|
- The proposal consists of the following main parts.
- Teklif aşağıdaki ana bölümlerden oluşmaktadır.
- Enterprises, though, consist of employers and employees.
- İşletmeler ise işveren ve çalışanlardan oluşur.
- Current laws stipulate that oil can consist of 100% genetically modified maize without needing to be labelled as such.
- Mevcut yasalar, yağın etiketlenmesine gerek kalmadan %100 genetiği değiştirilmiş mısırdan oluşabileceğini öngörmektedir.
- My own country, the United Kingdom, consists of one large island plus the north of Ireland.
- Benim ülkem olan Birleşik Krallık, büyük bir ada ve İrlanda'nın kuzeyinden oluşmaktadır.
- 90% of Turkish imports consist of investment goods, semi-finished products or raw materials.
- Türk ithalatının %90’ı yatırım malları, yarı mamul ürünler veya hammaddelerden oluşur.
- Over 80% of the ECHO 2002 global plan consists of food products.
- ECHO 2002 küresel planının %80'inden fazlası gıda ürünlerinden oluşmaktadır.
- This budget is the last to be drafted for an EU consisting of 15 Member States.
- Bu bütçe 15 Üye Devletten oluşan bir AB için hazırlanan son bütçedir.
- The oral amendment consists of a social measure.
- Sözlü değişiklik sosyal bir tedbirden oluşmaktadır.
- The average European team has no more than six people, whilst an American team consists of 24 people.
- Ortalama bir Avrupa ekibinde en fazla altı kişi bulunurken bir Amerikan ekibi 24 kişiden oluşmaktadır.
- The enlarged Europe will consist of 500 million citizens and, in economic terms, these are 500 million consumers.
- Genişleyen Avrupa 500 milyon vatandaştan oluşacaktır ve ekonomik anlamda bunlar 500 milyon tüketicidir.
- I am referring to the double hull, which consists of two layers of steel, with containers divided into two tanks.
- Konteynerlerin iki tanka bölündüğü, iki kat çelikten oluşan çift gövdeye atıfta bulunuyorum.
- The second parameter consists of the regions.
- İkinci parametre ise bölgelerden oluşuyor.
- The delegation from New Zealand consists of five members of the country's House of Representatives.
- Yeni Zelanda delegasyonu, ülkenin Temsilciler Meclisi'nin beş üyesinden oluşmaktadır.
- The second front consists of sporting bodies.
- İkinci cephe spor kuruluşlarından oluşuyor.
- But the transport sector also consists of many small, self-employed drivers.
- Ancak taşımacılık sektörü aynı zamanda çok sayıda küçük, serbest meslek sahibi sürücüden oluşmaktadır.
- The EU consists of solid nation states with their own perfectly good constitutions.
- AB, kendi mükemmel anayasalarına sahip sağlam ulus devletlerden oluşmaktadır.
- The delegation from New Zealand consists of five members of the country's House of Representatives.
- Yeni Zelanda heyeti, ülkenin Temsilciler Meclisi'nin beş üyesinden oluşuyor.
- My own country, the United Kingdom, consists of one large island plus the north of Ireland.
- Benim ülkem, Birleşik Krallık, büyük bir ada ve İrlanda'nın kuzeyinden oluşuyor.
- We believe that it must consist of a harmonious and combined quantity of each of the three elements.
- Biz bunun her üç unsurun uyumlu ve birleşik bir miktarından oluşması gerektiğine inanıyoruz.
- It should make it very clear to the public what European legislation consists of and how it has to be implemented.
- Avrupa mevzuatının nelerden oluştuğunu ve nasıl uygulanması gerektiğini kamuoyuna çok açık bir şekilde anlatmalıdır.
- More than 60% of the report voted upon consisted of amendments.
- Oylanan raporun %60'ından fazlası değişikliklerden oluşuyordu.
- The majority of the earth's surface consists of sea.
- Dünya yüzeyinin büyük çoğunluğu denizlerden oluşmaktadır.
- The first series of measures consists of bolstering essential police and judicial cooperation.
- İlk önlemler dizisi, temel polis ve adli iş birliğinin güçlendirilmesinden oluşmaktadır.
- The package consists of Amendment Nos 19-26.
- Paket 19-26 sayılı Değişikliklerden oluşmaktadır.
- How can we know what mixed household waste actually consists of?
