|
- Several people in the crowd nodded in approval.
- Kalabalıktan birkaç kişi başıyla onayladı.
- Military action does, of course, require the Security Council's explicit approval.
- Askeri harekat için elbette Güvenlik Konseyi'nin açık onayı gerekmektedir.
- It is of course a pity that we are being asked for approval at this very late stage.
- Bu çok geç aşamada bizden onay istenmesi elbette üzücü.
- This would all be completed by an equivalent testing and approval system in the Member States.
- Bunların hepsi Üye Devletlerde eş değer bir test ve onay sistemi ile tamamlanacaktır.
- This framework will in future be set by the Council, subject to the approval of Parliament.
- Bu çerçeve gelecekte Parlamento'nun onayına tabi olmak üzere Konsey tarafından belirlenecektir.
- It is of course a pity that we are being asked for approval at this very late stage.
- Bu çok geç aşamada bizden onay istenmesi elbette üzücüdür.
- I would therefore recommend this proposal most warmly for Parliament's approval.
- Dolayısıyla bu öneriyi Parlamento'nun onayına en içten dileklerimle sunuyorum.
- Defensive and frustrating action is possible with shareholder approval.
- Hissedar onayı ile savunmacı ve sinir bozucu eylem mümkündür.
- The approval system needs to be improved.
- Onay sisteminin iyileştirilmesi gerekmektedir.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Gerçekten de sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- Moreover, when can we expect Parliament's proposals, for this measure will surely require formal approval.
- Ayrıca Parlamentonun önerilerini ne zaman bekleyebiliriz çünkü bu önlem için mutlaka resmi onay gerekecektir.
- I thank the rapporteur for his favourable position on these amendments and the competent committee for its approval.
- Raportöre bu değişikliklere ilişkin olumlu tutumu ve yetkili komiteye de onayı için teşekkür ederim.
- The Commission has stated that the Member States can require that they be submitted for approval.
- Komisyon, Üye Devletlerin bunların onaya sunulmasını talep edebileceğini belirtmiştir.
- I am afraid that these reports concentrate too much on approval.
- Korkarım ki bu raporlar onay konusuna çok fazla odaklanıyor.
- For those reasons too, approval is important so that the candidate countries become part of the required network.
- Bu nedenlerden dolayı da, aday ülkelerin gerekli ağın bir parçası olabilmeleri için onay önemlidir.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Şüphesiz, sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- However, some of these GMOs have been awaiting final approval for some time.
- Bununla birlikte, bu GDO'ların bazıları bir süredir nihai onayı beklemektedir.
- An agricultural support project worth EUR 12 million is awaiting approval.
- Toplam 12 milyon Avro değerinde bir tarımsal destek projesi onay beklemektedir.
- The spectrum extends from outright rejection to qualified approval.
- Spektrum, kesin retten nitelikli onaya kadar uzanmaktadır.
- In my experience, however, this process will not gain public approval if it is not a democratic process.
- Ancak benim tecrübelerime göre demokratik bir süreç olmadığı takdirde bu süreç kamuoyunun onayını kazanamayacaktır.
- It was unfortunate, however, that approval was only possible after heated debate and several delays.
- Ancak onayın ancak hararetli tartışmalar ve çeşitli gecikmelerden sonra mümkün olması talihsiz bir durumdur.
- The approval of this extension will be obtained at the Council of Education Ministers on 30 May.
- Bu uzatmanın onayı 30 Mayıs'taki Eğitim Bakanları Konseyi'nde alınacak.
- In my experience, however, this process will not gain public approval if it is not a democratic process.
- Ancak benim tecrübelerime göre, demokratik bir süreç olmadığı takdirde bu süreç kamuoyunun onayını kazanamayacaktır.
- This framework will in future be set by the Council, subject to the approval of Parliament.
- Bu çerçeve gelecekte Parlamentonun onayına tabi olmak üzere Konsey tarafından belirlenecektir.
- We are therefore justifying this approval now.
- Dolayısıyla bu onayı şimdi gerekçelendiriyoruz.
