Burada Tom'u tanıyan biri var mı?
- I didn't think anyone was home.
- Birinin evde olduğunu sanmıyorum.
- We reserve the right to refuse service to anyone.
- Biz birine hizmet etmeyi reddetme hakkını saklı tutuyoruz.
- Has anyone actually used this?
- Bunu kullanan biri oldu mu hiç?
- I don't care if anyone believes me or not.
- Birinin bana inanıp inanmaması umurumda değil.
- Was anyone in the room with Tom?
- Odada Tom'la birlikte olan biri var mıydı?
- Will there be anyone waiting for me?
- Beni bekleyen biri olacak mı?
- Can anyone guess how many pennies are in this jar?
- Biri bu kavanozda kaç peni olduğunu tahmin edebilir mi?
- Does it work for anyone else?
- O başka biri için mi çalışıyor?
- I have never seen anyone like him.
- Daha önce onun gibi birisini görmemiştim.
- Did anyone call you?
- Birisi seni aradı mı?
- I don't remember anyone named Tom.
- Tom adında birini hatırlamıyorum.
- I don't think anyone has ever done this before.
- Daha önce bunu birinin yaptığını sanmıyorum.
- If anyone can fix this, it's Tom.
- Bunu düzeltebilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- Why would Tom want to kill anyone?
- Tom neden birini öldürmek istesin ki?
- Does anyone here know how this works?
- Burada biri bunun nasıl çalıştığını biliyor mu?
- I swear I won't tell anyone.
- Birine söylemeyeceğime yemin ederim.
- Tom couldn't find anyone for the job.
- Tom iş için birini bulamadı.
- If you tell anyone I said that, I'll hate you for the rest of my life.
- Bunu söylediğimi birine söylersen, hayatımın sonuna kadar senden nefret ederim.
- If anyone comes in my absence, tell him that I won't come back till evening.
- Ben yokken biri gelirse ona akşama kadar geri gelmeyeceğimi söyle.
- I don't want to be with anyone else.
- Başka biriyle olmak istemiyorum.
- Why would anyone dye their hair pink?
- Neden biri saçını pembeye boyar ki?
- Do you have anyone on your staff who knows French?
- Personelinde Fransızca bilen birisi var mı?
- Do you know anyone who would be able to do that?
- Bunu yapabilecek birini tanıyor musun?
- I've never heard anyone swear like Tom.
- Tom gibi küfür eden birini hiç duymamıştım.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
- Tom'dan başka birinin bunu satın almakla ilgilenmesi olası değil.
- Why would anyone want to steal any of this?
- Neden birisi bunları çalmak istesin ki?
- I trust you more than anyone else.
- Sana başka birinden daha çok güveniyorum.
- Is there anyone there?
- Orada biri var mı?
- Did Tom talk to anyone else?
- Tom başka biriyle konuştu mu?
- I haven't let anyone else see this yet.
- Henüz başka birinin bunu görmesine izin vermedim.
- Is anyone out there with Tom?
- Dışarıda Tom'la birlikte olan biri var mı?
- Has Dan hugged anyone recently?
- Dan son zamanlarda birine sarıldı mı?
- Don't let him talk to anyone.
- Onun biriyle konuşmasına izin verme.
- I wonder why anyone would want to do something like that.
- Neden biri böyle bir şey yapmak ister merak ediyorum.
- Don't share this with anyone.
- Bunu biriyle paylaşma.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- There doesn't seem to be anyone living around here.
- Buralarda yaşayan biri var gibi görünmüyor.
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kedinin birini tırmaladığı oldu mu hiç?
- Can anyone tell me what to do?
- Biri bana ne yapacağımı söyleyebilir mi?
- Is love frightening to anyone you know?
- Aşk tanıdığın biri için ürkütücü mü?
- I haven't yet met anyone I'd want to spend the rest of my life with.
- Hayatımın geri kalanını birlikte geçirmek isteyeceğim biriyle henüz tanışmadım.
- You didn't tell anyone else, did you?
- Başka birine söylemedin, değil mi?
- Is there anyone else who wants to eat?
- Yemek isteyen başka biri var mı?
- If anyone is to blame, it's you.
- Suçlanacak biri varsa, o da sensin.
- Did you call anyone else?
- Başka birini aradın mı?
- Tom asked me if I knew anyone who spoke French.
- Tom bana Fransızca konuşan birini tanıyıp tanımadığımı sordu.
- Can you think of anyone who would want to rent my extra room?
- Fazladan odamı kiralamak isteyecek birini düşünebiliyor musun?
- Anyone could just walk in.
- Sadece biri içeri girebildi.
- Is anyone else home?
- Evde başka biri var mı?
- Does it work for anyone else?
- Başka birinin işine yarıyor mu?
- Can anyone tell me the time?
- Birisi bana saati söyleyebilir mi?
- Did you see anyone?
- Birini gördün mü?
- Is there anyone here who hasn't been to Boston?
- Burada Boston'a gitmemiş biri var mı?
- Can anyone confirm that?
- Bunu doğrulayabilecek biri var mı?
- Do you know anyone who needs a job?
- Bir işe ihtiyacı olan birini tanıyor musun?
- I don't think I've ever seen anyone try it before.
- Daha önce bunu deneyen birini gördüğümü sanmıyorum.
- If anyone can do that, it'll be Tom.
- Bunu yapabilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- I can't think of anyone better than Tom for the job.
- İş için Tom'dan daha iyi birini düşünemiyorum.
- Does anyone on your team speak French?
- Takımınızda Fransızca konuşan biri var mı?
- It's very hard for me to trust anyone.
- Birine güvenmek benim için çok zor.
- Why would anyone kidnap Tom?
- Neden biri Tom'u kaçırsın?
- I'd rather be with you than anyone else.
- Başka biriyle olmaktansa seninle olmayı tercih ederim.
- I can't speak for anyone else.
- Başka biri için konuşamam.
- I didn't know you were expecting anyone.
- Birini beklediğini bilmiyordum.
- Why did you wait so long to tell anyone about it?
- Bunu birine söylemek için neden bu kadar bekledin?
- Does anyone know where Tom is?
- Tom'un nerede olduğunu bilen biri var mı?
- Does anyone here know how to get this window open?
- Burada biri bu pencerenin nasıl açılacağını biliyor mu?
- Do you know anyone who knows about architecture?
- Mimarlık hakkında bilgisi olan birini tanıyor musunuz?
- Was there anyone in the room?
- Odada biri var mıydı?
- I'm not sure that Tom would let anyone help Mary.
- Tom'un birinin Mary'ye yardım etmesine izin vereceğinden emin değilim.
- I don't know anyone who doesn't like Tom.
- Tom'u sevmeyen birini tanımıyorum.
- Has anyone found Tom yet?
- Henüz biri Tom'u buldu mu?
- Does anyone in your office speak French?
- Ofisinizde Fransızca konuşan biri var mı?
- Can you think of anyone Tom might know here?
- Tom'un burada tanıyor olabileceği birini düşünebilir misin?
- I've seen what happens to anyone who goes up against Tom.
- Tom'a karşı çıkan birine ne olacağını gördüm.
- Do you know anyone who studies French?
- Fransızca öğrenen birini tanıyor musun?
- Why would anyone not like Tom?
- Neden biri Tom'u sevmesin ki?
- Tom said he didn't know anyone who might want to do that.
- Tom onu yapmak isteyebilecek birini tanımadığını söyledi.
- Is anyone in the house?
- Evde biri var mı?
- Are you going to the prom with anyone?
- Biriyle baloya gidiyor musun?
- Can anyone give me a hand?
- Biri bana yardım edebilir mi?
- Don't give anyone else this number.
- Bu numarayı başka birine verme.
- Can you think of anyone who doesn't like Tom?
- Tom'u sevmeyen birini düşünebiliyor musun?
- I've never met anyone who taught themselves to play basketball just by reading a book; the same with foreign language.
- Sadece kitap okuyarak basketbol oynamayı öğrenen biriyle hiç tanışmadım; aynı şey yabancı dil için de geçerli.
- Is anyone looking?
- Birisi bakıyor mu?
- Did you talk to anyone else?
- Başka biriyle konuştun mu?
- If anyone can do that, it's Tom.
- Bunu yapabilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- Can anyone help me?
- Biri bana yardım edebilir mi?
- Does anyone else know you're here?
- Burada olduğunuzu bilen başka biri var mı?
- Do you have anyone on your staff who can speak French?
- Ekibinizde Fransızca konuşabilen biri var mı?
- Was Tom with anyone at the time?
- Tom'un o sırada yanında biri var mıydı?
- There is no reason for you to feel inferior to anyone.
- Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
- Tom'a zarar vermek isteyecek birini tanıyor musun?
- I can't talk to anyone else.
- Ben başka biriyle konuşamam.
- I don't want anyone else to know.
- Başka birinin bilmesini istemiyorum.
- Have you hugged anyone lately?
- Son zamanlarda birine sarıldın mı?
- Is there anyone we invited who hasn't come yet?
- Davet ettiğimiz henüz gelmeyen biri var mı?
- Have you ever seen anyone do this before?
- Daha önce bunu yapan birini gördün mü?
- I've never met anyone like him.
- Onun gibi biriyle hiç tanışmadım.
- Are you bringing anyone?
- Birisini getiriyor musun?
- If anyone can do that, it would be Tom.
- Biri onu yapabilse o Tom olurdu.
- Has anyone told Tom?
- Birisi Tom'a anlattı mı?
- She didn't want to speak to anyone.
- O, biriyle konuşmak istemiyordu.
- Is there anyone who speaks English?
- İngilizce konuşan biri var mı?
- I'll give this to anyone who wants it.
- Bunu onu isteyen birine vereceğim.
- Tom wants to finish eating before he talks to anyone.
- Tom biriyle konuşmadan önce yemeğini bitirmek istiyor.
- Can you think of anyone who might be able to help us?
- Bize yardım edebilecek birini düşünebiliyor musun?
- Do you think anyone is watching us?
- Sence bizi izleyen biri var mı?
- Can anyone help me do this?
- Biri bunu yapmama yardım edebilir mi?
- Why would anyone want to do that?
- Neden biri bunu yapmak istesin?
- If anyone can help you with that, it's Tom.
- Bu konuda sana yardım edebilecek biri varsa o da Tom'dur.
- That's the nicest thing anyone's ever said to me.
- Bu şimdiye kadar birinin bana söylediği en güzel şey.
