Tureng - asleep - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	asleep	uyuyan	adj.
	I'm not really asleep, just dozing. Gerçekten uyumuyorum, sadece kestiriyorum. The pupil was half asleep in class. Öğrenci sınıfta yarı uyuyordu. We were all asleep. Hepimiz uyuyorduk. Tom's asleep. Tom uyuyor. I was still asleep when Tom left this morning. Tom bu sabah ayrıldığında ben hala uyuyordum. I thought Tom was home asleep. Tom'un evde uyuduğunu sanıyordum. Tom is in bed, asleep, isn't he? Tom yatağında uyuyor, değil mi? Were you asleep? Uyuyor muydun? Tom wasn't asleep. Tom uyumuyordu. Are the children already asleep? Çocuklar zaten uyuyor mu? Wake me up when you get home if I'm asleep. Eve geldiğinde ben uyuyorsam beni uyandır. Tom is lying asleep. Tom uyuyor. Everyone's asleep. Herkes uyuyor. I suggest you pretend you're asleep. Uyuyormuş gibi yapmanı öneririm. Tom isn't really asleep. Tom gerçekten uyumuyor. Tom is already sound asleep. Tom zaten mışıl mışıl uyuyor. Everyone is still asleep. Herkes hâlâ uyuyor. Tom wasn't asleep when I dropped by. Uğradığımda Tom uyumuyordu. I was half asleep when I went home. Eve gittiğimde yarı uyuyordum. Tom's not asleep. Tom uyumuyor. I was at home asleep. Evde uyuyordum. Are you asleep? Uyuyor musunuz? Tom is fast asleep in bed. Tom yatakta uyuyor. Tom was in his bed asleep. Tom yatağında uyuyordu. He was almost asleep when he heard his name called. Adının söylendiğini duyduğunda neredeyse uyuyordu. Is he asleep? O uyuyor mu? I think Tom is finally asleep. Bence Tom sonunda uyudu. The baby seems to be asleep. Bebek uyuyor gibi görünüyor. Tom and Mary are both asleep. Tom ve Mary uyuyor. Tom is probably asleep. Tom muhtemelen uyuyor. I'm not really asleep, just dozing. Aslında uyumuyorum, sadece uyukluyorum. Tom wasn't sure whether Mary was still asleep or not. Tom, Mary'nin hâlâ uyuyup uyumadığından emin değildi. Was Tom asleep? Tom uyuyor muydu? We found the boy sound asleep. Biz çocuğu mışıl mışıl uyurken bulduk. Tom is finally asleep. Tom sonunda uyudu. Tom is still asleep. Tom hala uyuyor. Tom didn't know Mary was still asleep. Tom, Mary'nin hâlâ uyuduğunu bilmiyordu. The man lay asleep all day long. Adam, bütün gün uyudu. I suggest you pretend you're asleep. Uyuyor gibi davranmanı öneriyorum. They're asleep. Onlar uyuyor. I think Tom is probably asleep. Sanırım Tom muhtemelen uyuyor. Do you think Tom is still asleep? Tom'un hâlâ uyuduğunu düşünüyor musun? Tom is already asleep, isn't he? Tom zaten uyuyor, değil mi? I wonder if Tom is really asleep. Acaba Tom gerçekten uyuyor mu? Wake me up when you get home if I'm asleep. Eğer uyuyorsam eve geldiğinde beni uyandır. Tom was in bed, asleep. Tom yataktaydı, uyuyordu. Tom and Mary are both asleep, aren't they? Tom ve Mary uyuyor, değil mi? Tom appears to be asleep. Tom uyuyor gibi görünüyor. I was annoyed that she was still asleep. Hâlâ uyuyor olması canımı sıktı. Tom saw that Mary was fast asleep in the hammock. Tom, Mary'nin hamakta uyuduğunu gördü. Tom saw that Mary was still asleep. Tom Mary'nin hâlâ uyuduğunu gördü. I was deep asleep. Mışıl mışıl uyuyordum. The cat was curled up asleep. Kedi kıvrılmış uyuyordu. I'm not asleep yet. Henüz uyumadım. The men are all asleep. Adamların hepsi