| 1 |
collateral |
ikincil |
adj. |
|
- That is where cholera and other problems sneak in as a collateral problem because of bad sanitation.
- Kötü sağlık koşulları nedeniyle kolera ve diğer sorunlar bu bölgelerde ikincil bir sorun olarak ortaya çıkıyor.
- Two years ago, however, the bubble burst, causing substantial collateral damage.
- Ancak iki yıl önce bu balon patladı ve ciddi bir ikincil hasara yol açtı.
- That is where cholera and other problems sneak in as a collateral problem because of bad sanitation.
- Yetersiz sağlık koşulları nedeniyle kolera ve diğer sorunlar bu bölgelerde ikincil bir sorun olarak ortaya çıkıyor.
- Two years ago, however, the bubble burst, causing substantial collateral damage.
- Ancak iki yıl önce balon patladı ve büyük bir ikincil hasara yol açtı.
- It's only collateral damage.
- Sadece ikincil hasar.
- That's only collateral damage.
- Bu sadece ikincil hasar.
Show More (3)
|
| 2 |
collateral |
teminat (borca karşı gösterilen ve bir mülk, tahvil, senet vb'ne dayalı) |
n. |
|
- It is about credit standing and the collateral needed for it.
- Bu, kredi durumu ve bunun için gereken teminatla ilgilidir.
- The emerging thinking is to recognise a broader range of collateral than was previously proposed.
- Ortaya çıkan düşünce, daha önce önerilenden daha geniş bir teminat yelpazesinin tanınması yönündedir.
- Recognition is likely to be given in the IRB approach to a wider range of collateral.
- IRB yaklaşımında daha geniş bir teminat yelpazesinin tanınması muhtemeldir.
- We'll use the house as collateral so we can borrow some money.
- Evi teminat göstereceğiz, böylece biraz borç alabileceğiz.
- We'll use the house as collateral so we can borrow some money.
- Biraz para ödünç alabilmemiz için evi teminat olarak kullanacağız.
Show More (2)
|
| 3 |
collateral |
tali |
adj. |
|
- It's only collateral damage.
- Bu sadece tali hasar.
- That's only collateral damage.
- O sadece tali hasar.
Show More (-1)
|