- Is there anyone left alive?
- Canlı kalan biri var mı?
- Tom wondered if there was anyone else in the house.
- Tom evde başka biri olup olmadığını merak etti.
- Are you interested in anyone in your class?
- Sınıfından biriyle ilgileniyor musun?
- Can anyone tell me what this is?
- Bunun ne olduğunu biri bana söyleyebilir mi?
- Is there anyone waiting at the bus stop?
- Otobüs durağında bekleyen biri var mı?
- Don't enter the room of anyone in isolation without wearing a mask.
- Maske takmadan izolasyondaki birinin odasına girmeyin.
- Does anyone in your family speak French?
- Ailenizde biri Fransızca konuşur mu?
- I don't think I know anyone who can speak French.
- Fransızca konuşabilen birini tanıdığımı sanmıyorum.
- Do you know anyone who can translate this French document for me?
- Bu Fransızca belgeyi benim için tercüme edebilecek birini tanıyor musunuz?
- I've never dated anyone taller than me.
- Benden daha uzun biriyle hiç çıkmadım.
- Has anyone ever told you anything about me?
- Şimdiye kadar biri sana benim hakkımda bir şey söyledi mi?
- If anyone can do that, it would be Tom.
- Bunu yapabilecek biri varsa o da Tom'dur.
- If anyone can do that, it's Tom.
- Bunu yapabilecek biri varsa, o Tom'dur.
- Can you see anyone else?
- Başka birini görebiliyor musunuz?
- Does anyone here speak English?
- İngilizce konuşan biri var mı burada?
- I've never met anyone like them.
- Onlar gibi biriyle hiç tanışmadım.
- Is there anyone who might want to hurt Tom?
- Tom'a zarar vermek isteyebilecek biri var mı?
- Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
- Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
- Why would anyone want to hurt Tom?
- Neden biri Tom'u incitmek ister?
- Did you hear anyone laughing?
- Gülen birini duydun mu?
- Do you think anyone is going to hear us?
- Sence bizi duyacak biri var mı?
- Have you told anyone else?
- Başka birine söyledin mi?
- If you tell anyone I said that, I'll hate you for the rest of my life.
- Onu söylediğimi birine söylersen, hayatımın geri kalanında senden nefret edeceğim.
- Is there anyone you can trust in this cold place?
- Bu soğuk yerde güvenebileceğin biri var mı?
- I just told you something I've never told anyone else.
- Sana başka birine asla söylemediğim bir şeyi söyledim.
- Do you know anyone who hums while they work?
- Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?
- Why would anyone kidnap Tom?
- Neden biri Tom'u kaçırsın ki?
- Do you know anyone who can translate this French document for me?
- Benim için bu Fransızca belgeyi çevirebilen birini tanıyor musun?
- Tom couldn't find anyone to help him.
- Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı.
- Was Tom dating anyone?
- Tom birisiyle çıkıyor muydu?
- Can you think of anyone who would want to do this kind of thing?
- Böyle bir şeyi yapmak isteyecek birini düşünebiliyor musun?
- Is anyone on board?
- Gemide biri var mı?
- Tom couldn't find anyone to dance with.
- Tom birlikte dans edecek birini bulamadı.
- Has anyone told Tom why he has to do that?
- Biri Tom'a onu neden yapmak zorunda olduğunu söyledi mi?
- Have you ever taught French to anyone?
- Hiç birine Fransızca öğrettin mi?
- Is there anyone who can translate this sentence?
- Bu cümleyi çevirebilecek biri var mı?
- Do you know anyone who needs a job?
- İşe ihtiyacı olan birini tanıyor musun?
- I didn't think anyone could fix this watch.
- Birinin bu saati onarabileceğini sanmıyordum.
- I don't think anyone else could do my job.
- İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.
- Is there anyone who can speak French here?
- Burada Fransızca konuşabilen biri var mı?
- How could anyone in their right mind do something like that?
- Aklı başında biri nasıl böyle bir şey yapabilir?
- Do you trust anyone?
- Birine güvenir misin?
- It's been a long time since I've heard anyone use that word.
- Birinin o kelimeyi kullandığını duyduğumdan beri uzun zaman oldu.
- I've never seen anyone who could solve that problem without help.
- Yardımsız bu problemi çözebilecek birini hiç görmedim.
- I can try to keep Tom from hurting anyone.
- Tom'un birini incitmesini engellemeye çalışabilirim.
- Tom didn't know anyone who could help.
- Tom yardım edebilecek birini tanımıyordu.
- If anyone can do it, it's you.
- Bunu yapabilecek birisi varsa, o da sensin.
- Is anyone absent today?
- Bugün gelmeyen biri var mı?
- I never let anyone else feed my dog.
- Köpeğimi başka birinin beslemesine asla izin vermem.
- Is there anyone you don't get along with?
- İyi geçinmediğin biri var mı?
- Did you see anyone on the beach?
- Sahilde birini gördün mü?
- Have you ever seen anyone do this before?
- Daha önce hiç bunu yapan birini gördün mü?
- Tom asked if anyone had seen Mary.
- Tom Mary'yi gören birinin olup olmadığını sordu.
- Do you think anyone will be disappointed?
- Birinin hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyor musun?
- I've never met anyone who makes me as happy as you make me.
- Beni senin kadar mutlu eden biriyle hiç tanışmadım.
- Anyone wants to be a flight attendant?
- Uçuş görevlisi olmak isteyen biri var mı?
- Tom said he didn't know anyone who could speak French.
- Tom Fransızca konuşabilen birini tanımadığını söyledi.
- Did anyone call me?
- Biri beni aradı mı?
- Tom can't find anyone to help him.
- Tom ona yardım edecek birini bulamıyor.
- Can anyone explain this to me?
- Biri bunu bana açıklayabilir mi?
- Did anyone tell you that?
- Birisi onu size söyledi mi.
- I have never seen anyone who knows so much about ancient history.
- Antik tarih hakkında bu kadar çok şey bilen birini daha önce hiç görmemiştim.
- Has anyone contacted Tom?
- Biri Tom ile temasa geçti mi?
- Did anyone help you?
- Biri sana yardımcı oldu mu?
- Do you know anyone here?
- Burada birini tanıyor musun?
- I doubt if you'll know anyone at the party tonight.
- Bu gece partide birini tanıyacağından şüpheliyim.
- I don't want anyone wearing my clothes but me.
- Elbiselerimi benden başka birinin giymesini istemiyorum.
- Tom lives in seclusion and rarely sees anyone.
- Tom inzivada yaşar ve nadiren birini görür.
- Does anyone know where Tom went?
- Tom'un nereye gittiğini bilen biri var mı?
- I'm not here to hurt anyone.
- Birini incitmek için burada değilim.
- If anyone can help you with that, it's Tom.
- Bu konuda sana yardım edebilecek biri varsa, o da Tom'dur.
- Why would I hurt anyone?
- Neden birini inciteyim ki?
- Why would anyone want to kiss me?
- Neden biri beni öpmek istesin ki?
- I can't think of anyone better suited for the job than Tom.
- Bu iş için Tom'dan daha uygun birini düşünemiyorum.
- I didn't think anyone still lived in this house.
- Bu evde hâlâ birilerinin yaşadığını düşünmemiştim.
- I've never seen anyone who could solve that problem without help.
- Bu sorunu yardım almadan çözebilen birini hiç görmedim.
- Is there anyone here who knows someone in Australia?
- Burada Avustralya'da tanıdığı olan biri var mı?
- Tom wondered if there was anyone else in the house.
- Tom evde başka birinin olup olmadığını merak ediyordu.
- I can't think of anyone better for this job than Tom.
- Bu iş için Tom'dan daha iyi birini düşünemiyorum.
- I didn't meet anyone new at the party.
- Partide yeni biriyle tanışmadım.
- I don't think I've ever heard of anyone named Tom.
- Tom isimli birini duyduğumu hiç sanmıyorum.
- Anyone could just walk in.
- Her an birisi içeri girebilirdi.
- It's been a long time since I've written anyone a letter.
- Birine mektup yazmayalı uzun zaman oldu.
- Does anyone speak Japanese?
- Japonca konuşan biri var mı?
- I never saw anyone like Tom before.
- Daha önce Tom gibi birini hiç görmedim.
- Has anyone ever broken your heart?
- Biri hiç senin kalbini kırdı mı?
- Why would anyone do that on purpose?
- Neden biri bunu bilerek yapsın ki?
- I don't think I know anyone named Tom Jackson.
- Tom Jackson adında birini tanıdığımı sanmıyorum.
- Can anyone help Tom?
- Tom'a yardım edebilecek biri var mı?
- Can anyone tell me what this might be?
- Biri bana bunun ne olabileceğini söyleyebilir mi?
- How could anyone be so cruel?
- Birisi nasıl bu kadar acımasız olabilir?
- Do you have anyone who you can call if you need to talk?
- Konuşmaya ihtiyacınız olduğunda arayabileceğiniz biri var mı?
- You can tell me anything you like and I won't tell anyone else.
- Bana istediğin bir şeyi söyleyebilirsin ve başka birine söylemeyeceğim.
- Did Tom tell anyone?
- Tom birine söyledi mi?
- I don't know anyone who knows how to speak French.
- Fransızcayı nasıl konuşacağını bilen birini tanımıyorum.
- If anyone should phone, say I will be back at one o'clock.
- Eğer biri ararsa, saat 1'de döneceğimi söyle.
- Do you know anyone who would be able to help me?
- Bana yardım edebilecek birini tanıyor musun?
- Life is too short to waste time hating anyone.
- Hayat birinden nefret ederek boşa zaman harcamak için çok kısa.
- I don't know anyone like that.
- Öyle birini tanımıyorum.
- Why would I hurt anyone?
- Neden birini inciteyim?
- Do you have anyone bolder than me?
- Elinde benden daha cesur biri var mı?
- Do you know anyone here?
- Burada tanıdığın biri var mı?
- Can you think of anyone who might be able to babysit our kids tonight?
- Bu gece çocuklarımıza bakabilecek birini düşünebiliyor musun?
- I've never loved anyone but Tom.
- Asla Tom'dan başka birini sevmedim.
- Can anyone tell me the time?
- Biri bana saati söyleyebilir mi?
- Tom didn't want to rely on anyone else.
- Tom başka birine güvenmek istemedi.
- Did you meet anyone else?
- Başka biriyle karşılaştın mı?
- Do you know anyone named Tom?