- Karışık evsel atıkların gerçekte nelerden oluştuğunu nasıl bilebiliriz?
- This device consists of a large, round table and some machinery.
- Bu cihaz büyük, yuvarlak bir masa ve birtakım makinelerden oluşur.
- This device consists of a large, round table and some machinery.
- Bu aygıt büyük, yuvarlak bir masa ve bazı makinelerden oluşuyor.
- This device consists of a large, round table and some machinery.
- Bu alet, büyük yuvarlak bir masadan ve bir düzenekten oluşuyor.
- And yet my mask is powerful, consisting of two parts.
- Ve yine de benim kudretli maskem iki parçadan oluşuyor.
- And yet my mask is powerful, consisting of two parts.
- Ve yine de kudretli maskem iki bölümden oluşuyor.
- The Milky Way consists of about a hundred billion stars.
- Samanyolu yaklaşık yüz milyar yıldızdan oluşuyor.
- A standard football game consists of four 15-minute quarters.
- Standart bir futbol maçı 15 dakikalık dört çeyrekten oluşur.
- Tatoeba consists of soliloquists and translators.
- Tatoeba kendi kendine konuşanlar ve çeviri yapanlardan oluşmakta.
- The Japanese's basic diet consists of rice and fish.
- Japonların temel beslenmesi pirinç ve balıktan oluşur.
- This theory consists of three parts.
- Bu teori üç kısımdan oluşur.
- The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
- The committee consists of twelve members.
- Komite, on iki üyeden oluşmaktadır.
- Taxes consist of direct taxes and indirect ones.
- Vergiler doğrudan ve dolaylı vergilerden oluşur.
- A basketball team consists of five players.
- Bir basketbol takımı beş oyuncudan oluşur.
- The city consists of two parts.
- Şehir iki bölümden oluşuyor.
- The Federation Bosnia-Herzegovina consists of ten cantons.
- Bosna-Hersek Federasyonu on kantondan oluşur.
- The island of Ireland consists of thirty-two counties.
- İrlanda adası, otuz iki ilden oluşur.
- The committee consists of four members.
- Komite dört üyeden oluşur.
- The book consists of thirty chapters.
- Kitap otuz bölümden oluşuyor.
- The class consists of 50 boys.
- Sınıf, 50 erkek çocuktan oluşuyor.
- A week consists of a hundred and sixty-eight hours.
- Bir hafta yüz altmış sekiz saatten oluşur.
- Japan consists of four major islands and over 3,000 small islands, and is about equal to California in area.
- Japonya dört büyük ada ve 3.000'in üzerinde küçük adadan oluşur ve alan olarak hemen hemen Kaliforniya'ya eşittir.
- Japan consists of four main islands and many other smaller islands.
- Japonya, dört büyük ada ve daha küçük birçok başka adadan oluşur.
- This class consists of forty pupils.
- Bu sınıf kırk öğrenciden oluşuyor.
- A compound word consist of two smaller words.
- Bir bileşik kelime iki küçük kelimeden oluşur.
- Strictly speaking, Chinese consists of hundreds of dialects.
- Aslına bakarsan, Çinçe yüzlerce lehçeden oluşur.
- A year consists of 365 days or 366 days.
- Bir yıl 365 veya 366 günden oluşur.
- The basic Japanese diet consists of rice and fish.
- Temel Japon diyeti pirinç ve balıktan oluşur.
- Our class consists of 40 boys.
- Bizim sınıfımız 40 oğlandan oluşur.
- Japan consists of four main islands.
- Japonya dört ana adadan oluşmaktadır.
- Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
- The Japanese's basic diet consists of rice and fish.
- Japonların temel diyeti pirinç ve balıktan oluşur.
- The atmosphere mostly consists of nitrogen and oxygen.
- Atmosfer çoğunlukla nitrojen ve oksijenden oluşur.
- Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
- The island of Ireland consists of thirty-two counties.
- İrlanda adası otuz iki ilçeden oluşuyor.
- Japan consists of four main islands and many other smaller islands.
- Japonya dört ana adadan ve diğer birçok küçük adadan oluşmaktadır.
- The committee consists of fifteen people.
- Komite, on beş kişiden oluşur.
- The committee consists of five members.
- Komite, beş üyeden oluşmaktadır.
- Blood consists of erythrocytes, leukocytes, platelets, and plasma.