- The 2002 budget is ready and I believe it merits your approval.
- 2002 bütçesi hazırdır ve onayınızı hak ettiğine inanıyorum.
- The reopening of the Mont Blanc Tunnel does not require Commission approval.
- Mont Blanc Tüneli'nin yeniden açılması için Komisyon onayı gerekmemektedir.
- They expressly rejected any preventive war of aggression without United Nations approval.
- Birleşmiş Milletler onayı olmadan herhangi bir önleyici saldırı savaşını açıkça reddettiler.
- The reopening of the Mont Blanc Tunnel does not require Commission approval.
- Mont Blanc Tünelinin yeniden açılması için Komisyon onayı gerekmemektedir.
- Its legitimacy naturally depends on our approval.
- Meşruiyeti doğal olarak bizim onayımıza bağlıdır.
- These decrees must be submitted to the TGNA on the same day for approval.
- Bu kararnamelerin onay için aynı gün TBMM'ye sunulması gerekir.
- I thank the rapporteur for his favourable position on these amendments and the competent committee for its approval.
- Raportöre bu değişiklikler konusundaki olumlu tutumu için ve yetkili komiteye de onayları için teşekkür ederim.
- Consensus means a universal agreement, but the text adopted did not enjoy such approval.
- Konsensüs evrensel bir mutabakat anlamına gelir, ancak kabul edilen metin böyle bir onaya sahip değildir.
- This EU approval mechanism will comprise a political and technical aspect.
- Bu AB onay mekanizması siyasi ve teknik boyutları içerecektir.
- The approval we grant in this connection is clearly conditional.
- Bu bağlamda verdiğimiz onay açıkça şarta bağlıdır.
- President Prodi referred to a lack of public approval.
- Başkan Prodi halkın onayının eksikliğine atıfta bulunmuştur.
- The approval of this extension will be obtained at the Council of Education Ministers on 30 May.
- Bu uzatmanın onayı 30 Mayıs'taki Eğitim Bakanları Konseyinde alınacaktır.
- We are not convinced that the unanimous approval of the European Council is required.
- Avrupa Konseyi'nin oybirliğiyle onayının gerekli olduğuna ikna olmadık.
- Our approval should be seen in the light of the following aspects, however.
- Bununla birlikte onayımız aşağıdaki hususlar ışığında değerlendirilmelidir.
- These measures deserve our approval, given that they will make a serious contribution to improving road safety.
- Bu önlemler, karayolu güvenliğinin artırılmasına ciddi bir katkı sağlayacağı için onayımızı hak etmektedir.
- So, I don't need my father's approval to like a guy.
- Yani bir erkekten hoşlanmak için babamın onayına ihtiyacım yok.
- Sir, I need your approval on these expansion plans.
- Efendim, bu genişleme planları için onayınıza ihtiyacım var.
- Tom needed his parents' approval.
- Tom'un ailesinin onayına ihtiyacı vardı.
- Well, Tom, you know how much your approval means to me.
- Pekala, Tom, onayının benim için ne kadar çok şey ifade ettiğini biliyorsun.
- I won't do that without Tom's approval.
- Tom'un onayı olmadan onu yapmayacağım.
- I still would like your approval.
- Ben hâlâ senin onayını istiyorum.
- Tom still seeks your approval.
- Tom hâlâ onayınızı istiyor.
- The plan is subject to his approval.
- Plan onun onayına tabi.
- I won't do that without Tom's approval.
- Tom'un onayı olmadan bunu yapmam.
- A man cannot be comfortable without his own approval.
- Bir adam kendi onayı olmadan rahat edemez.
- Your approval is important to me.
- Senin onayın benim için önemli.
- He wants his approval.
- Onun onayını istiyor.
- You should not have done that without my approval.
- Onayım olmadan yapmaman gerekirdi.
- She wants her mother's approval.
- O annesinin onayını ister.
- I'd still like Tom's approval.
- Hâlâ Tom'un onayını istiyorum.
- With your approval, I would like to offer him the job.
- Senin onayınla, işi ona teklif etmek istiyorum.
