|
- Pretty nice early birthday present if I do say so myself.
- Epey güzel bir erken doğum günü hediyesi olur, benden söylemesi.
- Pretty nice early birthday present if I do say so myself.
- Kendi adıma söylemem gerekirse oldukça güzel bir erken doğum günü hediyesi.
- Jeff wore the tie which Kim had given him for a birthday present.
- Jeff, Kim'in ona doğum günü hediyesi olarak verdiği kravatı taktı.
- I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- My aunt sent me a birthday present.
- Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.
- They have never forgotten to send their mother a birthday present.
- Onlar annelerine bir doğum günü hediyesi göndermeyi hiç unutmadılar.
- Tom wanted to give Mary a birthday present.
- Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi vermek istedi.
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Amcam her yıl bana bir doğum günü hediyesi gönderir.
- I still need to buy a birthday present for Tom.
- Tom'a hâlâ bir doğum günü hediyesi almam gerekiyor.
- Tom borrowed thirty dollars from Mary to buy John a birthday present.
- Tom, John'a doğum günü hediyesi almak için Mary'den 30 dolar borç aldı.
- I don't know about you guys, but I'm buying Tom a birthday present.
- Sizi bilmem ama ben Tom'a bir doğum günü hediyesi alacağım.
- Tom bought Mary a birthday present.
- Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi aldı.
- I sent her birthday present bу post.
- Onun doğum günü hediyesini postayla gönderdim.
- He never fails to send a birthday present to his father.
- Babasına doğum günü hediyesi göndermeyi hiç aksatmaz.
- Did you get a birthday present from him this year?
- Bu yıl ondan doğum günü hediyesi almış mıydın?
- Tom hasn't given Mary a birthday present since they were both thirteen.
- Tom, Mary'ye on üç yaşından beri doğum günü hediyesi vermemişti.
- Tom borrowed thirty dollars from Mary to buy John a birthday present.
- Tom John'a bir doğum günü hediyesi almak için Mary'den otuz dolar ödünç aldı.
- They have never forgotten to send their mom a birthday present.
- Annelerine doğum günü hediyesi göndermeyi hiç unutmadılar.
- We all chipped in to buy our teacher a birthday present.
- Öğretmenimize doğum günü hediyesi almak için hepimiz para topladık.
- We have to buy Tom a birthday present.
- Tom'a bir doğum günü hediyesi almalıyız.
- He hid his child's birthday present behind the couch.
- Çocuğunun doğum günü hediyesini koltuğun arkasına sakladı.
- He gave me a very nice birthday present.
- Bana çok güzel bir doğum günü hediyesi aldı.
- He hid his child's birthday present behind the couch.
- Çocuğunun doğum günü hediyesini kanepenin arkasına saklamış.
- She is unwrapping her birthday present.
- Doğum günü hediyesinin paketini açıyor.
- We chose Mary a good birthday present.
- Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
- Tom wanted Mary to buy John a birthday present.
- Tom Mary'nin John'a bir doğum günü hediyesi almasını istedi.
- She gave me an album as a birthday present.
- O bana doğum günü hediyesi olarak bir albüm verdi.
- They opened their birthday presents.
- Doğum günü hediyelerini açtılar.
- We bought Tom a birthday present.
- Biz Tom'a bir doğum günü hediyesi aldık.
- I am sending you a birthday present by air mail.
- Sana hava yoluyla bir doğum günü hediyesi gönderiyorum.
- You've never forgotten to send your mother a birthday present.
- Annene doğum günü hediyesi göndermeyi hiç unutmadın.
- My mother sent me a birthday present.
- Annem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.
- Tom never fails to send a birthday present to his father.
- Tom babasına bir doğum günü hediyesi göndermeyi asla ihmal etmez.
- I helped Tom choose a birthday present for Mary.
- Tom'un Mary için bir doğum günü hediyesi seçmesine yardım ettim.
- Tom gave Mary a birthday present.
- Tom Mary'ye bir doğum günü hediyesi verdi.
- Dan borrowed 50 dollars from Matt to buy Linda a birthday present.