- Tom adında birini tanıyor musun?
- I wasn't able to find anyone to help.
- Yardım edecek birini bulamadım.
- Did you hear anyone talking?
- Konuşan birini duydun mu?
- Can anyone beat this?
- Bunu yenebilecek biri var mı?
- Can anyone vouch for your whereabouts last night?
- Dün gece nerede olduğuna dair kefil olabilecek biri var mı?
- Does anyone else know you're here?
- Senin burada olduğunu bilen başka biri var mı?
- How is anyone ever going to find us here?
- Biri bizi burada nasıl bulacak?
- Can you see anyone else?
- Başka birini görebiliyor musun?
- Can anyone drive?
- Araba sürebilecek biri var mı?
- I didn't see anyone on the street.
- Caddede birini görmedim.
- Have you been dating anyone else?
- Başka biriyle çıkıyor musun?
- I didn't know anyone was in here.
- Burada birinin olduğunu bilmiyordum.
- I didn't see anyone wearing a hat.
- Şapka takan birini görmedim.
- You are free to talk with anyone.
- Biri ile konuşmakta özgürsün.
- Did anyone tell you?
- Biri sana söyledi mi?
- Is anyone in your family able to do that?
- Ailenizde bunu yapabilen biri var mı?
- Can anyone tell me what this is?
- Biri bana bunun ne olduğunu söyleyebilir mi?
- Tom can dance better than anyone else here.
- Tom buradaki başka birinden daha iyi dans edebilir.
- Why would anyone want to kill me?
- Neden biri beni öldürmek istesin?
- Do you recognize anyone?
- Birini tanıyor musun?
- Tom knows Mary better than anyone else here does.
- Tom Mary'yi buradaki başka birinden daha iyi tanır.
- Do you know anyone in Boston?
- Boston'da tanıdığın biri var mı?
- Is there anyone you don't get along with?
- Anlaşamadığın biri var mı?
- Is there anyone else around?
- Etrafta başka biri var mı?
- Please don't tell anyone else.
- Lütfen başka birine söyleme.
- Tom thinks he can do the job better than anyone else.
- Tom işi başka birinden daha iyi yapabileceğini düşünüyor.
- Did you meet anyone else?
- Başka biriyle tanıştın mı?
- I don't think I know anyone here.
- Burada birini tanıdığımı sanmıyorum.
- Tom said he didn't know anyone who could fly a helicopter.
- Tom helikopter uçurabilecek birini tanımadığını söyledi.
- Did you see anyone else?
- Başka birini gördün mü?
- Are you dating anyone?
- Biriyle çıkıyor musun?
- Were you with anyone?
- Biriyle birlikte miydin?
- I've told you things I've never told anyone else.
- Sana başka birine asla söylemediğim şeyleri söyledim.
- I've never dated anyone like Mary.
- Mary gibi biriyle hiç çıkmadım.
- Can anyone stop Tom?
- Biri Tom'u durdurabilir mi?
- I've never known anyone like Tom.
- Tom gibi birini hiç tanımadım.
- Tom said he didn't know anyone who could fly a helicopter.
- Tom helikopter kullanabilen birini tanımadığını söyledi.
- Could anyone explain this, please?
- Biri bunu açıklayabilir mi lütfen?
- If anyone calls me up while I'm away, tell them I'll be back by five.
- Eğer ben yokken biri beni ararsa, beş gibi döneceğimi söyleyin.
- Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
- Did anyone tell him?
- Biri ona söyledi mi?
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda başka birini görmedi.
- How can anyone be satisfied?
- Biri nasıl tatmin olabilir?
- Tom knows more about me than anyone else.
- Tom, benim hakkımda başka birinden daha fazla biliyor.
- Will anyone be fired?
- Biri kovulacak mı?
- Didn't anyone tell you you shouldn't do this?
- Bunu yapmaman gerektiğini biri sana söylemedi mi?
- Did anyone tell her?
- Biri ona söyledi mi?
- Can anyone help me do this?
- Biri bana yardım edebilir mi?
- Anyone can volunteer.
- Biri gönüllü olabilir.
- Can anyone help?
- Biri yardım edebilir mi?
- Do you know anyone who's gone to Boston?
- Boston'a giden birini tanıyor musun?
- Why won't anyone help Tom?
- Niçin birisi Tom'a yardım etmeyecek?
- Were you with anyone?
- Biriyle mi beraberdin?
- Do we know anyone down there who can help Tom?
- Orada Tom'a yardım edebilecek birini tanıyor muyuz?
- I don't think we'll find anyone who can do that for us.
- Onu bizim için yapabilen birini bulacağımızı sanmıyorum.
- Can anyone tell me what I should do next?
- Bundan sonra ne yapmam gerektiğini söyleyebilecek biri var mı?
- Have you seen anyone else?
- Başka birisini gördünüz mü?
- Would you like to ask anyone else a question?
- Başka birine soru sormak ister misiniz?
- Can you suggest anyone for the job?
- İş için birini önerebilir misiniz?
- Can we trust anyone?
- Biz birine güvenebilir miyiz?
- I've never known anyone as hypocritical as you.
- Senin kadar ikiyüzlü birini hiç tanımadım.
- Can you suggest anyone for the job?
- İş için birini önerebilir misin?
- Is there anyone who can answer?
- Cevap verebilecek biri var mı?
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kediniz hiç birini tırmaladı mı?
- How can anyone criticize this?
- Biri bunu nasıl eleştirebilir?
- Is there anyone I can call to fix my leaky ceiling?
- Sızdıran tavanımı tamir etmesi için arayabileceğim biri var mı?
- Does anyone else use your account?
- Hesabını kullanan başka biri var mı?
- Does anyone here really care what Tom thinks?
- Burada biri Tom'un düşündüğü şeyi umursuyor mu?
- Have you seen anyone else?
- Başka birini gördün mü?
- Do you really think anyone will vote for you?
- Gerçekten birinin sana oy vereceğini düşünüyor musun?
- I swear I never showed anyone that document.
- O belgeyi birine göstermediğime yemin ederim.
- Tom never talked to anyone about that.
- Tom o konuda biriyle asla konuşmadı.
- Does anyone live here?
- Burada yaşayan biri var mı?
- Do you trust anyone?
- Birine güveniyor musun?
- Do you really expect anyone to buy that?
- Gerçekten birinin bunu satın almasını mı bekliyorsun?
- Does anyone you know play the saxophone?
- Bildiğin birisi saksofon çalıyor mu?
- Tom would kill me if I told anyone.
- Birine söylersem Tom beni öldürür.
- If anyone could do that, it would be Tom.
- Birisi bunu yapabilseydi, bu Tom olurdu.
- Has anyone solved that mystery?
- O gizemi biri çözdü mü?
- Do you think anyone is watching us?
- Birinin bizi izlediğini düşünüyor musun?
- Did you tell anyone you were coming here?
- Buraya geldiğini birine söyledin mi?
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
- Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- Should anyone call on me in my absence, tell him that I will be back soon.
- Ben yokken biri beni ararsa, ona yakında döneceğimi söyle.
- I don't think we'll find anyone who can do that for us.
- Bunu bizim için yapabilecek birini bulabileceğimizi sanmıyorum.
- I'll ask around and see if anyone can help us out with this.
- Etrafa sorup bize bu konuda yardımcı olabilecek biri var mı diye etrafa soracağım.
- Tell anyone about this and you die.
- Birine bundan bahsedersen ölürsün.
- Have you ever taught French to anyone?
- Birine hiç Fransızca öğrettin mi?
- Did you see anyone run away?
- Kaçan birini gördün mü?
- Do you know anyone who speaks Urdu over here?
- Burada Urduca konuşan birini biliyor musun?
- Did anyone see you come here?
- Buraya geldiğini biri gördü mü?
- Can we be sure that anything or anyone is conscious?
- Bir şeyin veya birinin bilinçli olduğundan emin olabilir miyiz?
- Can anyone answer my question?
- Birisi soruma cevap verebilir mi?
- Can anyone answer my question?
- Soruma cevap verebilecek biri var mı?
- Are you here with anyone?
- Burada biriyle misin?
- I've never met anyone who is agnostic about the existence of Zeus.
- Zeus'un varlığı hakkında agnostik olan biriyle hiç tanışmadım.
- Tom didn't see anyone he recognized.
- Tom tanıdığı birini görmedi.
- Is anyone else excited about this?
- Bu konuda heyecanlı olan başka biri var mı?
- How can anyone be so naive?
- Nasıl biri bu kadar saf olabilir?
Show More (470)
|
3 |
anyone |
herkes |
pron. |
|
- Anyone who has been to the United States will know the Americans find the concept difficult to understand.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmuş olan herkes, Amerikalıların bu kavramı anlamakta zorlandıklarını bilir.
- Anyone looking at future developments in external aid must count on things happening that cannot be foreseen today.
- Dış yardımda gelecekteki gelişmelere bakan herkes, bugünden öngörülemeyen şeylerin olacağına güvenmelidir.
- I think that this is much more than anyone could have expected.
- Bence bu herkesin beklediğinden çok daha fazlası.
- Anyone visiting Lebanon has the distinct impression that it is still in search of cohesion and an identity.
- Lübnan'ı ziyaret eden herkes, ülkenin hala bir bütünlük ve kimlik arayışı içinde olduğu izlenimini edinir.
- Anyone who is English or British or follows cricket knows what a scoreboard is.
- İngiliz ya da Britanyalı olan ya da kriketi takip eden herkes skor tabelasının ne olduğunu bilir.
- Anyone who lumps all of this together is clearly deluding himself.
- Tüm bunları bir araya getiren herkes açıkça kendini kandırıyor demektir.
- Anyone who would like to see anything else is missing the point.
- Başka bir şey görmek isteyen herkes asıl meseleyi kaçırıyor demektir.
- These amendments also exclude anyone with close links to a conglomerate.
- Bu değişiklikler aynı zamanda bir holding ile yakın bağlantıları olan herkesi de kapsam dışında bırakmaktadır.
- This is a for anyone from the Netherlands.
- Bu Hollanda'dan herkes için bir fırsattır.
- Anyone who can afford it is keen to buy good health.
- Parası olan herkes iyi bir sağlık satın almaya heveslidir.
- Anyone at all can come and say whatever they like.
- Herkes gelip istediğini söyleyebilir.
- Anyone who thinks that enlargement does not involve higher costs has quite frankly not done his sums properly.