uyuyor. Tom is already asleep. Tom çoktan uyudu. Is Tom still asleep? Tom hala uyuyor mu? Tom seems to be asleep. Tom uyuyor gibi görünüyor. Since he was very tired, he fell sound asleep. Çok yorgun olduğu için mışıl mışıl uyudu. He was almost asleep when he heard his name called. Adının çağrıldığını duyduğunda neredeyse uyuyordu. Is she asleep? Uyuyor mu? Everyone's still asleep. Herkes hala uyuyor. Everyone's still asleep. Herkes hâlâ uyuyor. Tom said Mary wasn't asleep. Tom, Mary'nin uyumadığını söyledi. I see Tom is still asleep. Tom'un hâlâ uyuduğunu görüyorum. Are the children already asleep? Çocuklar çoktan uyudu mu? She seems to be asleep. Uyuyor gibi görünüyor. I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed. Tom'un yatak odasına girdim ve onu yatağında uyurken gördüm. Tom lay on the couch sound asleep. Tom kanepede uzanmış mışıl mışıl uyuyordu. Tom looks half asleep. Tom yarı uyuyor gibi görünüyor. When I opened the door, I found him asleep. Kapıyı açtığımda onu uyurken buldum. Everyone is still asleep. Herkes hala uyuyor. They're not all asleep. Hepsi uyumuyor. Tom wasn't still asleep, was he? Tom hala uyumuyordu, değil mi? How long was I asleep? Ne kadar uyudum? Tom pretended he was still asleep. Tom hala uyuyormuş gibi yaptı. Is she asleep? O uyuyor mu? They're not all asleep. Onların hepsi uyumuyor. Aren't you asleep yet? Sen hâlâ uyumadın mı? Tom is apparently asleep. Tom görünüşe göre uyuyor. Mary sat on the edge of the bed and told Tom a story until he felt asleep. Mary yatağın kenarına oturdu ve Tom uyuyana kadar ona bir hikaye anlattı. Tom looks asleep. Tom uyuyor gibi görünüyor. I'm not asleep. Uyumuyorum. Are the children really asleep? Çocuklar gerçekten uyuyor mu? Tom is still asleep on the couch. Tom hala kanepede uyuyor. I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed. Tom'un yatak odasına girdim ve onun yatağında uyuduğunu gördüm. The children are upstairs asleep. Çocuklar üst katta uyuyor. I wonder if Tom is still asleep. Tom'un hâla uyuyup uyumadığını merak ediyorum. Tom is half asleep. Tom yarı uyuyor. We found the boy sound asleep. Çocuğu mışıl mışıl uyurken bulduk. Tom is in bed, asleep. Tom yatakta uyuyor. Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep. Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uyudu. Tom is fast asleep on the cot. Tom karyolada mışıl mışıl uyuyor. Were you asleep? Uyuyor muydunuz? He was lying asleep in the sun. Güneşin altında uzanmış uyuyordu. Tom is only pretending he's asleep. Tom sadece uyuyor numarası yapıyor. I think Tom is probably asleep. Bence Tom muhtemelen uyuyordur. Tom is still asleep in his room. Tom hala odasında uyuyor. I'm not asleep yet. Henüz uyumuyorum. Has anyone ever told you that you stop breathing when you're asleep? Hiç kimse size uyurken nefes almayı kestiğinizden bahsetti mi? When we got home, Tom was already asleep. Eve vardığımızda Tom çoktan uyumuştu. Why aren't you asleep? Neden uyumuyorsun? I wasn't asleep. Uyumuyordum. Is Tom already asleep? Tom çoktan uyudu mu? I found the boy sound asleep. Çocuğu mışıl mışıl uyurken buldum. Tom was still asleep. Tom hala uyuyordu. Tom and Mary found John asleep. Tom ve Mary, John'u uyurken buldular. They're asleep. Uyuyorlar. I