- Dan, Linda'ya bir doğum günü hediyesi almak için Matt'ten 50 dolar ödünç para aldı.
- The girl opened up her birthday present and smiled.
- Kız doğum günü hediyesini açtı ve gülümsedi.
- I will give you this bicycle as a birthday present.
- Bu bisikleti sana bir doğum günü hediyesi olarak vereceğim.
- I helped Tom choose a birthday present for Mary.
- Tom'a Mary için bir doğum günü hediyesi seçmesinde yardım ettim.
- She bought him a nice birthday present.
- Karısı da ona güzel bir doğum günü hediyesi aldı.
- If you don't act like a good boy, you won't get a birthday present.
- İyi bir çocuk gibi davranmazsan, doğum günü hediyesi alamazsın.
- My grandfather gave me a birthday present.
- Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
- She gave me a watch for a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak bana bir saat verdi.
- Did you receive a birthday present from him this year?
- Bu yıl ondan doğum günü hediyesi aldın mı?
- Tom should've given Mary a birthday present.
- Tom Mary'ye doğum günü hediyesi vermeliydi.
- He got more birthday presents than me.
- Ona benden daha çok doğum günü hediyesi alınmıştı.
- He gave her a birthday present.
- Ona bir doğum günü hediyesi aldı.
- Did you get a birthday present for him this year?
- Bu yıl ona bir doğum günü hediyesi aldın mı?
- I am sending you a birthday present by air mail.
- Size hava postası ile bir doğum günü hediyesi gönderiyorum.
- Did you get a birthday present from him this year?
- Bu yıl ondan bir doğum günü hediyesi aldın mı?
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Dayım bana her sene doğum günü hediyesi yolluyor.
- Tom gave Mary a birthday present.
- Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi verdi.
- Let's collect some money to buy her that birthday present.
- Ona o doğum günü hediyesini almak için biraz para toplayalım.
- I'm sending you a birthday present by airmail.
- Sana hava postasıyla bir doğum günü hediyesi gönderiyorum.
- Tom wanted Mary to buy John a birthday present.
- Tom, Mary'den John'a bir doğum günü hediyesi almasını istedi.
- If you don't act like a good girl, you won't get a birthday present.
- Eğer iyi bir kız gibi davranmazsan, doğum günü hediyesi alamazsın.
- They have never forgotten to send their mother a birthday present.
- Annelerine doğum günü hediyesi göndermeyi asla unutmadılar.
- He bought an expensive birthday present for his wife.
- Karısına pahalı bir doğum günü hediyesi aldı.
- Jeff wore the tie Kim had given him for a birthday present.
- Jeff, Kim'in ona doğum günü hediyesi olarak verdiği kravatı taktı.
- We chose her a nice birthday present.
- Ona güzel bir doğum günü hediyesi seçtik.
- We still need to buy Tom a birthday present.
- Bizim hâlâ Tom'a bir doğum günü hediyesi almamız gerekiyor.
- She gave me a watch for a birthday present.
- Doğum günü hediyesi için bana bir saat verdi.
- He bought an expensive birthday present for his wife.
- Karısına pahalı bir doğum günü hediyesi almış.
- Mary said she wished she hadn't forgotten to buy a birthday present for Tom.
- Mary, Tom'a doğum günü hediyesi almayı unutmamış olmayı dilediğini söyledi.
- Tom forgot to buy a birthday present for Mary.
- Tom Mary için bir doğum günü hediyesi almayı unuttu.
- They have never forgotten to send their mom a birthday present.
- Onlar annelerine bir doğum günü hediyesi göndermeyi asla unutmadı.
- I'm going to give Tom this bicycle as a birthday present.
- Tom'a doğum günü hediyesi olarak bu bisikleti vereceğim.
- This was a birthday present from him.
- Bu ondan gelen bir doğum günü hediyesiydi.
- Did you receive a birthday present from him this year?
- Bu yıl ondan bir doğum günü hediyesi aldın mı?
- He gave her a birthday present.
- Ona bir doğum günü hediyesi verdi.
- He gave me a very nice birthday present.