- Genişlemenin daha yüksek maliyetler içermediğini düşünen herkes açıkçası hesabını doğru yapmamıştır.
- Anyone predicting ten years ago that we would have a single European currency, was in fact called an idealist.
- On yıl önce tek bir Avrupa para birimine sahip olacağımızı öngören herkes aslında idealist olarak adlandırılıyordu.
- I visited two of these houses that I can recommend to anyone.
- Herkese tavsiye edebileceğim bu evlerden ikisini ziyaret ettim.
- Anyone who would like to see anything else is missing the point.
- Başka bir şey görmek isteyen herkes konuyu kaçırıyor.
- Anyone who, even tentatively, questions Italian policy gets slandered in this House.
- İtalyan politikasını geçici olarak bile olsa sorgulayan herkes bu Meclis'te iftiraya uğruyor.
- The government and the Italian people are more committed to combating terrorism than anyone.
- Hükümet ve İtalyan halkı terörle mücadele konusunda herkesten daha kararlıdır.
- Anyone who follows my group's activities knows how important the International Criminal Court is to us.
- Grubumun faaliyetlerini takip eden herkes Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bizim için ne kadar önemli olduğunu bilir.
- Anyone who has been in Iraq will know what the situation there is like.
- Irak'ta bulunan herkes oradaki durumun nasıl olduğunu bilir.
- Anyone who reads the Olsson report knows that this is hogwash.
- Olsson raporunu okuyan herkes bunun saçmalık olduğunu bilir.
- Anyone labelling meat must have explicit approval from competent public authorities.
- Et etiketleyen herkesin yetkili kamu makamlarından açık onay alması gerekmektedir.
- Anyone who is the Commission President always acts on behalf of all Europeans.
- Komisyon Başkanı olan herkes her zaman tüm Avrupalılar adına hareket eder.
- Anyone who has ever lived there will recognise very little and will no longer feel at home there.
- Orada daha önce yaşamış olan herkes çok az şey tanıyacak ve artık orada kendini evinde hissetmeyecektir.
- This is absolutely out of the question, and anyone who thinks differently believes in fairy tales, in my view.
- Bu kesinlikle söz konusu değildir ve bana göre farklı düşünen herkes peri masallarına inanmaktadır.
- Anyone who ignores that is building a Europe founded on sand.
- Bunu görmezden gelen herkes kum üzerine kurulu bir Avrupa inşa ediyor demektir.
- I fully understand anyone expressing political opposition to this type of action by the secret services.
- Gizli servislerin bu tür eylemlerine karşı siyasi muhalefet ifade eden herkesi tamamen anlıyorum.
- Anyone who did not belong to the main population group of Sunni Turkish speakers had a difficult time.
- Sünni Türkçe konuşan ana nüfus grubuna ait olmayan herkes zor zamanlar geçirdi.
- This means that anyone supporting this principle must abide by its decisions, including the use of veto.
- Bu, bu ilkeyi destekleyen herkesin veto kullanımı da dahil olmak üzere kararlarına uyması gerektiği anlamına gelir.
- After all, anyone, even criminals, can set up NGOs.
- Ne de olsa herkes, hatta suçlular bile STK kurabilir.
- The subject of today's debate is far more important than anyone who is not familiar with the figures might imagine.
- Bugünkü tartışmanın konusu, rakamlara aşina olmayan herkesin tahmin edebileceğinden çok daha önemlidir.
- Northern Ireland fishermen more than anyone want to maintain sustainable fisheries in the Irish Sea.
- Kuzey İrlandalı balıkçılar, İrlanda Denizi'nde sürdürülebilir balıkçılığın devam etmesini herkesten çok istemektedir.
- Anyone who demands compulsory schooling for the children of these refugees must need his state of mind examined.
- Bu mültecilerin çocukları için zorunlu eğitim talep eden herkesin ruh halinin incelenmesi gerekir.
- Why should anyone then have to demonstrate the safety of any product?
- O zaman neden herkes herhangi bir ürünün güvenliğini kanıtlamak zorunda kalsın?
- Anyone who drives when drunk loses his driving licence immediately.
- Sarhoşken araç kullanan herkes ehliyetini derhal kaybeder.
- Anyone who funds those involved in terrorism brings shame on this House.
- Teröre karışanlara fon sağlayan herkes bu Meclise utanç getirir.
- I appreciate that anyone dying of kidney failure will be desperate.
- Böbrek yetmezliğinden ölen herkesin çaresiz kalacağını takdir ediyorum.
- Anyone, therefore, who says that this organisation is rigid does not know what they are talking about.
- Bu nedenle, bu kuruluşun katı olduğunu söyleyen herkes ne hakkında konuştuğunu bilmiyor demektir.
- All the areas where we propose new actions must be available to anyone with a disability.
- Yeni eylemler önerdiğimiz tüm alanlar engelli herkes için erişilebilir olmalıdır.
- These amendments also exclude anyone with close links to a conglomerate.
- Bu değişiklikler aynı zamanda bir holdinge yakınlığı olan herkesi dışlamaktadır.
- Anyone interested should have a look at it.
- İlgilenen herkes buna bir göz atmalıdır.
- Anyone who believes that apartheid has been abolished is wrong.
- Irk ayrımcılığının ortadan kaldırıldığına inanan herkes yanılıyor.
- Anyone who believes that apartheid has been abolished is wrong.
- Irkçılığın ortadan kaldırıldığına inanan herkes yanılıyor.
- That is no easy task and anyone who knows me knows that I shall have to exercise an inordinate amount of self-control.
- Bu kolay bir iş değil ve beni tanıyan herkes aşırı miktarda özdenetim uygulamam gerektiğini bilir.
- Anyone who wages such a war in spite of this is himself an aggressor and is himself in breach of international law.
- Buna rağmen böyle bir savaşı yürüten herkes saldırganın ta kendisidir ve uluslararası hukuku ihlal etmektedir.
- Good luck to anyone who can explain this to citizens in the European Union.
- Bunu Avrupa Birliği'ndeki vatandaşlara açıklayabilecek herkese bol şans.
- Anyone who considers this option puts the entire region at risk.
- Bu seçeneği düşünen herkes tüm bölgeyi riske atmış olur.
- Anyone wishing to take part must have the opportunity to do so.
- Katılmak isteyen herkes bunu yapma fırsatına sahip olmalıdır.
- I believe that Parliament itself would say that anyone working in the Commission is responsible for implementation.
- İnanıyorum ki Parlamento da Komisyon'da çalışan herkesin uygulamadan sorumlu olduğunu söyleyecektir.
- Anyone who fails to become rich fast, often at the expense of their fellow citizens, is considered a failure.
- Çoğu zaman vatandaşlarının sırtından hızlı bir şekilde zengin olmayı başaramayan herkes başarısız sayılır.
- I hope that, despite the noise here, anyone interested in hearing my report and my position has been able to do so.
- Umarım buradaki gürültüye rağmen raporumu ve tutumumu dinlemek isteyen herkes bunu yapabilmiştir.
- Anyone who went through the Article 13 discrimination package could see this.
- Madde 13 ayrımcılık paketini inceleyen herkes bunu görebilir.
- Anyone who claims that we do not attach enough importance to this has no idea what he is talking about.
- Buna yeterince önem vermediğimizi iddia eden herkesin ne hakkında konuştuğu hakkında hiçbir fikri yoktur.
- They are afraid of anyone who refuses to bow to their brutality.
- Onların vahşetine boyun eğmeyi reddeden herkesten korkuyorlar.
- Anyone who considers this option puts the entire region at risk.
- Bu seçeneği değerlendiren herkes tüm bölgeyi riske atmış olur.
- But anyone who says it is illegal is disregarding the rulings of our own European Court of Human Rights.
- Ama bunun yasa dışı olduğunu söyleyen herkes, kendi Avrupa İnsan Hakları Mahkememizin kararlarını hiçe sayıyor demektir.
- We believe that anyone who equates this with terrorism is violating fundamental rights.
- Bunu terörizmle eş tutan herkesin temel hakları ihlal ettiğine inanıyoruz.
- Anyone who supports this resolution obviously wants to shut their eyes to reality.
- Bu kararı destekleyen herkes belli ki gerçeklere gözlerini kapatmak istiyor.
- We know that anyone who defends human rights in Colombia is a target for the paramilitaries.
- Kolombiya'da insan haklarını savunan herkesin paramiliterlerin hedefi olduğunu biliyoruz.
- Anyone who is responsible for security these days has a complex task to fulfil.
- Bugünlerde güvenlikten sorumlu olan herkesin yerine getirmesi gereken karmaşık bir görevi var.
- Anyone who tries to deny this fact does not exactly help us to make real progress with this policy.
- Bu gerçeği inkar etmeye çalışan herkes, bu politikada gerçek bir ilerleme kaydetmemize yardımcı olmuyor.
- At this late hour, anyone can make a mistake.
- Bu geç saatte herkes hata yapabilir.
- Anyone who tries to prevent or halt this process is assuming a very large responsibility.
- Bu süreci engellemeye veya durdurmaya çalışan herkes çok büyük bir sorumluluk üstlenmektedir.
- Anyone who plays down this conflict of values does Europe a disservice.
- Bu değerler çatışmasını küçümseyen herkes Avrupa'ya kötülük etmektedir.
- This commodity is available to anyone who is rich and powerful but not to anyone who is poor and powerless.
- Bu mal, zengin ve güçlü olan herkes için mevcuttur ancak yoksul ve güçsüz olan herkes için mevcut değildir.
- It's hard for anyone, including the residents.
- Sakinler de dahil olmak üzere herkes için zor.
- I have done more for this cause than anyone.
- Bu dava için herkesten daha çok şey yaptım.
- For anyone who is fast enough to find two identical pictures.
- İki özdeş resmi bulabilecek kadar hızlı olan herkes için.
- Many side effects are not limited by gender and may effect anyone.
- Birçok yan etki cinsiyetle sınırlı değildir ve herkesi etkileyebilir.
- It's hard for anyone, including the residents.
- Burada yaşayanlar dahil, herkes için zor oluyor.
- For anyone who is fast enough to find two identical pictures.
- İki özdeş resim bulabilecek kadar hızlı olan herkes için.
- Now, anyone who loves to cook needs to pay attention because today we are giving away all our trade secrets.
- Şimdi, yemek yapmayı seven herkes dikkatli dinlesin çünkü bugün tüm meslek sırlarımızı vereceğiz.
- Anyone who experiences pain over time has stories like these.
