|
- We must communicate with the authorities and civil society in Belarus.
- Belarus'taki yetkililer ve sivil toplumla iletişim kurmalıyız.
- Secondly, we must ensure that pharmaceutical companies communicate with the public.
- İkinci olarak, ilaç şirketlerinin kamuoyu ile iletişim kurmasını sağlamalıyız.
- Women's networks should be created and should communicate with each other.
- Kadın ağları oluşturulmalı ve birbirleriyle iletişim kurmalıdır.
- We must undertake a thorough review of the strategy used by our institutions to communicate with the public.
- Kurumlarımızın kamuoyu ile iletişim kurmak için kullandığı stratejiyi kapsamlı bir şekilde gözden geçirmeliyiz.
- We will look into that and we will communicate with you.
- Bu konuyu inceleyeceğiz ve sizinle iletişim kuracağız.
- Those two letters of messages changed the way we communicate with one another.
- Bu iki harflik mesaj birbirimizle iletişim kurma şeklimizi değiştirdi.
- The ability to communicate with another human being is part of what makes our existence unique.
- Başka bir kişiyle iletişim kurma yeteneği, varlığımızı benzersiz kılan şeyin bir parçasıdır.
- It was reported that the bots began to develop a more efficient language to communicate with one another.
- Botların birbirleriyle iletişim kurmak için daha etkili bir dil geliştirmeye başladıkları bildirildi.
- But talk and communicate with one another, okay?
- Ama birbirinizle konuşun ve iletişim kurun, tamam mı?
- It's how they explore the world and communicate with other animals.
- Dünyayı böyle keşfediyor ve diğer hayvanlarla böyle iletişim kuruyorlar.
- Have conversations again and really start to communicate with one another.
- Yeniden sohbet edin ve birbirinizle gerçekten iletişim kurmaya başlayın.
- In a healthy brain, the two sides communicate with one another.
- Sağlıklı bir beyinde iki taraf birbiriyle iletişim kurar.
- We need to communicate with each other.
- Birbirimizle iletişim kurmalıyız.
- We communicate with each other by telephone every day.
- Her gün birbirimizle telefonla iletişim kuruyoruz.
- I can't communicate with them.
- Onlarla iletişim kuramıyorum.
- How do babies communicate with their parents?
- Bebekler, anne ve babalarıyla nasıl iletişim kurarlar?
- Pilots communicate with the airport by radio.
- Pilotlar, havaalanıyla telsiz yoluyla iletişim kurarlar.
- We use gestures as well as words to communicate with others.
- Başkalarıyla iletişim kurmak için sözcüklerin yanı sıra jestleri de kullanırız.
- Tom claims he can communicate with spirits.
- Tom ruhlarla iletişim kurabildiğini iddia ediyor.
- You had better communicate with the police.
- Polisle iletişim kursan iyi olur.
- I can't communicate with Tom like I used to.
- Tom'la eskisi gibi iletişim kuramıyorum.
- The invention of the telephone made it possible to communicate with people far away.
- Telefonun icadı uzaktaki insanlarla iletişim kurmayı mümkün kıldı.
- They communicate with each other often by mail.
- Onlar birbirleriyle çoğunlukla postayla iletişim kurarlar.
- It's very difficult to communicate with people from other cultures.
- Başka kültürlerden insanlarla iletişim kurmak çok zor.
- Tom says that he is able to communicate with the dead.
- Tom ölülerle iletişim kurabildiğini söylüyor.
- I communicate with my friends on the internet.
- Arkadaşlarımla internet üzerinden iletişim kuruyorum.
- They communicated with the Western countries.
- Batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- It's very difficult to communicate with people from other cultures.
- Diğer kültürlerden insanlarla iletişim kurmak çok zordur.
- They communicate with each other by telephone every day.
- Onlar her gün telefonla birbirleriyle iletişim kurar.
- They communicate with each other by mail.
- Posta yoluyla birbirleriyle iletişim kurarlar.
- Sami communicated with Layla's spirit.
- Sami, Leyla'nın ruhuyla iletişim kurdu.
- Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.
- Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler.
- We can communicate with each other in many ways.
- Birbirimizle birçok şekilde iletişim kurabiliriz.
- Jiro communicates with his pen pal in Australia.
- Jiro Avustralya'daki mektup arkadaşıyla iletişim kuruyor.
- They communicate with each other by telephone every day.
- Birbirleriyle her gün telefonla iletişim kuruyorlar.
- We have to try to communicate with them.
- Onlarla iletişim kurmaya çalışmak zorundayız.
- We have to try to communicate with them.
- Onlarla iletişim kurmaya çalışmalıyız.
- Tom says he can communicate with the dead.
- Tom ölülerle iletişim kurabildiğini söylüyor.
- Tom says he can communicate with the dead.
- Tom, ölülerle iletişim kurabileceğini söylüyor.
- Sami communicated with Layla's spirit.
- Sami, Layla'nın ruhuyla iletişim kurdu.
- We use gestures as well as words to communicate with others.
- Biz başkaları ile iletişim kurmak için sözlerin yanı sıra jestler de kullanırız.
- Tom and Mary need to learn to communicate with each other better.
- Tom ve Mary'nin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmayı öğrenmeleri gerekiyor.
- I can't communicate with them.
- Onlarla iletişim kuramam.
- Gorillas cannot use their lips and tongues to speak, but they can communicate with people in other ways.
- Goriller konuşmak için dudaklarını ve dillerini kullanamazlar, ama insanlarla başka yollarla iletişim kurabilirler.
- If you want to study Chinese well, you should communicate with Chinese people more often.
- Çinceyi iyi öğrenmek istiyorsanız, Çinli insanlarla daha sık iletişim kurmalısınız.
- How do babies communicate with their parents?
- Bebekler aileleriyle nasıl iletişim kurar?
- I would like to learn English to be able to communicate with the whole world.
- Bütün dünyayla iletişim kurabilmek için İngilizce öğrenmek istiyorum.
- Sami communicated with Layla.
- Sami, Layla ile iletişim kurdu.
- This channel communicates with the sea.
- Bu kanal denizle iletişim kuruyor.
- We communicate with each other by telephone every day.
- Biz her gün telefonla birbirimizle iletişim kurarız.
- I would like to learn English to be able to communicate with the whole world.
- Tüm dünya ile iletişim kurabilmek için İngilizce öğrenmek istiyorum.
- They communicated with the Western countries.
- Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
Show More (49)
|