behave - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
behave davranmak v.
  • That the Council should behave in this way leaves me baffled.
  • Konsey'in bu şekilde davranması beni şaşırtıyor.
  • Until recently the focus has been on ensuring that Muslims behave in accordance with Islam.
  • Yakın zamana kadar odak noktası Müslümanların İslam'a uygun davranmalarını sağlamaktı.
  • Companies are increasingly being expected to behave in an ethical and socially responsible manner.
  • Şirketlerin etik ve sosyal açıdan sorumlu bir şekilde davranmaları giderek daha fazla beklenmektedir.
Show More (79)
behave uslu durmak v.
  • Tom asked Mary to behave herself.
  • Tom Mary'den uslu durmasını istedi.
  • Mother told me to behave myself.
  • Annem bana uslu durmamı söyledi.
  • I wish my children would behave themselves.
  • Keşke çocuklarım uslu dursaydı.
Show More (12)
behave terbiyeli olmak v.
  • You have to behave in the church.
  • Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.
  • Boys can be trained to behave.
  • Erkek çocuklar terbiyeli olmak için eğitilebilirler.
Show More (-1)
behave terbiyesini takınmak v.
  • I'm constantly telling her to behave herself.
  • Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
Show More (-2)