was still asleep when Tom left this morning. Tom bu sabah gittiğinde ben hâlâ uyuyordum. Tom is probably still asleep. Tom muhtemelen hala uyuyor. Humans are asleep when they live, they wake up when they die. İnsanlar yaşarken uyurlar, ölünce uyanırlar. Aren't you asleep yet? Hâlâ uyumuyor musun? Tom was already asleep. Tom çoktan uyumuştu. Tom, are you asleep? Tom, uyuyor musun? Tom saw that Mary was still asleep. Tom, Mary'nin hâlâ uyuduğunu gördü. Do you think Tom is still asleep? Sence Tom hala uyuyor mudur? Was I asleep for long? Uzun süre uyudum mu? He's sound asleep. Mışıl mışıl uyuyor. I found the boy fast asleep. Çocuğu uyurken buldum. Is Tom still asleep? Tom hâlâ uyuyor mu? Tom is only pretending he's asleep. Tom sadece uyuyormuş gibi davranıyor. It's night and I'm still not asleep. Gece oldu ve ben hala uyumadım. When Tom got home, Mary was already asleep. Tom eve geldiğinde Mary zaten uyuyordu. He seems to be asleep. O, uyuyor gibi görünüyor. Tom and Mary are both asleep, aren't they? Tom ve Mary'nin ikisi de uyuyor, değil mi? Are you asleep? Uyuyor musun? That old man was sound asleep when the bear came. Ayı geldiğinde yaşlı adam uyuyordu. When he returned home, the kids were already asleep. Eve döndüğünde çocuklar çoktan uyumuştu. Tom isn't the only one who's asleep. Uyuyan tek kişi Tom değil. Tom is already asleep, isn't he? Tom çoktan uyudu, değil mi? Tom is almost asleep. Tom neredeyse uyuyor. My leg is still asleep. Bacağım hala uyuyor. Tom and Mary are both still asleep, aren't they? Tom ve Mary hala uyuyorlar, değil mi? Tom and Mary are now asleep. Tom ve Mary şu anda uyuyorlar. Tom is in bed, asleep, isn't he? Tom yatakta, uyuyor, değil mi? Tom wasn't asleep when I dropped by. Geçerken uğradığımda Tom uyumuyordu. Are the children asleep? Çocuklar uyuyor mu? I was almost asleep when the phone rang. Telefon çaldığında neredeyse uyuyordum. The man lay asleep all day long. Adam, bütün gün boyunca uyudu. My daughter is fast asleep. Kızım şu anda uyuyor. She found her baby still asleep. Bebeğini hala uyurken buldu. Tom looks like he's asleep. Tom uyuyor gibi görünüyor. I see he's still asleep. Onun hâlâ uyuduğunu görüyorum. Tom was in bed, asleep. Tom yatakta uyuyordu. Tom was still asleep when I left the house this morning. Bu sabah evden çıktığımda Tom hala uyuyordu. Tom is almost asleep, isn't he? Tom neredeyse uyuyor, değil mi? Tom is probably still asleep. Tom muhtemelen hâlâ uyuyor. Tom is still asleep, isn't he? Tom hâlâ uyuyor, değil mi? I was annoyed that she was still asleep. Onun hâlâ uyumasına kızdım. Tom said that Mary wasn't asleep. Tom, Mary'nin uyumadığını söyledi. Tom is finally asleep. Tom sonunda uyuyor. Tom wasn't sure whether Mary was still asleep or not. Tom Mary'nin hâlâ uyuyup uyumadığından emin değildi. The children are upstairs asleep. Çocuklar yukarıda uyuyor. My youngest brother is still asleep. En küçük kardeşim hala uyuyor. I wonder if Tom is still asleep. Acaba Tom hala uyuyor mu? Tom is apparently asleep. Görünüşe göre Tom uyuyor. When he returned home, the kids were already asleep. Eve döndüğü zaman, çocuklar çoktan uyumuştu. Tom is still asleep, isn't he? Tom hala uyuyor, değil mi? How long was I asleep? Ne kadar süre uyudum? He