- Layla won her father's approval.
- Layla babasının onayını kazandı.
- You should not have done that without my approval.
- Benim onayım olmadan bunu yapmamalıydın.
- I still would like Sami's approval.
- Hâlâ Sami'nin onayını istiyorum.
- I won't hire anyone without your approval.
- Senin onayın olmadan kimseyi işe almam.
- I still would like Tom's approval.
- Yine de Tom'un onayını istiyorum.
- Tom's approval rating is dropping.
- Tom'un onay notu düşüyor.
- You don't need Tom's money or his approval.
- Tom'un parasına ya da onun onayına ihtiyacın yok.
- Tom still seeks your approval.
- Tom hala senin onayını istiyor.
- I still would like Tom's approval.
- Ben hâlâ Tom'un onayını istiyorum.
- His parents believed in his approval.
- Ailesi onun onayına inanıyordu.
- Tom wants Mary's approval.
- Tom, Mary'nin onayını istiyor.
- Shouldn't we wait for Tom's approval?
- Tom'un onayını beklememiz gerekmez mi?
- She wants his approval.
- Onun onayını istiyor.
- I can't do something like that without Tom's approval.
- Tom'un onayı olmadan böyle bir şey yapamam.
- Tom wants his mother's approval.
- Tom annesinin onayını istiyor.
- A man cannot be comfortable without his own approval.
- Bir insan kendi onayı olmadan rahat olamaz.
- Children seek approval from their parents.
- Çocuklar ebeveynlerinden onay ister.
- I won't hire anyone without your approval.
- Senin onayın olmadan kimseyi işe almayacağım.
- Your approval is not required.
- Sizin onayınız gerekli değil.
- I don't need approval.
- Onaya ihtiyacım yok.
- Layla won her father's approval.
- Leyla babasının onayını kazandı.
- Children seek approval from their parents.
- Çocuklar ebeveynlerinden onay bekler.
- Well, Tom, you know how much your approval means to me.
- Yani, Tom, onayının benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
- Tom wants his mother's approval.
- Tom, annesinin onayını istiyor.
- The plan is subject to his approval.
- Plan, onun onayına tabidir.
- Shouldn't we wait for Tom's approval?
- Tom'un onayını beklememiz gerekmiyor mu?
- Tom's approval rating is dropping.
- Tom'un onay derecesi düşüyor.
- Tom needed his parents' approval.
- Tom anne ve babasının onayına ihtiyaç duyuyordu.
- I still would like your approval.
- Yine de onayınızı istiyorum.
- Tom wants Mary's approval.
- Tom Mary'nin onayını istiyor.
- You don't need Tom's money or his approval.
- Tom'un parasına ya da onayına ihtiyacın yok.
- Sami won his father's approval.
- Sami babasının onayını kazandı.
- Your approval is important to me.
- Onayınız benim için önemli.
- I'd still like Tom's approval.
- Yine de Tom'un onayını istiyorum.
- Tom's approval is important to me.
- Tom'un onayı benim için önemli.
- Tom's approval is important to me.
- Tom'un onayı benim için önemlidir.
- You don't need my approval.
- Benim onayıma ihtiyacın yok.
- Tom looked to Mary for approval.
- Tom onay için Mary'ye baktı.
Show More (91)
|
|
- Our group supports approval of the common position as it stands.
- Grubumuz ortak pozisyonun bu haliyle onaylanmasını desteklemektedir.
- We can, therefore, only support the approval of the two texts which have been submitted to us today.
- Bu nedenle, bugün bize sunulan iki metnin onaylanmasını desteklemekten başka bir şey yapamayız.
- On Iraq, the Council welcomed the unanimous approval of UN Security Council Resolution 1511.
- Irak konusunda Konsey, BM Güvenlik Konseyi'nin 1511 sayılı kararının oybirliğiyle onaylanmasını memnuniyetle karşıladı.
- This additional Annex requires approval by a regular majority of the Members.
- Bu ekin, Üyelerin olağan çoğunluğu tarafından onaylanması gerekmektedir.
