check out - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
check out çıkış yapmak v.
  • If you wish to check out from different delivery areas, please inform him at the first delivery.
  • Farklı teslimat bölgelerinden çıkış yapmak istiyorsanız, lütfen ilk teslimatta kendisine bilgi verin.
  • I have to hang around here, so you better check out.
  • Burada takılmak zorundayım, o yüzden çıkış yapsanız iyi olur.
  • Details are essential for you to check out early.
  • Erken çıkış yapmanız için detaylar çok önemli.
Show More (21)
check out incelemek v.
  • I thought you might want to check out the book Liam talked about in class earlier.
  • Düşündüm de, Liam'ın daha önce derste bahsettiği kitabı belki incelemek istersin.
  • It's in your best interest to check out these details yourself.
  • Bu detayları kendi başınıza incelemek sizin yararınıza olacaktır.
  • Have a look at our website to check out these wonderful products.
  • Bu harika ürünleri incelemek için web sitemize bir göz atın.
Show More (13)
check out ayrılmak v.
  • Check out the beautiful Gothic architecture of Parliament Hill before you leave.
  • Ayrılmadan önce Parlamento Tepesi'nin güzel Gotik mimarisine göz atın.
  • I don't understand why you had to check out so early.
  • Neden bu kadar ayrılmak zorunda olduğunu anlamıyorum.
  • I know Jim is retiring at the end of June, but he's already checked out if you ask me.
  • Jim'in Haziran sonunda emekli olacağını biliyorum ama bana sorarsanız o çoktan ayrıldı.
Show More (6)
check out otelden ayrılmak v.
  • I will check out of the hotel at about noon.
  • Öğlen saatlerinde otelden ayrılacağım.
  • We checked out of the hotel at ten.
  • Saat onda otelden ayrıldık.
  • Tom checked out of the hotel.
  • Tom otelden ayrıldı.
Show More (1)
check out ölmek v.
  • Hey doc, I'm not ready to check out yet, so I'm willing to try your most aggressive approach.
  • Hey doktor, henüz ölmeye hazır değilim, bu yüzden en agresif yaklaşımınızı denemeye hazırım.
  • When I check out, I want to be buried in a fancy coffin.
  • Öldüğümde süslü bir tabutla gömülmek istiyorum.
  • When he got cholera, he was sure he'd check out.
  • Koleraya yakalandığında, öleceğinden emindi.
Show More (0)
check out otelden çıkış yapmak v.
  • Wake up, have breakfast at the hotel, and then check out.
  • Uyanın, otelde kahvaltınızı yapın ve ardından otelden çıkış yapın.
  • Violators will be fined € 250 and be required to check out of the Hotel.
  • Uymayanlar 250 € para cezasına çarptırılacak ve Otelden çıkış yapmaları gerekecektir.
Show More (-1)
check out ödünç almak v.
  • I checked out all four volumes but could only read the first before they were due.
  • Dört cildi de ödünç almıştım ama son teslim tarihinden önce sadece ilkini okuyabildim.
  • What books did you check out from the library this week?
  • Bu hafta kütüphaneden hangi kitapları ödünç aldınız?
Show More (-1)
check out kasada ödeme yapmak v.
  • I'm checking out from the supermarket right now, so I'll be out to the car in a minute.
  • Şu anda süpermarkette kasada ödeme yapıp çıkıyorum, bir dakika içinde arabaya gideceğim.
  • I'm checking out right now, so I'll be out to the car in a minute.
  • Şu anda kasada ödeme yapıp çıkıyorum - mağazadan istediğiniz başka bir şey var mı?
Show More (-1)
check out nalları dikmek v.
  • When he got cholera, he was sure he'd check out.
  • Koleraya yakalandığında, nalları dikeceğinden emindi.
Show More (-2)
check out hesabı ödemek v.
  • He checked out of the hotel.
  • O, hesabı ödeyerek otelden ayrıldı.
Show More (-2)