- Kan eritrositler, lökositler, trombositler ve plazmadan oluşur.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
- Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.
- A human body consists of a countless number of cells.
- Bir insan vücudu sayısız hücreden oluşur.
- The committee consists of twelve members.
- Komite on iki üyeden oluşuyor.
- The atmosphere mostly consists of nitrogen and oxygen.
- Atmosfer, çoğunlukla azot ve oksijenden oluşur.
- A human body consists of a countless number of cells.
- Bir insan vücudu sayısız miktarda hücreden oluşur.
- A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.
- Tipik bir Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve pretzelden oluşur.
- This work consists of 7 volumes.
- Bu eser yedi ciltten oluşuyor.
- My team consists of ten people.
- Takımım on kişiden oluşmaktadır.
- A standard football game consists of four 15-minute quarters.
- Standart bir futbol oyunu dört 15 dakikalık çeyrekten oluşur.
- Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.
- Hayat yağmur ve güneşten, kar ve sıcaktan, gök gürültüsü ve şimşekten, kış ve yazdan oluşur.
- A year consists of 365 days or 366 days.
- Bir yıl 365 gün ya da 366 günden oluşur.
- The class consists of 50 boys.
- Sınıf 50 erkek çocuktan oluşmaktadır.
- Our family consists of five members.
- Bizim ailemiz beş kişiden oluşur.
- A soccer team consists of eleven players.
- Bir futbol takımı on bir oyuncudan oluşur.
- The air we breathe consists of oxygen and nitrogen.
- Soluduğumuz hava, oksijen ve azottan oluşur.
- The Milky Way consists of about a hundred billion stars.
- Samanyolu, yaklaşık olarak 100 milyar yıldızdan oluşur.
- A week consists of a hundred and sixty-eight hours.
- 1 hafta 168 saatten oluşur.
- Goethe's personal vocabulary consisted of about eighty thousand words.
- Goethe'nin kişisel kelime dağarcığı yaklaşık seksen bin kelimeden oluşuyordu.
- Indonesia consists of many islands and two peninsulas.
- Endonezya birçok ada ve iki yarımadadan oluşuyor.
- The Beatles consisted of four musicians.
- Beatles, dört müzisyenden oluşuyordu.
- A rainbow consists of red, orange, yellow, green, blue, indigo and violet.
- Gökkuşağı kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit mavisi ve menekşeden oluşur.
- Man consists of soul and body.
- İnsan ruh ve bedenden oluşur.
- A football team consists of eleven players.
- Bir futbol takımı on bir oyuncudan oluşur.
- This class consists of forty pupils.
- Bu sınıf kırk öğrenciden oluşur.
- Kato's class consists of forty boys and girls.
- Kato'nun sınıfı kırk tane oğlan ve kızdan oluşuyor.
- The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.
- Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
- The committee consists of four members.
- Komite dört üyeden oluşmaktadır.
- My family consists of my father, mother, and sister.
- Ailem annem, babam ve kız kardeşimden oluşur.
- Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
- Our committee consists of ten members.
- Komitemiz on üyeden oluşmaktadır.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
- Bu sınıf 15 erkek ve 28 kızdan oluşuyor.
- Taxes consist of direct taxes and indirect ones.
- Vergiler doğrudan vergiler ve dolaylı olanlardan oluşmaktadır.
- Japan consists of four major islands and over 3,000 small islands, and is about equal to California in area.
- Japonya dört büyük ada ve 3.000'den fazla küçük adadan oluşmaktadır ve yüzölçümü yaklaşık olarak Kaliforniya'ya eşittir.
- In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- Hayatta kalmak için, insanların yiyeceklerden ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyacı var.
- My family consists of my father, mother, and sister.
- Ailem babam, annem ve kız kardeşimden oluşuyor.
- Our class consists of fifty boys.
- Bizim sınıfımız 50 tane oğlandan oluşur.
- What should a healthy breakfast consist of?
- Sağlıklı bir kahvaltı nelerden oluşmalı?
- The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curacao ülkesinin toprakları Curacao ve Küçük Curacao adalarından oluşur.
- My breakfast usually consists of coffee with milk, a piece of bread and jam, a small banana, a piece of orange and some dried plums.
- Kahvaltım genellikle sütlü kahve, bir parça ekmek ve reçel, küçük bir muz, bir parça portakal ve biraz kuru erikten oluşur.