- Zaman içinde acı çeken herkesin buna benzer hikayeleri vardır.
- For anyone who is fast enough to find two identical pictures.
- Birbirinin aynısı iki resim bulacak kadar hızlı olan herkes için.
- Now, anyone who loves to cook needs to pay attention because today we are giving away all our trade secrets.
- Şimdi, yemek yapmayı seven herkes dikkatini buraya vermeli çünkü bugün tüm meslek sırlarımızı açıklıyoruz.
- I have done more for this cause than anyone.
- Bu amaç uğruna herkesten daha fazlasını yaptım.
- Anyone handling your baby should first wash their hands properly.
- Bebeğinize dokunan herkes öncelikle ellerini uygun şekilde yıkamalıdır.
- Anyone handling your baby should first wash their hands properly.
- Bebeğinize dokunan herkes daha önce ellerini iyice yıkamış olmalıdır.
- Many side effects are not limited by gender and may effect anyone.
- Pek çok yan etki cinsiyetle sınırlı değildir ve herkesi etkileyebilir.
- It's hard for anyone, including the residents.
- Mahalle sakinleri dahil herkes için zor.
- I have done more for this cause than anyone.
- Bu amaç uğruna herkesten daha çok şey yaptım.
- Many side effects are not limited by gender and may effect anyone.
- Birçok yan etki cinsiyetle sınırlı olmayıp herkesi etkileyebilir.
- You know more than anyone how good he is at this job.
- Onun bu işte ne kadar iyi olduğunu herkesten çok sen biliyorsun.
- I'll give this to anyone who wants it.
- Bunu isteyen herkese veririm.
- Anyone can make mistakes.
- Herkes yanlış yapabilir.
- Anyone can volunteer.
- Herkes gönüllü olabilir.
- This isn't something that just anyone can do.
- Bu herkesin yapabileceği bir şey değil.
- Anyone can sing.
- Herkes şarkı söyleyebilir.
- She accepts criticism from anyone but her parents.
- Ailesi dışında herkesten eleştiri kabul ediyor.
- You're twice as smart as anyone else in the room.
- Odadaki herkesten iki kat daha zekisin.
- Anyone can use this dictionary.
- Bu sözlüğü herkes kullanabilir.
- I can recommend it to anyone.
- Bunu herkese tavsiye edebilirim.
- Tom always rants to Mary about the supposed dangers of foreigners, but Mary is more afraid of Tom than anyone.
- Tom her zaman Mary'ye yabancıların sözde tehlikeleri hakkında atıp tutar, ama Mary herkesten çok Tom'dan korkuyor.
- Why is anyone surprised?
- Neden herkes şaşırdı?
- I've seen what happens to anyone who opposes Tom.
- Tom'a karşı çıkan herkese ne olduğunu gördüm.
- This is something anyone can do.
- Bu herkesin yapabileceği bir şey.
- If I can understand it, anyone can.
- Ben anlayabiliyorsam, herkes anlayabilir.
- Why is anyone here?
- Neden herkes burada?
- What happened to Tom could've happened to anyone.
- Tom'un başına gelenler herkesin başına gelebilirdi.
- I can work with anyone.
- Herkesle çalışabilirim.
- Anyone can manage that.
- Bunu herkes başarabilir.
- Anyone can attend my lectures, but not everyone can understand them.
- Herkes benim derslerime katılabilir ama herkes onları anlayamaz.
- He basically declares anyone who doesn't agree with him a Communist.
- Onunla aynı fikirde olmayan herkesi komünist ilan ediyor.
- He is better at science than anyone else in his class.
- Fen derslerinde sınıftaki herkesten daha iyi.
- My mother gets up earlier than anyone else.
- Annem herkesten daha erken kalkar.
- I know him better than anyone else does.
- Onu herkesten daha iyi tanıyorum.
- Anyone can participate in the game, no matter what nationality they are.
- Hangi milletten olursa olsun herkes oyuna katılabilir.
- Anyone could just walk in.
- Herkes içeri girebilir.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom, fen derslerinde sınıftaki herkesten daha iyi.
- Tom thought he was smarter than anyone else.
- Tom başka herkesten daha akıllı olduğunu düşünüyordu.
- Tom is crazier than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha deli.
- Tom knows Mary better than anyone else.
- Tom Mary'yi başka herkesten daha iyi tanıyor.
- Tom got there earlier than anyone else.
- Tom oraya herkesten daha erken geldi.
- I respect you more than anyone.
- Sana diğer herkesten daha çok saygı duyuyorum.
- Can anyone else here speak French?
- Buradaki herkes Fransızca konuşabiliyor mu?
- Tom seems to be in more pain than anyone else.
- Tom herkesten daha fazla acı çekiyor gibi görünüyor.
- She accepts criticism from anyone but her parents.
- O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.
- It can happen to anyone.
- Herkesin başına gelebilir.
- I'm closer to him than anyone.
- Ben ona herkesten daha yakınım.
- I love you more than anyone else.
- Seni herkesten çok seviyorum.
- Anyone can participate.
- Herkes katılabilir.
- Anyone may use this dictionary.
- Herkes bu sözlüğü kullanabilir.
- Anyone can do that if they try.
- Deneyen herkes bunu yapabilir.
- We help anyone who needs it.
- İhtiyacı olan herkese yardım ediyoruz.
- Anyone can participate in the game, no matter what nationality they are.
- Hangi milliyette olursa olsun herkes oyuna katılabilir.
- Tom reads more books than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha fazla kitap okuyor.
- Mental illness can affect anyone.
- Akıl hastalığı herkesi etkileyebilir.
- Tom is as smart as anyone else in his class.
- Tom sınıfındaki herkes kadar zeki.
- I will shoot anyone who doubts my mercy.
- Merhametimden şüphe eden herkesi vuracağım.
- It's a mistake that anyone can make.
- Herkesin yapabileceği bir hata.
- This is something anyone can do.
- Bu, herkesin yapabileceği bir şey.
- I think what impressed me most was the way Tom could talk to just about anyone.
- Sanırım beni en çok etkileyen şey Tom'un herkesle konuşabilmesiydi.
- Anyone can do it if they try.
- Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.
- Anyone can learn to juggle with a bit of practice.
- Herkes biraz pratikle hokkabazlık yapmayı öğrenebilir.
- Can anyone hear me?
- Herkes beni duyabiliyor mu?
- Tom knows Mary better than anyone.
- Tom Mary'yi herkesten daha iyi tanıyor.
- Anyone can join.
- Herkes katılabilir.
- It could happen to anyone.
- Herkesin başına gelebilir.
- Can anyone truly be happy?
- Herkes gerçekten mutlu olabilir mi?
- Anyone can do their bit to protect the environment.
- Herkes çevreyi korumak için üzerine düşeni yapabilir.
- I know them better than anyone.
- Ben onları herkesten daha iyi tanırım.
- Tom can swim faster than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha hızlı yüzebilir.
- He is smarter than anyone.
- O herkesten daha zeki.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
- Tom yüzme sınıfındaki herkesten daha hızlı yüzebilir.
- I'll help anyone who needs help.
- Yardıma ihtiyacı olan herkese yardım ederim.
- There are many theories about the sudden extinction of the dinosaurs, but the real cause still remains anyone's guess.
- Dinozorların ani yok oluşu hakkında birçok teori var, ancak gerçek neden hala herkes için tahmin olmaya devam ediyor.
- Tom came before anyone else.
- Tom başka herkesten önce geldi.
- That was enough to terrify anyone.
- Bu herkesi korkutmak için yeterliydi.
- Tom has done more than anyone else.
- Tom başka herkesten daha çok yaptı.
- Tom thought he was smarter than anyone else.
- Tom herkesten daha zeki olduğunu sanıyordu.
- Tom can dance better than anyone else here.
- Tom buradaki herkesten daha iyi dans edebiliyor.
- Tom plays the guitar better than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha iyi gitar çalıyor.
- Anyone can do it easily.
- Herkes kolayca yapabilir.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom, fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
- I'm closer to her than anyone.
- Ona herkesten daha yakınım.
- Tom snores louder than anyone else I know.
- Tom bildiğim başka herkesten daha yüksek sesle horluyor.
- Tom knows Mary better than anyone.
- Tom Mary'i herkesten daha iyi tanıyor.
- It's a mistake that anyone can make.
- Bu, herkesin yapabileceği bir hata.
- Tom was as surprised as anyone.
- Tom da herkes kadar şaşırmıştı.
- Tom knows more about me than anyone else.
- Tom benim hakkımda herkesten daha çok şey biliyor.
- I can do that better than anyone else here.
- Bunu buradaki herkesten daha iyi yapabilirim.
- Tom is as smart as anyone else in his class.
- Tom, sınıfındaki herkes kadar akıllıdır.
- Tom is richer than anyone else here.
- Tom buradaki herkesten daha zengin.
- He is richer than anyone else in this town is.
- Bu kasabadaki herkesten daha zengin.
- In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered.
- Orta Çağ'da, Kutsal Kitap'a karşı çıkan herkes öldürülürdü.
- Jessie is smarter than anyone else.
- Jessie herkesten daha zeki.
- Once upon a time there lived an emperor who was a great conqueror, and reigned over more countries than anyone in the world.
- Bir zamanlar büyük bir fatih olan ve dünyadaki herkesten daha fazla ülkeye hükmeden bir imparator yaşarmış.
- Anyone may use this dictionary.
- Bu sözlüğü herkes kullanabilir.
- He is better than anyone else.
- O herkesten daha iyi.
- Anyone can do it.
- Bunu herkes yapabilir.
- Anyone would have done the same thing.
- Herkes aynı şeyi yapardı.
- Samuel helps anyone who asks him.
- Samuel isteyen herkese yardım eder.
- Anyone can do that if they try.
- Eğer denerlerse bunu herkes yapabilir.
- Anyone who creates hassle should leave.
- Sorun çıkaran herkes gitmeli.
- Tom can do that better than anyone else I know.
- Tom bunu tanıdığım herkesten daha iyi yapabilir.
- Anyone who says so is a liar.
- Bunu söyleyen herkes yalancıdır.
- Anyone who protested, lost his job.
- Protesto eden herkes işini kaybediyordu.
- Anyone may sing.
- Herkes şarkı söyleyebilir.
- Tom is better than anyone else.
- Tom herkesten daha iyi.
- Tom is able to play the piano better than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha iyi piyano çalabiliyor.
- Tom doesn't seem to get along well with anyone.
