|
- Diesel vehicles consume less fuel and produce fewer carbon dioxide emissions.
- Dizel araçlar daha az yakıt tüketmekte ve daha az karbondioksit emisyonu üretmektedir.
- The Netherlands produces far more meat than the Dutch themselves can consume.
- Hollanda, Hollandalıların tüketebileceğinden çok daha fazla et üretmektedir.
- Evidently we now need to add the commandment "thou shalt consume throughout Europe".
- Belli ki artık "tüm Avrupa'da tüketeceksin" emrini de eklememiz gerekiyor.
- The amount of water consumed by a twenty-year-old washing machine is phenomenal.
- Yirmi yıllık bir çamaşır makinesinin tükettiği su miktarı olağanüstüdür.
- Today we consume more than twice as much honey as we produce.
- Bugün ürettiğimizin iki katından daha fazla bal tüketiyoruz.
- We must reiterate that when we eat animals, we are eating the food that they themselves consumed.
- Hayvanları yediğimizde, onların kendi tükettikleri gıdaları yediğimizi tekrarlamalıyız.
- At this time, as you may imagine, we are consumed by this activity; it is so complex and so demanding.
- Şu anda, tahmin edebileceğiniz gibi, bu faaliyet bizi tüketmiş durumda; çok karmaşık ve çok talepkâr.
- We already vaccinate our cattle for a whole array of diseases and consume them daily.
- Sığırlarımızı zaten bir dizi hastalık için aşılıyoruz ve onları her gün tüketiyoruz.
- We must reiterate that when we eat animals, we are eating the food that they themselves consumed.
- Hayvanları yediğimizde, onların kendi tükettikleri yiyecekleri yediğimizi yinelemeliyiz.
- Many people here in Parliament, indeed, consume copious quantities of drugs.
- Gerçekten de Parlamento'daki pek çok kişi bol miktarda uyuşturucu tüketmektedir.
- Many people here in Parliament, indeed, consume copious quantities of drugs.
- Burada Parlamentoda bulunan pek çok kişi gerçekten de bol miktarda uyuşturucu tüketmektedir.
- The Netherlands produces far more meat than the Dutch themselves can consume.
- Hollanda, Hollandalıların tüketebileceğinden çok daha fazla et üretiyor.
- Lemon balm is traditionally consumed as a tea known for its calming properties.
- Melisa geleneksel olarak sakinleştirici özellikleriyle bilinen bir çay olarak tüketilir.
- We have consumed all the natural resources.
- Bütün doğal kaynakları tükettik.
- We must consume less!
- Biz daha az tüketmeliyiz!
- The fire raged and consumed the whole village.
- Yangın şiddetlendi ve tüm köyü tüketti.
- Japan consumes a lot of paper.
- Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Lightbulbs consume electricity.
- Ampuller elektrik tüketirler.
- We have consumed all the natural resources.
- Tüm doğal kaynakları tükettik.
- Tom consumes a lot of wine.
- Tom çok fazla şarap tüketiyor.
- A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.
- Her gün şekerli içecekler içen bir kişi on iki aylık bir süre içinde 23 kilograma kadar şeker tüketmiş olur.
- I consume, therefore I am.
- Tüketiyorum, öyleyse varım.
- I consumed my whole energy.
- Tüm enerjimi tükettim.
- Japan depends on the Middle East for 70% of oil it consumes.
- Japonya tükettiği petrolün %70'i için Orta Doğu'ya bağımlı.
- People consume less electricity than before.
- İnsanlar eskisinden daha az elektrik tüketiyor.
- Tropical rainforests produce oxygen and consume carbon dioxide.
- Tropikal yağmur ormanları oksijen üretir ve karbondioksit tüketir.
- Tom and his friends consumed a lot of beer last night.
- Tom ve arkadaşları dün gece çok bira tükettiler.
- We must consume less!
- Daha az tüketmeliyiz!
- Agriculture consumes a great amount of water.
- Tarım büyük miktarda su tüketir.
- That fat girl consumes too much sugary food.
- O şişman kız çok fazla şekerli yiyecek tüketiyor.
- This car consumes a lot of fuel.
- Bu araba çok yakıt tüketir.
- He consumes an enormous amount of liquor.
- Muazzam miktarda içki tüketiyor.
- The car consumes a lot of fuel.
- Araba çok fazla yakıt tüketiyor.
- A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.
- Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketmiş olacaktır.
- During a flight, an airplane's weight constantly changes as the aircraft consumes fuel.
- Bir uçuş sırasında, uçak yakıt tükettikçe uçağın ağırlığı sürekli değişir.
- I consume sugar.
- Şeker tüketiyorum.
- The economic strength of a country lies not alone in its ability to produce, but also in its capacity to consume.
- Bir ülkenin ekonomik gücü sadece üretme kabiliyetinde değil, aynı zamanda tüketme kapasitesinde de yatar.
- He consumed his fortune gambling.
- Servetini kumar oynayarak tüketti.
- The Swiss consume a large amount of beer.
- İsviçreliler çok miktarda bira tüketir.
- The Swiss consume a large amount of beer.
- İsviçre çok miktarda bira tüketiyor.
- Tom consumes a lot of wine.
- Tom çok şarap tüketir.
- Tropical rainforests produce oxygen and consume carbon dioxide.
- Tropik yağmur ormanları oksijen üretir karbondioksit tüketir.
- During a flight, an airplane's weight constantly changes as the aircraft consumes fuel.
- Bir uçuş sırasında uçak yakıt tüketirken uçağın ağırlığı sürekli değişir.
- He consumes an enormous amount of liquor.
- Çok büyük miktarda likör tüketir.
- That fat girl consumes too much sugary food.
- Şu şişman kız çok fazla şekerli yiyecek tüketiyor.
- Japan consumes a lot of paper.
- Japonya çok fazla kağıt tüketiyor.
- This car consumes a lot of fuel.
- Bu araba çok yakıt tüketiyor.
- I consume sugar.
- Ben şeker tüketirim.
- Lightbulbs consume electricity.
- Ampuller elektrik tüketir.
Show More (46)
|
