broadly - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
broadly genel olarak adj., adv.
  • I can broadly support the Commission's proposal.
  • Komisyon'un önerisini genel olarak destekliyorum.
  • It is right that we should take note of the OAU monitors, who thought that the elections were broadly fair.
  • Seçimlerin genel olarak adil olduğunu düşünen Afrika Birliği Örgütü gözlemcilerini dikkate almamız doğru olacaktır.
  • Turning to the van den Burg report, the Commission broadly welcomes this report.
  • Van den Burg raporuna dönecek olursak, Komisyon bu raporu genel olarak memnuniyetle karşılamaktadır.
Show More (23)
broadly geniş adv.
  • Europe's decision-makers must be able to create a broadly based confidence in the EU as a partner in the Middle East.
  • Avrupa'nın karar alıcıları, Orta Doğu'da bir ortak olarak AB'ye yönelik geniş tabanlı bir güven yaratabilmelidir.
  • Scientific findings need to be made broadly available.
  • Bilimsel bulguların geniş kitlelere ulaştırılması gerekmektedir.
  • We must move from a narrow ethics based on orthodox religion to a broadly based social ethics.
  • Ortodoks dine dayalı dar bir etikten geniş tabanlı bir sosyal etiğe geçmeliyiz.
Show More (6)