- Tom, herkesle iyi geçiniyor gibi görünmüyor.
- Tom saw it before anyone else.
- Tom bunu herkesten önce gördü.
- Tom can do that better than anyone else.
- Tom bunu herkesten daha iyi yapabilir.
- You know Tom better than anyone.
- Tom'u herkesten daha iyi tanıyorsun.
- Tom worked much harder than anyone else.
- Tom herkesten çok daha fazla çalıştı.
- We shall annihilate anyone who stands in our way!
- Yolumuza çıkan herkesi ezip geçeceğiz!
- I think Tom can sing country music better than anyone else I know.
- Bence Tom, country müziğini tanıdığım herkesten daha iyi söyleyebilir.
- Anyone on whom my wrath descends is indeed perished.
- Gazabımın üzerine indiği herkes gerçekten helak oldu.
- This would embarrass anyone.
- Bundan herkes utanırdı.
- Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
- Tom kesinlikle takımındaki herkes kadar sıkı çalışıyor.
- Tom saw it before anyone else.
- Tom onu herkesten önce gördü.
- He is accustomed to bribing anyone who gets in his way.
- Yoluna çıkan herkese rüşvet vermeye alışkındır.
- I'll give these puppies to anyone who likes dogs.
- Bu yavruları köpekleri seven herkese vereceğim.
- I know Tom better than anyone else.
- Tom'u herkesten daha iyi tanıyorum.
- Anyone could do that.
- Bunu herkes yapabilir.
- Anyone can cultivate their interest in music.
- Herkes müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
- Tom likes you as much as he likes anyone.
- Tom herkesten hoşlandığı kadar senden de hoşlanıyor.
- Anyone can do it if they try.
- Denerse herkes yapabilir.
- Anyone can run for class president.
- Sınıf başkanlığı için herkes aday olabilir.
- Beware of anyone who claims objectivity.
- Tarafsız olduğunu iddia eden herkese karşı dikkatli olun.
- Sami can convince anyone of anything.
- Sami herkesi her şeye ikna edebilir.
- You work harder than anyone here.
- Buradaki herkesten daha çok çalışıyorsun.
- He is richer than anyone else in this town.
- Bu kasabadaki herkesten daha zengin.
- Anyone can do that.
- Bunu herkes yapabilir.
- You like anyone who buys you a beer.
- Sana bira ısmarlayan herkesten hoşlanıyorsun.
- He's as smart as anyone else in the class.
- Sınıftaki herkes kadar zeki.
- Tom severs ties with anyone that insults him.
- Tom, ona hakaret eden herkesle bağları koparır.
- What happened to Tom could've happened to anyone.
- Tom'a olan şey herkesin başına gelebilir.
- The question is not so easy that anyone can answer it.
- Soru, herkesin yanıtlayabileceği kadar kolay değil.
- That was enough to terrify anyone.
- O herkesi korkutmak için yeterliydi.
- Tom works harder than anyone else.
- Tom herkesten daha çok çalışır.
- Tom can play tennis better than anyone else here.
- Tom buradaki herkesten daha iyi tenis oynayabilir.
- Anyone can make a mistake.
- Herkes hata yapabilir.
- You are free to talk with anyone.
- Herkesle konuşmakta özgürsün.
- I respect you more than anyone.
- Sana herkesten çok saygı duyuyorum.
- This book is not dedicated to anyone.
- Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- Tom speaks French much better than anyone else.
- Tom Fransızcayı herkesten çok daha iyi konuşuyor.
- Tom is smarter than anyone else here.
- Tom buradaki herkesten daha zeki.
- Tom seemed to remember what happened better than anyone else.
- Tom olanları herkesten daha iyi hatırlıyor gibiydi.
- Tom knows Mary better than anyone else here does.
- Tom, Mary'yi buradaki herkesten daha iyi tanıyor.
- Tom studies harder than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha çok çalışıyor.
- Anyone can offend Mary, but not everyone will be able to escape.
- Herkes Mary'yi gücendirebilir, ama herkes kaçamaz.
- Anyone can tell your interest is genuine.
- İlginizin gerçek olduğunu herkes anlayabilir.
- Tom plays the guitar better than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha iyi gitar çalar.
- Tom knows Mary better than anyone else does.
- Tom Mary'i herkesten daha iyi tanıyor.
- I always thought I could work with anyone.
- Her zaman herkesle çalışabileceğimi düşünmüşümdür.
- Give help to anyone who needs it.
- İhtiyacı olan herkese yardım edin.
- You may give this photograph to anyone who wants it.
- Bu fotoğrafı isteyen herkese verebilirsiniz.
- That could happen to anyone.
- Bu herkesin başına gelebilir.
- You know Tom better than anyone.
- Tom'u herkesten daha iyi tanırsın.
- Anyone at any age can learn Esperanto.
- Her yaştan herkes Esperanto öğrenebilir.
- I know Tom better than anyone.
- Tom'u herkesten daha iyi tanıyorum.
- This could've happened to anyone.
- Bu herkesin başına gelebilirdi.
- Samuel helps anyone who asks him.
- Samuel ondan isteyen herkese yardımcı olur.
- Nick looks down on anyone who comes from a rural area.
- Nick kırsal kesimden gelen herkesi küçümser.
- Tom snores louder than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha yüksek sesle horluyor.
- Does anyone here really care what Tom does?
- Burada herkes Tom'un ne yaptığını önemsiyor mu?
- We're faster than anyone else.
- Herkesten daha hızlıyız.
- Tom plays the guitar better than anyone else I know.
- Tom gitarı tanıdığım herkesten daha iyi çalıyor.
- Tom speaks French better than anyone else in the class.
- Tom sınıftaki herkesten daha iyi Fransızca konuşuyor.
- I'm closer to her than anyone.
- Ben ona herkesten daha yakınım.
- I trust you more than anyone else.
- Sana herkesten çok güveniyorum.
- He is better than anyone else.
- O herkesten daha iyidir.
- He is richer than anyone else in the town.
- Kasabadaki herkesten daha zengindir.
- Tom works harder than anyone else does.
- Tom herkesten daha çok çalışıyor.
- Anyone can run for class president.
- Herkes sınıf başkanlığına aday olabilir.
- I'll give these to anyone who wants them.
- Bunları isteyen herkese veririm.
- If I can understand it, anyone can.
- Ben bunu anlayabiliyorsam, herkes anlayabilir.
- I'm closer to him than anyone.
- Ona herkesten daha yakınım.
- Anyone could've done what you did.
- Senin yaptığını herkes yapabilirdi.
- She was so beautiful that anyone could see that she was a real Princess.
- O kadar güzeldi ki, herkes onun gerçek bir prenses olduğunu anlayabilirdi.
- I can call anyone I want on my car-phone.
- Araba telefonumla istediğim herkesi arayabilirim.
- Anyone can make mistakes.
- Herkes hata yapabilir.
- It's not something anyone can do.
- Bu herkesin yapabileceği bir şey değil.
- Tom was there before anyone else.
- Tom herkesten önce oradaydı.
- He is richer than anyone else in this town.
- O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.
- Tom speaks French better than anyone else in the class.
- Tom, sınıfta herkesten daha iyi Fransızca konuşuyor.
Show More (253)
|
4 |
anyone |
hiç kimse |
pron. |
|
- For me, genital mutilation is a human rights violation which I cannot accept under any circumstances or from anyone.
- Benim için genital mutilasyon, hiçbir koşulda ve hiç kimse tarafından kabul edemeyeceğim bir insan hakları ihlalidir.
- Anyone who was present at the peace talks in Japan can no longer safely enter Indonesia.
- Japonya'daki barış görüşmelerine katılan hiç kimse artık Endonezya'ya güvenli bir şekilde giremiyor.
- If that is the case, therefore, it is not a secret from anyone in Iraq, nor from Saddam Hussein.
- Eğer durum böyleyse, bu ne Irak'taki hiç kimseden ne de Saddam Hüseyin'den saklanan bir sır değildir.
- Yet never once did anyone challenge our ongoing assessment.
- Ancak hiç kimse devam eden değerlendirmemize itiraz etmedi.
- You must not believe that there has been any manoeuvring by anyone.
- Hiç kimse tarafından bir manevra yapıldığına inanmamalısınız.
- There is a need for clear, transparent rules that do not discriminate against anyone tendering for these contracts.
- Bu ihaleler için teklif veren hiç kimseye karşı ayrımcılık yapmayan açık ve şeffaf kurallara ihtiyaç vardır.
- There is no good reason why anyone at all should die on the roads.
- Hiç kimsenin yollarda ölmesi için iyi bir neden yoktur.
- However, we must not make concessions on questions of principle for anyone.
- Ancak, ilkesel konularda hiç kimse için taviz vermemeliyiz.
- We have not heard the word 'market' from anyone.
- Hiç kimseden "Pazar" kelimesini duymadık.
- That is something we know from experience, and I hardly think that anyone here could contradict the fact.
- Bu, deneyimlerimizden bildiğimiz bir şey ve burada bulunan hiç kimsenin bu gerçeğe karşı çıkabileceğini sanmıyorum.
- If that is the case, therefore, it is not a secret from anyone in Iraq, nor from Saddam Hussein.
- Eğer durum buysa, bu ne Irak'taki hiç kimseden ne de Saddam Hüseyin'den saklanan bir sır değildir.
- This is not good news for anyone concerned.
- Bu hiç kimse için iyi bir haber değil.
- We have not heard the word 'market' from anyone.
- Hiç kimseden 'pazar' kelimesini duymadık.
- This is not good news for anyone concerned.
- Bu, ilgili hiç kimse için iyi bir haber değil.
- I've never mentioned it to anyone, except Tom.
- Tom dışında hiç kimseye bahsetmedim.
- Tom isn't going to hurt anyone.
- Tom hiç kimseye zarar vermeyecek.
- Have you ever talked to anyone about these things?
- Bu işler hakkında hiç kimseyle konuştunuz mu?
- Has anyone ever told you that you stop breathing when you are asleep?
- Hiç kimse size uyurken nefesinizin kesildiğini söyledi mi?
- Tom doesn't want to be touched by anyone.
- Tom hiç kimse tarafından dokunulmak istemiyor.
- I'm not waiting for anyone.
- Ben hiç kimseyi beklemiyorum.
- I've never kissed anyone over thirty years old.
- Otuz yaşın üstünde hiç kimseyi öpmedim.
- Tom isn't seeing anyone.
