Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
(birinin gerçek/esas) niyeti
no puedo evitar preguntar
embout d'arrivée
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
appraise
değerlendirmek
v.
Each country must obviously be
appraised
on its own merits individually.
Elbette her ülke kendi değerlerine göre ayrı ayrı
değerlendirilmelidir.
How is the outcome of the war in Kosovo to be
appraised?
Kosova'daki savaşın sonucu nasıl
değerlendirilmelidir?
Show More (-1)
2
appraise
değer biçmek
v.
Tom had the painting
appraised
by an expert before he bought it.
Tom tabloyu satın almadan önce bir uzmana
değer biçtirdi.
Show More (-2)