chronic - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
chronic kronik adj.
  • Chronic monetary instability is another problem.
  • Kronik parasal istikrarsızlık bir başka sorundur.
  • What is an acute problem could, if matters are not dealt with properly, become a chronic one.
  • Akut bir sorun olan bu durum, doğru bir şekilde ele alınmazsa kronik bir hal alabilir.
  • Are we facing chronic pollution, which will last for years, or is a solution emerging?
  • Yıllarca sürecek kronik bir kirlilikle mi karşı karşıyayız yoksa bir çözüm mü ortaya çıkıyor?
Show More (12)
chronic sürekli adj.
  • It's a chronic condition and probably nothing serious.
  • Bu sürekli tekrarlayan bir durum ve muhtemelen ciddi bir şey değil.
Show More (-2)