- Japan consists of four main islands.
- Japonya dört ana adadan oluşur.
- The group consists of 50 students in all.
- Grup toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır.
- Tatoeba consists of soliloquists and translators.
- Tatoeba soliloquist ve çevirmenlerden oluşuyor.
- How many people does this ship's crew consist of?
- Bu geminin mürettebatı kaç kişiden oluşur?
- The Federation Bosnia-Herzegovina consists of ten cantons.
- Bosna-Hersek Federasyonu on tane kantondan oluşur.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
- Şiir, en iyi sırayla dizilmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- The committee consists of five members.
- Heyet, beş üyeden oluşuyor.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
- Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- Muscle tissue consists of innumerable cells.
- Kas dokusu sayısız hücreden oluşur.
- Our family consists of five members.
- Ailemiz beş kişiden oluşuyor.
- Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezi sinir sistemi beyin, beyincik, medulla oblongata ve omurilikten oluşur.
- The circulatory system consists of a short and a long circuit.
- Dolaşım sistemi bir kısa ve bir uzun döngüden oluşmaktadır.
- This sentence consists of seven words.
- Bu cümle yedi kelimeden oluşuyor.
- This work consists of 7 volumes.
- Bu çalışma 7 ciltten oluşuyor.
- This class consists of thirty-five students.
- Bu sınıf otuz beş öğrenciden oluşuyor.
- This here sentence consists of seven words.
- Bu cümle yedi kelimeden oluşuyor.
- My breakfast usually consists of coffee with milk, a piece of bread and jam, a small banana, a piece of orange and some dried plums.
- Benim kahvaltım genellikle sütlü kahve, bir parça ekmek ve reçel, küçük bir muz, bir dilim portakal ve birkaç kurutulmuş erikten oluşur.
- The apartment consists of three small rooms and a bath.
- Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşmaktadır.
- The committee consists of fifteen people.
- Komite, on beş kişiden oluşuyor.
- This book consists of five chapters.
- Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.
- My team consists of ten people.
- Ekibim on kişiden oluşuyor.
- A meter consists of 100 centimetres.
- Bir metre 100 santimetreden oluşur.
- How many people does this ship's crew consist of?
- Bu geminin mürettebatı kaç kişiden oluşuyor?
- Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.
- Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.
- In order to stay alive, humans need alimentation, which consists of foods and beverages.
- İnsanlar hayatta kalmak için yiyecek ve içeceklerden oluşan beslenmeye ihtiyaç duyarlar.
- A rainbow consists of red, orange, yellow, green, blue, indigo and violet.
- Bir gökkuşağı kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit ve mordan oluşur.
- Our class consists of fifty boys.
- Sınıfımız 50 erkek çocuktan oluşuyor.
- The committee consists of seven scholars.
- Komite, yedi bilim insanından oluşmaktadır.
- This book consists of five chapters.
- Bu kitap beş bölümden oluşuyor.
- The committee consists of scientists and engineers.
- Komite, bilim insanları ve mühendislerden oluşuyor.
- Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.
- Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşur.
- A soccer team consists of eleven players.
- Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.
- The central nervous system consists of four organs.
- Merkezi sinir sistemi dört organdan oluşur.
- A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.
- Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.
- Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler belirli bir DNA dizisinden oluşur.
- This class consists of thirty-five students.
- Bu sınıf otuz beş öğrenciden oluşur.
- The other committee consists of four members.
- Diğer komite dört üyeden oluşuyor.
- The air we breathe consists of oxygen and nitrogen.
- Soluduğumuz hava oksijen ve nitrojenden oluşur.
- Strictly speaking, Chinese consists of hundreds of dialects.
- Doğrusunu istersen, Çince yüzlerce lehçeden oluşur.
- The city consists of two parts.
- Şehir iki bölümden oluşmaktadır.
- A meter consists of 100 centimetres.
- 1 metre 100 santimetreden oluşur.
- Beer consists of 90% water.
- Bira %90 sudan oluşur.
- A compound word consist of two smaller words.
- Bileşik bir kelime iki küçük kelimeden oluşur.
- Our class consists of 40 boys.
- Sınıfımız 40 erkekten oluşuyor.
- The committee consists of twelve members.
- Komite, on iki üyeden oluşuyor.
Show More (146)
|