- Tom hiç kimseyi görmüyor.
- There was hardly anyone in the room.
- Odada hiç kimse yoktu.
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia etti.
- I won't let anyone harm you.
- Hiç kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- I don't owe anyone anything.
- Ben hiç kimseye hiçbir şey borçlu değilim.
- Jiro, who had never cried in front of anyone before, started crying.
- Daha önce hiç kimsenin önünde ağlamamış olan Jiro ağlamaya başladı.
- I don't have a soul, and neither does anyone else.
- Benim bir ruhum yok, başka hiç kimsenin de yok.
- The news of the company's bankruptcy didn't come as a surprise to anyone.
- Şirketin iflas haberi hiç kimseye bir sürpriz gibi gelmedi.
- I've never done harm to anyone.
- Hiç kimseye zarar vermedim.
- I didn't know anyone at the party.
- Partide hiç kimseyi tanımıyordum.
- Tom doesn't like anyone.
- Tom hiç kimseden hoşlanmıyor.
- Didn't anyone question you?
- Hiç kimse sana soru sormadı mı?
- Tom didn't tell anyone that he'd bought a diamond ring for Mary.
- Tom Mary için bir elmas yüzük aldığını hiç kimseye söylemedi.
- There wasn't anyone in the park.
- Parkta hiç kimse yoktu.
- I've never hit anyone in my life.
- Hayatımda hiç kimseye vurmadım.
- I'm not angry with anyone.
- Hiç kimseye kızgın değilim.
- Why didn't anyone tell us this before?
- Neden bunu daha önce hiç kimse bize söylemedi?
- Tom claims that he has never killed anyone.
- Tom hiç kimseyi öldürmediğini iddia ediyor.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda hiç kimseyi görmedi.
- I don't think I've ever hated anyone so much.
- Şimdiye kadar hiç kimseden bu kadar çok nefret ettiğimi sanmıyorum.
- I hadn't expected anyone to help.
- Hiç kimsenin yardım etmesini beklemiyordum.
- Tom never told anyone.
- Tom hiç kimseye söylemedi.
- Tom isn't speaking to anyone.
- Tom hiç kimseyle konuşmuyor.
- I've never told this to anyone.
- Bunu hiç kimseye söylemedim.
- I never lend money to anyone.
- Hiç kimseye para ödünç vermem.
- There shouldn't be anyone here.
- Burada hiç kimse olmamalı.
- Tom won't talk to anyone.
- Tom hiç kimseyle konuşmayacak.
- I've never spoken to anyone in French.
- Hiç kimseyle Fransızca konuşmadım.
- Tom was never afraid of anyone.
- Tom hiç kimseden korkmazdı.
- We haven't received any help from anyone.
- Hiç kimseden yardım almadık.
- I've never told anyone about this.
- Bundan hiç kimseye bahsetmedim.
- Tom has never given anything to anyone.
- Tom hiç kimseye bir şey vermedi.
- Tom has never had a problem with anyone.
- Tom'un hiç kimseyle bir sorunu olmadı.
- Has anyone ever told you that you snore when you sleep?
- Hiç kimse size uyurken horladığınızı söyledi mi?
- You can't believe anyone.
- Hiç kimseye inanamazsın.
- I won't get an email from anyone today.
- Bugün hiç kimseden bir e-posta almayacağım.
- That never helped anyone.
- O hiç kimseye yardım etmedi.
- Aside from Tom, I don't know anyone there.
- Orada Tom'dan başka hiç kimseyi tanımıyorum.
- Tom has never given anything to anyone.
- Tom asla hiç kimseye bir şey vermedi.
- Love has never killed anyone.
- Aşk hiç kimseyi öldürmedi.
- I never want to owe money to anyone.
- Hiç kimseye borçlu olmak istemiyorum.
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- I don't know anyone at the party.
- Partide hiç kimseyi tanımıyorum.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda başka hiç kimseyi görmedi.
- Has anyone ever told you how lovely you look?
- Hiç kimse sana ne kadar güzel göründüğünü söyledi mi?
- We will not tolerate anyone who engages in terrorism.
- Terörizme bulaşan hiç kimseye tolerans göstermeyeceğiz.
- I can't love anyone but you.
- Senden başka hiç kimseyi sevemem.
- Tom doesn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacağı hiç kimsesi yok.
- Have you ever talked to anyone about these matters?
- Bu meseleler hakkında hiç kimseyle konuştunuz mu?
- I've never told anyone that my father is in prison.
- Babamın hapiste olduğunu hiç kimseye söylemedim.
- Tom never told anyone where he hid the key.
- Tom anahtarı nerede sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- I don't want anyone to find where we buried the treasure.
- Hazineyi nereye gömdüğümüzü hiç kimsenin bulmasını istemiyorum.
- A pessimist doesn't expect to be kissed by anyone.
- Bir kötümser, hiç kimse tarafından öpülmeyi ummaz.
- I don't want anyone to touch this.
- Hiç kimsenin buna dokunmasını istemiyorum.
- I've never hurt anyone.
- Ben hiç kimseyi incitmedim.
- I've never told anyone that before, not even my mother.
- Onu daha önce hiç kimseye söylemedim, anneme bile.
- I've never told anyone what happened that night.
- O gece ne olduğunu hiç kimseye söylemedim.
- I've told you things I've never told anyone else.
- Sana hiç kimseye söylemediğim şeyler söyledim.
- I don't want anyone to know where we are.
- Nerede olduğumuzu hiç kimsenin bilmesini istemiyorum.
- You've never cared about anyone but yourself.
- Kendinden başka hiç kimseyi umursamadın.
- She doesn't like anyone.
- O hiç kimseyi beğenmez.
- Tom doesn't love anyone except himself.
- Tom kendinden başka hiç kimseyi sevmiyor.
- Tom has never kissed anyone in public.
- Tom herkesin önünde hiç kimseyi öpmedi.
- Tom isn't going to hurt anyone else.
- Tom başka hiç kimseye zarar vermeyecek.
- I don't think anyone will like Tom.
- Hiç kimsenin Tom'u seveceğini sanmıyorum.
- I never killed anyone.
- Hiç kimseyi öldürmedim.
- I've never felt this way about anyone before.
- Daha önce hiç kimse için böyle hissetmemiştim.
- I wasn't trying to fool anyone.
- Hiç kimseyi kandırmaya çalışmıyordum.
- I don't know anyone in Boston.
- Boston'da hiç kimseyi tanımıyorum.
- I told them not to tell anyone.
- Onlara hiç kimseye söylememelerini söyledim.
- I won't let anyone hurt Tom.
- Hiç kimsenin Tom'u incitmesine izin vermeyeceğim.
- John says when he dies he doesn't want anyone to cry for him.
- John öldüğü zaman hiç kimsenin onun için ağlamasını istemediğini söylüyor.
- Tom doesn't know anyone in Boston.
- Tom Boston'da hiç kimseyi tanımıyor.
- Tom never seems to get mad at anyone.
- Tom hiç kimseye kızmıyor gibi görünüyor.
- If you never do anything, you never become anyone.
- Hiç bir şey yapmazsan, hiç kimse olamazsın.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacak hiç kimsesi yoktu.
- I can't help anyone.
- Ben hiç kimseye yardım edemem.
- I've never asked anyone for help.
- Hiç kimseden yardım istemedim.
- Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazanç hiç kimseye fayda sağlamaz.
- I don't think anyone would really do that.
- Hiç kimsenin onu yapacağını sanmıyorum.
- I've never said a word to anyone about that.
- Hiç kimseye ondan söz etmedim.
- Don't let anyone in this room.
- Bu odaya hiç kimseyi sokmayın.
- Sami didn't kill anyone.
- Sami hiç kimseyi öldürmedi.
- You're not like anyone else I know.
- Tanıdığım hiç kimseye benzemiyorsun.
- I can't see anyone until after lunch.
- Öğle yemeği sonrasına kadar hiç kimseyi göremem.
- Tom has never been intimidated by anyone or anything.
- Tom hiç kimse ya da hiçbir şey tarafından korkutulmadı.
- I didn't murder anyone.
- Hiç kimseyi öldürmedim.
- I don't want anyone to hear me.
- Hiç kimsenin beni duymasını istemiyorum.
- Tom wouldn't let anyone into his house.
- Tom evine hiç kimsenin girmesine izin vermezdi.
- Tom never told anyone about what he had done that day.
- Tom o gün ne yaptığını hiç kimseye söylemedi.
- I'm not expecting anyone.
- Hiç kimseyi beklemiyordum.
- You shouldn't trust anyone.
- Hiç kimseye güvenmemelisin.
- Tom never threatened anyone.
- Tom hiç kimseyi tehdit etmedi.
- I've never loved anyone as much as I love you.
- Seni sevdiğim kadar hiç kimseyi sevmedim.
- I've never had to fire anyone before.
- Daha önce hiç kimseyi kovmak zorunda kalmamıştım.
- Tom didn't recognize anyone in the room.
- Tom odadaki hiç kimseyi tanımadı.
- I've never fallen in love with anyone.
- Hiç kimseye aşık olmadım.
- Tom isn't afraid of anyone.
- Tom hiç kimseden korkmuyor.
- I've never attacked anyone.
- Ben hiç kimseye saldırmadım.
- I wouldn't trust anyone here.
- Buradaki hiç kimseye güvenmezdim.
- Tom isn't trying to impress anyone.
- Tom hiç kimseyi etkilemeye çalışmıyor.
- I've never hit anyone before.
- Daha önce hiç kimseye vurmadım.
- Tom never brought anyone here.
- Tom buraya hiç kimseyi getirmedi.
- Tom never told anyone where he hid the gold coins.
- Tom altın paraları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- I never lend books or CDs to anyone.
- Ben asla hiç kimseye ödünç kitap ya da CD vermem.
- Why didn't you tell anyone?
- Neden hiç kimseye söylemedin?
- I haven't sent an email to anyone today.
- Bugün hiç kimseye e-posta göndermedim.
- Why doesn't anyone believe us?
- Neden bize hiç kimse inanmıyor?
- Don't let anyone in this room.
- Bu odaya hiç kimse girmesin.
- He did not repeat the truth to anyone.
- Gerçeği başka hiç kimseye söylemedi.
- We never hurt anyone.
- Hiç kimseyi incitmedik.
- I never wanted to hurt anyone.
- Hiç kimseyi incitmek istememiştim.
- I told him not to tell anyone.
