|
- The seller weighs the cheese on the copper scales.
- Satıcı bakır ölçeklerde peynir tartıyor.
- Copper and silver are both metals.
- Bakır ve gümüş her ikisi de metaldir.
- The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır şatodan çıktı ve Kraliçe oldu; bu onu çok memnun etti.
- Copper and silver are both metals.
- Bakır ve gümüşün ikisi de metaldir.
- Brass is an alloy of copper and zinc.
- Pirinç, bakır ve çinkodan oluşan bir alaşımdır.
- Aluminum doesn't conduct electricity as well as copper.
- Alüminyum elektriği bakır kadar iyi iletmez.
- They sell us copper.
- Onlar bize bakır satmaktadır.
- The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
- The seller weighs the cheese on the copper scales.
- Satıcı peyniri bakır terazide tartıyor.
- Bronze is composed of copper and tin.
- Bronz, bakır ve kalaydan oluşur.
- They sell us copper.
- Onlar bize bakır satıyor.
- Aluminum doesn't conduct electricity as well as copper does.
- Alüminyum elektriği bakır kadar iyi iletmez.
- Bronze is composed of copper and tin.
- Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
- Copper conducts electricity well.
- Bakır elektriği iyi iletir.
Show More (11)
|