was almost asleep. Neredeyse uyuyordu. Tom still seems to be asleep. Tom hala uyuyor gibi görünüyor. Is Tom asleep? Tom uyuyor mu? Tom seemed to be asleep. Tom uyuyor görünüyordu. I see he's still asleep. Görüyorum ki hâlâ uyuyor. Tom is lying in bed, asleep. Tom yatağında uzanarak uyuyor. Tom was almost asleep. Tom neredeyse uyuyordu. My youngest brother is still asleep. En küçük erkek kardeşim hala uyuyor. Tom isn't the only one who's asleep. Tom uyuyan tek kişi değil. Mary wasn't still asleep, was she? Mary hala uyumuyordu, değil mi? Are you sure everyone's already asleep? Herkesin uyuduğundan emin misin? I think Tom is finally asleep. Sanırım Tom sonunda uyudu. When we got home, Tom was already asleep. Eve gittiğimizde Tom çoktan uyumuştu. I thought Tom was home asleep. Tom'un evde uyuduğunu düşündüm. Tom isn't asleep. Tom uyumuyor. Tom said he thought Mary wasn't asleep. Tom Mary'nin uyumadığını düşündüğünü söyledi. Aren't you asleep yet? Hâlâ uyumadın mı? Tom is still asleep in his room. Tom hâlâ odasında uyuyor. Why isn't Tom asleep? Tom neden uyumuyor? Tom is sound asleep in bed. Tom yatakta derin uyuyor. When Tom got home, Mary was already asleep. Tom eve geldiğinde Mary çoktan uyumuştu. Is he asleep? Adam uyuyor mu? Tom and Mary are now asleep. Tom ve Mary şimdi uyuyorlar. If you do that again, I'll come and cut your throat when you're asleep. Bunu bir daha yaparsan, sen uyurken gelip boğazını keserim. Tom isn't really asleep. Tom aslında uyumuyor. Tom said he thought Mary wasn't asleep. Tom, Mary'nin uyumadığını düşündüğünü söyledi. Tom is in bed, asleep. Tom yatakta, uyuyor. Tom and Mary were both asleep. Tom ve Mary ikisi de uyuyordu. Tom still seems to be asleep. Tom hâlâ uyuyor gibi görünüyor. Tom is still asleep on the couch. Tom hâlâ kanepede uyuyor. Show More (186)
2	asleep	uykuda	adj.
	I do not think one can say that Parliament has been asleep. Parlamentonun uykuda olduğunu söyleyebileceğimizi sanmıyorum. Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep. Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uykuya daldı. As he was so tired, he fell fast asleep. Çok yorulduğundan derin bir uykuya daldı. As he was so tired, he fell fast asleep. Öyle yorgundu ki derin bir uykuya daldı. As he was so tired, he fell fast asleep. O, çok yorgun olduğu için derin bir uykuya daldı. Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep. Tom yatağına uzandı ve kısa sürede uykuya dalıverdi. Tom looks like he's half asleep. Tom yarı uykuda gibi görünüyor. When the fire broke out, he was dead asleep. Yangın çıktığında, o derin uykudaydı. Tom said that Mary wasn't asleep. Tom Mary'nin uykuda olmadığını söyledi. I found the boy fast asleep. Çocuğu uykuya dalmış buldum. I'm still half asleep. Ben hâlâ yarı uykudayım. Tom fell back asleep. Tom tekrar uykuya daldı. Humans are asleep when they live, they wake up when they die. İnsanlar yaşarken uykudadır, öldüklerinde uyanırlar. You should be asleep. Uykuda olmanız lazım. The little boy was asleep in his bed. Küçük çocuk yatağında uykudaydı. Tom said Mary wasn't asleep. Tom Mary'nin uykuda olmadığını söyledi. Tom isn't asleep. Tom uykuda değil. Everybody is asleep. Herkes uykuda. The young Queen was over twenty years old, not reckoning the hundred years she had been asleep. Genç Kraliçe, uykuda geçirdiği yüz yılı hesaba katmazsak, yirmi yaşından fazlaydı. Tom is already sound asleep. Tom çoktan uykuya daldı. Tom thought Mary was asleep, but she was awake. Tom, Mary'nin uykuda olduğunu düşündü ama o uyanıktı. The baby seemed to be fast asleep. Bebek uykuya dalmış gibi görünüyordu. Tom was still asleep. Tom hala uykudaydı. The baby was sound asleep in her mother's arms. Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı. I fell asleep. Uykuya gittim. The city is asleep. Şehir uykuda. Tom was half asleep. Tom yarı uykudaydı. The baby was sound asleep. Bebek uykuya daldı. Both dogs are asleep. Her iki köpek uykuda. Mary thought that Tom was asleep. Mary, Tom'un uykuda olduğunu düşündü. Tom wasn't still asleep, was he? Tom hâlâ uykuda değildi, değil mi? The child was asleep in bed. Çocuk, yatakta uykudaydı. Tom was fast asleep when the telephone rang. Telefon çaldığında Tom derin bir uykudaydı. Tom is half asleep. Tom yarı uykuda. Tom said Mary was asleep. Tom Mary'nin uykuda olduğunu söyledi. Was I asleep for long? Uzun süre uykuda mıydım? Tom and Mary found John asleep. Tom and Mary John'ı uykuda buldu. Mary wasn't still asleep, was she? Mary henüz uykuda değildi, değil mi? As soon as Pinocchio was in bed, he fell fast asleep and began to dream. Pinokyo yatağına girer girmez derin bir uykuya daldı ve rüya görmeye başladı. I was deep asleep. Derin uykudaydım. Tom fell back asleep. Tom yine uykuya daldı. He's sound asleep. O, deliksiz uykuda. Tom is lying in bed, asleep. Tom yatakta yatıyor, uykuda. The baby seems to be asleep. Bebek, uykuda gibi görünüyor. Tom said he thought Mary was asleep. Tom, Mary'nin uykuda olduğunu düşündüğünü söyledi. Tom looks asleep. Tom uykuda görünüyor. He lay asleep in the bed. O, yatakta uykuya yattı. Not all of them are asleep. Hepsi uykuda değil. You look half asleep. Sen yarı uykuda görünüyorsun. As he was so tired, he fell fast asleep. O, çok yorgun olduğu için hızla uykuya daldı. As he was so tired, he fell fast asleep. Çok yorgun olduğu için derin bir uykuya daldı. Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep. Tom yatağına uzandı ve çok geçmeden uykuya daldı. I was deep asleep. Derin bir uykudaydım. I wonder if Tom is really asleep. Tom'un gerçekten uykuda olup olmadığını merak ediyorum. He was fast asleep. Derin bir uykudaydı. Since he was very tired, he fell sound asleep. Çok yorgun olduğu için derin bir uykuya daldı. Show More (53)
3	asleep	uyuşmuş	adj.
	His feet were asleep. Ayakları uyuşmuştu. His feet were asleep. Onun ayakları uyuşmuştu. My foot fell asleep. Ayağım uyuştu. My right hand has fallen asleep. Sağ elim uyuştu. Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up. Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı. My foot's asleep again! Ayağım tekrar uyuştu! My left hand fell asleep. Sol elim uyuştu. My left arm is asleep. Sol kolum uyuşmuş. My foot's asleep again! Ayağım yine uyuştu! His right leg was asleep. Sağ bacağı uyuşuyordu. My left foot is asleep. Benim sol ayağım uyuştu. My left foot just fell asleep. Sol ayağım az önce uyuştu. Show More (9)
4	asleep	uyuşuk	adj.
	My leg is still asleep. Bacağım hâlâ uyuşuk. Show More (-2)