|
- It is also a question of buying the cleanest form of fuel.
- Bu aynı zamanda en temiz yakıt türünü satın alma meselesidir.
- In addition, this would make the line between donating money and buying votes a very fine one.
- Ayrıca bu, para bağışlamak ile oy satın almak arasındaki çizgiyi de çok ince bir çizgi haline getirecektir.
- It is the consumers themselves who will bring in a moratorium on buying them.
- Bunları satın alma konusunda moratoryum getirecek olan tüketicilerin kendileridir.
- Okay, being a godmother isn't all about buying stuff.
- Tamam, vaftiz anne olmak sadece bir şeyler satın almak değildir.
- Spending money doesn't make me happy, but buying things does.
- Para harcamak beni mutlu etmiyor, ama bir şeyler satın almak mutlu ediyor.
- I've given up on the idea of buying a house.
- Bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.
- Tom told Mary he was interested in buying one of her paintings.
- Tom Mary'ye onun resimlerinden birini satın almak istediğini söyledi.
- Buying and consuming cannabis is prohibited by law in many countries.
- Esrar satın almak ve tüketmek birçok ülkede kanunen yasaktır.
- Buying and consuming cannabis is prohibited by law in many countries.
- Esrar satın almak ve tüketmek birçok ülkede kanunen yasaklanmıştır.
- He was looking into the possibility of buying a house.
- O bir ev satın alma olasılığına bakıyordu.
- Buying an apartment is both exciting and scary.
- Bir daire satın almak hem heyecan verici hem de korkutucu.
- He looked into the possibility of buying a house.
- Bir ev satın alma olasılığını araştırıyordu.
- I gave up on the idea of buying a house.
- Ben bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.
- Tom wants me to give him some advice on buying stocks.
- Tom hisse senedi satın alma konusunda ona bazı tavsiyeler vermemi istiyor.
- I told Tom that I was interested in buying one of his paintings.
- Tom'a resimlerinden birini satın almak istediğimi söyledim.
- Buying an apartment is both exciting and scary.
- Daire satın almak hem heyecan verici, hem de ürkütücüdür.
- Sometimes, buying a cheaper product will cost you more in the long run.
- Bazen, daha ucuz bir ürün satın almak uzun vadede size daha fazlaya mal olacaktır.
- He was looking into the possibility of buying a house.
- Bir ev satın alma olasılığını araştırıyordu.
- I think we may have something that you'd be interested in buying.
- Sanırım satın almak isteyeceğiniz bir şeyimiz olabilir.
- He worked hard for the purpose of buying a foreign car.
- O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.
- Girls, open your eyes, marriage isn't buying a horse.
- Kızlar, gözlerinizi açın, evlilik bir at satın almak değildir.
- He looked into the possibility of buying a house.
- O bir ev satın alma olasılığına baktı.
- We do not anticipate their buying a new car.
- Yeni bir araba satın alacaklarını öngörmüyoruz.
- I'd consider buying that if you'd sell it to me for a reasonable price.
- Bunu bana makul bir fiyata satarsanız almayı düşünürüm.
- Girls, open your eyes, marriage isn't buying a horse.
- Kızlar, gözlerinizi açın, evlilik at satın almak değildir.
- Isn't buying paintings for the office a little frivolous?
- Ofis için resim satın almak biraz saçma değil mi?
- Tom is hesitating about buying the house.
- Tom evi satın alma konusunda tereddüt ediyor.
Show More (24)
|