congestion - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
congestion sıkışıklık n.
  • The Commission has started to take action to avoid congestion at airports.
  • Komisyon, havaalanlarındaki sıkışıklığı önlemek için harekete geçmiştir.
  • If we support group travel, it will reduce congestion in built-up areas.
  • Grup seyahatlerini desteklememiz, yerleşim bölgelerindeki sıkışıklığı azaltacaktır.
  • The problem with European airspace is congestion.
  • Avrupa hava sahasındaki sorun trafik sıkışıklığıdır.
Show More (6)
congestion tıkanıklık n.
  • But the resulting congestion now acts as a serious brake on further growth.
  • Ancak ortaya çıkan tıkanıklık, daha fazla büyüme üzerinde ciddi bir fren görevi görmektedir.
  • Ireland suffers doubly from safety problems, road congestion and environmental damage.
  • İrlanda güvenlik sorunları, yol tıkanıklığı ve çevresel zararlardan iki kat daha fazla muzdariptir.
  • Ireland suffers doubly from safety problems, road congestion and environmental damage.
  • İrlanda güvenlik sorunları, yol tıkanıklığı ve çevreye verilen zarardan iki kat daha fazla zarar görmektedir.
Show More (1)