1 |
bully |
zorbalık etmek |
v. |
|
- See, Mom, she always bullied me and nothing's changed.
- Gördün mü anne, bana hep zorbalık etti ve hiçbir şey değişmedi.
- Dan bullied one of his classmates.
- Dan sınıf arkadaşlarından birine zorbalık etti.
- Tom has been bullying other kids at school.
- Tom okulda diğer çocuklara zorbalık ediyor.
- He used to bully his friends.
- Arkadaşlarına zorbalık ederdi.
- Tom was often bullied in school.
- Tom'a okulda sık sık zorbalık edildi.
- Dan has been bullying me for months.
- Dan bana aylardır zorbalık ediyor.
- Tom has been bullying me for months.
- Tom aylardır bana zorbalık ediyor.
- They bullied me.
- Onlar bana zorbalık etti.
- I heard that he was bullying at the school.
- Onun okulda zorbalık ettiğini duydum.
- I used to get bullied in school.
- Bana okulda sık sık zorbalık edildi.
- They bullied me.
- Bana zorbalık ettiler.
- Mary was bullied by the other girls.
- Mary'ye diğer kızlar tarafından zorbalık edildi.
- Sami started bullying Layla.
- Sami Leyla'ya zorbalık etmeye başladı.
- You're bullying someone smaller than you again!
- Yine senden küçük birine zorbalık ediyorsun!
- Dan will no longer bully me.
- Dan bana artık zorbalık etmeyecek.
- Stop bullying her.
- Ona zorbalık etmeyi bırak.
- That big boy is bullying the little children.
- O büyük oğlan, küçük çocuklara zorbalık ediyor.
- Tom was bullied by the other boys.
- Tom'a diğer çocuklar tarafından zorbalık edildi.
- Tom was warned not to bully Mary again.
- Tom, Mary'ye bir daha zorbalık etmemesi konusunda ikaz edildi.
- Sami started bullying Layla.
- Sami, Layla'ya zorbalık etmeye başladı.
- He just loves to bully people.
- İnsanlara zorbalık etmeyi seviyor.
- Don't bully me.
- Bana zorbalık etme.
- Stop bullying him.
- Ona zorbalık etmeyi bırak.
Show More (20)
|
2 |
bully |
kabadayı |
n. |
|
- Tom is a bully.
- Tom bir kabadayıdır.
- Every school has a schoolyard bully.
- Her okulda bir kabadayı vardır.
- Every school has a schoolyard bully.
- Her okulun bir okul bahçesi kabadayısı vardır.
- I'm not afraid of schoolyard bullies.
- Okul bahçesindeki kabadayılardan korkmuyorum.
- Go and beat up that bully.
- Git ve o kabadayıyı döv.
- There's a bully at school.
- Okulda bir kabadayı var.
- Every playground has its bully.
- Her oyun parkının kabadayısı vardır.
- Tom is a bully.
- Tom bir kabadayı.
- You were a bully in high school.
- Lisedeyken kabadayıydın.
- Tom's a bully, just like John is.
- Tom bir kabadayı, tıpkı John gibi.
- Tom was a bully when he was a teenager.
- Tom gençken bir kabadayıydı.
- That guy is a bully.
- O adam bir kabadayı.
- Dan doesn't like street bullies like you.
- Dan senin gibi sokak kabadayılarını sevmez.
Show More (10)
|
3 |
bully |
zorba |
n. |
|
- There's a bully at school.
- Okulda bir zorba var.
- Dan doesn't like street bullies like you.
- Dan senin gibi sokak zorbalarını sevmiyor.
- That guy is a bully.
- O adam bir zorba.
- Don't be a bully.
- Bir zorba olmayın.
- I'm not a bully.
- Ben zorba değilim.
- Tom was a bully when he was a teenager.
- Tom ergenken bir zorbaydı.
- You're a bully.
- Sen bir zorbasın.
- You were a bully in high school.
- Sen lisede bir zorbaydın.
- Layla struggled with bullies at school.
- Layla okulda zorbalarla mücadele ediyordu.
Show More (6)
|
4 |
bully |
sataşmak |
v. |
|
- Tom gets bullied a lot.
- Tom'a çok sataşılıyor.
- He loves to bully younger students.
- Kendinden küçük öğrencilere sataşmayı seviyor.
Show More (-1)
|
5 |
bully |
zorlamak |
v. |
|
- So you are saying you would keep the Irish people in the dark and bully them into voting 'yes'.
- Yani İrlanda halkını karanlıkta tutacağınızı ve 'evet' oyu vermeleri için zorlayacağınızı söylüyorsunuz.
Show More (-2)
|
6 |
bully |
dayılanmak |
v. |
|
- Sami was bullying Layla.
- Sami, Leyla'ya dayılanıyordu.
Show More (-2)
|
7 |
bully |
kabadayılık etmek |
v. |
|
- Don't bully me.
- Bana kabadayılık etme.
Show More (-2)
|