copy - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
copy kopya n.
  • I can show you a copy if you wish.
  • Dilerseniz size bir kopyasını gösterebilirim.
  • Member States are also required to protect copy protection under the law.
  • Üye Devletlerin ayrıca yasa kapsamında kopya korumasını da korumaları gerekmektedir.
  • I hope it was not a signed copy, as well as remaindered.
  • Umarım imzalı bir kopya değildir, ayrıca kalanlar da vardır.
Show More (68)
copy kopyalamak v.
  • The Commission maintains that we must not copy the United States.
  • Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri'ni kopyalamamamız gerektiğini savunuyor.
  • It is unrealistic to expect Egypt to copy our models exactly.
  • Mısır'ın bizim modellerimizi aynen kopyalamasını beklemek gerçekçi değildir.
  • The candidate countries have to copy every single EU law without the least consideration of their own democracies.
  • Aday ülkeler, kendi demokrasilerini en ufak bir şekilde dikkate almaksızın her bir AB yasasını kopyalamak zorundadır.
Show More (49)
copy kopyasını yapmak v.
  • Tom had a copy made of his house key.
  • Tom ev anahtarının bir kopyasını yaptırdı.
  • Tom made a copy of Mary's car key.
  • Tom, Mary'nin araba anahtarının bir kopyasını yaptı.
  • Tom had a copy of his car key made.
  • Tom'un araba anahtarının bir kopyasını yaptırdı.
Show More (9)
copy nüsha n.
  • I'll ask Tom to send you a copy.
  • Tom'dan sana bir nüsha göndermesini rica edeceğim.
  • It's my only copy.
  • Elimdeki tek nüsha bu.
  • Sami found a copy of the Quran in the church library.
  • Sami kilise kütüphanesinde bir Kuran nüshası buldu.
Show More (7)
copy kopyasını çıkarmak v.
  • Tom is making a copy.
  • Tom kopyasını çıkarıyor.
  • I asked him to make four copies of the letter.
  • Ondan mektubun dört kopyasını çıkarmasını istedim.
  • I'll make a copy for you.
  • Senin için bir kopyasını çıkaracağım.
Show More (6)
copy taklit etmek v.
  • Matters have proceeded more quickly for Norway and Finland, which have been able to copy the Swedish model.
  • İsveç modelini taklit edebilen Norveç ve Finlandiya için işler daha hızlı ilerlemiştir.
  • Matters have proceeded more quickly for Norway and Finland, which have been able to copy the Swedish model.
  • İsveç modelini taklit edebilen Norveç ve Finlandiya için işler daha hızlı ilerledi.
  • People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
  • Sürekli başkalarını taklit eden insanlar, bunu, kendi başlarına düşünemedikleri için yaparlar.
Show More (5)
copy metin n.
  • This includes visual creative, marketing copy and multimedia assets.
  • Buna görsel yaratıcılık, tanıtım için kullanılan metin ve multimedya varlıkları dahildir.
  • This includes visual creative, marketing copy and multimedia assets.
  • Buna görsel kreatif, tanıtım metni ve multimedya varlıkları dahildir.
  • This includes visual creative, marketing copy and multimedia assets.
  • Buna görsel yaratıcılık, tanıtım metni ve multimedya varlıkları dahildir.
Show More (0)
copy kopya etmek v.
  • Don't copy other students' homework.
  • Diğer öğrencilerin ev ödevlerini kopya etmeyin.
  • I'll copy some sentences.
  • Bazı cümleleri kopya edeceğim.
  • Don't copy my sentences.
  • Cümlelerimi kopya etme.
Show More (0)
copy adet n.
  • Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
  • The Network'ün Kasım sayısında yayınlanan raporunuzdan 70 adet çoğaltıp temsilcilerimize dağıtmamız mümkün mü?
  • The novel has sold almost 20,000 copies.
  • Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
  • Please make three copies of this page.
  • Lütfen bu sayfanın üç adet fotokopisini çıkarın.
Show More (0)
copy kopya çekmek (sınavda) v.
  • You had better not copy off others.
  • Başkalarından kopya çekmesen iyi olur.
  • The teacher saw someone copying on the test.
  • Öğretmen birinin sınavda kopya çektiğini gördü.
  • I would rather fail than copy.
  • Kopya çekmektense başarısız olmayı tercih ederim.
Show More (0)
copy örnek n.
  • We could copy the example of the blue flag.
  • Mavi bayrak örneğini kopyalayabiliriz.
Show More (-2)
copy suret n.
  • The original and the copy are easily distinguished.
  • Asıl ve suret kolayca ayırt edilebilir.
Show More (-2)
copy tane n.
  • I'd like to get three copies of this book.
  • Bu kitaptan üç tane almak istiyorum.
Show More (-2)