- Ona hiç kimseye söylememesini söyledim.
- He doesn't care about anyone but himself.
- Kendisinden başka hiç kimseyi umursamaz.
- I don't think anyone suspected you weren't Tom.
- Hiç kimsenin senin Tom olmadığından şüphelendiğini sanmıyorum.
- Tom has never kissed anyone in public.
- Tom hiç kimseyi herkesin içinde öpmemişti.
- Tom doesn't like anyone in his class.
- Tom sınıfındaki hiç kimseyi sevmez.
- Tom won't tell anyone where he was last weekend.
- Tom geçen hafta sonu nerede olduğunu hiç kimseye söylemeyecek.
- I never threatened anyone.
- Hiç kimseyi tehdit etmedim.
- Tom doesn't let anyone touch him.
- Tom hiç kimsenin kendisine dokunmasına izin vermez.
- Has anyone ever told you how beautiful you are?
- Hiç kimse sana ne kadar güzel olduğunu söyledi mi?
- I never told anyone about what happened.
- Ne olduğundan hiç kimseye bahsetmedim.
- I've never told anyone that.
- Onu asla hiç kimseye söylemedim.
- I wouldn't want anyone to read my diary.
- Hiç kimsenin günlüğümü okumasını istemiyorum.
- Tom wouldn't speak to anyone.
- Tom hiç kimseyle konuşmazdı.
- I didn't see anyone in the room but Tom.
- Odada Tom'dan başka hiç kimseyi görmedim.
- Tom doesn't listen to anyone.
- Tom hiç kimseyi dinlemez.
- I didn't tell anyone, not even my mother.
- Hiç kimseye söylemedim, hatta anneme bile.
- Tom doesn't know anyone who can do that.
- Tom bunu yapabilecek hiç kimseyi tanımıyor.
- Do you promise not to tell anyone anything?
- Hiç kimseye bir şey söylememek için söz veriyor musun?
- We never lend money to anyone.
- Hiç kimseye asla para ödünç vermiyoruz.
- No, I didn't see anyone.
- Hayır, hiç kimseyi görmedim.
- The ban is no longer taken seriously by anyone.
- Yasak hiç kimse tarafından kale alınmıyor artık.
- I've never hit anyone before.
- Daha önce hiç kimseye vurmamıştım.
- I can't trust anyone anymore.
- Ben artık hiç kimseye güvenemem.
- Tom told me he didn't know anyone who lived on Park Street.
- Tom bana Park caddesinde yaşayan hiç kimseyi tanımadığını söyledi.
- Tom doesn't usually trust anyone.
- Tom genelikle hiç kimseye güvenmez.
- I've never mentioned it to anyone.
- Asla hiç kimseye bahsetmedim.
- I've never told anyone this before.
- Bunu daha önce hiç kimseye söylemedim.
Show More (157)
|
5 |
anyone |
herhangi biri |
pron. |
|
- On this basis I do not see how anyone could consent to the discharge of these accounts.
- Bu temelde, herhangi birinin bu hesapların ibra edilmesine nasıl rıza gösterebileceğini anlamıyorum.
- We would have had time today for anyone with any inclination to notice what we should have.
- Bugün, herhangi bir eğilimi olan herhangi birinin neye sahip olmamız gerektiğini fark etmesi için zamanımız olacaktı.
- Ask anyone you like to tell you the difference between the European Council and the Council of Europe.
- İstediğiniz herhangi birine Avrupa Konseyi ile Avrupa Konseyi arasındaki farkı sorabilirsiniz.
- Why should anyone then have to demonstrate the safety of any product?
- O zaman neden herhangi biri herhangi bir ürünün güvenliğini kanıtlamak zorunda kalsın?
- On this basis I do not see how anyone could consent to the discharge of these accounts.
- Bu temelde herhangi birinin bu hesapların ibra edilmesine nasıl rıza gösterebileceğini anlamıyorum.
- Shall we ever be able to cooperate with anyone if all these demands have to be fulfilled?
- Bütün bu taleplerin yerine getirilmesi gerekiyorsa herhangi biriyle işbirliği yapmamız mümkün olabilir mi?
- Can we be sure that anything or anyone is conscious?
- Herhangi bir şeyin ya da herhangi birinin bilinçli olduğundan emin olabilir miyiz?
- Has anyone ever told you that you had a bad attitude?
- Hiç herhangi biri sana kötü bir davranışın olduğunu söyledi mi?
- I didn't know anyone could move that fast.
- Herhangi birinin bu kadar hızlı hareket edebileceğini bilmiyordum.
- Did you tell anyone about what Tom did?
- Tom'un yaptığından herhangi birine bahsettin mi?
- Anyone can use this dictionary.
- Bu sözlüğü herhangi biri kullanabilir.
- Has anyone ever told you that you're beautiful?
- Herhangi biri hiç sana güzel olduğunu söyledi mi?
- We haven't seen anyone.
- Biz herhangi birini görmedik.
- If anyone has a better suggestion, let's hear it.
- Herhangi birinin daha iyi bir önerisi varsa, onu dinleyelim.
- I won't let anyone hurt him.
- Herhangi birinin onu incitmesine zarar vermeyeceğim.
- I've never seen Tom help anyone.
- Tom'un herhangi birine yardım ettiğini hiç görmedim.
- Is anyone in your family able to do that?
- Ailenizde herhangi biri bunu yapabilir mi?
- I haven't yet met anyone I'd want to spend the rest of my life with.
- Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.
- Has anyone told Tom about what happened?
- Herhangi biri Tom'a ne olduğu hakkında bir şey söyledi mi?
- Has anyone spoken to him?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- I forbid you to speak with anyone about what just happened.
- Demin ne olduğu hakkında herhangi biriyle konuşmanı yasaklıyorum.
- He is accustomed to bribing anyone who gets in his way.
- Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.
- Did you know anyone at the party?
- Partideki herhangi birini tanıyor muydun?
- I haven't managed to get help from anyone.
- Herhangi birinden yardım almayı beceremedim.
- This could've happened to anyone.
- Bu herhangi birinin başına gelebilirdi.
- Have you hugged anyone recently?
- Son zamanlarda herhangi birine sarıldın mı?
- I don't think anyone could have done better than you did.
- Herhangi birinin senin yaptığından daha iyisini yapmış olabileceğini sanmıyorum.
- If anyone has a problem, tell them to call me.
- Eğer herhangi birinin bir sorunu varsa, onlara beni aramalarını söyle.
- We reserve the right to refuse service to anyone.
- Herhangi birine hizmet vermeyi reddetme hakkımız saklıdır.
- Can anyone vouch for your whereabouts last night?
- Dün gece nerede olduğunu herhangi biri teyit edebilir mi?
- You haven't told anyone else, have you?
- Herhangi birine söylemedin, değil mi?
- I know him better than anyone else does.
- Onu herhangi birinden daha iyi tanıyorum.
- Tom made me swear not to tell anyone.
- Tom herhangi birine söylememem için bana yemin ettirdi.
- It's not something anyone would be ashamed of.
- Bu herhangi birinin utanacağı bir şey değil.
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
- Has anyone in your family ever been arrested?
- Şu ana kadar ailenizde herhangi biri tutuklandı mı?
- Does anyone know when Tom is coming?
- Tom'un ne zaman geldiğini herhangi biri biliyor mu?
- I didn't see anyone at the party that I knew.
- Partide tanıdığım herhangi birini görmedim.
- Have you told anyone what your real name is?
- Gerçek adının ne olduğunu herhangi birine söyledin mi?
- Don't let anyone come near the fire.
- Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
- Though grammatically there is nothing wrong with this sentence, I doubt if anyone would actually ever use it.
- Gramer olarak bu cümlede yanlış bir şey olmamasına rağmen, herhangi birinin bunu gerçekten kullanacağından şüpheliyim.
- I don't think I know anyone in Boston.
- Boston'da herhangi birini tanıdığımı sanmıyorum.
- I won't let anyone hurt her.
- Herhangi birinin ona zarar vermesine izin vermeyeceğim.
- We're no different from anyone else.
- Bizler başka herhangi birinden farklı değiliz.
- If anyone has any problems, tell them to call me.
- Herhangi birinin bir sorunu olursa, beni aramalarını söyleyin.
- Can anyone run for class president.
- Herhangi biri sınıf başkanlığına aday olabilir mi?
- Did anyone call me while I was out?
- Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?
- I promised Tom I wouldn't tell anyone.
- Tom'a herhangi birine söylemeyeceğime söz verdim.
- I didn't want anyone to know I was here.
- Herhangi birinin burada olduğumu bilmesini istemiyordum.
- Aren't you missing anyone?
- Herhangi birini özlemiyor musun?
- Tom certainly didn't let anyone know that he was arriving today.
- Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi.
- Tom promised he wouldn't tell anyone.
- Tom herhangi birine söylemeyeceğine söz verdi.
- Have you discussed this with anyone?
- Bunu herhangi biriyle tartıştın mı?
- I doubt if you'll know anyone there.
- Orada herhangi birini tanıyıp tanımayacağınızdan şüpheliyim.
- Anyone can manage that.
- Herhangi biri onu başarabilir.
- Don't you want to talk to anyone?
- Herhangi biriyle konuşmak istemiyor musun?
- I wonder if Prince William lets anyone call him Bill.
- Prens William'ın herhangi birinin ona Bill demesine izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.
- Has anyone talked to him?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- Are you having problems with anyone here?
- Burada herhangi biriyle sorun yaşıyor musun?
- It could be anyone.
- Herhangi biri olabilir.
- Has anyone talked to her?
- Herhangi biri onunla konuştu mu?
- It can happen to anyone.
- Bu herhangi birine olabilir.
- Tom didn't think anyone would enjoy doing that.
- Tom herhangi birinin bunu yapmaktan hoşlanacağını düşünmüyordu.
- Do you think anyone would care if Tom didn't do that?
- Eğer Tom onu yapmazsa herhangi birinin umursayacağını düşünüyor musun?
- I don't care if anyone believes me or not.
- Herhangi birinin bana inanıp inanmadığı umurumda değil.
- Was anyone surprised when you told them you were getting married?
- Onlara evleneceğinizi söylediğinde herhangi biri şaşırdı mı?
Show More (63)
|
6 |
anyone |
herhangi bir kimse |
pron. |
|
- Is there anyone you can trust in this cold place?
- Bu soğuk yerde güvenebileceğin herhangi bir kimse var mı?
Show More (-2)
|