|
- The gods will be pleased.
- Tanrılar memnun olacak.
- I'm pleased to finally meet you.
- Sonunda tanıştığımıza memnun oldum.
- I think Tom would be pleased.
- Bence Tom memnun olacaktır.
- I have a feeling you're going to be very pleased.
- İçimde çok memnun olacağına dair bir his var.
- She won't be pleased.
- Memnun olmaz.
- It looks like Tom is pleased.
- Tom memnun oldu gibi görünüyor.
- Tom said Mary is pleased.
- Tom, Mary'nin memnun olduğunu söyledi.
- Tom said he's pleased.
- Tom memnun olduğunu söyledi.
- He won't be pleased.
- Memnun olmaz.
- Tom said Mary was pleased.
- Tom Mary'nin memnun olduğunu söyledi.
- I could tell that Tom wasn't pleased.
- Tom'un memnun olmadığı belliydi.
- I am very pleased to hear the news.
- Haberi duyduğuma çok memnun oldum.
- Tom will be really pleased to see you.
- Tom sizi gördüğüne gerçekten memnun olacak.
- I'd be only too pleased to help you!
- Size yardım etmekten çok memnun olacağım!
- Tom is likely going to be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olacak.
- Tom is going to really be pleased.
- Tom gerçekten memnun olacak.
- So pleased to meet you.
- Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
- Tom didn't seem pleased to see me.
- Tom beni gördüğüne memnun olmamış gibiydi.
- We're very pleased.
- Çok memnun olduk.
- Why wouldn't Tom be pleased?
- Tom neden memnun olmasın ki?
- Tom won't likely be pleased.
- Tom pek memnun olmayacaktır.
- He will be really pleased.
- O gerçekten memnun olacak.
- Tom said Mary was likely to be pleased.
- Tom, Mary'nin memnun olacağını söyledi.
- I would be very pleased to go with you.
- Seninle gitmekten çok memnun olurum.
- I would be very pleased if you did this for me.
- Bunu benim için yaparsanız çok memnun olurum.
- Tom said Mary is pleased.
- Tom Mary'nin memnun olduğunu söyledi.
- My name's Cyril; pleased to meet you!
- Benim adım Cyril; tanıştığımıza memnun oldum!
- I can't tell you how pleased I am.
- Ne kadar memnun olduğumu sana söyleyemem.
- Tom was pleased, but Mary wasn't.
- Tom memnun oldu ama Mary değildi.
- I didn't think Tom would be so pleased.
- Tom'un bu kadar memnun olacağını sanmıyordum.
- I think you'll be very pleased.
- Bence çok memnun olacaksınız.
- I'm pleased to finally meet you.
- Sonunda seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I think Tom would be pleased.
- Sanırım Tom memnun olurdu.
- I thought Tom would be pleased.
- Tom'un memnun olacağını düşündüm.
- I'm really pleased at the news of your marriage.
- Ben evlilik haberine gerçekten memnun oldum.
- Tom is likely to be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olacak.
- I'm pleased you like it.
- Bunu beğendiğinize memnun oldum.
- I am very pleased.
- Çok memnun oldum.
- Tom was secretly pleased.
- Tom gizlice memnun oldu.
- We'd be pleased if the two of you could join us.
- Siz ikiniz bize katılabilirseniz memnun oluruz.
- I'm especially pleased to meet you.
- Sizinle tanıştığıma özellikle memnun oldum.
- You're going to be pleased.
- Memnun olacaksın.
- Tom was very pleased.
- Tom çok memnun oldu.
- He was very pleased when he saw him.
- Onu görünce çok memnun oldu.
- Tom would be pleased.
- Tom memnun olurdu.
- I should be very pleased if you could come.
- Gelebilirseniz çok memnun olurum.
- I didn't think Tom would be so pleased.
- Tom'un bu kadar memnun olacağını düşünmemiştim.
- I'm very pleased.
- Çok memnun oldum.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary went out on a date with John.
- Mary, John ile çıkarsa Tom bundan kesinlikle memnun olmaz.
- Tom said that Mary wasn't pleased.
- Tom, Mary'nin memnun olmadığını söyledi.
- I'm very pleased to meet you.
- Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
- They'll be pleased.
- Onlar memnun olacaklar.
- She was very pleased when her son returned home safe and sound.
- Oğlu eve kazasız belasız döndüğünde çok memnun oldu.
- Hey, I thought you'd be pleased.
- Hey, memnun olacağını düşünmüştüm.
- Tom would be very pleased.
- Tom çok memnun olurdu.
- Tom is pleased at his success.
- Tom başarısına memnun oldu.
- He will be really pleased.
- Çok memnun olacak.
- Tom will be really pleased.
- Tom çok memnun olacak.
- I'm very pleased to meet you.
- Seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
- I'm also very pleased to have seen you.
- Ben de sizi gördüğüme çok memnun oldum.
- We are truly pleased.
- Gerçekten çok memnun olduk.
- He won't be pleased.
- O memnun olmayacak.
- Pleased to meet you.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- I wasn't pleased.
- Memnun olmadım.
- Tom will be really pleased.
- Tom gerçekten memnun olacaktır.