- Bana çok güzel bir doğum günü hediyesi verdi.
- She is unwrapping her birthday present.
- O doğum günü hediyesini açıyor.
- This was a birthday present from him.
- Bu ondan bir doğum günü hediyesiydi.
- I bought a pen for your birthday present.
- Doğum günü hediyen olarak sana bir dolma kalem aldım.
- Tom forgot to buy a birthday present for Mary.
- Tom, Mary için doğum günü hediyesi almayı unuttu.
- I'm going to give Tom this bicycle as a birthday present.
- Tom'a bu bisikleti bir doğum günü hediyesi olarak vereceğim.
- He never fails to send a birthday present to his father.
- Babasına bir doğum günü hediyesi göndermeyi asla ihmal etmez.
- You've never forgotten to send your mother a birthday present.
- Sen annene bir doğum günü hediyesi göndermeyi asla unutmadın.
- I've already given Tom his birthday present.
- Tom'a doğum günü hediyesini çoktan verdim.
- I bet Tom liked his birthday present.
- Tom'un doğum günü hediyesini sevdiğinden eminim.
- He got more birthday presents than me.
- Benden daha fazla doğum günü hediyesi aldı.
- He gave me an album as a birthday present.
- Bana doğum günü hediyesi olarak bir albüm verdi.
- I got you a pen as a birthday present.
- Sana doğum günü hediyesi olarak bir kalem aldım.
- Tom should've given Mary a birthday present.
- Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi vermeliydi.
- She gave me an album as a birthday present.
- Bana doğum günü hediyesi olarak bir albüm verdi.
- I'm going to buy myself a birthday present.
- Kendime bir doğum günü hediyesi alacağım.
- Can I have some money to buy Tom a birthday present?
- Tom'a doğum günü hediyesi almak için biraz para alabilir miyim?
- I didn't get any birthday presents this year.
- Bu yıl hiç doğum günü hediyesi almadım.
- If you don't act like a good boy, you won't get a birthday present.
- İyi bir erkek çocuğu gibi davranmazsan bir doğum günü hediyesi almazsın.
- Did you get a birthday present for him this year?
- Bu yıl ona doğum günü hediyesi aldın mı?
- I received my birthday present.
- Doğum günü hediyemi aldım.
- I don't know about you guys, but I'm buying Tom a birthday present.
- Sizi bilmem ama ben Tom'a doğum günü hediyesi alacağım.
- We bought Tom a birthday present.
- Tom'a bir doğum günü hediyesi aldık.
- He gave me an album as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak bana bir albüm verdi.
- Can I have some money to buy Tom a birthday present?
- Tom'a doğum günü hediyesi satın almak için biraz para alabilir miyim?
- She bought him a nice birthday present.
- Ona güzel bir doğum günü hediyesi almış.
- It is kind of you to give me a birthday present.
- Bana doğum günü hediyesi vermen çok nazik bir davranış.
- I bought a pen for your birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana bir tükenmez kalem aldım.
- She bought him a birthday present.
- Ona bir doğum günü hediyesi aldı.
- Dan borrowed 50 dollars from Matt to buy Linda a birthday present.
- Dan, Linda'ya doğum günü hediyesi almak için Matt'ten 50 dolar borç aldı.
- I bet Tom liked his birthday present.
- Eminim Tom doğum günü hediyesini beğenmiştir.
- I still need to buy a birthday present for Tom.
- Hâlâ Tom için bir doğum günü hediyesi almam gerekiyor.
- He spent all the money he had to buy her a birthday present.
- Tüm parasını ona doğum günü hediyesi almak için harcadı.
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Amcam bana her yıl doğum günü hediyesi gönderir.
- We have to buy Tom a birthday present.
- Tom'a bir doğum günü hediyesi almak zorundayız.
- I sent her birthday present bу post.
- Doğum günü hediyesini postayla gönderdim.
- We still need to buy Tom a birthday present.
- Hâlâ Tom'a doğum günü hediyesi almamız gerekiyor.
- I've already given Tom his birthday present.
- Tom'a doğum günü hediyesini zaten verdim.
Show More (105)
|