- Our group supports the approval of the report and its rapid passage through the legislative process.
- Grubumuz raporun onaylanmasını ve yasama sürecinden hızla geçmesini desteklemektedir.
- The approval of the new Constitution will be a success for everyone or a failure for the Union.
- Yeni Anayasa'nın onaylanması herkes için bir başarı ya da Birlik için bir başarısızlık olacaktır.
- In the European Union, the approval of GMOs is subject to stringent requirements, and rightly so.
- Avrupa Birliği'nde GDO'ların onaylanması sıkı şartlara tabidir ve haklı olarak da öyledir.
- There are two topical reasons why this treatment and the approval of this report are advisable.
- Bu muamelenin ve bu raporun onaylanmasının tavsiye edilmesinin iki güncel nedeni vardır.
- The European Parliament adopted a resolution on 14 June to back the approval of this Protocol.
- Avrupa Parlamentosu 14 Haziran'da bu Protokolün onaylanmasını destekleyen bir karar kabul etmiştir.
- Approval of the Nice Treaty is essential if the enlargement is to be able to be implemented within the time frames set.
- Genişlemenin belirlenen zaman dilimleri içerisinde uygulanabilmesi için Nice Antlaşması'nın onaylanması şarttır.
- The early approval of the single programming document is essential in this respect.
- Tek programlama belgesinin erken onaylanması bu açıdan çok önemlidir.
- I believe that the approval of the plan covers the objectives we had set.
- Planın onaylanmasının belirlediğimiz hedefleri kapsadığına inanıyorum.
- Approval of the present compromise is far more important than submission of your two additional amendments.
- Mevcut uzlaşmanın onaylanması, iki ek değişikliğinizin sunulmasından çok daha önemlidir.
- The fact is that we have still not received full answers on the approval of the Commission's accounts for 2001.
- Gerçek şu ki, Komisyon'un 2001 yılı hesaplarının onaylanması konusunda hala tam bir cevap alamadık.
- On Iraq, the Council welcomed the unanimous approval of UN Security Council Resolution 1511.
- Irak konusunda Konsey, BM Güvenlik Konseyi'nin 1511 sayılı kararının oy birliğiyle onaylanmasını memnuniyetle karşıladı.
- The approval of the relevant legislation and the strengthening of its enforcement are important priorities.
- İlgili mevzuatın onaylanması ve icrasının güçlendirilmesi önemli önceliklerdir.
- The people of Ostend will welcome approval of this section.
- Ostend halkı bu bölümün onaylanmasını memnuniyetle karşılayacaktır.
- The approval of establishments is another difficult question.
- Kuruluşların onaylanması da bir başka zor sorundur.
- If we are not voting against Parliament's approval of the initiative, it is for the following reasons.
- Eğer Parlamento'nun girişimi onaylamasına karşı oy kullanmayacaksak bunun nedeni aşağıdaki sebeplerdir.
- We also recommend approval of the joint draft.
- Ayrıca ortak taslağın onaylanmasını tavsiye ediyoruz.
- The approval of the new Constitution will be a success for everyone or a failure for the Union.
- Yeni Anayasanın onaylanması herkes için bir başarı ya da Birlik için bir başarısızlık olacaktır.
- We also ask for approval of the second tranche of 317 posts, however.
- Bununla birlikte 317 kadronun ikinci diliminin de onaylanmasını talep ediyoruz.
- This bill was sent to the Senate for its approval.
- Bu tasarı onaylanması için Senato'ya gönderildi.
- I would be grateful for your approval of this request.
- Bu isteğimi onaylarsanız minnettar olurum.
- Tom nodded his head in approval.
- Tom onaylayarak başını salladı.
- Tom nodded his approval.
- Tom onayladığını başını sallayarak gösterdi.
- Tom's approval rating is dropping.
- Tom'un onaylanma oranı düşüyor.
- Tom nodded approval.
- Tom onaylarcasına başını salladı.
- She grinned her approval.
- Onaylarcasına sırıttı.
Show More (26)
|