- I would be very pleased to go with you.
- Sizinle gelmekten çok memnun olurum.
- I don't think Tom was pleased.
- Tom'un memnun olduğunu sanmıyorum.
- Tom said he was pleased.
- Tom memnun olduğunu söyledi.
- I am pleased that you have passed the exam.
- Sınavı geçtiğine memnun oldum.
- I was very pleased.
- Çok memnun oldum.
- Hey, I thought you'd be pleased.
- Hey, ben memnun olacağını düşündüm.
- They said they were pleased.
- Memnun olduklarını söylediler.
- I was really pleased.
- Çok memnun olmuştum.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse Tom kesinlikle memnun olmazdı.
- Tom is going to be pleased.
- Tom memnun olacak.
- I am pleased at your success.
- Başarınızdan memnun oldum.
- He was very pleased when he saw him.
- Onu gördüğünde çok memnun oldu.
- Tom will be very pleased.
- Tom çok memnun olacak.
- She was very pleased.
- Çok memnun oldu.
- Tom wouldn't be pleased.
- Tom memnun olmazdı.
- She won't be pleased.
- Memnun olmayacak.
- They'll be pleased.
- Memnun olacaklar.
- I can't tell you how pleased I am.
- Ne kadar memnun olduğumu anlatamam.
- I'm pleased to make your acquaintance.
- Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
- You'd be pleased, I think.
- Sanırım memnun olurdun.
- Your supervisor will be quite pleased.
- Amirin çok memnun olacak.
- Tom told me that he's pleased.
- Tom bana memnun olduğunu söyledi.
- Tom will be pleased.
- Tom memnun olacak.
- Your teacher won't be pleased.
- Öğretmeniniz memnun olmayacak.
- We'd be pleased if the two of you could join us.
- İkiniz de bize katılırsanız memnun oluruz.
- Give her these roses, and she will be pleased.
- Ona bu gülleri verin, memnun olacaktır.
- Tom is likely to be pleased.
- Tom büyük olasılıkla memnun olacak.
- Tom will really be pleased.
- Tom gerçekten memnun olacak.
- I'm especially pleased to meet you.
- Seninle tanıştığıma özellikle memnun oldum.
- I was not pleased.
- Ben memnun olmadım.
- I am always pleased when I find a reason to say hello to you.
- Sana merhaba demek için bir neden bulduğumda hep memnun oluyorum.
- I'm pleased to meet you.
- Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
- Tom said Mary was pleased.
- Tom, Mary'nin memnun olduğunu söyledi.
- Tom is going to be very pleased.
- Tom çok memnun olacak.
- Investors were pleased.
- Yatırımcılar memnun oldu.
- Tom told me that he thought Mary was pleased.
- Tom bana Mary'nin memnun olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me he was pleased.
- Tom bana memnun olduğunu söyledi.
- She was very pleased when her son returned home safe and sound.
- Oğlu eve sağ salim döndüğünde çok memnun olmuştu.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Pleased to meet you, Tom.
- Tanıştığımıza memnun oldum, Tom.
- Tom said Mary was likely to be pleased.
- Tom Mary'nin muhtemelen memnun olacağını söyledi.
- Pleased to meet you, Tom.
- Seninle tanıştığıma memnun oldum, Tom.
- I could tell that Tom wasn't pleased.
- Tom'un memnun olmadığını söyleyebilirim.
- I am very pleased to hear of your success.
- Başarınızı duyduğuma çok memnun oldum.
- I'm pleased.
- Memnun oldum.
- Tom will probably be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olacak.
- Mary was secretly pleased.
- Mary gizlice memnun oldu.
- I couldn't be more pleased.
- Daha fazla memnun olamazdım.
- President Roosevelt was pleased.
- Başkan Roosevelt memnun oldu.
- Your teacher won't be pleased.
- Öğretmenin memnun olmayacak.
- I'm pleased to meet you.
- Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- Tom won't likely be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olmayacak.
- Tom seemed pleased to see me.
- Tom beni gördüğüne memnun olmuş gibiydi.
- Tom will likely be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olacak.
- Tom won't be pleased.
- Tom memnun olmayacak.
- Tom said that Mary was pleased.
- Tom Mary'nin memnun olduğunu söyledi.
- I'd be only too pleased to help you!
- Size yardım etmekten çok memnun olurum!
- Tom wasn't pleased, but Mary was.
- Tom memnun olmadı ama Mary memnun oldu.
- We would be very pleased if you paid us a visit.
- Bizi ziyaret ederseniz çok memnun oluruz.
- I suspect Tom and Mary are pleased.
- Tom ve Mary'nin memnun olduğundan şüpheleniyorum.
- I'm pleased to see you.
- Seni gördüğüme memnun oldum.
- I'm very pleased to meet you, too.
- Ben de seninle tanıştığıma çok memnun oldum.
- Tom will likely be pleased.
- Tom muhtemelen memnun olacaktır.
- Tom was pleased because he did a good thing.
- Tom memnun oldu çünkü iyi bir şey yaptı.
- I think you'll be pleased.
- Bence memnun olacaksınız.
Show More (127)
|